Türkiye'yi Avrupa ile arasında köprü olarak gören Çin otomotiv markaları, Türkiye operasyonlarını artırmaya devam ederken pazara sundukları elektrikli modellerle de rekabete ortak oluyor.


 

Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre, Türkiye otomobil ve hafif ticari araç pazarında toplam satış, bu yılın ocak-ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 63,7 artarak 958 bin 942 adet olarak gerçekleşti.

 

Bu dönemler itibarıyla otomobil satış sayısı yüzde 67,8 artışla 749 bin 501 adet, hafif ticari araç satış sayısı da yüzde 50,6 artışla 209 bin 441 adet oldu.

 

Toplam satış sayısının yıl sonunda rekor kırarak 1 milyonu aşması bekleniyor.

 

ÇİN MENŞELİ MARKA SAYISI 9'A ÇIKTI

 

Türkiye otomotiv pazarındaki gelişmeler ve potansiyel birçok ülkeden üreticinin dikkatini çekiyor. ODMD listesine Çin firması BYD'nin de dahil olmasıyla pazardaki marka sayısı 51'e çıktı.

 

Bu markalara ülkeler özelinde bakıldığında, Fransız ve Alman firmalarının ağırlıkta olduğu görülüyor. Yerli üretim yapan markaların yanı sıra Güney Kore ve Japonya markaları da pazarda güçlü oyuncular arasında bulunuyor.

 

Son dönemde Çin markalarının Türkiye'ye ilgisinde belirgin bir artış gözleniyor. Bu durum, pazara giren firma sayısına da yansıyor. Türkiye otomotiv pazarında dünyanın lider elektrikli otomobil üreticisi BYD'nin de dahil olmasıyla Çin menşeli marka sayısı 9'a yükseldi.

 

Skywell, MG, Chery, Leapmotor, Seres, Voyah, Hongqi, DFSK ve BYD gibi Çin markaları Türkiye'de satışa başladı. DFSK ve Chery içten yanmalı motora sahip otomobilleri Türkiye pazarında satışa sunarken, MG, hem elektrikli hem içten yanmalı, diğer markalar da elektrikli modelleriyle Türkiye'de boy gösteriyor.

 

EN FAZLA SATIŞ YAPAN ÇİN MARKASI CHERY

 

Çin otomotiv firmalarının Türkiye'deki satış rakamlarına bakıldığında, yılın ocak-ekim döneminde Chery'nin, "Omoda 5", "Tiggo 7 Pro" ve "Tiggo 8 Pro" modellerinden 31 bin 40 satışla ilk sırada yer alması dikkati çekti.

 

Chery'nin ardından "MG4", "MG HS", "MG ZS" ve "MG Marvel R" modelleriyle 9 bin 867 adetlik satış rakamına ulaşan MG ikinci sırada ve "ET5" modeliyle ilgi gören Skywell de 2 bin 41 satışla üçüncü sırada yer aldı.

 

Leapmotor, "T03" modeliyle 310 adet satış gerçekleştirirken, Seres, "Seres 3" modeliyle 289 ve Hongqi de "E-HS9" modeliyle 15 satış yaptı.

 

ÇİN MARKALARIN TÜRKİYE PAZARINDAN ALDIKLARI PAY YÜZDE 4,54

 

Çin otomotiv firmalarının Türkiye'deki toplam satışları yılın 10 ayında 43 bin 562'ye, Türkiye pazarından aldıkları pay da yüzde 4,54'e ulaştı.

 

Türkiye pazarına yakın zamanda giren Voyah, DFSK ve BYD'nin satış rakamları henüz açıklanmadı. Ancak DFSK, C SUV segmentinde konumlanan "Fengon 500" ve "Fengon 5" modellerinin yanı sıra 4 ticari modeliyle 2024'e kadar 5 bin, BYD, "Atto 3" modeliyle yıl sonuna kadar 1500 ve lüks otomobil markası Voyah da "Free Apolo" modeliyle yıl sonuna kadar 200 adet satış yapmayı hedefliyor.

 

TÜRKİYE'Yİ AB'YE AÇILMAK İÇİN BİR KÖPRÜ OLARAK GÖRÜYORLAR

 

Öte yandan, Çin markalarının Türkiye'de üretim yapıp yapmayacağı merak konusu. Bu noktada son dönemde ortaya atılan iddialar, ilgili şirket yetkilileri tarafından doğrulanmazken, yatırım konusunda somut gelişmeler olduğunda paylaşılacağı ve Türkiye'nin Çin markaları için üretim ve batarya yatırımı anlamında en büyük adaylardan biri olduğu vurgusu yapılıyor.

