İTO Başkanı Avdagiç, Türkiye'nin 1 numaralı markasının İstanbul olduğunu belirterek, "İstanbul'un tanıtımını daha etkin yaparak turizm gelirlerimizde önemli artışlar sağlayabiliriz" dedi.


 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Londra Turizm Fuarı'nda (World Travel Market/WTM) yaptığı açıklamada, Türkiye'nin fuarda 1500 metrekare alanda ciddi bir tanıtım ve pazarlama faaliyeti yürüttüğünü söyledi.

 

Turizmin, Türkiye ekonomisi açısından çok stratejik bir sektör olduğunu vurgulayan Avdagiç, şunları kaydetti: "Turizm, çok az ithal girdiyle çok fazla döviz kazandıran ve ülkenin ödemeler dengesine en fazla katkıyı yapan sektörlerin başında geliyor. Aynı zamanda hizmet sektörü olduğu için yoğun istihdam sağlıyor. Türkiye'de üretilen ürünlerin tüketilmesine ve tanıtılmasına katkı sağlıyor. Türkiye'ye gelip iyi vakit geçiren insanlar, yurt dışında Türkiye'ye yönelik olumsuz ön yargıları törpülüyorlar, Türkiye'nin imajını olumlu anlamda yukarıya taşıyorlar."

 

"İNGİLTERE'DE ÇOK YÜKSEK BİR POTANSİYEL VAR"

 

Şekib Avdagiç, İngilizlerin turizmden beklentilerinin diğer ülkelerden biraz farklı olduğunu ifade ederek, İngiltere'den gelen turistlerin Fethiye, Kaş ve Bodrum bölgesindeki daha butik tesisleri tercih ettiğini, ultra her şey dahil sistemine biraz daha uzak olduklarını, bu nedenle talepleri doğru anlayıp, pazara göre strateji geliştirmek gerektiğini söyledi.

 

İngiltere'de çok yüksek bir potansiyel olduğuna işaret eden Avdagiç, "Yılda 70 milyonun üzerinde yurt dışına seyahat gerçekleşen bir ülke ve bize 3,5-4 saat uzaklıkta bir mesafesi bulunuyor. Potansiyele Londra Turizm Fuarı vesilesiyle erişebiliriz." dedi.

 

İTO ile birlikte başkanı olduğu Hizmet İhracatçıları Birliğinin, sağlık turizmi alanında faaliyet gösteren firmalara destek verdiğini belirten Avdagiç, "Bugün Londra Turizm Fuarı'nda sağlık turizmi alanında faaliyet yürüten firmalar, yaptıkları harcamaların yüzde 70'ini Ticaret Bakanlığımızdan geri alabiliyorlar. Bakanlığımız, çok farklı segmentlerde kapsamlı destekler veriyor. Hizmet İhracatçıları Birliğinde 14 farklı segmentte destekler var. Yazılımcılardan lojistikçilere, turizmcilerden eğitim sektörüne kadar destekler veriliyor." şeklinde konuştu.

 

"TURİZMİN FARKLI SEGMENTLERİNE AYRI STRATEJİLER GELİŞTİRMEMİZ GEREKİYOR"

 

İTO Başkanı Avdagiç, kongre turizminde pandemi süreciyle beraber çok hızlı bir düşüş yaşandığına işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Dünya genelinde sektör yavaş yavaş kendini toparlamaya başlıyor. 2026-2027 yıllarında yapılacak kongrelerin tarihleri ve yerleri bugünden belirleniyor. İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) olarak, İstanbul'da daha fazla kongrenin gerçekleşmesi için çalışmalarımızı yürütüyoruz. Sağlık ve spor turizm alanında çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Turizmin farklı segmentlerine ayrı stratejiler geliştirmemiz gerekiyor. Tüm turizm alanlarında Türkiye çok fazla potansiyele sahip. İTO olarak tüm turizm kurumlarıyla birlikte ülkemize yönelik talep potansiyellerini değerlendirmek için çalışıyoruz. Türkiye'nin 1 numaralı markası İstanbul'dur. İstanbul'a gelen turistlerin yaptığı harcama, ülkemizin geri kalanında yaptıkları harcamadan daha fazla. İstanbul'un tanıtımını daha etkin yaparak turizm gelirlerimizde önemli artışlar sağlayabiliriz.”

