Dr. İlhami FINDIKÇI

Dr. İlhami FINDIKÇI

Diğer Yazıları

DR. İLHAMİ FINDIKÇI

ifindikci@degerdanismanlik.com.tr

 

Uzun ömürlü olmak şirketlerin, özellikle de aile şirketlerinin en önemli hedeflerinden biri. Bu hedefi destekleyen ve belki de hedefin ayrılmaz bir parçası ise hiç kuşkusuz sağlıklı bir uzun ömürdür.

 

Bu yazımızda büyük zorluklarla kurulan işletmelerin uzun ömürlü olmalarının önündeki engelleri, ömürlerini uzatmaları ama aynı zamanda sağlıklı bir işleyişe sahip olmaları için neler yapılabileceğini pratik deneyimlerden hareketle ele almak istiyoruz.

 

Konuyla ilgili öneri ve tespitlerimize geçmeden önce bu tespitlerin çoğunlukla tipik aile şirketleri için geçerli olduğunu, dolayısıyla geliştirilen önerilerin ağırlıklı olarak aile şirketlerinin uzun ömürlü olmalarını sağlamaya yönelik olduğunu belirtmemizde yarar var. 

 

Bunun başlıca nedeni, gerek ülkemizde gerekse dünyada mevcut şirketlerin ezici bir çoğunluğunun aile şirketi olmasıdır.

 

Kurucuların aile üyelerinden oluştuğu, işin sahiplerinin genellikle işin çekirdeğinden geldiği, rekabet şartlarının daha fazla zorlandığı, hızlı ve gözü kara kararların verilebildiği, ilk kurucuların genellikle yeterince eğitim almadıkları, hızlı bir gelişme ile kısa zamanda gelişip büyüyebilmeleri, aile şirketleri için ilk etapta sayılabilecek özelliklerdir. Yapılan bütün araştırmalar aile şirketlerinin sayılan bu temel özellikleri ile çok önemli avantajlara sahip olduğunu ama aynı zamanda kimi dezavantajları da bulunduğunu ortaya koymuştur. Önemli olan, dezavantajları en az etkili hale getirmektir. Aile şirketlerinin en önemli sıkıntılarının başında belki de diğer bütün sıkıntılara da kaynaklık eden başlıca nokta kurumsallaşma sorunudur.

 

Aile şirketleri kurumsallaşmayı başardıkları oranda ömürlerini uzatabiliyor, yani köklü şirketler olabiliyorlar. Peki, bunu nasıl başaracaklar? Yani şirketler ömürlerini uzatmak, kalıcı olmak, sağlıklı olmak ve böylece köklü olmak için neler yapmalılar? Ya da halen köklü olan şirketler bunu nasıl başarmışlar? İşte bu soruların cevapları için kısacası şirketlerin köklü birer kurum olmaları için neler yapılabileceğini maddeler halinde sunmaya çalışalım.

 

* Her şeyden önce köklü olmaktan ne anlıyoruz ya da ne anlamalıyızın üzerinde duralım. Bir işletmenin köklü olması, uzun ömürlü olması, bir geleneğinin yerleşmiş olması, bir kültürünün gelişmiş olması, markasının olması ya da marka olarak algılanabilmesi, belirli bir sistematiğe sahip olması, sürdürülebilir bir gelişme potansiyeline sahip olması, girdi, dönüşüm ve çıktı süreçlerinin belirli kurallar dahilinde gerçekleşmesi gibi kavramlarla yakından ilişkilidir.

 

* Bir şirketin uzun ömürlü olması için olmazsa olmaz şartların başında hiç kuşkusuz kurumsallaşmayı başarmış olması geliyor. Ancak gerek ülkemizde gerekse dünyada çoğu zaman kurumsallaşmanın tam olarak anlaşılmadığı dikkati çekiyor. Kurumsallaşma, çok yalın bir yaklaşım ile ürün ya da hizmet üretim sürecinin bütün ayrıntılarıyla belirli kuralların egemenliğinde gerçekleştirilmesidir. 

 

* Köklü aile şirketi olma yolundaki önemli bir kilometre taşı, hiç kuşkusuz kurumun iç işleyişinde standartları yerleştirmesidir. Her canlı ve sosyal yapının zamanla arızalar vermesi, eski performansını sergileyememesi gibi şirketler de zamanla enerjilerini yitirirler. İşte bu enerji yitirilmeden yani kurum gelişme dönemindeyken salt para harcamak, salt kâr etmek, salt üretim, salt pazarlama ya da satış değil ama aynı zamanda işleyiş standartlarının oluşturulması, görev tanımlarının yapılması gereklidir. 

 

* Köklü aile şirketlerinin köklü olmalarının kaderi, büyük ölçüde bu kurumdaki liderlik gücüyle ilgilidir. Özellikle ilk kurucu lider ya da kuruluş döneminde liderlik yapan kişi, kurumun uzun ömürlü olmasında çok önemli yer alır. Liderin girişimci olduğu kadar karizmatik bir kişilik özelliğine sahip olması, geleceği öngörmesi, ikna becerisine sahip olması, kişisel gelişime açık olması, yüksek başarı güdüsüne sahip olması, iş ve alan bilgisine hakim olması önemli ve gereklidir. 

 

* Köklü kurumların en önemli özelliklerinden biri, bütün çalışma ve çabalarının odağına ‘insan’ı koymuş olmalarıdır. Dolayısıyla insan haklarının, adaletin, objektifliğin yanı sıra müşterilerin veli nimet sayıldığı bir anlayış, kurumun ömrünü uzatıyor.

 

* Önemli bir madde olarak not düşmek isteriz ki, köklü şirketlerin önemli bir diğer özelliği de denetim, bütçe ve özellikle satın alma ve harcama disiplinlerini geliştirmeleri ve bu disiplini kaybetmemeleridir.

08 Aralık 2022 Perşembe