Salı, 05 Kasım, 2024
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın katılımıyla düzenlenen toplantıda, yeni bir çağın eşiğine gelindiğini belirterek, yapay zekayla üretim süreçleri, meslekler, gündelik yaşam ve kurumsal yapıların yeni bir dönüşüm sürecine girdiğini söyledi.
"Artık geri dönüş yok. Geleceğe hep birlikte merhaba diyebiliriz." ifadesini kullanan Koç, her şeyin dijitalleştiği yeni bir dünyaya koşar adımlarla ilerlendiğini, eğitimden sağlığa, üretimden iklim sorunlarına birçok alanda kullanılan yapay zekanın, dünyayı kökünden dönüştürdüğünü anlattı.
Koç, bu dönüşümü yakalamanın yolunun, yapay zekayı her alanda daha verimli kullanabilmekten geçtiğine işaret ederek, "İşte bu noktada, geleneksel teknolojilerin dijital bir duvara çarptığı günümüzde, 'Müreffeh bir Türkiye için çevik ve sürdürülebilir yapay zeka ekosistemiyle küresel ölçekte değer üretmek' vizyonuyla 2021-2025 Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi hazırladık." dedi.
11. Kalkınma Planı ve Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programları doğrultusunda hazırladıkları stratejinin odağına, 3 temel yetkinlik alanını aldıklarını aktaran Koç, bunları kaliteli veri, ileri beceriler, teknik altyapı olarak sıraladı.
Geçen yüzyılda, kazananı belirleyenin üretim gücü ve buradan elde edilen katma değer fakat bugün gücün belirleyicisinin sahip olunan veri ve bu veriden değer üretme kabiliyeti olduğuna dikkati çeken Koç, şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, 'Veri üretiminden güvenliğine, savunma, sağlık, eğitim, bilişim teknolojilerinden yapay zekaya kadar her alanda kendi ayaklarımız üzerinde durmak mecburiyetindeyiz.' Türkiye olarak, kaybedecek vaktimiz yok. Teknolojiyi takip eden değil, teknolojiye yön veren bir ülke olmalıyız. Bunu da özel sektörün dinamizmini, üniversitelerin bilimsel yaklaşımını ve sivil toplum kuruluşlarının kapsayıcı bakış açısını harmanlayarak başarabiliriz. Önümüzdeki 10 yıl içinde küresel büyümenin yüzde 14'ünü tek başına yapay zekanın sağlayacağı öngörülüyor. Dolayısıyla yapay zeka, ülkeler için bir tercih olmaktan öte kalkınmanın vazgeçilmezidir. Biz de teknolojiyi tüketen değil, üreten bir ülke olmak amacıyla 'Dijital Türkiye' ve 'Milli Teknoloji Hamlesi' vizyonlarımız doğrultusunda yoğun bir çalışmanın eseri olan Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi tamamladık."
Koç, stratejinin ana özelliğinin katılımcı ve kapsayıcı olması olduğunu, bu belgeyi hazırlarken kamu, üniversite, özel sektör ve STK'larla yoğun görüş alışverişinde bulunduklarını aktararak, ilgili tüm uluslararası organizasyonlardan ve farklı disiplinlerdeki uzmanların değerlendirmelerinden en verimli şekilde faydalandıklarını söyledi.
Kalkınma hedeflerinin temel taşlardan biri olacak bu dokümanın bir diğer özelliğinin üst düzey yapay zeka politika ve stratejileriyle eşgüdüm içerisinde hazırlanması olduğunu vurgulayan Koç, şunları kaydetti: "Cumhurbaşkanlığı Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulunun hazırlamakta olduğu 'Yapay Zeka Teknoloji Yol Haritası da stratejimizin ana hatlarından oluşuyor. Sağlıklı bir yapay zeka ekosistemi geliştirmenin yolu; kaliteli verinin, teknik altyapının ve ileri becerilerin doğru kullanılmasından geçiyor. Bu da ancak kurumsal kapasiteyi, koordinasyonu ve iş birliğini öncelemekle mümkün oluyor. Buradan hareketle belgemizin odağına 'kurumsal yetkinlik', 'yönetişim' ve 'stratejik uyum' maddelerini aldık. Yapay zeka, deneyen, öğrenen ve kendisini sürekli olarak güncelleyen bir olgudur. Buradan hareketle stratejimizin temel özelliklerinden biri de keşfedici bir yaklaşıma sahip olmasıdır. Yapay zekanın sosyoekonomik getirileri, yeni küresel rekabet alanları doğurmuş, yapay zekanın küresel etki alanını genişletmiştir. Biz de yapay zekayı etkili ve verimli kullanarak küresel rekabet gücümüzü artırmak durumundayız. Nitekim 2025'te hedefimiz; yapay zeka alanının ülkemizin Gayri Safi Yurt İçi Hasılasına yaptığı katkıyı yüzde 5'e yükseltmektir."