 

Chery ve DFSK gibi markaların Çinli yöneticileri de Türkiye'yi AB'ye açılan bir köprü olarak gördüklerini ve gelecek dönemde yatırım planlarının daha güçlü şekilde masaya yatırılacağını belirtiyor.

 

Çin otomotiv markalarının ocak-ekim döneminde Türkiye'de yaptıkları satışlar ve üç firmanın 2023 ile 2024 yıllarına ilişkin satış hedefleri şöyle:

 

Marka

Toplam

 

 

Chery

31,040

MG

9,867

SKYWELL

2,041

LEAPMOTOR

310

SERES

289

HONGQI

15

BYD

1500(hedef/'23)

DFSK

5,000(hedef/'24)

VOYAH

200(hedef/'23)

Genel Toplam 43,562

 

09 Kasım 2023 Perşembe

Dünyanın önde gelen su, atık su, geri dönüşüm ve çevre teknolojileri fuarı IFAT’a, 60 ülkeden 3 bin 200 firma katıldı. İTO’nun 6 ayrı salonda düzenlediği Türkiye milli stantları ise büyük ilgi gördü. Fuara 124 firmayla katılan Türkiye, 6. büyük katılımcı ülke oldu.


Almanya’nın Münih şehrinde 29. kez düzenlenen, dünyanın önde gelen su, atık su, geri dönüşüm ve çevre teknolojileri fuarı IFAT 2024, 13-17 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirildi. IFAT Fuarı’nda; su ve atık su sistemlerinde dijitalleşme, su ve atık su sistemleri yönetimi, su yönetiminde geri dönüşüm, kanalizasyon taşımacılığı ve arıtımı, malzeme akış yönetimi, yenilikçi ve verimli atık ve geri dönüşüm yönetimi, hava tahliyesi ve hava kirliliği kontrolü, hammadde yönetimi, yenilenebilir enerji gibi birçok başlıkta ürün ve hizmetlerle ilgili en güncel teknoloji ve çözümler, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerle paylaşıldı. 

 


İTO İLE 36 FİRMA

 

IFAT Fuarı’nın Türkiye milli katılımını İstanbul Ticaret Odası gerçekleştirdi. Fuara 124 Türk firması katılırken, 36 firmanın katılımını da İTO sağladı. İstanbul Ticaret Odası’nın 6 ayrı sektör salonunda düzenlediği Türkiye milli stantları büyük ilgi gördü. Türkiye, böylece sektörde güçlü temsili ile katılımcı ülkeler arasında 6. oldu.  

 


1966’DAN BERİ 

 

1966 yılından bu yana düzenlenen, araçların yanı sıra akıllı sistemlerle sürdürülebilir kaynak kullanımı için çözümlerin de sergilendiği fuara, İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Yakup Köç, Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman ve Meclis Üyelerinden oluşan İTO heyeti de katıldı. İTO heyeti, T.C. Münih Başkonsolosu Süalp Erdoğan, T.C. Münih Ticaret Ataşeleri Recep Aslan ve Ali Bayraktar ile Türkiye milli iştirak katılımcılarını ziyaret ederek, sektöre dair görüş alışverişinde bulundu.

 

60 ÜLKE KATILDI 

 

Fuarda, 60 ülkeden 3 bin 200’den fazla firma ürünlerini sergiledi. Fuardaki katılımcıların yüzde 55’ini uluslararası firmalar oluşturdu. Toplam 18 salona ve geniş bir açık alana sahip olan fuar, yaklaşık 42 futbol sahasına eşdeğer olan toplam 300 bin metrekarelik bir alanda yapıldı. Fuarı, 150 ülkeden, 120 bini aşkın kişi ziyaret etti.

 


BAŞBAKAN SCHOLZ’DAN ‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE ADAPTASYON’ MESAJI

 

Fuarın açılışında, Almanya Çevre Bakanı Steffi Lemke ve Bavyera Çevre ve Tüketicinin Korunmasından Sorumlu Devlet Bakanı Thorsten Glauber, sürdürülebilirlik ve yeşil teknoloji hakkında konuşma yaptı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise video mesaj ile katılımcılara şu mesajı verdi: “IFAT Fuarı’nın temaları sürdürülebilir ticaret için oldukça önemli. Sektörlerin iklim değişikliğine adapte edilebilmesi için bu yıl da fuarın teması ‘iklim değişikliğine adaptasyon’ olarak belirlendi. Sektörlerin büyümesi için iyi çevre koşulları oluşturmalıyız.” 

