ABD ekonomisinin kalıcı enflasyon, sınırlı faiz indirimleri ve kırılgan iş gücü piyasasıyla karşı karşıya olduğunu ifade eden Baraton, ABD büyüme beklentilerinin diğer gelişmiş ekonomilerle yakınsadığını söyledi. Buna karşın Asya başta olmak üzere gelişen piyasaların küresel büyümenin ana itici gücü olmaya devam ettiğini vurgulayan Baraton, Hindistan, Endonezya ve bazı sınır piyasalarının öne çıktığını kaydetti. Çin’in ise hedefli politika adımlarıyla ekonomisini istikrara kavuştururken, teknoloji ve yapay zekâ alanındaki liderliğini ilerlettiğini dile getirdi.
Baraton, 2025’te değerlemeler öncülüğünde yaşanan rallinin ardından 2026’da piyasa fiyatlamalarının kazanç büyümesi, verimlilik artışı ve yatırım döngüleriyle desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Yapay zekâ altyapı yatırımlarında güçlü bir artış yaşandığını ancak bu yatırımların getirisinin henüz netleşmediğini ve kazanımların eşit dağılmadığını söyledi.
Güvenli varlık algısının da değiştiğine dikkat çeken Baraton, uzun vadeli devlet tahvillerinin mali baskılar ve kalıcı enflasyon nedeniyle cazibesini yitirdiğini, buna karşılık özel kredi, altyapı yatırımları, hedge fonlar ve reel varlıklara ilginin arttığını belirtti. Altın ve alternatif gelir stratejilerinin ise artık geçici korunma araçları olmaktan çıkıp portföylerin yapısal unsurları haline geldiğini vurguladı.
Baraton, 2026’nın geleneksel piyasa liderlerinin ötesine bakmayı, daha seçici ve çok boyutlu yatırım stratejileri geliştirmeyi gerektiren bir yıl olacağını ifade etti.