Giriş: 17.06.2019 - 00:00
Güncelleme: 24.10.2022 - 13:52
ADNAN VEYSEL ERTEMEL

ADNAN VEYSEL ERTEMEL

Mobil iletişimde son nokta olarak ifade edilen 5G teknolojisi dijitalleşme yolculuğunun da son büyük halkası niteliğinde... Hayata geçtiğinde 5G teknolojisi otonom araçlardan, akıllı şehirlere, akıllı evlerden nesnelerin internetine kadar yaşamımızı her açıdan dönüştürecek bir teknoloji... 5G’nin hızını bir örnekle anlatmak gerekirse, bir filmi 3G teknolojisiyle 26 saatte indirirken 4G teknolojisiyle 8 dakikada indirilebiliyor. 5G hayata geçtiğinde bu süre 3.5 saniyeye inmiş olacak. Diğer teknolojilerde olduğu gibi mobil iletişimde her açıdan devrime neden olacak bu teknolojide de ABD ve Çin arasında kıyasıya bir rekabet söz konusu... Modern İpekyolu olacak Tek Kuşak Tek Yol (one belt, one road) projesinde emin adımlarla ilerleyen Çin, teknoloji ve dijitalleşmede de proaktif davranıp doğru adımlar atıyor. Sadece yapay zekaya 2030’a kadar 1 trilyon dolar yatırma kararı alan Çin devleti, mobil altyapı ve iletişim alanında da Huawei gibi dev şirketleriyle her anlamda dünya çapında liderliğe oynuyor. Çünkü geleceğin yeni normali olacak tamamen dijital dünyasında çağımızın petrolü konumundaki veriyi elinde tutanın sadece ekonomik güç sahibi olmanın ötesinde eşsiz bir istihbari güç kaynağı olacağını biliyor... Yapılan öngörülere göre 5G’de lider olacak ülke 3 milyon net ilave istihdam olanağı ve GSYMH olarak 500 milyar dolar ilave hasıla elde edecek. Sadece mobil telefon üreticisi olmanın ötesinde özellikle telekomünikasyon altyapısında istikrarlı büyümesiyle son yıllarda dikkat çeken Huawei, AT&T, Ericsson, Nokia gibi devleri rekabette geride bırakmayı başardı... Bu alanda günden güne kan kaybeden ABD, son çare olarak geçtiğimiz haftalarda alışılmadık bir adım atarak söz konusu şirketi her alanda ülkeden dışlama kararı aldı.

Bu gelişme sonrasında Huawei karşı hamle için hummalı bir çalışmaya girdi. Şirketin 24 saat esasına dayalı olarak çalışacak şekilde 10.000 kişiyi çalıştırdığı söyleniyor. Şirket kendine ait Android benzeri yeni bir işletim sistemi dahil olmak üzere ABD şirketlerine bağımlılığı ortadan kaldıracak için yepyeni bir ekosistem oluşturmak üzere bir dizi adım atacak.

HUAWAEI’NİN HİÇ ŞANSI VAR MI?

Peki, platform merkezli dünyada Android işletim sistemi dururken tüketiciler zahmet edip sıfırdan oluşturulacak yeni bir ekosisteme girer mi? Ağ etkisi oluşturmanın zor olduğu düşünülürse bu durum gerçekçi görünmeyebilir. Ancak Huawei kartlarını doğru oynarsa Android işletim sistemini tahtından edebilir. Eskiden Skype, MSN gibi platformlar herkesin vazgeçilmeziydi ancak günümüzde demode hale geldiler. Benzer durum burada da söz konusu olabilir.

DENGELER DEĞİŞİYOR

Teknolojik ürünlerin üretiminde yıllardır süregelen bir denge söz konusu; üretilen katma değerin yazılım tarafını ABD menşeli Apple, Google, Microsoft gibi şirketler gerçekleştirirken – mikroişlemci hariç – donanım ayağını ucuz işgücü ve giderek daha kaliteli üretim standartlarıyla Çin menşeli şirketler üstleniyor. Son yıllarda Çin’in yazılım alanında da önemli bir atak içerisinde...

İki ülke arasındaki restleşmenin sürmesi durumunda Çinli şirketlerin kendi ekosistemlerini oluşturarak katma değerin yazılım kısmını da üstlenmesi çok olası... Ancak tersi durum, yani ABD’nin donanım üreticisi olması pek mümkün görünmüyor...

Huawei yazılım ve donanım konusunda ne kadar ileri olduğuna bariz (ve aynı zamanda korkutucu) bir örnek olarak Huawei marka son model bir akıllı telefonla çekilmiş ve 50x zoom yapabilen videoyu kare kodu okutarak izleyebilirsiniz. Bir gökdelenden telefonla çekilen videoda, telefonun optik zoom özelliğinin, yaklaşık 100 metre uzaktaki bir parkta dama oynayanların oyun tahtasındaki taşlara bile zoom yapabildiği görülüyor!

Bu savaşın galibi, ABD ve Çin dışındaki ülkelerin hangi tarafta saf tutacağına göre şekillenecek. Yakın geçmişte Boeing şirketinin başına gelenler ve sonrasında yaşananlar bu konuda ipucu niteliğinde...