Cuma, 22 Kasım, 2024
İstanbul Ticaret Üniversitesi, Türkiye’de aile yapısının farklı boyutlarıyla ele alındığı bir araştırmaya imza attı. AREDA Survey işbirliğiyle 26 ilde toplam 2 bin 400 kişi üzerinde gerçekleştirilen araştırmada, ‘evlilik ve nikah, çocuk sahipliği, yaşlı bakımı, aileyi bekleyen tehditler, kadının çalışmasına ilişkin tutumlar, aile içi şiddet, iletişim araçlarının etkisi ve salgın sürecinde aile’ gibi konular irdelendi.
HAMİT KARDAŞ
İstanbul Ticaret Üniversitesi ve AREDA Survey işbirliğiyle Türkiye’de aile yapısının farklı boyutlarıyla ele alındığı bir çalışmaya imza atıldı. Kapsamlı bir anket üzerinden gerçekleştirilen araştırmada, ‘evlilik ve nikah durumu, çocuk sahipliği, yaşlı bakımı, aileyi bekleyen tehditler, aile ile ilgili değerler, kadının çalışmasına ilişkin tutumlar, ailenin ekonomik durumu, aile ile ilgili yasalar, aile içi şiddet ve boşanma, iletişim araçlarının aile üzerindeki etkisi ve salgın sürecinde aile’ gibi konular ele alındı.
26 İLDE ARAŞTIRMA
‘Türkiye’de Ailenin Değişen Yapısı’ başlıklı araştırma, başta karar vericiler olmak üzere aile konusuyla ilgilenen herkese zengin malzeme sunacak bulgular içeriyor. Birbirinden ilginç sonuçlar içeren araştırma, günümüz Türkiye’sinin durumunu gözler önüne seriyor.
26 ilde toplam 2 bin 400 kişi ile gerçekleştirilen araştırmada, Türkiye’nin aile yapısına, çocuk sahipliğine ve maddi konulardaki bakış açısına değinildi.
‘Türkiye’de Ailenin Değişen Yapısı’ başlıklı araştırma, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde düzenlenen toplantıda kamuoyuyla paylaşıldı.
YÜZDE 37 ‘ZAYIF’ DİYOR
Araştırma bulgularına göre, aile yapısının az veya çok güçlü olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 35.6, aile yapısının zayıfladığını düşünenlerin oranı yüzde 37.1. Katılımcıların yüzde 11.8’i ise ailenin tamamen çöktüğünü ifade etti. Ailenin çökme eğiliminde olduğu düşüncesinin, özellikle düşük eğitimli ve düşük gelir grubuna mensup katılımcılarda öne çıktığı gözlemlendi. Katılımcıların anket sorularına verdikleri cevaplarla aile yapısının zayıflamasında yoksulluk, şiddetli geçimsizlik, aile içi şiddet ve yeni iletişim araçlarının etkili olduğu görüldü.
NAFAKA VERİLMELİ
Araştırmada, nafaka konusu da gündeme getirildi. Boşanma durumunda erkeğin, boşandığı eşine nafaka vermesi konusunda sorulan soruya, “Erkek kadına hiç nafaka vermemeli” diyenlerin oranı yüzde 20.4 iken, “Vermeli” diyenler yüzde 79.6 oranında bir çoğunluk oluşturdu.
KIZ ÇOCUĞU İSTİYORUZ
Araştırmada, katılımcılar üzerinden “Tek bir çocukları olması durumunda bunun kız mı yoksa erkek mi olmasını istersiniz?” sorgulaması yapıldı. Gelen cevaplara göre, katılımcıların yüzde 56.3’ü tek çocukları olması durumunda bunun kız çocuğu olmasını tercih etti. Erkek çocuk tercih edenlerin oranı ise yüzde 43.7 oldu. Araştırmaya göre, kadınların erkeklerden belirgin biçimde daha fazla oranda kız çocuğunu tercih ettiği ortaya çıktı. Kız çocuğunu tercih edenlerin oranı kadınlarda yüzde 68.8 iken, erkeklerde yüzde 43.7 oldu.
