Türkiye, olumsuz hava koşulları nedeniyle tarihinin en büyük zirai don olaylarından birini 2014 yılından sonra bu ay başında yine yaşadı. Yer yer sıcaklığın eksi 15 dereceye düşmesiyle bazı bölgelerde son 30 yılın en düşük sıcaklık değerleri kaydedildi. Türkiye genelinde nisan ayındaki kar yağışı ve soğuk havanın etkisiyle yaşanan zirai dondan başta kayısı olmak üzere üzüm, incir, elma, erik, kiraz, vişne, fındık, ceviz, badem, şeftali ve Trabzon hurması gibi ürünler etkilendi. Sahada hasar tespit çalışmaları sürerken üreticiler, önümüzdeki haftalarda hasarın boyutunun daha net anlaşılacağını söylüyor.
KAYISIDA ZARAR YÜZDE 100
Özellikle Malatya’da kayısının tamamının etkilendiğini söyleyen üreticiler, son 150 yılın en büyük zirai don felaketini yaşadıklarını dile getiriyor. Kayısı ihracatının dünya çapında önemli bir merkezi olan Malatya’da üreticiler, ihraç pazarlarını kaybetme endişesi yaşıyor. Kahramanmaraş, Çorum ve Kırşehir’deki ceviz üreticileri de zirai don olayından çok fazla etkilendiklerini belirterek fiyatların artmasından endişe ediyor.
Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, bölgesel olarak bakıldığında Kahramanmaraş (Elbistan), Sivas (Gürün) ve Elazığ’da (Baskil) kayısı üretimi olmasından dolayı bölgenin ciddi anlamda zarar gördüğünü vurguladı. Kayısının aynı zamanda ekonomik olarak da tabana yayılan bir gelir kaynağı olduğunu dile getiren Özcan, Malatya’da 50 bine yakın ailenin doğrudan ve dolaylı olarak kayısıyla ilgilendiğini hatırlattı. Özcan, şu bilgiyi verdi: “Nüfusun tamamını etkileyip, iyileştiren bir üründen bahsediyoruz. Malatya, her yıl ciddi anlamda istihdam sağlıyor. Çevre illerden en az 10 bin aile hasat için buraya geliyor. Sonrasında yıl boyu işletmelerimizde kapasitemize göre istihdam sağlıyoruz. Elimizdeki stoklar çok cüzi miktarda. Herkes bu işten mahrum olacak. Malatya, maalesef bu yıl çok ciddi dar boğaza girecek. 2023’te deprem felaketini yaşadık. Kayısı dışında Malatya’da arpa ve buğday hariç hasat edebileceğimiz hiçbir şey kalmadı. Yeşilyurt Bölgesi’nde kiraz, Doğanşehir’de elma, Arapgir’de üzüm, Kale’de çilek ve bazı yerlerde de çilek yetiştirmeye başlamıştık. Dolayısıyla zararın boyutları gerçekten çok büyük. Kayısının tamamı etkilendi. Bizde şu an zarar, yüzde 100 diyebiliriz.”
PAZAR KAYBI ENDİŞESİ
Ramazan Özcan, dünyada kuru ve yaş kayısıda üretim şampiyonluğunun da hâlâ Türkiye’nin elinde olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: “Son zamanlarda Orta Asya’da ve dünyanın başka yerlerinde kuru kayısı üretimi başlamış olsa bile son yıllarda yüzde 53’lere düştük. Ama dünyada genel anlamda baktığınızda yaş kayısı üretiminin yüzde 20’sini karşılıyoruz. Bizim gerçek üretim miktarımız, yaş kayısıda 1 milyon tona yakın. Toplamda 8.5 milyon kök ağacımız var. 90 bin hektar da üretim gerçekleştirdiğimiz arazimiz var. Geçen yıl 70 bin tonun üzerinde kuru kayısı ihracatı gerçekleştirdik. 411 milyon dolar da gelir elde ettik. Bu yıl üç aylık verilere baktığımız zaman şu anda 20 bin tonlardayız. Ama bundan sonra ne olacak?”