Koç, teknolojik dönüşüm sürecinin, yeni meslek ve iş kolları ortaya çıkardığını, istihdamın en hızlı arttığı alanın ise "veri ve yapay zeka" alanı olduğunu söyledi.
İş kollarının yanı sıra yatırımlar noktasında da bu trendi gördüklerini, bugün yapay zeka alanındaki ortalama yatırım tutarının, girişim başına 9 milyon dolar olduğunu aktaran Koç, "Kamu destekleri hakeza. Son 10 yıl içerisinde yalnızca TÜBİTAK tarafından 1715 yapay zeka projesine verilen destek tutarı 1,7 milyar lira. Bu da proje başına ortalama 1 milyon değerinde destek demek oluyor." ifadesini kullandı.
Koç, günümüz dünyasında küresel veri hacminin 55 zettabayt (ZB) olduğunu, bu değerin 2024'te kümülatif olarak 143 ZB düzeyine ulaşmasının beklendiğini, gelecek 3 yılda üretilecek verinin son 30 yılda üretilenden fazla olacağını kaydetti.
Bu yüzyılın kazananının, çığ gibi büyümekte olan bu veriyi değere dönüştürebilenler olacağını vurgulayan Koç, yapay zeka teknolojilerinin beraberinde hukuki ve etik sorunları da getirdiğini anlattı.
Koç, özellikle bu sorunların tespiti ve çözümüne yönelik mevzuatların oluşturulmasının, birçok ülkenin gündeminde olduğuna işaret ederek, Avrupa Birliğinin "insan odaklı ve güvenilir yapay zeka" geliştirilmesiyle ilgili etik ve hukuki çerçevenin oluşturulmasına yönelik çalışmalarını önemli bulduklarını belirtti.
Her fırsatta, insan yararına teknolojiyi savunan bir ülke olarak bu çalışmalara destek verdiklerinin altını çizen Koç, "Elbette yapay zeka ulusal çabaların yanında uluslararası iş birliğinin de kaçınılmaz olduğu bir alan. Dijital altyapıların ortak kullanımı, veri paylaşımı ve evrensel etik, hukuki ilkelerin belirlenmesi konularında ilgili tüm uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapıyoruz. Özellikle adil, vicdanlı ve insanlık yararına bir yapay zekanın oluşturulmasını bu manada önemsiyoruz." ifadelerini kullandı.
Koç, yapay zeka teknolojilerinin istihdam piyasasında önemli değişikliklere sebep olduğunu, iş gücü piyasasında fiziksel becerilere olan ihtiyaç azalırken, teknolojik yetkinlikler ve duygusal becerilerin ön plana çıktığına işaret etti.
Sektörel uzmanlığa ve kullanım senaryolarına olan ihtiyacın arttığına dikkati çeken Koç, bu dönüşüm baskısının, işletmelerin karar alma mekanizmalarını ve iş süreçlerini veriye dayalı şekilde iyileştirmesini gerektirdiğini, bu anlamda yapay zekayı, verimliliği artırmanın ve iş süreçlerini iyileştirmenin anahtarı olarak gördüklerini kaydetti.