 

Londra Turizm Fuarı'nda Filistin standını ziyaret ettiklerini belirten Avdagiç, "Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'de çok büyük insanlık dramları yaşanıyor. İsrail'in saldırgan tutumu umarım en kısa zamanda sona erer. Dünyanın birçok ülkesinde hükümetler İsrail yanlısı bir tutum içindeyken, halklar Filistin halkıyla dayanışma içinde. Türkiye, hem yönetimi hem halkıyla beraber Filistin halkının yanındadır." dedi.

09 Kasım 2023 Perşembe

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği ve 10 ton propolis üretiminin yapıldığını söyledi.


Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, açıklamada, Türkiye'nin 9,2 milyon arılı kovan sayısıyla dünyada 3.,115 bin ton bal üretimiyle de Çin'den sonra 2. sırada yer aldığını söyledi.

 

Türkiye'nin, bal üretimini destekleyecek flora çeşitliliğiyle Avrupa'da 1. sırada olduğunu ifade eden Şahin, ülkede 4 bin 319'u endemik olmak üzere 13 bin 414 bitki türü bulunduğunu dile getirdi.

 

Şahin, dünya genelinde sağlanan başarıyı temellendirmek, sürekliliği sağlamak ve ihracatı arttırmak için tüm arı ürünlerine bir standart getirilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, "Bu kapsamda uluslararası standardizasyon örgütü olan ISO'nun arı ürünleri çalışmalarına 34 ülkeyle 2019'dan itibaren katkı ve katılım sağlıyoruz. Bu zaman zarfında çam, geven, kestane, pamuk, ayçiçeği ve narenciye gibi bal çeşitleri üzerinde çalışma başlattık. İlk adım olarak TSE onayıyla çam balında bir standart getirdik. Ardından lavanta ve meşe balı üzerinde çalışılıyor." diye konuştu.

 

Söz konusu bal türleriyle ilgili çalışmaları TAGEM ile yürüttüklerini kaydeden Şahin, bal konusunda dünyayla yarışabilmek için artık bilimsel kimliğin ortaya konulmasının elzem olduğunu belirtti.

 

Ziya Şahin, arı ürünleri ihracatında da önemli bir noktaya gelindiğini vurgulayarak, "Türkiye'de geçen yıl 9 bin 389 ton bal ihraç edildi. Bu ihracattan 32 milyon dolar gelir elde edildi. Yaklaşık 20 ülkeye ihracat yapılırken, başı Almanya, ABD, İspanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonya çekiyor." ifadesini kullandı.

 

BİR KİLOGRAM BALIN MALİYETİ 216 LİRA

 

Balın kalitesi üzerinden pek çok spekülasyon yapıldığını dile getiren Şahin, baldaki sahtecilik ve uygunsuzluk konusunda başta merdiven altı üretim yapanlar olmak üzere buna dahil olan her kesimle mücadelenin çok önemli olduğunu vurguladı.

 

Şahin, sahteciliğin tespiti için balların da kayıt sistemine dahil edilmesi gerektiğine işaret ederek, kovan ve arıcıların yanında üretilen balı da kayıt altına alarak, kimin ne ürettiğinin bilinebileceğini aktardı.

