HABER: ŞEREF KILIÇLI
Küresel emisyonların 2030’a kadar en az yüzde 50 azaltılmasının hedeflendiği Paris Anlaşması ile 2050’de net sıfır emisyon ekonomiye ulaşılması amaçlanıyor.
Bu süreçte yeşil enerji dönüşümüne yapılacak yatırımlar ise hedeflerin başarılmasında kritik bir rol oynayacak. Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre, elektrikli bir aracın üretimi için benzinli araca kıyasla 5 kat, rüzgar türbini için ise doğalgaza dayalı elektrik santrallerinden 8 kat fazla madene ihtiyaç duyuluyor ve bakır bu madenler arasında öne çıkıyor.
REZERV LİDERLERİ
Bakır; enerji üretimi, iletim altyapısı ve enerji depolamada en yaygın kullanılan metal olmasının yanında inşaat, telekomünikasyon, ulaşım ve otomobil imalat sektörlerinde alüminyum ve çelikten sonra en çok kullanılan metal olarak biliniyor. Yenilenebilir enerji kaynakları açısından ise stratejik önemi daha da artıyor. Bakır oldukça verimli bir iletken olduğundan, yenilenebilir enerji sistemlerinde güneş, hidro, termal ve rüzgar enerjisinden güç üretmek için yoğun kullanılıyor. Yenilenebilir enerji sistemlerinin çoğunluğunda geleneksel sistemlere göre 12 kat daha fazla bakır bulunuyor.
Bakır, karbon emisyonlarını azaltmaya da yardımcı oluyor ve elektrik üretmek için gereken enerji miktarını düşürüyor. Dünya genelinde bakır rezervlerinin ülkelere göre dağılımına bakıldığında ise Şili, Avustralya, Peru, Rusya, Meksika, ABD ve Endonezya önde geliyor.
KÜRESEL ÜRETİM
Koronavirüs salgını, küresel bakır üretiminin 2020’de yüzde 2.6 düşüşle 20.1 milyon tona düşmesine neden oldu. Uluslararası Bakır Çalışma Grubu (ICSG) 2021’in sonbaharında yaptığı toplantıda, küresel bakır üretiminin 2021’de yaklaşık yüzde 2.1 ve 2022’de yüzde 3.9 artmasını beklediğini açıklamıştı. Ancak diğer taraftan artan yatırım ihtiyacına da dikkat çekiliyor. Emtia araştırma kuruluşu CRU Group’un tahminlerine göre, bakır endüstrisinin, 2030 yılına kadar temiz enerji ve ulaşım sektörlerinin yükselişe geçmesiyle birlikte yıllık 4.7 milyon tonluk arz açığını kapatmak için 100 milyar dolardan fazla yatırım yapması gerekiyor.
DÖNÜŞÜMÜN MALİYETİ
Dünya Bankası’nın araştırmasına göre, yeşil enerji dönüşümü maden üretimini daha fazla artıracak. Araştırmada, İklim Anlaşması’nda belirlenen 2 derecelik sıcaklık artış limitinin altında kalmak için elektrikli otomobillerin üretiminde ve düşük karbonlu elektrik üretiminde 3 milyar tondan fazla mineral ve metale ihtiyaç duyulacağı tahmin ediliyor. Ayrıca önümüzdeki 25 yıl boyunca rüzgar türbinleri, güneş panelleri, elektrikli otomotiv için 550 milyon ton bakıra ihtiyaç duyulacağı da öngörülüyor.
TÜRKİYE’NİN KAYNAĞI 8 MİLYON TONU AŞABİLİR
Türkiye’de bakır rezervleri ile ilgili çalışmalar, MTA Genel Müdürlüğü ve özel sektör tarafından yürütülüyor. Türkiye, bakır rezervleri açısından Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri olmak üzere iki önemli bölgeye sahip. MTA’nın 2021 yılındaki raporuna göre, görünür+muhtemel bakır rezervi Metalik Cu olarak, 3.6 milyon ton seviyesinde. Aramaların devam etmesi sonucu bakır metal kaynağının önümüzdeki yıllarda 8 milyon tonun üzerine çıkması ihtimali de bulunuyor. Bakırın çıkarıldığı iller ise Artvin’de Murgul, Kastamonu’da Küre, Elazığ’da Ergani ve Maden, Rize’de Çayeli. Diğer taraftan bakır madeni Elazığ ilinde Maden ve Ergani, Artvin ilinde Murgul ve Samsun’un Karadeniz bakır işletmelerinde işleniyor. Türkiye, ihtiyacı olan bakır hammaddenin yüzde 95’ini ise yurt dışından karşılıyor.
YENİ PETROL: BAKIR
Geleceğe yönelik diğer değerlendirmelere bakıldığında ise ABD merkezli küresel yatırım bankası Goldman Sachs, bakırı ‘yeni petrol’ olarak nitelendiriyor. Buna göre yeşil enerji dönüşümünden kaynaklanan bakır talebinin 2030’da yüzde 600 artarak 5.4 milyon tona yükseleceğini tahmin ediyor. Elektrikli araçlar, rüzgar, güneş ve jeotermal enerji gibi yeşil enerji teknolojilerinin büyüme hızına bağlı olarak talebin yüzde 900 artışla 8.7 milyon tona ulaşması da mümkün. Ayrıca elektrikli araçlar, 2030’da bakır talebindeki toplam büyümenin yüzde 40’ını oluşturacak.