tatil-sepeti

HABER: SENA YILDIRIM

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) girişimlerinden Bimcrone, inşaat sektöründeki tüm paydaşların projelerini tek bir platform üzerinden yöneterek, raporlama ve takip olanağı sunuyor. Maliyet, kaynak ve zaman kaybını önleyerek projelerde yüzde 35 verimlilik sağlayan Bimcrone, karbon emisyon oranını da azaltıyor. Bimcrone’u, kurucu ortaklarından Nesrin Akın Öztabak,İstanbul Ticaret’e anlattı.

BULUT TABANLI ÇÖZÜM

Girişiminizden kısaca bahseder misiniz?

Marmara Üniversitesi Bilgisayar, Atılım Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunuyum. 17 yıl yazılım sektöründe süreç iyileştirme, izlenebilirliğin ve verimliliğin artırılması ile ilgili projelerde çalıştım. 300’den fazla projeyi başarıyla tamamladım. İnşaat Yüksek Mühendisi eşim Sinan Öztabak ile uzun zamandır üzerine konuştuğumuz inşaat sektörünün dijitalleşmesi ile ilgili projemizin ön prototipini geliştirdik. TÜBİTAK 1512 Ar-Ge fonuna başvurduk ve olumlu değerlendirildik.

Şirketimizi kurduk. Bimcrone, yapının yaşam döngüsü boyunca uçtan uça, yapı ile ilgili tüm süreç ve gelişmeleri, planlama, yapım ve işletme aşamalarında dijital ortamda takip edebilmek, yönetebilmek ve planlamak için bulut tabanlı bir çözüm. Gerçek zamanlı bir dijital ikiz sağlıyor ve bu dijital ikiz üzerinden çeşitli raporlar alabiliyor, planlama yapabiliyoruz. Projelerin arşivini oluştururken, detaylı raporlama ve ileri projeksiyon imkanı veriyor ve daha iyi projeler üretilebilmesi için ortam ve veri sağlıyoruz.

ŞEFFAF VE İZLENEBİLİR

Böyle bir girişim fikri hangi ihtiyaçtan doğdu?

İnşaat sektörü, ekonominin lokomotiflerinden biri. Bununla birlikte verimsizlik yüzde 47 oranında. Bir çalışanın güncel ve doğru bilgiye ulaşmak için harcadığı süre ise toplam zamanının yüzde 35’i. Ayrıca hem geri dönüşüm hem karbon emisyonu açısından da kötü etkileri oldukça yüksek. Bu noktada dijitalleşme oldukça fark yaratacak bir konumda bulunuyor. Geliştirdiğimiz çözüm, inşaat sektör çalışanlarının iş yükünü kayıt altına alırken, daha hızlı ve pratik bir şekilde yapmalarına imkan tanıyor. Şeffaf ve izlenebilir bir proje yönetimi imkanı sunuyor. Verimlilikte yüzde 35, kârda ise minimum yüzde 20 artış sağlıyor. Dijital ortamda simule edilebilir, planlanabilir ve raporlanabilir projeler ile hem daha verimli projeler üretmek hem dünya kaynaklarını daha az tüketmek mümkün.

AFETLERDE DE KULLANILABİLİR

Hedef kitleniz kimlerden oluşuyor?

İnşaat proje takip ve izlemesine ihtiyaç duyan tüm kurumlar hedef müşterimiz. Bu bir inşaat şirketi, işveren veya taşeron olabileceği gibi projelere kredi veren banka, sigorta şirketi, tedarikçi de olabilir. Belediye ve devlet kurumlarının da bu veriye ulaşabileceği bir bulut çözümü geliştiriyoruz. Hayalimiz; yangın ve deprem gibi afet durumlarında dahi kullanılabilecek, binanın kat planından, cephe kaplamasında kullanılan malzemeyi hangi firmanın ürettiğine kadar tüm ilişkili bilgilerin birbiri ile bağlantılı şekilde saklanacağı, üst seviye güvenlikli bir platform kurmak.

YAPI BİLGİ MODELLEMESİNDE İLK

Türkiye’de ve dünyada benzer girişimler var mı? Varsa hangi yönlerinizle ayrılıyorsunuz?

İnşaat dikeyinde çözüm geliştiren çok az girişim var. Özellikle yapı bilgi modellemesi (BIM) yönetim çözümü olarak Türkiye’nin ilk girişimi olduğumuzu söyleyebiliriz. Türkiye’de Conseı.Tech isimli inşaat sektörüne yönelik girişimlerin bir arada bulunduğu bir organizasyonun kurucu üyelerindeniz. Global pazara baktığımızda ise rakiplerimiz var. En büyük farkımız uçtan uca bir çözüm geliştiriyor olmamız. Fikirden yıkım aşamasına kadar bir yapının tüm yaşamının takip edilmesine imkan sağlıyoruz. Ayrıca hem metro gibi altyapı hem konut, AVM, hastane gibi üst yapı işlerinde çözüm sağlayabiliyoruz.

DÜNYA MARKASI OLMAYI HEDEFLİYORUZ

Global pazarda kendinizi nerede konumlandırmayı düşünüyorsunuz? Hedefleriniz neler?

Türkiye’nin en başarılı olduğu alanlardan biri inşaat sektörü. Bununla beraber yazılım, tüm dünya ile eşit şartlarda olabileceğimiz nadir alanlardan biri. Biz, Türkiye’deki inşaat bilgi birikimini bir yazılım çözümüne dönüştürerek dünya markası olmak amacıyla yola çıktık. Türkiye pazarı sonrasında İngiltere pazarında da yer almak için gerekli adımları attık. İngiltere ofisimizi bu yıl içinde açıyor olacağız.

İngiltere’de olmak inşaat, finans, sigorta gibi birçok alanda global şirketlere erişmek için kritik bir hedef. İngiltere ofisimiz ile hem Avrupa hem MENA bölgesi pazarlarına erişmeyi hedefliyoruz. Sonrasında ise Asya ve ABD pazarlarına giriyor, tüm dünyaya çözüm sağlıyor olacağız.

GİRİŞİMCİLER OLARAK KISITLI EKİPMAN İLE DENİZE AÇILIYORUZ

Türkiye’de girişimcilik ekosistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hem girişimciler hem yatırımcılar açısından Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin emekleme aşamasında olduğunu düşünüyorum. Girişimciler olarak bazen hayal etmekte bile çekingen, korkak kalıyoruz. Yatırımcı tarafında da benzer durum var. Risk almamak adına desteklenmeyen girişimciler, kaynağa erişemediği için yok oluyor. Burada bahsettiğim hem finansman hem ayni destekler.

Genel olarak girişimciler kendi alanına oldukça hakim, ancak başarılı girişim için birçok konuda çok iyi olmak gerekiyor. Öğrenme sürecinde alacağı destek ile çok büyük başarılara imza atacak girişimciler olduğunu düşünüyorum.

Girişimciliği, kısıtlı ekipman ile denize açılmaya benzetiyorum. Beni, ulaşacağım liman kadar yolculuğun kendisi de çok heyecanlandırıyor. Yapabileceğimizi bilmek, en büyük motivasyonum.

03 Ağustos 2021 Salı

Etiketler : Röportaj