Doç. Dr. Adnan Veysel ERTEMEL

Doç. Dr. Adnan Veysel ERTEMEL

Diğer Yazıları

Girişimcilik sermaye, emek, itibar ve zaman gibi birçok açıdan risk almayı gerektirir. Bana göre girişimcilik, akıllı risk alma sanatıdır. Girişimci ne kadar akıllıysa riski o oranda ölçüp tartar ve minimuma indirger.Türk insanının diğer ülkelere kıyasla girişimciliğe daha yatkın olduğu bilinir. Ancak kültür kodlarımızda bireyi girişimcilikten soğutan birçok unsur da söz konusu. Çocukların ‘başımıza icat çıkarma!’ telkinleriyle büyütülmesi bunun en bariz örneği. Boğaziçi Üniversitesi’nde yüksek lisans programından mezun olduğum dönemde, ben dahil sadece 2-3 kişi girişimcilik macerasına atılmıştı.

Bunlardan Ender adındaki arkadaşımla mezun olduktan 1 yıl sonra dertleşirken, bana memleketine her gittiğinde yakınlarının kendisine ne iş yaptığını sorduğunu söyledi.‘Girişimciyim, kendi projem üzerinde uğraşıyorum’ cevabı karşısında yakınlarının tatmin olmadığını, kendisinin işsiz olduğunu düşündüklerini, hatta son gidişinde dayısının peki ne zaman iş bulacaksın diye çıkıştığını anlatmıştı. Gerçekten de iyi bir okul bitirmişseniz size dayatılan, iyi bir şirkette ‘beyaz yakalı’ çalışan olarak işe başlamaktır. Bunun haricinde kendi işinizi kurma gibi bir maceraya atılmak hiç de akıl kârı değildir! Ne kadar yanlış bir anlayış değil mi?

Başarısız girişimler

Bir girişimde baş ağrısı olmak kadar doğal bir şey yoktur. Oysa bir girişimci ilk girişiminde başarısız olmasıyla bizim kültürümüzde utanç vericidir. Avrupa ülkelerinde de benzer bir durum söz konusu. Geçmişte girişimini batırmış birisine yeni bir fırsat verilmez. Oysa ABD’de Silikon Vadisi’nde durum bunun tam tersi. Başarısızlık olağan bir durum olarak karşılanır. Hatta geçmişte girişim batırmış kişiler, yatırımcılar için tercih sebebidir. Çünkü geçmişte hata yapan biri daha tecrübeli olarak algılanır ve hatalarından mutlaka ders çıkardığı, aynı hataları bir daha kolay kolay yapmayacağı düşünülür.

Gerçekten de bir başarı hikâyesinin arka planında çok sayıda başarısız deneme yatar. Thomas Edison’un hikâyesi buna en iyi örnek. 5 bin kez başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen neden hâlâ ampul filamanını kusursuz hale getirmeye çalıştığını soran yardımcısına Edison, şu cevabı vermişti: “Başarısızlık kelimesinden bir şey anlamıyorum, ben yaptığım denemelerle 5 bin taneden fazla çalışmayan şey keşfettim.”Dijital mecra, girişimcilere başka hiçbir yerde olmadığı ölçüde hızlı biçimde ‘deneyler’ tasarlayıp iş fikrinin tutup tutmadığını tespit etmeye imkân veriyor. Dijital mecranın en önemli avantajı tam da bu; çok hızlı biçimde prototipleme, test, ölçümleme ve optimizasyona imkân vermesi. Maharet, bu deneyleri olabildiğince hızlı ve olabildiğince ucuza mal etmekte.

Silikon Vadisi yaklaşımı

İş fikri fiziksel bir ürün üzerine olsa bile fikrin sahibi, dijital mecra üzerinden talep oluşturma deneyleri tasarlayarak ‘fikrin satın alınıp alınmadığını’ görebiliyor. Silikon Vadisi’ne özgü bu yaklaşım, modern girişimlerin özümsemesi gereken temel kavram. Yalın girişim (lean startup) metodolojisi, (ürün yerine) müşteri geliştirme felsefesi, (iş planı yerine) iş modeli geliştirme yaklaşımı bu akımın ürünü kavramlar.

Gelecek yazılarda bu konuları detaylı olarak inceleyeceğiz.Linkedln şirketinin kurucusu Reid Hoffman, Linkedln’den önce 61 başarısız girişim denemesi yapmış. Linkedln, Hofman’ın 62’nci denemesi ve ancak bu denemede başarılı olabildi. Her girişiminde fikrin potansiyeli olup olmadığını olabildiğince kısa sürede görebildiği için bu kadar fazla sayıda deneme yapabildi.

Google’da da bu kültür öylesine yerleşik ki, şirket tamamen çuvalladığı proje deneyimlerini, sonraki projeler için iç görü elde etmesini sağladığı için ‘güzel hatalar (beatiful mistakes)’ yapma süreci olarak adlandırıyor.Ne demiştik? Girişimcilik akıllı risk alma sanatıdır. Dijital mecrayı iyi kullanarak fikrinizin birim zamanda ne oranda mıknatıs etkisi yaptığını ölçümlemeniz ve girişiminizdeki riski asgariye indirgemeniz mümkün.

16 Ağustos 2019 Cuma