LOKAL DEĞİL BÖLGESEL
Özcan, iklim değişikliğinden dolayı kayısıda son 3 yıldır rekoltenin tahminden çok az geldiğini hatırlatarak, böyle bir don olayı da beklemediklerini söyledi. Şu anki don olayının 2014 yılında yaşanan durumun ötesine geçtiğini dile getiren Özcan, “Hatta akademik olarak aldığımız verilerde son 150 yılın en büyük zirai don faciası. Türkiye’deki birçok tarım ürünü ciddi darbe aldı. Ekonomik zararını henüz bilmiyoruz. Bu zirai donun etkisi önceki yıllardaki gibi lokal değil, bölgesel oldu. Sadece yaş, kuru kayısı ve çekirdek ihracatında Malatya açısından bu yıl için 30 milyar TL’ye yakın bir zarardan bahsediyoruz” dedi.
BÖLGEDE CEVİZ KALMADI
Yüksek Ziraat Mühendisi Ender Şener ise zirai dondan en çok etkilenen ürünlerden birinin de ceviz olduğunu söyledi. En büyük zararın Kahramanmaraş, Çorum ve Kırşehir’de olduğunu belirten Şener, bu şehirlerdeki cevizin yerel ve kendine özgü olduğunu kaydetti. Gece -15 dereceleri bulan sıcaklıkların etkisiyle Kahramanmaraş, Çorum ve Kırşehir’de hiç ceviz kalmadığını vurgulayan Şener, buradaki ceviz ağaçlarının erken çiçek açmasının yıkıcı etkisi olduğunu belirtti. Şener, zirai don felaketinin bir diğer etkisini ise şöyle anlattı: “Dallar soğuktan zarar gördüğü için kurudu. Normalde sadece ceviz kurusaydı onlar bir şekilde uyanacaktı. Ama dallarda kuruma, geriye doğru ölüm var. Bu durum gelecek yıl bu bölgeleri yine olumsuz etkileyecek. Sıcaklık bu illerde -10’un altına düştü.”
REKOLTESİ YÜZDE 40 DÜŞECEK
Konya’da ceviz yetiştiriciliği yapan Mesut Mutlu, kendi ceviz bahçesinde en az yüzde 25-30’luk bir hasar olduğunu dile getirerek, “Türkiye genelinde cevizde yüzde 30-40 arasında bir rekolte düşüşü olacak. Bu durum ceviz fiyatlarında artışa sebep olacak. Sadece cevizde değil; elma, kiraz, kayısı ve armut gibi meyvelerde de fiyatların yükseleceğini düşünüyorum” diye konuştu.
ÇİFTÇİMİZİN YANINDAYIZ
Kabine toplantısı sonrasında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu mesajları verdi: “Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı ve zirai don sigortası olmayan çiftçilerimizin zarar gören mahsullerinin üretimi için yaptıkları harcamalarının hasar oranına göre karşılanması için Tarım Bakanlığımız çalışmalarına başladı. Tarım Bakanımıza konuyu çiftçilerimizle yakın istişare halinde yürütmesi için gereken talimatları verdim. Şahsen biz de yapılan bu çalışmaları büyük bir hassasiyetle takip edeceğiz. Üreticilerimize tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Hükümetimizin tüm imkanlarıyla tüm kapasitesiyle bu zor günlerinde çiftçilerimizin, üreticilerimizin yanında olduğunun bilinmesini istiyorum.”
GIDA ARZINDA SORUN YOK
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ise ilk tespitlere ve saha gözlemlerine göre kayısı, üzüm, elma, şeftali ve nektarin gibi bazı meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğini belirterek, “206 çeşit tarım ürünü üretimiyle dünyada bu anlamda nadir örneklerden biri olan Türkiye’nin, son yaşanan don olayı sonrasında stratejik ürünlerle ilgili gıda arz güvenliğine ilişkin herhangi bir problem bulunmuyor” dedi.
TARSİM DESTEK OLACAK
Zirai don olayının ardından Tarım Sigortaları Havuzu’nun (TARSİM) önemi bir kez daha anlaşıldı. TARSİM uygulamasının başladığı 2006’dan bugüne kadar üreticilere 38.5 milyar lira prim desteği ve 33.5 milyar lira hasar tazminatı ödendi. Don, sel, kuraklık gibi durumlardan etkilenmemek için prim bedelinin yüzde 70’i kadarının devlet tarafından ödendiği tarım sigortasının yaptırılması ve Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıt olunması büyük önem taşıyor.