Prof. Dr. Nurullah GÜR

Prof. Dr. Nurullah GÜR

Diğer Yazıları


ngur@medipol.com.tr

 

Her dönemin kendine has zorlukları var. 2020’ler küreselleşmenin güncellemeden geçtiği, küresel tedarik zincirlerinin bağlantı noktalarının değiştiği, iklim değişikliğinin kendini hissettirdiği, jeopolitik risklerin arttığı ve belirsizlik bulutlarının yoğunlaştığı bir dönem. Bir taraftan küresel ekonomiye dair çözüm bekleyen sorunların sayısı artarken, diğer yandan öngörülebilirlik azalıyor. Bu durum, ekonomik birimler için karar alma süreçlerini zorlaştırıyor. Özellikle de reel sektörün…

 

Değişimin baş döndürücü hızda ilerlediği bir ortamda reel sektör, çok farklı alanlarla ilgili kritik kararlar almak zorunda. Üretim süreçlerinin yenilenmesinden hammadde stok yönetimine, mevcut müşterilerin değişen beklentilerinden yeni pazar olanaklarının belirlenmesine kadar çok fazla sayıda konuyla ilgili kısa ve uzun vadeli planlama yapmak gerekiyor. Eskiden büyük planlama değişikliklerine 10-15 yılda bir ihtiyaç duyulurdu. Artık süre kısaldı. Günümüzde 2-3 yılda bir ana iş planlarının gözden geçirilmesi şart oldu. 

 

Bazı iş kolları için bu süre daha da kısa olabilir. 

 

VERİ BAZLI KARAR ALMA SÜRECİ

 

Şirketlerin rotalarını belirleyebilmeleri için büyük veri havuzlarına ihtiyaçları var. Zira çözüm bekleyen denklemler çok daha zor, bilinmeyen değişkenlerin sayısı çok daha fazla. Detaylı veriye ulaşabilen, veri setlerini doğru yöntemlerle analiz eden ve günün sonunda bu analizleri girişimci ruhun ferasetiyle harmanlayarak karar alabilen şirketlerin daha rekabetçi, verimli ve dış şoklara karşı daha dirençli olduğu gözlemleniyor. İşte bu yüzden Türkiye’deki şirketlerin karar alma süreçlerinde büyük verinin kendilerine sunabileceği fırsatları iyi etüt etmeleri lazım. 

 

Veri bazlı hareket etmek, sadece büyük şirketlerin takip edebileceği bir yol olmaktan çıkıyor. Büyük şirketlerin ölçek ekonomisi, beşeri sermaye ve finansmana kolay erişim gibi avantajları olduğu doğru. Ama teknolojik gelişmelerle birlikte veriye erişmenin ve veriyi işleyecek bilişim altyapısının birim maliyeti azalıyor. Bununla birlikte, KOBİ’lerin esnek hareket etme ve değişimlere kendilerini daha kolay adapte edebilme gibi avantajları da var. Geçmişte KOBİ’ler için lüks kabul edilen bilişim uygulamaları, artık yavaş yavaş daha erişilebilir bir hal alıyor. Dolayısıyla, KOBİ’lerin bu durumun bilincinde olarak veri odaklı planlama anlayışına geçiş yapmak için kolları sıvamaları lazım. 

 

Geçiş sürecinin ilk adımları KOBİ’ler için maliyetli olabilir. Ama zamanla bu işlere kaynak ve zaman ayırmanın kendilerine nasıl büyük getiriler sunacağını göreceklerdir. Değişimi idrak ederek bu yolda küçük de olsa hazırlıklar yapmak, KOBİ’ler için anlamlı farklar ortaya çıkarır. Ekonomi motorunun en önemli enerji kayaklarından biri haline gelen veriye sırtını dönerek sadece sezgiler üzerinden karar vermek ise reel sektörü yavaşlatır.

20 Mart 2023 Pazartesi