Türkiye Makina Federasyonu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sefa Targıt, "Türkiye'de 239 bin 207 adet asansör yani her 3 asansörden biri kullanılmaması gerekecek kadar güvensizdir" dedi.


 

Türkiye Makina Federasyonu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sefa Targıt, deprem sonrası, hasarsız veya kullanımına izin verilen az hasarlı binalarda bulunan asansörlerde uzman kontrolünün şart olduğunu söyledi.

 

Deprem durumunda asansörlerde en çok görülen hasarların kabin veya karşı ağırlığın raydan çıkması ve yapısal deformasyonlar olduğunu aktaran Targıt, "Asansör kuyusu ve ray hattının zarar görmediğinin tespitinden sonra asansörün çalışmasına dair noktalar kontrol edilir. Mevzuata göre deprem veya kaza geçirmiş asansörün asansör periyodik muayene yönetmeliğine göre kontrolü yapılmalıdır. Kuyu, ray hattı, kabin ve karşı ağırlık askı sistemi gibi ana elemanların uygunluğundan emin olmadan sürüş yapmak ve diğer aksamı muayene etmek başka tehlikelere, düşmelere veya asansör aksamının zarar görmesine yol açacaktır." ifadelerini kullandı.

 

Targıt, asansörlerde sismik durumlara uygun standartların olduğunu dile getirerek şu bilgileri paylaştı: "EN 81-77-Sismik Durumlara Tabi Asansörler Standardı, deprem bölgelerinde yapılacak asansörlere, ana emniyet standardı olan EN 81-20 veya yeni yayınlanan TS ISO 8100-1 standardının gereklerine ek olarak yapılması gerekenleri, alınması gereken ek yapısal tedbirleri ortaya koyar. Buna göre, tasarım ivmesi 1'den küçük ise EN 81-20 veya TS ISO 8100-1 şartları yeterlidir ve bu yüzden hiçbir ek işlem gerekli değildir. Tasarım ivmesi 1 ile 2,5 arasında ise Sismik Asansör Kategorisi 1 kabul edilir ve standartta tanımlanan küçük düzeltici işlemler gereklidir. Tasarım ivmesi 2,5 ile 4 arasında ise Sismik Asansör Kategorisi 2 kabul edilir ve standartta tanımlanan orta düzeyde düzeltici işlemler gereklidir. Tasarım ivmesi 4’ten büyük ise Sismik Asansör Kategorisi 3 kabul edilir ve standartta tanımlanan önemli ölçüde düzeltici işlemler gereklidir."

 

Söz konusu ek önlemlerin çok büyük masraflar veya yapısal değişiklikler getirmediğini vurgulayan Targıt, ancak depremde hayat kaybını önleme ve sakatlanmaların yaygınlığını azaltma, insanların asansörde mahsur kalmalarının önüne geçme, hasarı önleme, yağ sızıntısına bağlı çevresel sorunların önüne geçme ve hizmet dışı kalan asansörlerin sayısını azaltma yönlerinde büyük fayda yarattığını kaydetti.

 

Targıt, binanın deprem sensöründen deprem olduğuna dair sinyal alınabildiği takdirde, asansörlerin mevcut iç ve dış tüm çağrıları sildiğini ve yeni kayıt almadığını dile getirerek, "Yavaş hızla en yakın kata gider ve bir uzman kontrol ve yeniden devreye alma işlemlerini yapana kadar kapıları açık olarak o konumda bekler. Standarda uygun bina ve asansörler bu şekilde davranmalıdır. Özetle komut vermek mümkün olmaz, oluyorsa ya binada deprem sensörü yoktur ya da asansör EN 81-77 çerçevesine uygun yapılmamış demektir." şeklinde konuştu.

 

ASANSÖR ENDÜSTRİSİ AB UYUM SÜRECİNDEN EN FAZLA YARARLANMIŞ SEKTÖR

 

2021 yılı muayene sonuçlarına göre, Türkiye’de faal, 713 bin 502 asansör bulunduğunu bildiren Targıt, şöyle devam etti: "Bu asansörlerin 119 bin 789 adedi yani yüzde 17'lik kısmı güvenlidir. Yaklaşık yüzde 50’sine denk gelen 354 bin 506 adedi düzeltilmesi gereken eksikler taşıyan ama kullanılabilir asansörlerdir. 239 bin 207 adet asansör yani her 3 asansörden biri ise kullanılmaması gerekecek kadar güvensizdir. Türkiye’deki asansörler ve asansör endüstrisi, 2000’lerin başında yaşadığımız AB uyum sürecinden en fazla yararlanmış sektördür. Düzenlenmiş alanların en etkin uygulananı diyebileceğimiz bu sahadır. Uygunsuz ürün cezalarından en yüksek payı alması, diğer sektörlerden çok geride olmasından değil, çok açıkça ve net kriterlerle yüzde 100 piyasa denetiminin uygulanabildiği tek ürün grubu olmasındandır."