Yine yaşlıların genç kuşaklara, üniversite mezunlarının da düşük eğitimlilere göre kız çocuğunu daha fazla oranda tercih ettiği görüldü. Okula gitmeyenler içinde kız çocuğu tercihi yüzde 32.9 iken, bu oran üniversite mezunlarında yüzde 61.8’e kadar yükseldi.
PARA İHTİYACINDA AKRABALAR SON ÇARE
Aile bireylerinin birbiriyle dayanışması ve yardım isteği de araştırmada masaya yatırıldı. “Birinci derece aile bireylerinden birine ne zaman müracaat ediyorsunuz?” sorusuna, araştırmaya katılanların yüzde 70.8’i ‘başı sıkıştığında’, yüzde 59.6’sı ise ‘paraya ihtiyacı olduğunda’ şeklinde cevap verdi. Araştırmada, maddi ihtiyaç durumunda kimden yardım alındığı konusu da katılımcılara soruldu. “Paraya ihtiyacınız olduğunda öncelikle kime başvurursunuz?” sorusuna, birinci derece aile bireylerine diyenlerin oranı yüzde 59.6, bankalara diyenlerin oranı yüzde 20.5, arkadaşlarıma diyenlerin oranı yüzde 10, devlete başvuracağını söyleyenlerin oranı yüzde 2.3, akrabalarıma diyenlerin oranı ise yüzde 0.7 oldu. Araştırma sonuçlarına göre, eğitim düzeyinin yükselmesiyle birlikte zor durumlarda aile bireylerinden birine müracaat etme eğiliminin düştüğü, üniversite mezunlarının devlete veya bankaya müracaat eğiliminde oldukları gözlemlendi.
ARAŞTIRMA NASIL YAPILDI?
Araştırmanın anketi, 3-13 Mayıs 2021 tarihlerinde AREDA Survey tarafından CAWI (Computer Assisted Web Interview) yöntemiyle NUTS-2 istatistiksel bölgeleme sistemine göre seçilmiş 26 ilde toplam 2 bin 400 kişi üzerinde gerçekleştirildi. Araştırmanın sonucunda elde edilen veriler, TÜİK’in cinsiyet, yaş ve eğitim düzeyine ilişkin verilerinin yanı sıra bugün ortaya çıkan parti tercihine göre ağırlıklandırma yapılarak analiz edildi. Verilerin yorumu, frekans dağılımlarının yanı sıra cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, medeni durum ve ailenin ekonomik durumu gibi değişkenler üzerinden yapılan çapraz analizlere dayanıyor.
TİCARET’E 4 ALANDA MESLEKİ YETERLİLİK ONAYI
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sınav ve Belgelendirme Merkezi, Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Yönetim Kurulu tarafından yetkilendirildi. TİCARET ile MYK arasında 12 Nisan 2021 tarihinde yetkilendirme ön sözleşmesi, 8 Kasım 2021 tarihinde ise yetkilendirme sözleşmesi imzalandı. Yapılan çalışmalar sonucunda üniversite, toplam 4 ulusal yeterlilikte sınav ve belgelendirme faaliyeti gerçekleştirmek üzere yetki sahibi oldu.
TİCARET kapsamında yer alan yeterlilikler şunlar:
* 17UY0298-4 Motorlu Kara Taşıtları Alım Satım Danışmanı (Seviye:4 Rev. No:00)
* 17UY0299-5 Motorlu Kara Taşıtları Alım Satım Sorumlusu (Seviye:5 Rev. No:00)
* 17UY0328-3 Servis Aracı Şoförü (Seviye:3 Rev. No:00)
* 17UY0330-3 Taksi Şoförü (Seviye:3 Rev. No:00)
15 Kasım 2021 Pazartesi
24 Ekim 2022 Pazartesi
17 Ekim 2022 Pazartesi
17 Ekim 2022 Pazartesi
17 Ekim 2022 Pazartesi
17 Ekim 2022 Pazartesi