Türkiye'nin enerji alanındaki uluslararası hamleleri, dünya medyasının dikkatini çekmeye devam ediyor. ABD merkezli finans ajansı Bloomberg, Türkiye’nin doğal gaz, petrol ve uranyum gibi stratejik enerji kaynaklarına erişim için izlediği politikaları analiz ettiği haberinde, Ankara'nın küresel enerji rekabetinde daha etkin bir oyuncu haline geldiğini yazdı.
Haberde, Türkiye’nin ABD’den sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG), Güneydoğu Asya’dan petrol ve Sahra Altı Afrika’dan uranyum temin etmeye yönelik girişimlerinin hız kazandığı vurgulandı. Özellikle geçtiğimiz hafta Umman ile imzalanan enerji anlaşması, Türkiye'nin enerji diplomasi trafiğinin son halkası olarak öne çıktı.
Bloomberg’e göre, bu enerji diplomasisinin arkasında yalnızca ekonomik değil, jeopolitik hedefler de var. Ankara’nın büyüyen dış politika etkisiyle bu kaynaklara erişim sağladığı ifade edilirken, Türkiye’nin bu adımları “enerjiye aç 1,4 trilyon dolarlık ekonomisini” beslemek için attığı kaydedildi. Ayrıca Türkiye’nin kamu doğal gaz şirketi BOTAŞ’ın da bu sürece paralel olarak küresel ölçekte bir enerji şirketine dönüşme hazırlığı içinde olduğu belirtildi. Bloomberg, bu stratejinin Çin’in 1990’lardan itibaren devlet destekli şirketlerle yürüttüğü dış kaynak arayışına benzediğine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu adımları, yalnızca enerji arz güvenliğini değil, Türkiye’nin uluslararası nüfuzunu da artırmak için kullandığı vurgulandı. Haberde, bu enerji stratejisiyle Türkiye’nin beş farklı ülkede doğrudan etkisinin arttığına işaret edildi.
'5 ÜLKEDE ETKİSİ ARTACAK'
"Bu yıl Enerji Bakanlığı'na bağlı şirketler Umman, Libya, Pakistan, Azerbaycan ve Macaristan ile arama anlaşmaları imzaladı, bu ülkelerin tamamı, son yıllarda Ankara ile ilişkilerini güçlendirdi" hatırlatması yapan Bloomberg, "yurt dışındaki önemli doğal kaynakların kontrolünü sağlamak, Türkiye'nin bu ülkelerdeki etkisini artıracak ve ticaret, savunma gibi diğer alanlarda iş birliği fırsatları yaratacak" ifadelerini kullanıyor ve ekliyor:
"Bu strateji, Çin'in ulusal petrol şirketlerinin 30 yıl önce uygulamaya başladığı modelin bir versiyonu. Çin ilk olarak gelişmekte olan ülkelerde yer edinmiş, ardından bu şirketler yurtdışında ticaret ofisleri açarak küresel enerji piyasalarındaki rollerini büyütmüştü."
BOTAŞ: ABD İLE GÖRÜŞME SÜRÜYOR, İSVİÇRE'DE OFİS AÇABİLİR
Habere göre BOTAŞ, ilk kez LNG ithalat sözleşmeleri imzalayarak taşıma kontrolünü de üstlendi. Bloomberg'e konuşan ve konuya yakın kaynaklara göre, "özellikle ABD'den esnek hacimli ek LNG alımı için görüşmeler sürüyor. BOTAŞ'ın bu yıl İsviçre'de bir ofis açmayı planladığı söyleniyor. Bu da onu dünyanın en büyük emtia tüccarlarının arasına yerleştirebilir."
'KÜRESEL ENERJİ SAHNESİNDE NÜFUZUNU ARTIRABİLİR'
ABD'de LNG üretiminin hızla artması ve küresel talebin canlılığının, karlı ticaret fırsatlarını doğurduğu belirtilen, haberde "Küresel LNG pazarına erişim, Türkiye’nin şu anki başlıca tedarikçileri olan Rusya, Azerbaycan ve İran dışındaki kaynaklara yönelmesini sağlarken, aynı zamanda ülkeyi potansiyel bir tedarikçi haline getirerek küresel enerji sahnesinde nüfuzunu artırabilir."
'TÜRKİYE ÖZEL HAKLARA SAHİP OLACAK'
Keşif açısından en gelişmiş yeni yurt dışı projenin ise Somali olduğu kaydedilen haberde "TPAO'ya ait bir araştırma gemisi burada yedi ay süren hidrokarbon aramasını tamamladı. Sonuçlar henüz açıklanmasa da olumlu çıkarsa, Türkiye ülkedeki üretim üzerinde özel haklara sahip olacak ve portföyüne karlı bir doğal kaynak daha eklemiş olacak" notu düşülüyor.
TÜRKİYE'NİN AVANTAJI NE?
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürü Ahmet Türkoğlu'na dayandırarak şirketin Rusya, Azerbaycan, Irak ve Türkiye’de petrol ürettiği belirtilirken, Türkiye'nin emtia arayışında yalnız olmadığı kaydediliyor:
"Örneğin Avrupa, Rusya’dan bağımsızlaşırken sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) için büyük bir atağa geçti. Ankara, yabancı hükümetlere sunduğu tekliflerde Karadeniz'deki derin deniz doğal gaz projesini, büyük çaplı ve karmaşık projeleri hayata geçirebileceğine dair bir kanıt olarak öne çıkarıyor. Türkiye'nin Avrupa ve Asya arasında yer alması ve Batılı rakiplerine kıyasla sömürge geçmişinin olmaması da önemli avantajlar."