tatil-sepeti

Türkiye'nin en büyük 100 elektrik üreticisinin belirlendiği MW100 Türkiye Araştırması’nda, 21 bin 254 megavatlık üretim kapasitesiyle Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) zirvede yer aldı.


 

Uluslararası danışmanlık şirketi Kearney ile Enerji Günlüğü şirketi tarafından hazırlanan "MW100, Türkiye'nin En Büyük 100 Elektrik Üreticisi Araştırması"na göre, kamu kuruluşu EÜAŞ sektördeki ağırlığını sürdürüyor.

 

Elektrik üreticilerinin 31 Aralık 2022 tarihi itibarıyla sahip oldukları kurulu güçlerine göre yapılan araştırmaya göre, EÜAŞ'a bağlı santrallerin 21 bin 254 megavatlık kurulu gücü bulunuyor. Bu rakam, Türkiye'nin 104 bin 136 megavatlık toplam kurulu üretim kapasitesinin yüzde 20,4'üne denk geliyor. EÜAŞ’ın kurulu gücünün 13 bin 903 megavatını hidroelektrik santralleri, 4 bin 735 megavatını doğal gaz santralleri, 2 bin 424 megavatını yerli kömür santralleri ve 17 megavatını da rüzgar santralleri oluşturuyor.

 

Özel sektör şirketleri arasında ise 3 bin 969 megavat kurulu güçle en büyük şirket ENKA oldu. ENKA, bu rakamla Türkiye’nin toplam üretim kapasitesinin yüzde 3,8'ini oluşturdu.

 

Araştırmaya imza atan Enerji Günlüğü ve Kearney Türkiye yetkilileri, ENKA’ya ait doğal gaz santrallerinin kurulu güçleri yüksek olsa da piyasa şartları nedeniyle üretim faaliyetlerinin giderek azaldığına dikkati çekti.

 

En büyük 3. elektrik üreticisi ise 3 bin 727 megavatlık kurulu güçle Enerjisa olarak belirlendi.

 

Alman E.ON ile Sabancı Holding ortaklığı Enerjisa, ilk 3 arasında en dengeli kaynak dağılımına sahip şirket olarak öne çıktı.

 

Listenin 4. sırasında 3 bin 361 megavatlık kurulu gücüyle Cengiz Enerji, 5. sırasında ise 2 bin 818 megavatlık kurulu gücüyle Eren Enerji yer aldı.

 

YENİLENEBİLİR ENERJİ VURGUSU

 

Açıklamada görüşlerine yer verilen Kearney Türkiye Direktörü Onur Okutur, MW100’ün, enerji sektörünün yatırımcı profilini detaylı şekilde ortaya koyduğunu belirterek, "Böyle 1 yılda bile enerji üretim portföyünü çeşitlendiren, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık veren Türkiye’nin, tüm küresel zorluklara karşın başarı hikayesine devam ettiğini gördük. 2022'de gerçekleştirilen yatırımlarla net kapasite artışı yüzde 4’ün üzerinde gerçekleşti. Gerek enerji güvenliği gerek de enerji dönüşümü konularında Türkiye pek çok ülkeye örnek olmaya devam ediyor." ifadelerini kullandı.

 

Enerji Günlüğü Şirketi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Kara da dünyanın gündemindeki ana trendlerden birinin dijital dönüşüm olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: "Türkiye de her alanda hedef belirlerken bu faktörü mutlaka dikkate almalı. Çünkü 'dönüşmeyen yok olur' demek yanlış olmaz. Türkiye'nin elektrik üretimi 2022'de geriledi. Peki büyüyen bir ekonomide elektrik üretimi düşer mi? Düşebilir elbette. Elektrik üretimindeki kaynak dağılımınız ve kullandığınız teknolojideki değişim ya da dönüşüm, tüketirken enerjiden aldığınız faydanın artması, yani verimli tüketmeniz, toplam elektrik ihtiyacınızı azaltacaktır. Peki Türkiye’de var mı böyle bir durum? Olduğunu umuyoruz. Mesela sadece buzdolaplarına getirilen asgari verimlilik standartları bile ülke ölçeğinde ciddi enerji tasarrufu sağlar."

