Almanya’da son 500 yıllık dönemde yaşayan Türklerin izlerinin konu edildiği panel, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hanifi Parlar’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. KÇÜUAM Müdürü ve İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kavas’ın panelistleri sunumuyla başlayan etkinliğe konuşmacı olarak Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay ve Almanya İKG Enstitüsü Başkanı Dr. Latif Çelik katıldı.
Etkinliği Genel Sekreter Erdal Cesar, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Aydın Özkan, Devlet Sanatçısı, Udi Bestekar Hüseyin İpek’in yanı sıra idari ve akademik personel ile öğrenciler de takip etti. Hüseyin İpek, program öncesinde kısa bir ud gösterisi sundu.
EĞİTİMİN TEMEL BOYUTLARI
Prof. Dr. Hanifi Parlar, panelin açılış konuşmasında eğitimin üç temel boyutunu; alan uzmanlığı, genel kültür bilgisi ve iletişim becerileri olarak tanımlayarak bu konulara değindi. Prof. Dr. Parlar, “Bu tür etkinlikler, yılların birikimini 20 dakikalık süzme bilgilerle aktarır ve katılımcılar için bir kütüphane dolusu değer taşır” dedi.
YÜZYILI AŞAN BİR MİRAS
Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay ise panelde Almanya’daki Türk tarihine dair bilgileri katılımcılarla paylaştı. “Almanya’ya gittiğinizde, özellikle tarih içinde Türklerle ilgili hikayelerin neredeyse her köşede bir şekilde var olduğunu görüyorsunuz” diyen Dr. Kuralay, Türklerin sadece Almanya’da değil, dünya genelinde bıraktıkları izlerin incelenmesi ve korunması gerektiğini vurguladı.
Dr. Kuralay, “Almanya’da belgesel projeleri kapsamında yaptığım araştırmalarda, Türklerin farklı alanlarda bıraktığı izlere tanık oldum. Bir belgeselde, Almanya’da Osmanlı dönemine ait tarihi yapılar ve mezar taşlarını keşfetme şansı bulduk. Diğer bir çalışmada ise 1960’lı yıllarda göç eden işçilerimizin tahta sandıklarla çıktıkları yolculukları, Almanya’da karşılaştıkları zorlukları ve başarı hikayelerini belgeleme fırsatı yakaladık” dedi.
OSMANLI TÜTÜN ENDÜSTRİSİ
Almanya’daki Osmanlı tütünü endüstrisine dair detaylara da değinen Dr. Latif Çelik, ilk Osmanlı Tütün Fabrikası’nı anlattı. Çelik, “İlk sigara markalarından biri olan ‘Salam Alaiküm’, tütünün Avrupa’daki Osmanlı etkisinin bir sembolü oldu. Daha sonra bu markanın yerini ‘Salem’ aldı ve tütün Osmanlı türleriyle harmanlanarak Avrupa’nın önde gelen sigara markaları arasına girdi” dedi.