Süper köpük, petrol sızıntılarını temizlemek ve tıbbi implant bölgelerinde enfeksiyon oluşumunu önlemek için kullanılabilecek. Bu iki fonksiyon her ne kadar birbirleriyle çok alakasız görünse de biri çevre, diğeri de insan hayatı açısından büyük önem taşıyor. Buluş, deyim yerindeyse bir taşla iki kuş vuracak. Süper köpüğü geliştiren ekipten Doç. Hitesh Handa, buldukları bu üç boyutlu malzemenin, grafen nanoplateletler ve antibakteriyel bakır mikropartiküller ile güçlendirilmiş bir PDMS (polidimetilsiloksan) matrisinden oluştuğunu söylüyor. Bu formülasyon, köpüğe hem hidrofobik (su itici) hem de oleofilik (yağ çekici) olan kaba, gözenekli bir yapı kazandırıyor. Bu köpükten yapılan süngerler, yağla kirlenmiş suya konulduğunda, suyu çekmeden yağı emiyor. Emilen yağ, köpükten kolayca arındırılabiliyor ve süngerler daha fazla yağ çekmek için birçok kez kullanılabiliyor.
KİRLETİCİLERİ EMİYOR
Köpükten üretilen süngerler, yağın yanı sıra kloroform, hidroklorik asit ve diğer organik kirleticiler gibi suyu enfekte eden diğer sıvıları da emiyor ve suyun kendisini geride bırakıyor. Ayrıca içindeki bakır mikropartiküllerin varlığı sayesinde köpükle temas eden tüm bakterileri öldürüyor. Bilim insanları bu özelliği keşfettiklerinde malzemeyi tıbbi implantların yüzeyine uygulanan ince katmanlarda kullanmayı düşünmüşler. Köpüğün ilerleyen aşamalarda sadece bakterileri öldürmekle kalmayıp aynı zamanda kan gibi sıvıları da iterek enfeksiyon olasılığını en aza indirebileceğini öngörüyor.
ELEKTRİKSEL İLETKEN
Doç. Handa, “Mevcut tıbbi cihazlar kontaminasyona eğilimli. Vücuda herhangi bir tıbbi cihaz koyduğunuzda, bir yüzeye yapışan ilk şey proteinler oluyor ve kanın veya bakterilerin tutunmasını sağlayan bir yapıştırıcı gibi davranıyorlar. Dolayısıyla protein adsorpsiyonunu durdurabilirsek, savaşın yarısı tamamlanmış olur” diyor. Son bir iyi haber de köpüğün içindeki grafen nanoplateletlerin onu elektriksel olarak iletken hale getirmesi. Böylece keşfedilen maddenin potansiyel kullanım alanları artacak gibi görünüyor.