22 Mart 2023 Çarşamba

Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası'nda (KMKTP) standart altının kilogram fiyatı 2 milyon 508 bin 500 liraya yükseldi.


 

Altın piyasasında en düşük 2 milyon 495 bin lirayı, en yüksek 2 milyon 515 bin lirayı gören standart altının kilogram fiyatı, gün sonunda yüzde 2,4 artışla 2 milyon 508 bin 500 lira oldu. Standart altının kilogram fiyatı dün günü 2 milyon 450 bin liradan tamamlamıştı.

 

KMKTP'de altında toplam işlem hacmi 1 milyar 259 milyon 753 bin 899,34 lira, işlem miktarı ise 512,44 kilogram oldu.

 

Tüm metallerde toplam işlem hacmi de 1 milyar 271 milyon 175 bin 500,56 lira düzeyinde gerçekleşti.

 

Altın borsasında bugün en fazla işlem yapan kurumlar, Fetih Döviz ve Kıymetli Madenler, INTL HRM Kıymetli Madenler, Fours Kıymetli Madenler, Zirve Değerli Madenler ile Ziraat Bankası olarak sıralandı.

 

Bugünkü işlemlere ilişkin veriler şöyle:

 

 

 

STANDART TL/KG           DOLAR/ONS

 

Önceki Kapanış 2.450.000,00     2.298,00

 

En Düşük            2.495.000,00     2.305,00

 

En Yüksek          2.515.000,00     2.399,00

 

Kapanış 2.508.500,00     2.326,00

 

Ağırlıklı Ortalama           2.509.008,81     2.325,31

 

Toplam İşlem Hacmi (TL)            1.259.753.899,34             

 

Toplam İşlem Miktarı (Kg)          512,44  

 

Toplam İşlem Adedi       27         

25 Nisan 2024 Perşembe

Malatya'nın coğrafi işaret tescil belgeli ürünü kayısı çekirdeğinden yılın ilk çeyreğinde 1079 tonluk ihracata karşılık 3 milyon 741 bin dolar gelir sağlandı.


 

"Dünyanın kayısı başkenti" olarak anılan Malatya'da, kayısının yanı sıra çekirdeği de kent ekonomisine katkı sağlıyor.

 

Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, kayısı çekirdeğinin çiftçinin üretim maliyetini karşılamada çok önemli bir kalem olduğunu söyledi.

 

Çekirdeğin coğrafi tescilli bir ürün olduğunu hatırlatan Özcan, "Geçmişte kayısıyı sattığımız fiyatlara artık kayısıdan elde ettiğimiz çekirdeği ihraç ediyoruz. Üretici açısından baktığımızda kayısı çekirdeği önemli bir gelir kaynağı. Kayısı çekirdeği işçilik ve diğer gider kalemleri açısından üreticinin elini güçlendiriyor." diye konuştu.

 

Kayısı çekirdeği ihracatından elde edilen gelirin sevindirici olduğunu anlatan Özcan, şöyle devam etti: "Yılın ilk çeyreğinde 1079 ton kayısı çekirdeği içi ihracatı ederek, 3 milyon 741 dolar gelir elde ettik. Geçmişte çekirdekte önemli bir gelir elde edilemediği için gider kalemleri kuru kayısıya yansıyordu. Kuru kayısıda elde ettiğimiz istikrarlı piyasalarda şu an çekirdek ihracatına da devam ediyoruz."

 

Çekirdek ihracatında 8 bin tona ulaştıkları yıllar olduğuna, her yıl ihracat rakamlarındaki tablonun değiştiğine dikkati çeken Özcan, "Bu da Amerika'da üretilen yüksek miktardaki bademden kaynaklanıyor. Badem fiyatının çok yüksek olduğu dönemlerde kayısı çekirdeğine ilgi oluyor. Badem üretiminin arttığı yıllarda bizde gerileme oluyor." dedi.

 

Özcan, kayısı çekirdeği ihracatından elde edilen gelirde gözle görülür artış olduğunu belirterek, "Geçmişte çekirdek ihracatında elde ettiğimiz gelir, bunun dörtte biriydi. Şu an kayısı çekirdeği badem fiyatlarına yakın rakamlarda, endüstriyel badem 4 dolar, kayısı çekirdeği de 3,5 dolar. Tabi bu fiyatlar her yıl değişiklik gösterebiliyor, burada bize göre en önemli etken Amerikan bademi." değerlendirmesinde bulundu.

25 Nisan 2024 Perşembe