 

Arıcılığın son yıllardaki fiyat artışlarından da ciddi şekilde etkilendiğini belirten Şahin, şunları kaydetti:

 

"Arıcılık tarla bitkilerindeki gibi sabit yerde yapılan bir üretim faaliyeti değil. Her gezginci arıcımız yılda 5-6 konaklama bölgesi değiştirerek, yılda ortalama 20 bin kilometre yol kat ediyor. Son yıllardaki akaryakıt, besleme, sarf malzeme, makine/ekipman ve işçilik benzeri giderler bir anda yükseldi. Geçen yılki bal maliyetine güncel enflasyon eklendiğinde, bir kilogram bal maliyeti 216 lira olmaktadır. Arıcıların elinden tutulmalı, desteklenmeli."

 

ÇİN VE BREZİLYA'NIN TÜRKİYE'DEN PROPOLİS TALEBİ VAR

 

Şahin, son yıllarda birliklerin kurulmasıyla arıcıların, balın yanında, propolis, bal mumu, arı sütü, polen, arı zehri gibi ürünlerin de üretimini yaptıklarına işaret ederek, "Balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği, 10 ton propolis, 600 bin ana arı üretimi yapılıyor. 2020 yılına kadar propolisi yurt dışından ithal ederken şu an için bu ürünlerde ihracatçı konumdayız. Özellikle Çin ve Brezilya'nın Türkiye'den propolis talebi var." diye konuştu.

 

Şahin, bal dışındaki ince işçilik gerektiren arı ürünlerindeki üretimi arttırmak için özellikle kadın çiftçilere ve girişimcilere daha fazla destek verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, açıklayacakları yeni destekleme modelinde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilere kovan başına ilave destekler vereceklerini ifade etti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Dünya Arı Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, bal üretiminde dünyada 2'nci olduğunu bildirdi.

 

Arıcıların 2003'ten itibaren desteklerden faydalandığına ve sektöre 2023'e kadar 1,6 milyar lira destek sağlandığına işaret eden Yumaklı, "Verilen desteklerin de etkisiyle arılı kovan, bal üretimi ve arıcılık işletme sayısında büyük artışlar kaydedildi. 2002'de 74 bin ton olan bal üretimimiz 2023'te 115 bin tona çıktı. Söz konusu dönemde arılı kovan sayımızı da 4,1 milyondan 9,2 milyona çıkarttık. Amacımız, kovan sayılarını artmasının yanında kovan başına alınan balın veriminin ve kalitesinin de artmasını sağlamak." değerlendirmesinde bulundu.

 

Yumaklı, Bakanlık olarak çalışmalarını 5 ana eksende sürdürdüklerine dikkati çekerek, "Bunlar verimlilik, kalite, sürdürülebilirlik, kayıtlılık ve sektöre yatırım. Arıcılıkta da bu 5 ana eksen etrafında adımlar atacağız. Bu kapsamda yeni destekleme modelimizde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilerimize kovan başına ilave destekler verilecek." ifadelerini kullandı.

 

İklim değişikliğinin bal arıları üzerinde etkilerine yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmaların sürdüğünü belirten Yumaklı, şunları kaydetti:

 

"İklim değişikliğinin arılar üzerindeki etkilerinin bertaraf edilmesi amacıyla Arıcılık Eylem Planı'nın hayata geçirilmesi için çalışmalara başladık. Bunu, ilgili kamu kuruluşları, üniversiteler ve özel sektör temsilcileriyle bir araya gelerek yapacağız. Bölgesel ırk ve ekotiplerle yapılan arıcılığın geliştirilmesi, bitki örtüsünün korunması, arıcılık yönetimi, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi konuları kapsayacak eylem planıyla, iklim değişikliğinden kaynaklanan olumsuzlukların arılar üzerindeki etkisinin en aza indirilmesini amaçlayacağız."

 

Bu arada, Dünya Arı Günü, Birleşmiş Milletler kararıyla yeryüzündeki yaşamın devamlılığının sağlanmasında önemli rol üstlenen arıların önemine dikkati çekmek amacıyla her yıl 20 Mayıs'ta kutlanıyor.

20 Mayıs 2024 Pazartesi