OECD, AB, G20 ve UNESCO tarafından, yapay zeka çalışmalarına yön verebilmek üzere etik ilkeler geliştirildiğine değinen Koç, "Türkiye olarak bu kuruluşların hazırladığı 'Güvenilir ve Sorumlu Yapay Zeka' değer ve ilkelerinin paydaşıyız. Ulusal Yapay Zeka Stratejimizin temelinde de bu anlayış yatıyor. Dokümanımızın vizyonunu 'Müreffeh bir Türkiye için çevik ve sürdürülebilir yapay zeka ekosistemiyle küresel ölçekte değer üretmek' olarak belirledik. Bu vizyonu hayata geçirmek üzere 6 stratejik önceliğimiz altında 24 amaç ve 119 tedbir var." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin İlk Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'nin detaylarından bahseden Koç, şöyle devam etti: "Birinci önceliğimiz, beşeri sermayemiz. Yapay zeka uzmanları yetiştirmek ve bu alanda istihdamı artırmak. Öncelikle araştırmacı ve uygulayıcı istihdamı destekleyeceğiz. Yapay zeka alanında yeni mezun sayısı artacak. Yükseköğretim öncesi gençlere yönelik tematik programları yaygınlaştıracağız. İkinci önceliğimiz, araştırma, girişimcilik ve yenilikçiliği desteklemektir. Yapay zeka odaklı girişim sermayesi fonlarını etkinleştirecek, ileri düzey Ar-Ge faaliyetlerinin yürütülebileceği kümelenme ve mükemmeliyet merkezleri kuracağız. Üçüncü öncelik olarak kaliteli veriye ve teknik altyapıya erişim imkanlarını genişleteceğiz. Güvenli veri paylaşımı konusunda idari, hukuki ve teknik çalışmalar yürütülecek, yapay zeka çalışmaları için gerekli teknik altyapılara erişim kolaylaştırılacaktır. Dördüncü önceliğimiz, sosyoekonomik uyumu hızlandıracak düzenlemeleri yapmak. Sosyoekonomik dönüşüme uyum sağlamak için idari ve hukuki düzenlemeler yapacak, bu dönüşümün dinamiklerini takip etmek için istatistikler üreteceğiz. Beşinci önceliğimiz, uluslararası düzeyde iş birliklerini güçlendirmek. Uluslararası düzeyde yürütülen güvenilir ve sorumlu yapay zeka çalışmalarına aktif şekilde katılacak, ülkemizde uluslararası projelerin başlatılması yönünde faaliyetler yürütecek, uluslararası kuruluşlarla olan iş birlikleri destekleyeceğiz. Altıncı önceliğimiz ise yapısal ve iş gücü dönüşümünü hızlandırmak. Kamu yapay zeka ekosistemi ve teknik altyapısı oluşturacağız. Öncelikle kamudan başlıyoruz. Aynı zamanda güvenilir yapay zeka damgası oluşturulup test edeceğiz. Yapay zeka ile ortaya çıkan yeni mesleklere yönelik eğitim ve sertifikasyon programları yürütülecektir."
Koç, Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'nin, Türkiye'nin bu alandaki yol haritası olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu dokümanın paydaşları, kamu, STK'lar, özel sektör, üniversitelerdir. Ortaya koyduğumuz tedbir ve eylemlerin etkin şekilde hayata geçirilmesi ancak iş ve güç birliğiyle mümkün olabilir. Belgenin uygulama süreci, Cumhurbaşkanı Yardımcımızın başkanlık edeceği 'Yönlendirme Kurulu' tarafından koordine edilecek. Ayrıca, yapay zeka ekosistemi danışma grubu ve eylem koordinasyon grubu kuracak, idari ve teknik koordinasyonu sağlamak üzere geniş katılımlı çalışma grupları oluşturacağız. Ülkemizin politika öncelikleri doğrultusunda Ulusal Yapay Zeka Stratejimizle iddialı makro hedefler ortaya koyduk. 2025 yılı itibarıyla yapay zeka teknolojisinin, Gayri Safi Yurt İçi Hasılaya katkısını yüzde 5'e yükselteceğiz. Yapay zeka alanındaki istihdamımızı 50 bine çıkaracağız. Bu alandaki lisansüstü mezun sayımız en az 10 bin kişiye çıkacak. Uluslararası yapay zeka endekslerinde de ilk 20 ülke arasına gireceğiz. Bunu da 84 milyon olarak hep birlikte başaracağız."
Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'nin ülkeye, millete ve tüm paydaşlara hayırlı olmasını dileyen Ali Taha Koç, desteklerinden dolayı Bakan Varank ile belgenin hazırlanmasında emeği geçen tüm paydaşlara teşekkür etti.
25 Ağustos 2021 Çarşamba
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı