Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden kampanyasıyla hükümet bütün destek unsurlarını devreye soktu. Yeni projelerle milyonlarca insan güvenli konutlarda yaşayacak, sosyal ve ekonomik açıdan muhtemel riskler azaltılacak.
Deprem bölgesinde acil konut ihtiyacı için 181 bin bağımsız bölümün temeli atılırken, toplamda 650 bin konutun yapımı hedefleniyor. Bölgede üretimi ve istihdamı güvence altına alacak çalışmalarla sanayi siteleri de bir bir inşa ediliyor. Bu dönüşüm ve imar çalışmaları, onlarca sektörde iş hacmini artıracak, Türkiye ekonomisi güçlü desteklere dayanan büyüme rakamlarıyla yine dikkat çekecek.
HABER: ADEM ORHUN
Ulaştırmadan savunmaya, finanstan sağlığa son birkaç ay içinde tamamladığı projelerle dikkatleri çeken Türkiye, en büyük kentsel dönüşüm projesini de başlattı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan geçtiğimiz ay yapılan açıklamaya göre, İstanbul’da 695 bin konutun dönüşümü tamamlandı. Sahada, 93 bin konutun inşaatı sürüyor. Ancak bu çalışmalar mega kent için yeterli görülmüyor. Depreme dirençli ve modern binaların yapılması için duyurulan ‘Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden’ kampanyasında da 270 bin başvuru alındı. Bu kapsamda İstanbul’da yüzyılın dönüşümü gerçekleştirilecek.
ÖNCELİKLİ HEDEF
Kentsel dönüşüm konusunda ihtiyaç duyulan birçok mekanizmayı devreye sokan devlet, konuyu hükümet icraat hedeflerinin en üstüne aldı. Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı açıklamada, “TOKİ ile yoğun bir şekilde konut inşaatını devam ettiriyoruz. Şimdi ‘Yarısı Bizden’ adımını yine TOKİ olarak attık. Afet tehdidi altındaki şehirlerimizi, kentsel dönüşüm projeleriyle güvenli hale getireceğiz” dedi. Sadece İstanbul’da 1.5 milyon, toplamda
6 milyon konutla bunu sağlayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı, “Konut ve kira fiyatlarındaki artışları, hem idari ve cezai düzenlemelerle hem de konut arzının artışını teşvik ederek dizginleyeceğiz” diye konuştu.
Deprem bölgesinde de 140 bin konut, 36 bin köy evi ve 5 bin ahır olmak üzere 181 binden fazla bağımsız bölümün inşaatına başlandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hedefin 319 bini 1 yıl içinde olmak üzere 650 bin yeni konut inşa etmek olduğunu söyledi.
SANAYİ SİTELERİ
Deprem bölgesinde ekonominin lokomotifi sanayi faaliyetlerinin yürütüleceği binaların yeniden inşa edilmesi için de çalışmalara hız verildi. Bölgede inşaatına başlanan 181 bin bağımsız bölüm içinde dükkan ve sanayi alanları da bulunuyor. Birçok kentte daha güvenli zeminde küçük sanayi siteleri kuruluyor. Bunlardan biri de Gaziantep’in İslahiye ilçesinde yapılıyor. İlçede temeli atılan küçük sanayi sitesinde 100 metrekare kapalı alana, 150 metrekare açık alana sahip 80 işyeri yapılıyor. Kentsel dönüşüm ve imar çalışmalarının yanı sıra güvenli sanayi tesislerinin kurulması için atılan bu adımların müteahhitlik sektörünün yanı sıra binaların içini donatmada payı olan onlarca sektörde iş hacmini artırması bekleniyor.
ENERJİ TASARRUFU
Kentsel dönüşüm ve yeniden imar çalışmaları sırasında ilerleme kaydedilecek başka bir alan da yeşil binalar ve enerji tasarrufu olacak. Hem enerji kriterlerine uygun yeni binaların yapılması hem de güneş enerjisi ve yağmur suyu kullanımı için yapılacak tasarımlar, ilgili sektörlerde yeni fırsatlar oluşturacak.
MAKRO EKONOMİ
Bu arada inşaat faaliyetlerinin, arz yönünde hareketliliği artıracağı öngörülüyor. Ayrıca makro ekonomik rakamların da iyileşme yönünde artacağı tahmin ediliyor.
Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) aylık raporunda da bu konuya dikkat çekildi. Buna göre; OECD, yeniden imar çalışmaları kapsamında artacak harcamalarla beraber büyüme oranının 2024’te yüzde 3.8’e çıkmasını bekliyor.
Nitekim, TÜİK’in hesaplarına göre Türkiye, bu yılın ilk çeyreğinde, depreme rağmen yüzde 4 büyüdü. Uzmanlar, imar çalışmaları ve kentsel dönüşüm hızlandıkça ilgili diğer sektörlerdeki ticaretin de canlanacağına dikkat çekiyor. Büyümenin de 2023 ve 2024’te bu yoğun hareketliliğin sağlayacağı destekle önceki aylardaki öngörülerin çok üzerinde seyredeceği tahmin ediliyor.
İNŞAAT SEKTÖRÜNÜ TEKRAR CANLANDIRDI
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren, BloombergHT’de yaptığı konuşmada, inşaat sektörünün birkaç yıldır küçüldüğünü hatırlattı. Eren, “2022’de Türkiye ekonomisi yüzde 5.6 büyürken, inşaat sektörü yüzde 8.4 küçülmüştü. Sürpriz bir şekilde bu yılın ilk çeyreğinde inşaat sektörü, ülke ekonomisinin üzerinde büyüdü” dedi. Bu gelişmenin kimseyi yanıltmaması uyarısında bulunan Eren, şöyle devam etti: “Kışın kamu yatırımları durmuşken, ödenekler serbest bırakılmamışken büyüme nasıl oldu? Elim depremden sonra devletimiz çok büyük bir atılım yaptı, süratli bir şekilde geçici konutları ve arkasından kalıcı konut inşaatlarının ihalelerini gerçekleştirdi. Orada büyük bir inşaat faaliyeti başladı. Sektörün ilk çeyrekte yüzde 5.1 büyümesi, oradaki inşaat faaliyetinden kaynaklanıyor.”
BÜYÜMEYI YÜZDE 4’ÜN ÜZERINE ÇIKARACAK
Ekonomist, 3. Göz Danışmanlık CEO’su Hikmet Baydar, deprem bölgesinde ülkemizin üretim üssü olan illerin bulunduğuna dikkat çekti. Dönüşüm ve imar çalışmalarının muhtemel etkilerini değerlendiren Baydar, “Buralarda yapılan üretim, ülke üretim ve ihracatında önemli yer tutuyor. Öyle ki, depremden sonra ihracatta ciddi daralma olmasının sebebi, aynı bölgede üretim yapılamamasıdır. Şimdi bir yandan bölgenin tekrar ayağa kalkması, diğer taraftan da diğer bölgelerdeki kira ve fiyat gibi dengelerin bozulmasının önüne geçilmesi son derece önemli. Bunun da yolu hızlı bir şekilde depremin yaralarını sarmaktır” dedi.
İnşaat sektörünün çimento, demir, yapı malzemeleri, tekstil, mobilya, cam metal, otomotiv gibi birçok sektör ve alt alanları ilgilendirdiğini kaydeden Baydar, şunları söyledi: “İnşaat ve imar çalışmalarında kullanılan ürünlerin büyük çoğunluğu Türkiye’de üretiliyor. Bu sektörlerde üretim yapan firmalarımız aynı zamanda ihracatçıdır. Sadece deprem bölgesinin bir ayda ihracatta yol açtığı düşüş 2 milyar dolar civarında olup, tarım üretiminde ülkenin yüzde 15’i civarında paya sahiptir. Böyle bir ekonomik gücün tekrar harekete geçirilmesi yüzde 3.5 civarında beklenen büyümeyi tekrar yüzde 4’lerin üzerine atabilir. Bu hamleler inşaat sektörüne hizmeti olan firmalarda ciddi ciro artışını sağlarken düşük sabit maliyetle üretim yapma imkanı da oluşacak. Böylece bu firmaların daha kolay ihracat yapması için avantaj oluşturacak.”
ÇOK HISSELI PARSELLERDE SORUN NASIL ÇÖZÜLÜYOR?
Konut sitelerinde, 3’te 2 çoğunluk sağlanırsa, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, TOKİ, Emlak Konut ve ‘Yarısı Bizden’ kampanyalarına katılmak mümkün oluyor. Ancak hissedarların anlaşamaması, kentsel dönüşümü zorlaştırıyor. Bu problem, büyük hisseli arsalarda daha zorlayıcı oluyor. Çözüm için uygulanan yöntem ise çok hissedarlı, büyük yüzölçümlü parsellerin küçültülmesi. Örneği Üsküdar’da uygulanan bu yönteme göre, ilçe belediyesi, sorunlu parselleri küçültüyor. Vatandaşlar da 3’te 2 çoğunluğa, küçük parsellerde daha kolay ulaşabiliyor. Bu yöntem, Yavuztürk Mahallesi’nde devreye alındı. Bu şekilde anlaşan siteler ‘Yarısı Bizden’ kampanyasına dahil oluyor.
Yarısı Bizden’e en çok talep gelen ilçeler:
Bahçelievler: 93 bin bağımsız birim için 26 bin başvuru
Bağcılar: 76 bin bağımsız birim için 24 bin başvuru
Güngören: 67 bin bağımsız birim için 20 bin başvuru
Üsküdar: 57 bin bağımsız birim için 18 bin başvuru
Fatih: 58 bin bağımsız birim için 15 bin başvuru
Avcılar: 45 bin bağımsız bölüm için 13 bin başvuru