tatil-sepeti

ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, ekonominin gücü ve enflasyonda kaydedilen ilerleme göz önüne alındığında gelen verilerin politika kararlarına yön vermesine izin verecek zamanları olduğunu ifade etti.


 

ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, Stanford İşletme, Hükümet ve Toplum Forumu etkinliğinde yaptığı konuşmada para politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

Enflasyonun geçen yıl önemli ölçüde düştüğünü ancak hala Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) yüzde 2 hedefinin üzerinde seyrettiğini belirten Powell, enflasyonun düşürülmesinde kaydedilen ilerleme memnuniyetle karşılansa da enflasyonun hedefe sürdürülebilir şekilde geri getirilemediğini söyledi.

 

Powell, sıkı para politikasının özellikle faize duyarlı harcama kategorilerinde talep üzerinde baskı oluşturmaya devam ettiğini aktardı.

 

Hem istihdam hem de enflasyonla ilgili son verilerin beklenenden yüksek geldiğine işaret eden Powell, ocak ve şubat ayılarındaki enflasyon verilerinin geçen yılın ikinci yarısındaki düşük değerlerin üzerinde kaldığını kaydetti.

 

Powell, "Son veriler, sağlam büyüme, güçlü ancak yeniden dengelenen iş gücü piyasası ve bazen engebeli bir yolda yüzde 2'ye doğru inen enflasyondan oluşan genel tabloyu önemli ölçüde değiştirmiyor." dedi.

 

POLİTİKA FAİZİNİ DÜŞÜRME BEKLENTİSİ

 

İş gücü piyasasındaki yeniden dengelenmenin işten ayrılmalar, iş olanakları, işveren ve işçilere yönelik anketlerle ücret artışlarında devam eden kademeli düşüşe ilişkin verilerde açıkça görüldüğünü belirten Powell, enflasyon konusunda ise son okumaların bir yükselişten fazlasını temsil edip etmediğini söylemek için henüz erken olduğunu ifade etti.

 

Powell, "Enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2'ye doğru ineceğine dair güvenimiz artana kadar politika faizimizi düşürmenin uygun olacağını öngörmüyoruz. Ekonominin gücü ve enflasyonda şu ana kadar kaydedilen ilerleme göz önüne alındığında, gelen verilerin politika kararlarımıza yön vermesine izin verecek zamanımız var." diye konuştu.

 

Geçen yıl temmuz ayından bu yana politika faizini mevcut seviyesinde tuttuklarını anımsatan Powell, politika faizinin sıkılaşma döngüsünde muhtemelen zirvede olunduğuna inanmaya devam ettiklerini kaydetti.

 

Powell, "Ekonomi genel olarak beklediğimiz gibi seyrederse çoğu FOMC üyesi bu yılın bir noktasında politika faizini düşürmeye başlamanın uygun olacağını düşünüyor." dedi.

 

Görünümün hala oldukça belirsiz ve her iki tarafta da risklerle karşı karşıya olunduğunu vurgulayan Powell, faiz oranlarını çok erken veya çok fazla düşürmenin enflasyondaki ilerlemenin tersine dönmesine neden olabileceğini ve daha da sıkı politikalar gerektirebileceğini kaydetti. Powell, para politikasını çok geç ya da çok az gevşetmenin ise ekonomik aktiviteyi ve istihdamı gereğinden fazla zayıflatabileceği uyarısında bulundu.

 

Fed Başkanı Powell, enflasyondaki ilerleme devam ettikçe ve iş gücü piyasasındaki sıkılık hafifledikçe bu risklerin daha iyi dengelenmeye devam ettiğini dile getirdi.

 

"ENFLASYON BEKLENTİLERİ HEDEF İLE UYUMLU"

 

Powel, enflasyon beklentilerinin enflasyonu yönlendirmenin önemli bir parçası olduğuna işaret ederek, beklentilerin yüzde 2 hedefiyle uyumlu olduğunu anlattı.

 

Ülkede daha fazla istihdama rağmen enflasyonun düşmesine yönelik Powell, ekonominin potansiyel kapasitesinin muhtemelen üretimden daha fazla arttığını söyledi.

 

Powell, para politikasının genel olarak beklendiği gibi çalıştığına dikkati çekerek, para politikası aktarımı açısından önemli bir kopukluk olduğu sonucuna varmak için henüz çok erken olduğunu savundu.