22 Mart 2023 Çarşamba

Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, "Türk müteahhitliği artık dünyada bir marka haline geldi. Firmalarımız Avrasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde çalışıyor, Sahra Altı Afrika bölgesinde faaliyetlerimiz her geçen gün artıyor." dedi.


Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren, Türk müteahhitliğinin artık dünyada bir marka haline geldiğini belirterek, "Firmalarımız ağırlıklı olarak Avrasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde çalışıyor, Sahra Altı Afrika bölgesindeki faaliyetlerimizi de her geçen gün artırıyoruz." dedi.

 

Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar'ın katılımıyla MÜSİAD Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen Uluslararası Müteahhitlik ve Finans Zirvesi, sektörün paydaşlarını bir araya getirdi.

 

Zirvede konuşan TMB Başkanı Eren, Türk inşaat sektörünün bugün sahip olduğu küresel rekabet gücünün yarım asırlık bir yolculuğun ardından mümkün olduğunu dile getirdi.

 

Son yıllarda yaşanan salgın ve Rusya-Ukrayna savaşının neden olduğu olumsuz ekonomik koşulların dünyayı, bölgeyi ve sektörü etkilediğini belirten Eren, "Buna ilave olarak 2020-2022 dönemindeki Suudi Arabistan ve BAE ile olan 3 yıllık siyasi soğukluk ve ambargo dönemi, üstlendiğimiz yıllık proje tutarlarında düşüşler yaşanmasına neden oldu. Tüm bu olağanüstü koşullara rağmen, firmalarımız yurt dışına yönelik faaliyetlerine hız kesmeden devam ettiler, yurt içinde 'ekonominin lokomotifi', yurt dışında ise 'dünyayı inşa eden' müteahhitler olarak üzerlerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmeye gayret ettiler." diye konuştu.

 

Eren, Türkiye'nin en büyük pazarı olan Rusya ile ilişkilerin muhafaza edilip geliştirildiğini, Ukrayna'nın yeniden inşasında yer alınması amacıyla çalışmaların yürütüldüğünü anlatarak, "Şimdiye kadar 102 milyar dolar, yani toplam iş hacmimizin yüzde 20'sini Rusya'da yaptığımızı dikkatinize sunmak isterim." ifadelerini kullandı.

 

Son dönemde yaşanan olumsuz gelişmelere karşın Türk müteahhitlik firmalarının mart sonu itibarıyla 136 ülkede, 507 milyar dolar tutarında 12 binin üzerinde proje üstlendiğini dile getiren Eren, şunları kaydetti:

 

"Türk müteahhitliği artık dünyada bir marka haline geldi. Firmalarımız ağırlıklı olarak Avrasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde çalışıyor, Sahra Altı Afrika bölgesindeki faaliyetlerimizi de her geçen gün artırıyoruz. Avrupalı dev inşaat firmalarının rekabetçi gücümüzden korkup önümüze şimdiye kadar çıkardıkları engelleri de yıllar içinde zorlayarak aşmış bulunuyoruz. Artık Romanya, Makedonya, Slovenya, Polonya gibi Doğu Avrupa ülkelerindeki çoğu altyapı projelerini bizler yapıyoruz."

 

Eren, Basra Körfezi'nden Türkiye'ye kara ve demir yolu ağıyla ulaşacak Kalkınma Yolu Projesi'nde atılacak adımların da önemine işaret etti.

 

Kısa vadede 30, orta vadede 50 ve daha sonra ortalama 100 milyar dolar yurt dışı yıllık yeni proje hedefine ulaşmak istediklerini belirten Eren, yaşadıkları sorunlara ilişkin bilgi verip, bunları teminat mektubu, kredi ve işçi sorunu şeklinde sıraladı.

