Son yıllarda yaptığı Ar-Ge yatırımlarıyla tasarım ve üretim kabiliyetini artıran Türkiye, binlerce komponent ve üründe ithalatçı pozisyonundan çıkarak birçok ülke için aranan tedarikçi oldu.
HABER: ADEM ORHUN
Yüksek teknolojili ürünlere dayalı kalkınma politikası, odak sektörlerde yerlilik oranını artırırken, ihracatta da yeni pazarların açılmasını sağlıyor. Bu politikanın sonucu olarak en çarpıcı ürünler savunma ve havacılık sektöründe çıkıyor. Son 20 yılda savunma sanayinde yerlilik oranı yüzde 20’den yüzde 80’e yükseldi. Gündemdeki milli ve özgün insansız hava araçlarında bu ürünler sayesinde yerlilik oranı yüzde 93’e ulaştı. Önceki yıl Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı kapsamında öngörülen yerlilik oranına ulaşılırken, sektörün ihracat hacmi de hızla artıyor. Birçok parçanın ve ürünün tasarımında ve üretiminde gerekli yeterliliğe ulaşan Türkiye, ithalatçı pozisyonundan ihracatçı sınıfına geçti.
KİLOGRAM DEĞERİ
Nitekim yüksek katma değerli ürünlerin yerli imkanlarla üretiminin artması, ihracat rakamlarına da yansıyor. 2021 yılında 3.2 milyar dolar ihracat yapan savunma ve havacılık sanayisi, 2022 yılında 4.4 milyar dolarlık ihracat gelirine ulaştı. Türkiye’nin genel ihracatında kilogram değeri 2 doların altında seyretmesine rağmen savunma ve havacılık sektöründe kilogram değeri 55.99 dolara ulaştı. Sektör, ihracat kilogram değerini bir yılda yüzde 15.6 geliştirdi. Sektörün ihraç ettiği bütün ürün grupları hesaba katıldığında ortaya çıkan ortalama değer, ürün bazlı bakıldığında binlerce dolara yükseliyor.
Savunma, iletişim ve sensör ürünleri özelinde 1500 doların üzerine çıkan ihracat kilogram fiyatı, havacılık sistemlerine entegre optik sistemlerde kat kat artıyor. Sektör firmaları, silahlı insansız hava araçlarına yerli kameraları yerleştirirken, Türkiye de bu ürünlerde ithalatçılıktan kurtuldu.
EN DEĞERLİ GÖZ
Diğer yandan, geçen ay yörüngesine gönderilen İMECE uydusunun sistemleri de ihracatta katma değer artışının somut örneği oldu. 600-700 kilometre mesafeden tarama yapacak olan İMECE’nin kamerasının kilogram başına ihracat değeri 86 bin Euro. Türkiye’nin yerli uydu serüveninde milli imkanlarla tasarlanan ve üretilen komponentler de dış alıcılar tarafından talep ediliyor. Gerek kamera gerekse diğer komponentler için talepte bulunan birçok ülkeyle yeni adımlar atılıyor.
AR-GE YATIRIMLARI
İhracat gelirinin atmasında, pazara sunulan ürün kalemlerini artıran araştırma ve geliştirme çalışmaları oldu. Savunma ve havacılık sanayi ciro ve ihracat gelirindeki başarıya, Ar-Ge yatırımlarıyla ulaştı. 2021’de 1.6 milyar dolar Ar-Ge yatırımı yapılan sektör, geçen yıl bu bütçeyi 2.1 milyar dolara çıkardı.
BİNLERCE ÜRÜN DEVREDE
Bu arada hem kamu ortaklığındaki şirketlerin hem de özel sektör firmalarının inovasyon ve Ar-Ge çalışmaları meyvelerini veriyor. Binlerce yerli komponent ve nihai ürün, artık kara, hava ve deniz araçlarına yerleştirildi ve hizmete başladı. Yüksek teknoloji ürünlerinin en çok kullanıldığı araç, İstanbul’un ardından İzmir’i selamlayan TCG Anadolu gemisi oldu. Özellikle iletişim sistemleri ve sensör tasarım kabiliyetini gösteren ASELSAN’ın toplam 2 bin ürünü bu gemide faaliyete başladı.