 

Para politikasının kısıtlayıcı olduğunu ve işini yaptığını düşündüklerini dile getiren Powell, faiz oranlarını erken düşürme veya uzun süre bekleme riskine yönelik iki risk arasında yön bulmaya ve zamanlamayı doğru yapmaya çalıştıklarını vurguladı.

 

"İKLİM KONUSUNDA POLİTİKA YAPICILARI DEĞİLİZ"

 

Konuşmasında Merkez Bankası bağımsızlığının önemine de değinen Powell, kayıtların bağımsız merkez bankalarının daha iyi ekonomik sonuçlar sağladığını gösterdiğini aktardı.

 

Powell, doğrudan ya da dolaylı olarak ekonomiyi ilgilendiren pek çok zorlukla karşı karşıya olunduğuna işaret ederek, Fed politika yapıcılarının sıklıkla, belirli vergi ve harcama politikaları, göç politikası ve ticaret politikası gibi ekonomiyle ilgili olduğu tartışılır ancak bankanın görev alanı dışında kalan konularda pozisyon alma konusunda baskı gördüğünü söyledi.

 

İklim değişikliğinin bu konuda bir başka güncel örnek olduğuna işaret eden Powell, iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik politikaların seçilmiş yetkililerin ve onların bu sorumluluğu üstlendiği kurumların işi olduğunu kaydetti.

 

Powell, iklim değişikliği konusunda banka denetçisi olarak dar bir rolleri olduğunu, kamuoyunun düzenledikleri ve denetledikleri kurumların karşı karşıya oldukları maddi riskleri anlamalarını ve yönetebilmelerini bekleyeceğini ve bu risklerin zamanla iklimle bağlantılı finansal riskleri de içerebileceğini belirtti.

 

Powell, zaman içinde Fed'in rolünü genişletme yönünde baskı oluşması riskine karşı tetikte olacaklarını vurgulayarak, "İklim konusunda politika yapıcıları değiliz ve olmaya da çalışmıyoruz." dedi.

03 Nisan 2024 Çarşamba

G20 maliye bakanları ve merkez bankası başkanları, pek çok zorluk devam etmesine rağmen küresel ekonomide "yumuşak iniş" olasılığının arttığını bildirdi.





Brezilya dönem başkanlığında 25-26 Temmuz'da Rio de Janeiro kentinde düzenlenen G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı'nın ardından sonuç bildirisi yayımlandı.


Küresel ekonomik görünüm ve devam eden zorluklara değinilen bildiride, "Pek çok zorluk devam etse de küresel ekonomide yumuşak iniş olasılığının artması bizi cesaretlendiriyor." ifadeleri kullanıldı.


Bildiride, iyi ayarlanmış para politikası ve arz şoklarının azalması sayesinde enflasyonun yüksek seviyelerden düşmeye devam ettiği aktarıldı.


Ekonomik aktivitenin dünyanın birçok yerinde beklenenden daha dirençli olduğunu kanıtladığına işaret edilen bildiride, ancak toparlanmanın ülkeler arasında son derece dengesiz olduğu ve bunun da ekonomik ayrışma riskine katkıda bulunduğu kaydedildi.


Bildiride, orta ve uzun vadeli küresel büyüme beklentilerinin tarihsel ortalamaların altında olmasından endişe duyulduğu ifade edildi.



SAVAŞLAR VE ARTAN ÇATIŞMALAR GÖRÜNÜME YÖNELİK AŞAĞI YÖNLÜ RİSKLER ARASINDA YER ALIYOR

Ayrıca bildiride, korumacılığa direnmeye ve kurallara dayalı, ayrımcı olmayan, adil, açık, kapsayıcı, adil, sürdürülebilir ve şeffaf çok taraflı ticaret sistemini desteklemek için ortak çabaları teşvik etmeye kararlı olduğu vurgulandı.


