tatil-sepeti

Japonya’da patent alan girişimciler üzerine yapılan bir araştırma, bu insanların geçmişte görsel zekalarını geliştirmek için çeşitli etkinlikler gerçekleştirdiklerini ortaya koydu.


Hem iş hayatında verimi artırmak hem de bir nefes almak isteyen iş insanları, mesleklerinin yanına birer de hobi ekleyerek, hayatın her alanında farkındalıklarını artırıyor.  

 

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

HOBİ ve iş ilişkisini inceleyen araştırmaların neticesine göre, mesleğinin yanı sıra görsel bir sanatla uğraşan iş insanlarının hem iş verimliliği artıyor hem de kişisel farkındalıkları yükseliyor. Çoğu zaman iş temposu içinde bir hobi gereksiz gibi görünse de konunun uzmanları zihni farklı bir alanda çalıştırmanın kişinin bireysel gelişimini ve iş verimini olumlu yönde etkilediğini söylüyor.

 

BİLİM-SANAT İLİŞKİSİ

 

Bilim dünyasında iz bırakan Galileo, Pasteur ve Fleming gibi isimlerin görsel sanatlarla ciddi ilişkisi olduğu biliniyor. Özellikle Nobel ödülü alan bilim adamlarının, diğer insanlardan üç katı sanat ve hobi işleri ile ilgilendiği tespit edildi. Akademisyen Prof. Dr. Talat Çiftçi, görsel düşünen beynin yenilik yapabilen bölümlerinin de çalıştığını ifade ederek, “Özellikle Japonya’da patent alan girişimcilerin görsel zekalarını geliştirerek özgün tasarımlar yaptıkları ve patent aldıkları yapılan araştırmalar arasında” diyor. İşte işini ve zihnini hobileriyle zenginleştiren iki iş insanının hikayesi:

 

ELIM KALEM TUTTUĞUNDAN BERI

 

Halil Nejat Çuhadaroğlu, Çuhadaroğlu Alüminyum Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkan Vekili bir girişimci. Aynı zamanda bir tutkuya dönüşen sanat aşkını Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi ile taçlandıran bir diorama sanatçısı. Bugün dünyanın sayılı diorama müzeleri arasına girmeyi başaran Hisart’ta yer alan bütün küçük maketleri birebir kendisi yapıyor.

 

Çuhadaroğlu, sanata başlama serüvenini, “Elim kalem tutmaya başladığı anlardan itibaren resim ve heykel yaptım. Okumaya başladıktan sonra da çizgi roman tutkunu oldum. Sonrasında da savaş içerikli sinema filmleri ilgimi çekti. Okuduğum çizgi romanlarla da örtüşünce özellikle savaş tarihiyle ilgili çizgi romanlar çizmeye başladım. Sonrasında çizdiğim resimleri üç boyutlu hale getirme fikri aklıma geldi. İlk dioramamı 6-7 yaşında başladım” diye anlatıyor.

 

SABRETMEYİ ÖĞRETTİ

 

Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi’nde tarihi olaylar, dönemin kıyafetleri ve coğrafi koşullarını en ince ayrıntısına kadar yansıtacak şekilde ziyaretçiye sunuluyor. Çuhadaroğlu sanatının işine olan yansımasını, “Dioramada canlandırdığımız bir tarihi olayın nasıl meydana geldiğinin yanı sıra nasıl bir coğrafyada, hangi bitki örtüsünde meydana geldiği, askerlerin nasıl ve hangi kumaştan üniformalar giydiği, malzeme olarak hangi materyallerin kullanıldığı, nasıl bir mimari olduğu gibi birçok ayrıntıya hakim olmanız gerekiyor. Diorama ve maket yapmak, işime de yansıyor tabii ki. Ayrıntılara dikkat etme, bir konuya hem geniş pencereden hem de ayrıntılarıyla bakma, bir konu hakkında derinlemesine araştırma yapma gibi alışkanlıklar kazandırdı. Çok çabuk sıkılan, hiperaktif denilebilecek kadar yerinde duramayan biri olarak diorama ve maket yapmak, sabretmeyi de öğretti” şeklinde anlatıyor.

 

KARŞITLIK VE DENGE 

 

Çuhadaroğlu, diorama sanatının işinde de titizlik getirdiğini ifade ediyor. Günlük hayattaki karşıtlık ve dengeyi maketleri sayesinde daha iyi özümleyebildiğini belirten Çuhadaroğlu, bu durumu şu şekilde izah ediyor: “Hisart Canlı Tarih Müzesi’nde Büyük Selçuklu’dan günümüze kadar 1500 yıllık tarihe ışık tutuyoruz. Hisart, hayatın önemli bir parçası olan savaşların toplumları nasıl şekillendirdiğini kanıtlarıyla gösteriyor. Savaşlarla birlikte yaşanan ekonomik, sosyal ve kültürel değişimlere ışık tutuyor. Dünya tarihine bakarsanız pek çok savaş görürsünüz. Dostluğu, düşmanlığı, heyecanı, cesareti, korkuyu, zaferi, yenilgiyi, aşkı, nefreti, fedakârlığı, paylaşmayı, mizahı, üzüntüyü…

 

Kısacası, hayatın içinde ne varsa hepsinin savaşın içinde de var olduğunu gösteriyoruz. Müzedeki

eserlerde de diorama ve maketleri yaparken de aslında tüm bu karşıtlıkları ve bunun yarattığı dengeyi görüyoruz.”

 

TARAFSIZ OLMAMI SAĞLIYOR

 

“Zihin paraşüt gibidir. Kullanırsanız açılır. Özellikle de meşgul olduğunuz işi, objektif olarak değerlendirmek gibi bir kaygı hissediyorsanız, zaman zaman ortamın dışına çıkıp, değişik açılardan bakmanız gerekir. Böylelikle farklı bir alanda zihin çalıştırmak, artı yönde bir katkı sağlıyor.”

 

AKADEMİK BAŞARIMI ETKİLEDİ  

 

İlknur Sezgi Hekimoğlu, hem muayenehane sahibi bir girişimci hem de diş hekimi. Sanatla tanışma serüveninin çocukluk döneminde başladığını ifade ediyor. “Çocukken görsel sanatlara çok meraklıydım. Bu okul başarımı da olumlu etkiliyordu” diyen Hekimoğlu, aynı zamanda minyatür sanatçısı. İlknur Sezgi Hekimoğlu, “İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ni bitirdim ve sanatçı komşum sayesinde değerli minyatür duayeni Gülçin Anmaç ile tanıştım” diye anlatıyor hayatında önemli bir yeri olan minyatür sanatı ile olan tanışma hikayesini.

 

KURTARICIM OLDU  

 

İlknur Sezgi Hekimoğlu, girişimci kimliğinin yanı sıra diş hekimliğini de icra ediyor. Meslek hayatında çok ince çalışması gerektiğini ve görsel bir sanatla ilgilenmenin kendisine bu bakış açısını kazandırdığını ifade eden Hekimoğlu, “Her birey farklı bir dünya olduğu için insanla muhatap olunan her meslek gibi bizim mesleğimizin de zorlukları oluyor. Bazen durup, farklı bir platformda kendinize yönelme ihtiyacı hissediyordunuz. İşte minyatür, tam da burada kurtarıcım oldu diyebilirim. Çünkü sürekli yeni bir şeyler öğreniyor olmak, insanı diri tutuyor” diye anlatıyor sanatın iş hayatındaki yerini.

 

YÜKSEK MOTİVASYON 

 

Yapılan çok sayıda bilimsel araştırmayla kendin yap etkinliklerine katılımın ve hobi ile ilgilenme sıklığının iyi oluş süreçlerine olumlu yansıdığı tespit edildi. Ayrıca bir sanatla ilgileniyor olmanın iş motivasyonlarını da olumlu etkilediği konunun uzmanları tarafından dile getiriliyor. İş insanı ve minyatür sanatçısı Hekimoğlu da iş motivasyonunun sanatı sayesinde oldukça arttığını belirterek, “Atölye ortamında hocamla ve arkadaşlarımla bir arada olmak, bir yandan öğrenip, bir yandan deneyimlerimizi paylaşıyor olmak, iş hayatındaki tek düzeliği de ortadan kaldırıyor. Dolayısıyla, kendimi her yeni güne, daha yüksek bir enerjiyle başlamaya hazır hissediyorum. Bir nevi terapi de diyebiliriz” diye anlatıyor motivasyonunu.

 

TEKNOLOJİK REKABET İÇİN GÖRSEL DÜŞÜNME

 

Prof. Dr. Talat Çiftçi-Akademisyen: Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethinden sonra Semerkant’tan gelen Ali Kuşçu’yu medreselerde bilim eğitimi için görevlendirdi. Aynı zamanda, Venedik’ten resim, madalyon ve gözlük ustası talep etti. Küresel güç olmak için bilim ve sanatın temellerini atmaya çalıştı. Koçi Bey ve Katip Çelebi’nin yazdıklarından onun açtığı yoldan uzaklaşıldığını öğreniyoruz. Takiyüddin Rasathanesinin yıkılması kırılma noktası oldu. Günümüzde yapılan araştırmalar, görsel ve uzamsal becerilerden oluşan görsel düşünmenin yeni tasarımlar ve ürünler geliştirmekte önemini gösteriyor. Bu faaliyetler sözel düşünmeden farklı olarak, iki ve üç boyutlu ürün ve hizmetlerle ilgilidir. Haritalar, bilgisayar oyunları, sanal gerçeklik ve navigasyon bu kapsamdadır. Araştırmacılar, gençlerin görsel ve uzamsal becerilerini geliştirmek için yeni eğitim sistemleri tasarlıyorlar. Bu amaçla, resim, seramik ve ahşap işleri gibi el ve göz koordinasyonu gerektiren etkinlikler düzenliyorlar. Sanayi ve teknolojide rekabet için görsel düşünme gerektiren etkinliklerin faydalı olacağına inanıyorum.

05 Haziran 2023 Pazartesi