ABD merkezli Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı (LLNL), BridgeBio Onkoloji Terapisi (BBOT) ve Frederick Ulusal Kanser Araştırma Laboratuvarı (FNLCR), yapay zeka ve süper bilgisayar desteğiyle yeni nesil bir kanser ilacı geliştirdi. BBO-10203 adlı bu ilaç adayı, agresif tümörlerin büyümesini durdurma potansiyeli gösterirken, önceki benzer ilaçların neden olduğu hiperglisemi gibi yan etkileri ortaya çıkarmıyor.
YÜKSEK HEDEF, DÜŞÜK RİSK
BBO-10203, kanser hücrelerinde yaygın olarak mutasyona uğrayan RAS ve PI3Kα proteinleri arasındaki etkileşimi hedef alıyor. Bu iki protein, kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını destekleyen sinyal yollarında kilit rol oynuyor. Yeni bileşik, bu iletişimi keserek tümör gelişimini baskılıyor ve bunu yaparken normal insülin dengesini bozmuyor.
YAPAY ZEKANIN GÜCÜ
İlacın geliştirilmesinde LLNL’nin Livermore Bilgisayar Destekli İlaç Tasarımı (LCADD) platformu aktif rol oynadı. Ruby ve Lassen süper bilgisayarları ile desteklenen bu sistem, moleküllerin davranışlarını fiziksel senteze geçmeden önce simüle ederek geliştirmenin süresini ve maliyetini azaltıyor.
“Bu, kanser zaaflarına karşı hesaplama temelli doğrudan bir saldırı,” diyen LLNL Biyokimyasal Sistemler Grup Lideri Felice Lightstone, bu tür bir teknolojik iş birliğinin ilaca dönüşme sürecini yıllardan aylara indirdiğini vurguladı.
KRİTİK MOLEKÜLERLE BAŞLADI
FNLCR araştırma ekibi, RAS–PI3Kα etkileşimini sabitleyen moleküler bir ‘tutkal’ keşfetti. Bu bilgiden yola çıkılarak tutkal etkisi yerine engelleyici bir mekanizma tasarlandı. BBOT ve LLNL ile yürütülen iş birliği sayesinde, bu hedefli molekül yüksek seçiciliğe sahip bir ilaç adayı haline getirildi.
KLİNİKTE YENİ UMUT
Laboratuvar ve hayvan deneyleri, BBO-10203’ün özellikle HER2, PIK3CA ve KRAS mutasyonları taşıyan kanser türlerinde etkili olduğunu gösterdi. Meme, akciğer ve kolorektal kanserlerde kullanım potansiyeli taşıyan bu bileşik, aynı zamanda diğer tedavilerle kombinasyon halinde de güçlü sonuçlar verebilir.
DENEYSEL AŞAMADAN HASTAYA
BBO-10203’ün klinik Faz 1 denemeleri, ileri düzey kanser hastalarıyla sürdürülüyor. Amaç, güvenlik profili, doz toleransı ve ön etkinliği değerlendirmek. Sürecin sonunda bu molekülün, PI3Kα inhibitörlerinde yeni bir standart oluşturabileceği belirtiliyor.
GELECEKTE NE VAR?
Bu gelişme, sadece bir ilacın ortaya çıkışı değil; aynı zamanda ilaç keşif süreçlerinde yapay zeka ve hesaplamalı biyolojinin nasıl oyun değiştirici olduğunu gösteriyor. Şu ana kadar BBOT ve LLNL iş birliğiyle üç ilaç adayı klinik aşamaya taşındı. BBO-10203, ikinci ilaç olarak klinik yolda ilerliyor.
BBOT Baş Bilim Sorumlusu Pedro Beltran, "Bu yaklaşım, daha hızlı, daha akıllı ve daha verimli bir ilaç geliştirme modeli sunuyor. Hastalara umut olacak sonuçlar elde ettik," diyerek sürecin önemini vurguladı.
YAPAY ZEKA DESTEKLİ İLAÇ
BBO-10203, hesaplamalı modelleme ve yapısal biyolojiyle birleştirilen veri odaklı tasarımıyla geliştirildi. Bu sayede araştırmacılar milyonlarca molekülü hızlıca tarayarak sadece en umut vaat eden birkaç adaya odaklandı.
Klinik verilerin önümüzdeki süreçte netleşmesiyle birlikte, BBO-10203'ün önceki nesil ilaçların sınırlılıklarını aşarak yeni bir tedavi paradigması başlatabileceği düşünülüyor.