tatil-sepeti

HABER: ŞEREF KILIÇLI

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, küresel ekonominin de gidişatını belirlemeye devam ediyor. Almanya’da yapılan G7 Liderler Zirvesi’nde Rusya’ya karşı yaptırımlar görüşülürken gündeme getirilen konulardan biri de altın oldu. ABD, altın ihracatına uygulanacak geniş katılımlı bir ambargonun, Rusya’ya yıllık yaklaşık 19 milyar dolara mal olacağını, Rusya’nın enerjiden sonra en fazla gelir elde ettiği ikinci ihracat kaleminin altın olduğunu savunuyor. ABD’nin bu görüşüne zirve öncesinden itibaren İngiltere, Kanada ve Japonya da destek verdi. Nitekim G7 Liderler Zirvesi sonuç bildirgesinde, “Rusya’nın altın dahil olmak üzere gelirlerini azaltacağız” ifadesi de yer aldı.

YAPTIRIMIN KAPSAMI

ABD Hazine Bakanlığı ise alınan yeni yaptırım kararları çerçevesinde Rusya’dan altın ithalatının yasaklandığını duyurdu. Hazine Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre; yasayla, lisansla veya herhangi bir izinle öngörülen durumlar haricinde Rusya’dan ABD’ye altın ithal edilmesi yasaklandı. Yasağın, yaptırım kararının yürürlüğe girdiği anda Rusya sınırları dışında bulunan altınları kapsamadığını belirten bakanlık, Rusya Merkez Bankası’nın, Ulusal Varlık Fonu’nun ve Maliye Bakanlığı’nın katılımıyla gerçekleştirilen altınla ilişkili tüm işlemlerin yasağa tabi olacağının altını çizdi.

ÜRETİMDE İKİNCİ

Rusya, yıllık 331 ton altın üretimiyle Çin’den sonra üretimde dünya ikincisi. Üretimdeki pazar payı ise yüzde 9.5 seviyesinde. Geçtiğimiz yılki altın ihracatı 15.45 milyar dolara ulaşmıştı. Diğer taraftan altın, finansal enstrüman olarak da Rusya için kritik önemde. 2014 yılında Kırım’ın ilhakından sonra Rusya Merkez Bankası’nın altın rezervini büyük oranda artırdığı, günümüzde ise Rusya’nın 2 bin 300 tonluk altınla dünyanın 5’inci büyük altın rezervine sahip ülkesi konumunda olduğu kaydediliyor. Nitekim, Ukrayna’daki savaş başladıktan sonra Rusya’nın yaklaşık 300 milyar dolar değerindeki uluslararası rezervlerine erişimi dondurulurken, altın ve yuan rezervlerini kullanmasının zorlaştırılmasına yönelik de adımlar atılmıştı. Londra Külçe Piyasası Birliği (LBMA), Rusya’nın Londra altın piyasasında altınlarını satmasını engellemek amacıyla tüm Rus rafinerilerini akredite listesinde askıya almıştı. Konuyla ilgili analiz yapan İsviçreli kaynaklar, Rusya’nın altın ihracatını doğuya yönlendirdiğini ve G7 ülkelerinin Rus altını üzerindeki etkisinin sınırlı olduğunu savunuyor.

‘REZERV PARA’ SATRANCI

Bazı analistler ise son dönemde Rusya’dan yapılan rublenin altın ve çeşitli emtialara endekslenmesi arayışlarına yönelik açıklamalara dikkat çekerken, ABD’nin altın ambargosunun o açıklamalara da bir cevap olduğunu savunuyorlar. Nitekim, mayıs ayında, Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev, ‘İki Döngülü Parasal ve Finansal Sistem’ üzerinde çalıştıklarını duyurdu. Patruşev, proje kapsamında, Rus rublesinin altın ve döviz değeri olan çeşitli emtialara endekslenmesinin araştırıldığını belirtti. Yine bu süreçte, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da rublenin altın ve çeşitli emtialara endekslenmesi konusunun gündemlerinde olduğunu açıkladı. Haziran ayında ise Rusya ile birlikte Brezilya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin oluşturduğu BRICS ülkelerinin toplantısında konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, rezerv para birimi konusunda kritik bir mesaj verdi. Putin, BRICS ülkelerinin para birimleri sepetine dayalı uluslararası bir rezerv para birimi oluşturma konusunda çalıştığını söyledi.

ALTINA ENDEKSLİ KRİPTO RUBLE PROJESİ

Haziran ayında Rusya’da altın konusunda önemli bir açıklama da Rusya Devlet Kalkınma Bankası VEB’den geldi. Rusya Devlet Kalkınma Bankası VEB, yaptırım koşullarında, uluslararası para transferlerinde sorun yaşamamak ve çözüm sağlamak için altına endeksli kripto ruble oluşturulmasını önerdi. Kurumun, ‘Yaptırım Koşullarında Uluslararası Ödemeler: Durum ve Perspektif’ başlıklı raporunda, Rusya’nın önündeki öncelikli görevin uluslararası ticaret işlemlerinde kullanılmak üzere alternatif bir para biriminin geliştirilmesi olduğu belirtildi. Sunulan öneri ise ‘altın ruble’ adıyla altına endeksli bir ‘stable coin’ oluşturulması şeklinde. Stable coin, fiyatın bir kripto para birimine, itibari paraya veya borsada işlem gören emtialara sabitlenmek üzere tasarlandığı kripto para birimleri olarak tanımlanıyor. Raporda, ABD’nin bu türden bir para birimiyle yapılacak işlemleri engelleme imkanına sahip olmadığı görüşü de savunuluyor.

04 Temmuz 2022 Pazartesi

Etiketler : Gündem