tatil-sepeti

HABER: AYŞE BAŞAK

Sanal gerçeklik deyince aklımıza hemen bilgisayar oyunları geliyor. Eğlence amacıyla kullanımı ön plana çıksa da bu teknolojiden başta eğitim olmak üzere tıp, uzay araştırmaları, otomotiv endüstrisi, askeri simülasyonlar, müzecilik ve mahkemeler gibi pek çok alanda faydalanılıyor.

KORKU İÇİN SİMÜLASYON

Bilim insanları bir süredir sanal gerçekliği, korkuların tedavisinde kullanmak üzere çalışmalar yapıyor. Her tür korku için simülasyonlar yaratılıyor. Topluluk karşısında konuşma korkusundan tutun da örümcek korkusuna varıncaya kadar… Bu alanda bir çığır açan Oxford Üniversitesi araştırmacıları, yükseklik korkusunu sanal gerçeklik ile tedavi etmeyi başardı.

YÜZDE 68 BAŞARI

Araştırmanın yükseklik korkusundan muzdarip ‘denekleri’, iki hafta içerisinde her biri 30 dakikadan oluşan 6 ayrı sanal gerçeklik seansına girmişler. Nic adında sanal bir rehber tarafından yönlendirilen, yüksek yerlerde sanal yolculuklara çıkarılan katılımcılar çeşitli aşamalardan geçirilmişler. Nic, yükseklik korkusu çeken katılımcıları belli görevleri tamamlayacakları şekilde yönlendirerek yükseklik korkularını yenmelerine yardım etmiş. Tedavi sürecinin eğlenceli geçmesi için özel olarak tasarlanan bu sanal dünyada sağlanan yüzde 68 oranındaki korkuyu yenme başarısının şaşılacak bir seviye olduğu belirtiliyor.

DEPRESYON VE BAĞIMLILIK İÇİN UMUT OLDU

Yükseklik korkusunu simülasyonla yenme araştırmasında tüm kuşkular henüz giderilmiş değil. Uzun vadede neler olacağı, korkunun geri gelip gelmeyeceği ya da farklı bir ortamda yeniden ortaya çıkıp çıkmayacağı merak konusu. Daha fazla denemeyle sonuçların kesinleşmesinin beklenmesi gerekiyor. Son derece umut verici olan bu çalışmalardan sonra bilim insanları sanal gerçeklik ile korkuların tedavisinin yanısıra depresyon veya bağımlılık gibi hastalıkların rehabilitasyonunda da gelişme sağlamayı ümit ediyorlar.

Sürücüsüz taksiler mekik seferlerine çıkıyor

Çok aceleniz var, bir yere yetişeceksiniz ve randevunuzu kaçırmak istemiyorsunuz… Toplu taşıma araçları gideceğiniz istikamette işlemiyor. Size hususi bir araç gerekiyor. Yolda park etmiş, sahibini tanımadığınız bir aracın kapısını açıp biniyorsunuz. Gideceğiniz yeri söyler söylemez araç harekete geçiyor, yani birinin kullanmasına gerek yok. Kendi ilerliyor ve sizi sürücüsüz olarak istediğiniz yere bırakıyor. Nasıl? Kulağa inanılmaz geliyor değil mi? Bu, artık bilim-kurgu değil. Hiç de uzak olmayan bir gelecekte karşılaşacağımız, yaşamak üzere olduğumuz şeyler bunlar!
Gelecekte taksiler nasıl olacak? Cep telefonu uygulaması ile taksi veya kiralık araç çağırmak bir kolaylık olarak hayatımıza girdi bile. Ancak yakın gelecekte bundan çok daha fazlası bizi bekliyor.Alman firmalarından Bosch ve Daimler, üzerinde uzun süredir çalıştıkları sürücüsüz araç teknolojisinin denemelerine ABD’nin California eyaletinde başlayacak. Silikon Vadisi’nden Nvidia isimli şirket ile anlaşmışlar. 2019’un ilerleyen aylarında başlaması planlanan denemeler şehrin merkezi bir yerinde mekik seferleri (shuttle service) şeklinde yapılacak. Bu pilot proje, Daimler’in diğer taşımacılık teknolojilerinin denendiği projeler ile birleştirilecek.

OTOMOBİL PAYLAŞMA PLATFORMU

Daimler’in üzerinde çalıştığı bir diğer proje car2go; bir otomobil paylaşma platformu. Sürücüsüz araç teknolojisi ile birleştirilmesi düşünülüyor.Nvidia ise bu projenin bilgisayar ayağını oluşturuyor. Drive Pegasus adı altında çalışacak olan sürücüsüz araçların tüm iletişimi ve işlemcileri onlara ait. Anlık gelen dataların işleneceği bu sistemde saniyede trilyonlarca operasyon aynı anda yürütülüyor olacak.

04 Eylül 2018 Salı

Etiketler : Teknoloji