Giriş: 29.01.2021 - 00:00
Güncelleme: 24.10.2022 - 14:49
ADNAN VEYSEL ERTEMEL

ADNAN VEYSEL ERTEMEL

DOÇ. DR. ADNAN VEYSEL ERTEMEL

Geçtiğimiz yazılarda insanlık tarihi kadar eski kavramlar olan itibar, dikkat ve para ekonomileri arasındaki ilişkiden söz etmiş ve söz konusu ekonomiler arasındaki değiş tokuşa örnekler vermiştik. Örneğin, dikkati paraya çevirmek, kısaca satış süreci olarak özetlenebilir. Tecrübeli satıcılar bu süreçte itibar yatırımı yaparak gelecekte kendilerine daha fazla satış potansiyeli oluşturur.

Dijital dünyada bu üç ekonomi arasında daha önce hiç olmadığı ölçüde geçişkenlik mümkün hale getirir.

İTİBAR VE DİKKAT

Birçok teknoloji şirketi, parasal boyutta başa baş noktasına ulaşmaktan çok uzak görülmekle birlikte dijital dünyada milyarlarca kullanıcının nezdinde itibar ve dikkat kazanmak uğruna maddi kârlılığı ikinci plana atar. Silikon Vadisi’nin parlayan yıldızları olan Twitter, Linkedin, hatta Amazon gibi birçok şirket bu uğurda yatırım yapıp bilinçli şekilde kârlılığı ikinci plana atan, hatta kurulduktan ancak yıllar sonra kârlı olmaya başlayan şirketlerden sadece birkaçıdır. Örneğin, Twitter’ın ilk yıllarında şirket ana stratejisi olarak 1 milyar kullanıcıya ulaşmadan önce dikkati paraya çevirmeye başlamayacağı bilinen bir gerçekti…

Benzer şekilde Facebook da arkadaşlarınızın itibarını kullanarak sizi bir içeriğe dikkatinizi vermeye ikna etme modeline dayalı olarak çalışır. Bu konuda belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra edinilen bu dikkati reklam verenler üzerinden paraya çevirmek hiç de zor değil… Yine Facebook’a ait olan WhatsApp’ın yenilenen kullanım şartları sözleşmesinin edinilen bu dikkati paraya çevirme çabası olduğunu geçtiğimiz yazıda detaylı şekilde incelemiştik.

DERİN CÜZDAN

Bu ekonomiler arası geçişkenlik her zaman aynı kolaylıkta olmayabilir. Örneğin, temelde tamamen ücretsiz olarak sunulan Dropbox gibi bulut tabanlı depolama hizmetleri müşterilerini zamanla üst paketlere yönlendirerek, kazandıkları dikkat ve itibarı paraya çevirmeye çalışır.

Burada sunulan dijital hizmetin diğer alternatiflerde olmadığı ölçüde eşsiz ve pürüzsüz bir deneyim sunması ve bu deneyimin zamanla kemikleşerek alışkanlık haline gelmesi kritik önemdedir. ‘Google Fotoğraflar’ hizmeti, bu konuda verilebilecek çok iyi bir örnektir. Yıllardır, milyarlarca insanın trilyonlarca fotoğraf ve videosunu yüksek kalitede ve tamamen ücretsiz olarak yedekleyen hizmeti, Haziran 2021 itibari ile yüksek kaliteli fotoğrafların sınırlı depolama kotasından düşeceğini duyurdu. Google’ın bu adımının, sunduğu eşsiz deneyimi tüketicilerde alışkanlık haline getirmeyi başardığı için milyonlarca kullanıcının aboneliklerini ücretli paketlere yükseltmesiyle sonuçlanacağını öngörmek hiç de zor değil…

Bu örnekten yola çıkarak şu çıkarımda bulunmak mümkün: Dijital dünyada potansiyel olarak milyonlarca, hatta milyarlarca kullanıcıya iyi bir deneyim sunmayı hedefleyen iddialı şirketler için ‘derin bir cüzdana’ sahip oldukları takdirde uzunca bir süre dikkat ve itibar edinmeye çalışıp para kazanmayı ikinci plana atmaları daha uzun vadede çok daha fazla kârlılığa neden olabilir.