 


ORTAK İŞ YAPMA KÜLTÜRÜ ÖZELLİKLE İNŞAAT SEKTÖRÜNDE SON DERECE ÖNEMLİ

 

Limak Şirketler Grubu Onursal Başkanı Nihat Özdemir de müteahhitlikte eğer altyapı işleri yapılıyorsa büyük projeleri üstlenebilmek için ortaklık kurulması gerektiğine vurgu yaptı.

 

Özdemir, "Hem işin uzmanı firmalarla çalışmalısınız hem de finansal olarak riskinizi azaltmak zorundasınız. Bizim içinde bulunduğumuz pek çok proje, büyüklük bakımından kolay kolay tek bir firmanın altından kalkmasına maalesef olanak sağlamıyor. Bu yalnız Türkiye'mizde, yalnız bizler için değil, bugün dünyadaki bütün büyük projelerde tek başına bir firmayı görmeniz mümkün değil." ifadelerini kullandı.

 

Ortak iş yapma kültürünün özellikle inşaat sektöründe son derece önemli olduğunun altını çizen Özdemir, "Büyük projelerde ancak gerekli bilgiyi, deneyimi, kuvvetli yönleri aynı potada eritebilen ortaklıklar bu işleri yapabilir. Bu süreçte ise bizim için en kıymet verdiğimiz şey, ortaklıkların birbirine öğrettikleri." diye konuştu.

 

Türk müteahhitlik sektörünün dünyada adından söz ettirdiğini belirten Özdemir, "Uluslararası müteahhitlik anlamında uzun süredir ikinci sırada yer alıyorsak, bunda kaliteli iş yapmanın yanında özellikle Türk firmalarının hızlı konsorsiyum kurma kabiliyeti, hızlı karar alma, hızlı hareket edebilme ve kolay uyum sağlama özellikleri çok büyük önem sağlamaktadır." değerlendirmesini yaptı.

 

İnşaat sektöründe hala çok büyük bir potansiyel bulunduğunu dile getiren Özdemir, sözlerine şöyle devam etti:

 

"Özellikle Körfez Bölgesi, Suudi Arabistan'da çok büyük altyapı ve şehirleşme projeleri var. Türk müteahhitleri olarak bunların pek çoğunu yakından takip ediyoruz. Birçoğunda da hem yerelden hem de Türkiye'den ortaklıklarla hareket ediyoruz. Bu bizim gücümüzü daha da artırıyor. Yeni bir ülkeye girerken mutlaka iyi bir yerel ortakla hareket etmek sizler için çok daha yararlı olacaktır. Yerel ortaklar, yabancısı olduğunuz bir coğrafyaya uyum sağlama açısından süreci kolaylaştıracak ve hızlandıracaktır. Avrupa'da ve Amerika'da altyapı eskiyor ve müthiş bir yenileme ihtiyaçları olduğunu biliyoruz. Özellikle havalimanları, yollar, ulaşım altyapısı, statlar yenileniyor. Bu da sektörümüze olan ilginin devam edeceğini gösteriyor."

 

TÜRK İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN BİR BAŞARI HİKAYESİ VAR

 

Zirve kapsamında düzenlenen "3. Ülke Proje Finansmanı: İnşaatın Ötesinde Ekonomik Perspektifler" başlıklı panelde, İslam Kalkınma Bankası Türkiye Direktörü Walid Abdelwahab, ICBC Genel Müdür Yardımcısı Halit Döver, Kamu Özel Sektör İş Birliği Araştırma Merkezi Başkanı Eyüp Vural Aydın ve Eximbank Proje Finansmanı Direktörü Hatice Ürkmez konuştu.