Görünüme yönelik risklerin genel olarak dengeli kalmayı sürdürdüğü belirtilen bildiride, savaşlar ve artan çatışmaların, ekonomik ayrışmanın, beklenenden daha kalıcı enflasyonun uzun vadede daha yüksek faiz oranlarına yol açmasının, aşırı hava olaylarının, aşırı kamu ve özel borçlanmanın, birçok ülkenin özel sektöründeki sınırlı mali tamponların, beklenenden düşük verimlilik artışının ve yapay zeka da dahil olmak üzere yeni teknolojilerin olası olumsuz etkilerinin aşağı yönlü riskler olduğu aktarıldı.


Bildiride, uzun süredir devam eden küresel zorlukların çok taraflı işbirliğini ve kararlı eylemleri gerektirmeye devam ettiği kaydedildi.


İklim değişikliğinin ve biyoçeşitlilik kaybının sonuçlarının G20 ekonomilerine yük olduğu ve toplumların üzerinde acı bir etki yarattığına da dikkat çekilen bildiride, bu nedenle iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilikle ilgili zorlukları ele almak için etkili politika çerçevelerini teşvik etmeye, yeterli, uygun fiyatlı ve erişilebilir finansmanı harekete geçirmeye odaklanıldığı aktarıldı.

 ULTRA ZENGİNLERİN VERGİLENDİRİLMESİNE YÖNELİK İŞBİRLİĞİNDE ANLAŞILDI


Öte yandan toplantının ardından Uluslararası Vergi İşbirliğine İlişkin Rio De Janeiro G20 Bakanlık Deklarasyonu da yayımlandı.


Söz konusu deklarasyonda, "Vergi egemenliğine tam saygı göstererek, ultra yüksek net servete sahip bireylerin etkili bir şekilde vergilendirilmesini sağlamak için işbirliği içinde olmaya çalışacağız." ifadeleri kullanıldı.


İşbirliğinin en iyi uygulamaların paylaşılmasını ve vergi ilkeleri etrafındaki tartışmaların teşvik edilmesini içerebileceği belirtilen deklarasyonda, bu konuların G20 ve diğer ilgili forumlarda tartışılmaya devam edileceğine işaret edildi.


Deklarasyonda, son zamanlarda eşitsizliklerle mücadele etmek, daha adil ve daha ilerici vergi sistemlerini teşvik etmek amacıyla birçok G20 ülkesi tarafından gerçekleştirilen yerel vergi reformlarının takdir edildiği belirtilerek, reform çabalarının güçlendirilmesi taahhüdünde bulunulduğu kaydedildi.

27 Temmuz 2024 Cumartesi

ABD'de kişisel tüketim harcamaları, haziranda aylık yüzde 0.3 ile beklentilere paralel artış kaydetti.





ABD Ticaret Bakanlığı, haziran ayına ilişkin kişisel gelir ve tüketim harcamaları verilerini açıkladı.


Buna göre, kişisel gelirler haziranda bir önceki aya kıyasla yüzde 0,2 arttı.


Piyasa beklentisi ülkede kişisel gelirlerin bu dönemde yüzde 0,4 artacağı yönündeydi.


 Amerikalıların kişisel gelirlerindeki artış mayısta yüzde 0,4 olarak hesaplanmıştı.


Kişisel tüketim harcamaları ise haziranda aylık bazda yüzde 0,3 arttı.


Bu dönemde piyasa beklentisine paralel artış kaydeden kişisel tüketim harcamaları, mayıs ayında yüzde 0,4 artış göstermişti.


FED'İN ENFLASYON GÖSTERGESİ BEKLENTİNİN ÜZERİNDE


Kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi de haziranda aylık yüzde 0,1 ve yıllık bazda yüzde 2,5 arttı.


Bu dönemde aylık ve yıllık bazda beklentiler dahilinde artan endeks, mayısta aylık bazda değişim göstermezken, yıllık yüzde 2,6 yükselmişti.


ABD Merkez Bankasının (Fed) enflasyon göstergesi olarak dikkate aldığı, gıda ve enerji kalemlerinin hesaplama dışı tutulduğu çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi de haziranda aylık bazda yüzde 0,2, yıllık bazda yüzde 2,6 arttı.


Endeksteki aylık değişim piyasa beklentisine paralel gerçekleşirken, artışın yıllık bazda yüzde 2,5 olacağı tahmin ediliyordu. Çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi, mayısta aylık yüzde 0,1 ve yıllık yüzde 2,6 artmıştı.

26 Temmuz 2024 Cuma