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği ve 10 ton propolis üretiminin yapıldığını söyledi.


Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, açıklamada, Türkiye'nin 9,2 milyon arılı kovan sayısıyla dünyada 3.,115 bin ton bal üretimiyle de Çin'den sonra 2. sırada yer aldığını söyledi.

 

Türkiye'nin, bal üretimini destekleyecek flora çeşitliliğiyle Avrupa'da 1. sırada olduğunu ifade eden Şahin, ülkede 4 bin 319'u endemik olmak üzere 13 bin 414 bitki türü bulunduğunu dile getirdi.

 

Şahin, dünya genelinde sağlanan başarıyı temellendirmek, sürekliliği sağlamak ve ihracatı arttırmak için tüm arı ürünlerine bir standart getirilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, "Bu kapsamda uluslararası standardizasyon örgütü olan ISO'nun arı ürünleri çalışmalarına 34 ülkeyle 2019'dan itibaren katkı ve katılım sağlıyoruz. Bu zaman zarfında çam, geven, kestane, pamuk, ayçiçeği ve narenciye gibi bal çeşitleri üzerinde çalışma başlattık. İlk adım olarak TSE onayıyla çam balında bir standart getirdik. Ardından lavanta ve meşe balı üzerinde çalışılıyor." diye konuştu.

 

Söz konusu bal türleriyle ilgili çalışmaları TAGEM ile yürüttüklerini kaydeden Şahin, bal konusunda dünyayla yarışabilmek için artık bilimsel kimliğin ortaya konulmasının elzem olduğunu belirtti.

 

Ziya Şahin, arı ürünleri ihracatında da önemli bir noktaya gelindiğini vurgulayarak, "Türkiye'de geçen yıl 9 bin 389 ton bal ihraç edildi. Bu ihracattan 32 milyon dolar gelir elde edildi. Yaklaşık 20 ülkeye ihracat yapılırken, başı Almanya, ABD, İspanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonya çekiyor." ifadesini kullandı.

 

BİR KİLOGRAM BALIN MALİYETİ 216 LİRA

 

Balın kalitesi üzerinden pek çok spekülasyon yapıldığını dile getiren Şahin, baldaki sahtecilik ve uygunsuzluk konusunda başta merdiven altı üretim yapanlar olmak üzere buna dahil olan her kesimle mücadelenin çok önemli olduğunu vurguladı.

 

Şahin, sahteciliğin tespiti için balların da kayıt sistemine dahil edilmesi gerektiğine işaret ederek, kovan ve arıcıların yanında üretilen balı da kayıt altına alarak, kimin ne ürettiğinin bilinebileceğini aktardı.

 

Arıcılığın son yıllardaki fiyat artışlarından da ciddi şekilde etkilendiğini belirten Şahin, şunları kaydetti:

 

"Arıcılık tarla bitkilerindeki gibi sabit yerde yapılan bir üretim faaliyeti değil. Her gezginci arıcımız yılda 5-6 konaklama bölgesi değiştirerek, yılda ortalama 20 bin kilometre yol kat ediyor. Son yıllardaki akaryakıt, besleme, sarf malzeme, makine/ekipman ve işçilik benzeri giderler bir anda yükseldi. Geçen yılki bal maliyetine güncel enflasyon eklendiğinde, bir kilogram bal maliyeti 216 lira olmaktadır. Arıcıların elinden tutulmalı, desteklenmeli."

 

ÇİN VE BREZİLYA'NIN TÜRKİYE'DEN PROPOLİS TALEBİ VAR

 

Şahin, son yıllarda birliklerin kurulmasıyla arıcıların, balın yanında, propolis, bal mumu, arı sütü, polen, arı zehri gibi ürünlerin de üretimini yaptıklarına işaret ederek, "Balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği, 10 ton propolis, 600 bin ana arı üretimi yapılıyor. 2020 yılına kadar propolisi yurt dışından ithal ederken şu an için bu ürünlerde ihracatçı konumdayız. Özellikle Çin ve Brezilya'nın Türkiye'den propolis talebi var." diye konuştu.

 

Şahin, bal dışındaki ince işçilik gerektiren arı ürünlerindeki üretimi arttırmak için özellikle kadın çiftçilere ve girişimcilere daha fazla destek verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

20 Mayıs 2024 Pazartesi