Giriş: 23.04.2021 - 00:00
Güncelleme: 24.10.2022 - 15:16
ADNAN VEYSEL ERTEMEL

ADNAN VEYSEL ERTEMEL

Doç. Dr. Adnan Veysel Ertemel

Geçtiğimiz yazıda pandeminin de etkisiyle artan dijitalleşme sürecinde baş döndürücü biçimde artan veri dalgasına ve yeni normalde eski stratejilerin hızla etkinliğini yitirdiğine değinmiştik.

Peki, tüketicileri etkileşime sokabilecek yeni stratejiler neler?

Harvard Business Review organizatörlüğünde geçtiğimiz ay gerçekleştirilen online konferansta dijitalleşen dünyada öne çıkan yeni trendler anlatıldı. Geleceği şekillendireceği öngörülen yeni dijital pazarlama trendleri şu şekilde sıralanıyor:

YAPAY ZEKA DEVREDE

Son dönemde Twitter, Facebook, Linkedin gibi sosyal ağlara birkaç gün ara verdikten sonra girmişseniz muhtemelen bir detay farketmişsinizdir. Eskiden zaman tünelinizdeki mesajlar kronolojik sırada gösterilirken, artık uygulamaya uzunca bir aradan sonra girdiğinizde birkaç gün öncesine ait bir paylaşımı en üstte görebiliyorsunuz.

Bu paylaşıma dikkat ettiğinizde sizin kaçırmak istemediğiniz ya da en çok etkileşime geçtiğiniz kişilerden gelen ve çokça beğeni almış bir paylaşım olduğunu görüyorsunuz. Bu durumun nedeni çok basit. Sosyal ağlar son zamanlarda yapay zekayı devreye sokmuş durumda. Yapay zeka, bireyin geçmiş tüm tıklama, beğeni, izleme vb. davranışlarından edindiği iç görüyle ilgimizi çekeceğinden emin olduğu içeriği ön plana çıkarıyor. Yapay zekanın, farkında olmasak da arka planda günlük rutinimizin birparçası haline geldiğini görüyoruz.

ÖNCE SESLİ İLETİŞİM

Yapay zekanın yaşamımızı domine ettiği bir başka alan Apple Siri, Amazon Alexa vb. örneklerde görüldüğü gibi sesli kişisel asistanlar olarak öne çıkıyor. Yapay zekanın gelişmesiyle gittikçe daha da akıllanan, aksanlı konuşmaları da rahatlıkla çözümleyebilen, bireyin yanından hiç ayrılmayan, kişisel sekreteri gibi yaşamın her adımını takip ve kayıt eden ve kişiye özgü tercihleri not eden bu sistemler, zamanla tüketicilere tam ihtiyacı olduğu anda ve yerde, henüz farkında olmasa da tam istediği / isteyeceği çözümü sunmaya başlayacak. İnsan-bilgisayar etkileşiminin sesle domine edilmesine doğru giden bu süreç, bir ölçüde korkutucu bir hal alıyor. Bu olguyla ilgili fikir vermesi açısından bir örnek verelim. Yakınlarınızla birlikteyken bahsi geçen bir konuyla ilgili kısa bir süre sonra Youtube, Google, Facebook ve benzeri platformlarda tam da o konuyla ilgili reklam aldığınız oldu mu? Bu tesadüf olabilir mi?

GİTTİKÇE HIZLANAN İÇERİK DÖNGÜLERİ

Dijital evrende üretilen veri hacmi olağanüstü oranda arttığı için herhangi bir içerik parçasının dikkat çekmesi çok zorlaştı. Atılan bir tweet, paylaşıldığı anda dikkat çekmediyse ömrü maksimum 2 dakika sürüyor. Sonrasında dijital bilgi okyanusunda kayboluyor. Böyle bir ortamda dikkat çekmek için ‘ilgili’ içerik paylaşmaya özellikle özen göstermek gerekli. İçeriğin ilgili olması için güncel olması ayrı bir önem taşıyor. Günümüz modern pazarlama ortamında markalar, toplumun konuştuğu güncel konu başlıklarını takip ederek çok hızlı biçimde tepki verip güncele dair hızlıca içerik üretme stratejisini benimsiyor. Öyle ki, bu içerik üretim döngüsü günler mertebesine inmiş durumda. Ancak bu sayede markalar tüketicilerde karşılık bulan mesajlar üretebiliyor.

HİPER KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ MOTİVASYON

Tüketicileri etkileşime sokmak için gittikçe daha sık biçimde oyunlaştırılmış kurguların uygulandığını görüyoruz. Davranışsal psikolojiye dayalı bu tarz tekniklerle tüketiciler farkında olmadan arzu edilen davranışları sergilemeye teşvik ediliyor. Bu konuları gelecek yazılarda daha detaylı biçimde inceleyeceğiz.