Bileşik kaplar misali her bir ayağı birbirini etkileyen bu gelişmelerin neticesinde yerli imkanlarla tasarım ve üretim gücüne yeni halkalar ekleniyor ve yeni pazarların kapısı açılıyor.
STRATEJİK PARTNERLER
Hem kamuda hem özel sektördeki büyük marka şirketlerin yaptığı stratejik ortaklıkların sayısı artarken, buradaki gelişmeler yerlileştirilen ürün sayısını da artırıyor. Benzer şekilde KOBİ’lerle yapılan tedarikçi anlaşmaları, hem katma değerli sektörlerin altyapısını kuvvetlendiriyor hem de farklı üreticiler kanalıyla tedarik güvenliğini temin ediyor.
Sürekli artan Ar-Ge yatırımlarının ve sektördeki işbirliklerinin, yüksek katma değerli komponent üreten şirket sayısını da artıracağı öngörülüyor. Böylece Türkiye, yüksek teknolojili ürünlere dayalı kalkınma yolunda yeni perçinler atacak.
DENİZDE ORİJİNAL EKİPMAN ÜRETİCİSİ
İnsansız Hava Araçları’nın (İHA) gaz türbin ihtiyacına yönelik turbojet ve turboprop motorlar geliştiren TEI, denizde de rüştünü gösteriyor. General Electric’in GE Marine gaz türbini iş kolu, TEI ile bir lisans anlaşması imzaladı. Anlaşmayla TEI, GE’nin LM2500 deniz gaz türbinlerinin bakımı, onarımı ve revizyonunda yetkili ülke içi hizmet sağlayıcısı olacak. Böylece, Türk Deniz Kuvvetleri’nde kullanılan GE gaz türbinlerinin yanı sıra Türkiye’nin ihraç ettiği gemiler ve bu türbini kullanan diğer donanmalar da TEI’den hizmet alabilecek.
TEI Genel Müdürü Prof. Dr. Mahmut F. Akşit, “Bu lisans sayesinde, dünya çapındaki diğer birçok ülkenin deniz kuvvetlerinin de bakım, onarım ve revizyon ihtiyacını karşılamak amacıyla OEM sertifikalı bir MRO Hizmet Sağlayıcısı haline geldik” dedi.
ANKA’YA YENİ PAZARLAR
İlk ihracatını Tunus’a gerçekleştiren ANKA İHA için yeni anlaşmalar yapıldı. TUSAŞ’ın Kazakistan’a yaptığı teslimlerin ardından Malezya da denizde sahası üzerinde görevlendirmek üzere 3 adet ANKA İHA aldı. Ayrıca yapılan yeni anlaşmalar, 12 adet Endonezya’ya, 10 adet Cezayir’e ve 2 adet Çad’a ANKA İHA teslimini öngörüyor.
UÇAKLARIN YARISINDA MADE İN TÜRKİYE İMZASI
Dünyanın en çok satan uçak motorlarının parçalarının ana üreticisi olan TEI’nin her kıtada imzası bulunuyor. Şirketin ürettiği parçalar, dünyadaki uçakların yarıdan fazlasında kullanılıyor. NATO’nun Havadan Erken Uyarı ve Kontrol (AWACS) uçaklarının bakımlarını da yapan şirket, zor ve pahalı parçalar konusunda uzman. Şirket birçok özelliğiyle hem ürün hem hizmet tedarikinde adeta ‘vazgeçilmez partner’ pozisyonunda bulunuyor.
Diğer yandan, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. de bakım onarım hizmetleriyle adından söz ettiriyor. Şirketin bu kabiliyetinde 16 binden fazla uçak komponenti bulunuyor.
HEM ÜRÜN HEM HİZMET SATIŞI
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), geçen yıl Nijer’e 2 ve Çad’a 3 Hürkuş uçağının teslimat anlaşmasını yaptı. Hürkuş’ta Nijer ve Çad’ın dışında Afrika’da ciddi bir pazar bulunduğu belirtiliyor. Afrika semalarında göreve çıkan Hürkuş için eğitim ve bakım anlaşmaları da yapıldı. Böylece ürün ihracatının yanı sıra hizmet ihracatı da gerçekleşiyor.