 

İslam Kalkınma Bankası Türkiye Direktörü Abdelwahab, Türk inşaat sektörünün dünyada önemli bir konumda olduğunu belirterek, "Türk inşaat sektörü, ufku genişletiyor, teknolojiyi çok iyi kullanıyor, yeniliklere açık ve yarım asrı aşan bir başarı hikayesi var." dedi.

 

Kamu Özel Sektör İş Birliği Araştırma Merkezi Başkanı Aydın da özel sektör finansmanının projelere dahil edilmesinin önemine değinerek, kamu ile özel sektör işbirliğinin projelere birçok açıdan fayda sağladığını anlattı.

 

Sürdürebilirlik, iklim değişikliği ve küresel ısınma ile ilgili altyapı yatırımlarının kamunun gündeminde olacağını belirten Aydın, aksi takdirde finansmana erişimin zorlaşacağını ifade etti.

 

Özel sektörün de sürdürebilirlik konusuna hakim olması gerektiğini dile getiren Aydın, bu konunun tüm paydaşların ortak çabasıyla sonuçlanabileceğini söyledi.

 

Türk Eximbank Proje Finansmanı Direktörü Ürkmez de bankanın müteahhitlere yurt dışında üstlendiği projelere yönelik sunduğu en temel ürünün alıcı kredileri olduğunu aktardı.

 

Alıcı kredilerinin projenin işverenine sundukları uzun vadeli finansman imkanı olduğunu belirten Ürkmez, Sahra Altı Afrika'da Türk projelerine sağladıkları destekleri anlattı.

 

Zirve kapsamında, "Ülkeler Arası İnşaat Projelerinin Geleceği ve Diplomatik Rolü", "Yurtdışı Müteahhitlikte Fırsatlar ve Riskler", "Küresel Yatırım ve Proje Finansmanının Değerlendirilmesi", "Diplomatik Görüşler: Büyükelçiler Perspektifinden Küresel İnşaat Endüstrisi" ve "Sektörün Geleceği ve Yönlendirici Değişimler" başlıklı paneller de gerçekleştirildi.

18 Nisan 2024 Perşembe

İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) tarafından düzenlenen "İhracatın Liderleri Ödül Töreni"nde 2022-2023 yıllarında sektörün en çok ihracat gerçekleştiren firmalarına ödül verildi.


İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği’nin, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Binası'nda yapılan 2023 yılı Olağan Genel Kurulu'nun ardından İhracatın Liderleri Ödül Töreni düzenlendi.

 

İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hakkı Şanal, burada yaptığı konuşmada, Türk iklimlendirme sektörünün 2023'ü 7,2 milyar dolarlık ihracatla kapattığını belirtti.

 

Sektörün ihracat rakamlarının tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığını bildiren Şanal, ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 90 seviyelerine ulaştığını söyledi.

 

Şanal, bu yıl için sektörün ihracat hedefinin 7,8 milyar dolar olduğuna işaret ederek, "İklimlendirme sektörü olarak dünya ihracatından yüzde 1,5’lik pay almayı amaçlıyoruz. Gösterdiğiniz üstün başarı, Türkiye iklimlendirme sektörünün global arenada daha çok söz sahibi olması ve küresel bir şahlanış yaşaması için çok değerli." değerlendirmesinde bulundu.

 

Törende, 2022-2023 yıllarında çeşitli kategorilerde en fazla ihracat gerçekleştiren firmalara ödülleri takdim edildi.

 

Buna göre, en çok ihracat yapan firma ödülünü Bosch Termoteknik aldı. En çok ülkeye ihracat yapan firma ödülü Mikropor Makina'ya verilirken, en çok izolasyon malzemesi ihracatı yapan firma Ode Yalıtım oldu. En çok kazan ihracatı yapan firma ödülü Rima Isı Sistemleri'ne, en çok radyatör ihracatı yapan firma ödülü ise Eleks Dış Ticaret'e verildi.

18 Nisan 2024 Perşembe