Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

DR. CAN GÜRLESEL

TCMB, yeni ekonomi modeli çerçevesinde ortaya konulan hedeflere yönelik olarak 20 Aralık tarihinden bu yana önemli kararlar aldı ve uygulamaya koydu. TCMB uygulamalarının büyük bölümü, sanayi firmaları ve ihracatçılar üzerinden gerçekleşiyor. Bu nedenle TCMB kararlarından ve uygulamalarından en çok etkilenen kesim de sanayi ve ihracatçılar oluyor.

1. Kur korumalı mevduatlarda şirketlerin geri dönüşleri ağustos ayında başlıyor

Öncelikle ekonomide liralaşma hedefi doğrultusunda uygulamaya konulan kur korumalı mevduat uygulamasında 1.1 trilyon TL tutarında hesap açıldı. Şirketlerin döviz mevduat hesaplarında 13 milyar dolarlık bir azalma meydana geldi. Gerçek kişiler DTH hesapları da 15 milyar dolar azaldı. Kur korumalı mevduat hesaplarının talep gördüğü görülüyor. Ancak bu uygulamaya rağmen Türk lirasında değer kaybı sürüyor. Ve kur korumalı mevduatların Hazine ve merkez bankasına artan yükü oluşuyor. Kur korumalı mevduatlardan ne zaman ve nasıl çıkılacağı da belirsizliğini koruyor.

2. Kredi politikası DTH bozulması amacıyla kullanılıyor

Bu çerçevede şirketlerin DTH hesaplarının bozulmasına yönelik agresif bir öncelik devam ediyor. Bu öncelik çerçevesinde birçok yeni kısıtlayıcı düzenleme hayata geçirildi. Şirketlerin Merkez Bankası TL cinsi reeskont kredilerinin kullanımı için ihracat bozdurma oranları artırıldı, ayrıca döviz varlıkların sınırlanması ile döviz alınmayacağına yönelik taahhütler devreye girdi. TCMB, kendi politika hedefleri çerçevesinde şirketlerin finansman olanaklarını artan oranda sıkılaştırmaya devam ediyor. Bankaların TL rotatif ticari kredilerinin kullanımına yüzde 200 karşılık getirildi. Bu nedenle bankalar rotatif kredilerin kullanımından hızla uzaklaştı. Firmalar için 90 güne kadar finansman sağlayan bu olanak en aza indi.

3. Tüm TL kredi kullanımlarında döviz bulundurma sınırı getirildi

Türk lirası ticari kullanımında da yine şirketlerin aktifleri içindeki döviz varlıklarına ilişkin yüzde 10’un aşılmaması sınırlaması uygulanıyor. Şirketler eğer TL ticari kredi kullanmak istiyorsa döviz varlıklarının aktifler içindeki payı yüzde 10’u aşmamalı. Firmalara bu koşul ile TL kredi kullanması halinde 1 yıl boyunca döviz varlıklarının aktifler içindeki payının yüzde 10’u aşmaması zorunluluğu da getirildi. Bu uygulama TL kredi kullanımında da sıkıntı yaratmaya başladı. Firmalar döviz varlıklarına işleri nedeniyle ihtiyaç duyuyor ve belli bir döviz varlığı tutunca TL kredi alamaz hale geliyorlar. Vadeleri dolan TL kredilerin yenilenmesinde firmalar döviz satışı veya TL krediyi yenilememe seçenekleri arasında sıkışmaya başladı.

4. Eximbank kredileri yavaşladı

Eximbank da ihracatın finansmanı ana işlevinden uzaklaştı. Eximbank yurt dışı kredilerini yenilemediği/yenileyemediği için döviz cinsi ihracat finansman olanakları en aza indi. TL kredilerinde ise limitler TL olarak belirlenmeye başladı. 1 milyon TL’ye kadar kredi başvurularına cevap verilir hale geldi ve faiz oranları yüzde 24’e çıktı.

5. TCMB reeskont kredileri tek uygun ve erişilebilir kaynak haline geldi

Diğer tüm kredi olanakları kısılırken TCMB TL cinsi reeskont kredileri tek uygun kredi olanağı olarak sunulur hale geldi. TCMB bilinçli politikası ile amaç, şirketlerin TL finansman olanaklarını sınırlamak ve tek kaynak olan TCMB reeskont kredilerini kullanabilmek için de yine şirketleri DTH hesaplarını bozmaya ve döviz varlıklarını satmaya zorlamaktır. Ancak şirketler ve ihracatçılar yine işleri gereği döviz bulunduruyor ve bulundurmaya da devam edecekler. TCMB kredi aracını bir kur politikası olarak kullanıyor. Eximbank ve bankaların kredi işlevi azalıyor. TCMB, ihracat finansman, ticaret ve yatırım bankası işlevlerini yerine getiren bir bankaya dönüşüyor.

SON SÖZ: Yeni yılda firmaların işletme sermayesi ihtiyacı yüzde 100’e yakın artmış bulunuyor. Böyle bir ortamda finansman olanaklarının koşullu hale getirilmesi finansman sıkıntılarını artıracak.

12 Ağustos 2022 Cuma