İstanbul Köşe Bucak’ın bu haftaki konuğu, türlü güzellikleriyle sokaklarından geçenlere çeşit çeşit ihsanda bulunan bir Üsküdar semti, İhsaniye…
İhsaniye’nin muhteşem manzaralarla süslü, sükûnet dolu sokaklarında hayran hayran dolaşırken döndüğünüz her köşe başında karşınıza çıkan tarihi yapılar dağarcığınıza kent tarihine dair yeni öyküler kazandırır. Hele sokaklarından biri vardır ki, Harem Korusu sırtlarından, asırlık ağaçların arasından görünen şahane Sarayburnu manzarasıyla yamaçlarından bakan gözlere yüzyıllar öncesinin İstanbul’unu gösterir.
ÜSKÜDAR SARAYI
Size yaşadığınız zamanı unutturan bu sokağın adı İhsaniye İskele Sokağı’dır ve bir zamanlar burada evler değil, Sultan Süleyman’ın inşa ettirdiği Üsküdar Sarayı’nın yapıları, bahçeleri yükselir. İnşa edildiği 16. yüzyıldan, III. Osman’ın tahta geçtiği 1754 yılına dek harap olan Üsküdar Sarayı, yeni sultanın iradesiyle yıktırılır ve açılan alan ile saray bahçeleri halka “ihsan” edilir. İşte semtin adı da bu “ihsan”dan gelir, olur “İhsaniye”.
KENTİN ÖZEL MUHİTLERİNDEN
III. Osman, üç yıllık kısacık saltanatında bu muhiti halka ihsan etmekle kalmaz, İhsaniye’ye iki de cami yaptırır. Fakat semtin etraflıca imarına ömrü vefa etmez ve bu iş halefi III. Mustafa’ya kalır.
18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren burada kurulan mahalle, günümüzde varlığını sürdürüyor ve dahası İstanbul’un ruhunu kaybetmemiş özel muhitlerinden biri olarak yaşıyor.
İHSANİYE CAMİİ
Sultan III. Osman’ın yaptırdığı İhsaniye Camii, küçük, ölçülü, sevimli bir mahalle camiidir. Yapının üzerinde gördüğümüz tamir kitabesi bize caminin bir zamanlar ahşap olarak inşa edildiğini, sonra yanıp harap olduğunu, Sultan Abdülaziz devrinde kagir olarak ihya edildiğini anlatır. Mermer bir mihrabı, ahşap bir minberi vardır. Öyle iddialı, gösterişli bir yapı değildir ama büyük ağaçların gölgelediği huzurlu avlusundan geçmek, içindeki tarihi eserlere göz atmak insana daima iyi gelir.
KÜÇÜK İHSANİYE CAMİİ
Küçük İhsaniye Camii ya da İhsaniye Mescidi olarak bilinen küçük ibadethane, III. Osman’ın İhsaniye semtinde inşa ettirdiği camilerin ikincisidir. Günümüze ulaşamayan yapı, yakın bir zamanda ihya edilip, ibadete açılsa da tarihi niteliğini maalesef yitirdi.
İHSANİYE İSKELE SOKAĞI
İhsaniye İskele Sokağı, “İstanbul’un en güzel sokaklarından biridir” dersem mübalağa etmiş olmam. Buradan göreceğiniz manzara dünyanın sayılı manzaralarından biridir. İskele Sokağı’na geldiğinizde İstanbul’un en güzel siluetlerinden birini karşınızda bulursunuz. Sokağı baştan başa yürürken küçücük bir kulübe göreceksiniz. İşte o, bir zamanlar aşağıdaki İhsaniye İskelesi’ne inenlerin biletlerinin kontrol edildiği kulübedir ve sokağın geçmişteki konumunu, adının nereden geldiğini hatırlatan yegane binadır. İhsaniye İskele Sokağı’ndan ağır adımlarla geçerken gözünüz sadece manzarada olmasın, yılların yorduğu ama zerafetiyle hâlâ göz dolduran eski ahşap konutlara göz atmayı unutmayın.
HAREM KORUSU
İhsaniye İskele Sokağı’nı deniz tarafından sınırlayan ve Selimiye semtine doğru uzayan Harem Korusu, sarp ve eğimli bir arazi üzerinde yer alan asırlık ağaçlardan oluşuyor. Yaklaşık 38 bin metrekarelik bir alana yayılan koruda anıt niteliğinde, koruma altına alınmış farklı türlerde çok sayıda ağaç bulunuyor. Hele içlerinde 310 yaşında anıt bir sakız ağacı (pistacia atlantica) var ki, İstanbul’un en güzel ağaçlarından biri.
Yolunuz İhsaniye’ye düşerse sakın görmeden geçmeyin. Bir de temenni, koru civarında vakit geçirenler giderken çöplerini yanlarına alsa ve ağaçların etrafına atmasa ne güzel olur.
İHSANİYE ÇEŞMESİ
İhsaniye semtinin sokaklarında gezmeye gelenlere ihsan ettiği güzelliklerden bir diğeri çeşmeleridir. İhsaniye sokaklarında dolaşırken irili ufaklı çok sayıda çeşme ile karşılaşacaksınız. Bunların içinde biri var ki, muhitin adını taşır: İhsaniye Çeşmesi. İstanbul’un özel su yapılarından biriyle karşı karşıya olduğunuzu bir bakışta anlarsınız. Kitabesinin hattından mimarisine, kalem işi süslemelerinden yerleşimine, sıra dışı bir çeşmedir. Çeşme hakkında 1824’te yapıldığı hariç kesin bir malumata sahip değiliz.
GAZANFER AĞA ÇEŞMESİ
İhsaniye İskele Sokağı’ndaki en önemli yapılardan biri de III. Mehmed dönemi Darüssaade Ağaları’ndan Gazanfer Ağa’nın ruhu için yine bir Darüssaade Ağası Hafız İsa Ağa’nın yaptırdığı güzeller güzeli çeşmedir. Gazanfer Ağa, Saraçhane’deki meşhur Gazanfer Ağa Medresesi’nin bânisi, Sultanahmet’te Mimar Sinan’a kendi adını taşıyan medreseyi yaptıran Cafer Ağa’nın kardeşidir. Hatta Gazanfer Ağa, Cafer Ağa’nın 1557’deki ölümünün ardından medresenin inşaatını takip eden ve tamamlayan kişidir.
AHMET ŞAKİR EFENDİ ÇEŞMESİ
Bu sokakta ilerlemeye devam ettiğinizde bir çeşme daha çıkacak karşınıza; Ahmet Şakir Efendi Çeşmesi. 1907 tarihli bu çeşmeyi geçerken fark etmemeniz imkânsız. Artık suyu akmıyorsa da çeşmeden hayata akan güzelliği hemen hissedeceksiniz.