Bu satırlar yazılırken Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in resmi Rusya ziyareti sürüyordu. Ukrayna savaşının başlamasından bu yana Çin’in tavrı anlaşılmaya çalışılıyor. Çin, ülke yönetiminin uluslararası ilişkiler ilkelerine aykırı olan, onaylaması olanaksız olan bu işgal harekatına karşı neden tavır almıyor? Ülkenin en büyük ihracat müşterileri olan Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerini karşısına almak pahasına neden nispeten küçük bir müşterinin yanında duruyor? Ziyaret, sorulara yenilerini ekledi. Xi neden orada; Çin’in Putin’e desteğini somut ve güçlü bir şekilde göstermek için mi, büyük ağabey rolünde Putin’i, Çin Dışişleri Bakanlığı’nın şubat ayında açıkladığı ‘Ukrayna Krizine Politik Çözüm’ ile ilgili pozisyon belgesi çerçevesinde bir barışa zorlamak için mi?

 

PUTİN’Lİ RUSYA’NIN ÖNEMİ

 

Çin’in bu konuya yaklaşımını anlamak, bu konuda neyi neden yapıp yapmadığı, yapıp yapmayacağını değerlendirebilmek için Putin’li bir Rusya’nın Çin için öneminin anlaşılması gerekir. İki ülke arasındaki gerginlik, ABD yönetimlerinin ülke ekonomisine maliyetlerine de bakmadan Çin’i yavaşlatacak, zayıflatacak her şeyi yaptığı bir ortamda, giderek artıyor. Dünyanın bir soğuk savaşa kayması, Çin’in çevresinde, Tayvan’da, Güney Çin Denizi’nde bir sıcak savaş olanak dışı olmaktan giderek çıkıyor. Soğuk veya yakınlardaki bir sıcak savaşın Çin’in lehine gelişmesi olasılığı oldukça yüksek. Olayların böyle gelişmesi durumunda ise ABD’nin, denizlerin hakimi olarak elindeki en büyük koz bir abluka; Çin’e petrol, hammadde, gıda akışını, Çin’in dış ticaretini kesmek. Böyle bir durumda dost bir Rusya, enerji demek, gıda demek, Ukrayna gibi bir batağa saplanmamışsa dünya ile ticaret yolları demek. Kısacası dost bir Rusya’nın varlığı, Çin için bir ölüm kalım meselesi. Ortada bir ölüm kalım meselesi varsa kârın zararın önemi büyük ölçüde düşüyor.

 

Dolayısıyla Çin, Rusya’yı ve Putin’i bunun kendisine maliyetini elinden geldiğince düşük tutarak destekleyecek, Rusya ve Putin’e zarar verecek, onları zayıflatacak hiçbir şey yapmayacaktır. Bir barış girişimi de bu çerçevede, Rusya ve Putin’in varlığını tehlikeye atmayacaksa gündeme gelebilecektir. 

 

BARIŞ İÇİN ÖNERİLER

 

Çin tarafında şubat ayında açıklanan belge, sıklıkla öyle nitelense de, bir barış planı değil, barışa giden yolu açacak bir dizi öneriden ibaret. Belgenin ilk maddesi, ülkelerin toprak bütünlüğü ihlal edilmemeli diyerek, Rusya’ya gönderme yapıyor. İkinci maddesi, bir ülkenin güvenliğini sağlamak için bir başka ülkenin güvenliğini azaltmak, askeri bloklaşmalara gitmenin yanlış olduğunu söyleyerek, Rusya’nın derdini dile getiriyor. Madde 3 ve 4 ise çatışmayı kızıştırmamak, tarafların diyaloğa girmesi ve zaman içinde çatışmanın durması, barışa gidilmesinin desteklenmesini öneriyor. Yani bir barış planı sunmuyor, tarafların zaman içinde böyle bir planı oluşturmasını sağlayacak bir sürecin başlamasının desteklenmesini öneriyor. Madde 8, nükleer güç kullanımı ve bu yönde tehditlere karşı uyarıyor. Madde 9, tek taraflı yaptırımların kaldırılmasını öneriyor. Geri kalan maddeler, son maddede savaş sonrasında, Çin’in de katkı yapma teklifini içeren bölgenin yeniden imarı olmak üzere, çatışmanın zararlarını sınırlamaya yönelik konular ele alınıyor. Kısacası, belge işin kökündeki Rusya’nın derdini çözmekle başlayıp olayları geri saracak bir yaklaşım öneriyor.

 

Gerçekleşirse bu, dünyayı bir savaştan kurtarmanın yanında, Rusya’yı ve onu stratejik nedenlerle yalnız bırakamayan Çin’i de zor durumdan kurtarır, bunun da ötesinde Çin’e dünyada büyük saygınlık sağlar. Bu, iki rakibini birden köşeye sıkıştırmış durumdayken ABD’nin işine gelir mi, dolayısıyla gerçekleşir mi, orası belirsiz.

27 Mart 2023 Pazartesi