Malta Ticaret Odası Başkanı Xuereb ve Malta-Türkiye İş Konseyi Başkanı Ezgi Harmancıilişkileri iyi olan Türkiye ile Malta arasındaki ticaret, iş birliği ve yatırım yapılabilecek alanları değerlendirdi.
Xuereb, iki ülke arasında artan ivmeyle gelişen ilişkilere değinerek, "Malta ve Türkiye arasındaki ticaret son yıllarda önemli ölçüde artmıştır. Belirli sektörlerde yoğunlaşmıştır: Çoğunlukla denizcilik ve inşaat. Tabii ki bunlar Türkiye'nin, özellikle daha büyük projelerde, pek çok teknik bilgi birikimi getirdiği geniş kapsamlı sektörler." dedi.
Malta ve Türkiye arasında iş ilişkisini kolaylaştıran bazı kültürel benzerlikler olduğundan söz eden Xuereb, "Malta'ya gelen Türk yatırımcılar, Maltalılarla çalışabileceklerini görüyorlar. Maltalı yatırımcıların da artık Türkiye piyasasına yaklaşmaya çalışacaklarını, orada yatırım yapmaya başlayacaklarını ve benzer olumlu deneyimler yaşayacaklarını umuyoruz." diye konuştu.
Xuereb, Malta'nın, her ülkenin birlikte iş yapmak konusunda kendini rahat hissettiği bir ülke olduğunu ifade ederek, "Üçüncü ülkelerde Türk ve Maltalı şirketler arasında çok fazla iş birliği potansiyeli görüyoruz. Çünkü Malta'nın bir 'hub' olma ve insanları bir araya getirme geleneği var. Buraya gelen herkes bir şeylerde kimliğinin bir parçasını bulur. Yani herkesin kendini evinde hissedebileceği bir yer." ifadelerini kullandı.
Malta'nın kuzeyinde Avrupa, güneyinde Afrika olduğunu, kültürel ve tarihi bağlantılar ile dil ve coğrafi yakınlık sebebiyle Afrika ile pek çok benzer noktaları olduğunu dile getiren Xuereb, "Türkiye'nin de Kuzey Afrika'ya çok ilgi duyduğunu biliyoruz. Yani, orada çok fazla potansiyel olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
Marisa Xuereb, iki ülkenin birlikte üçüncü ülkelerde ticaret yapmasıyla ilgili olarak, "Kesinlikle. Bu gidilmesi gereken yol. Malta, AB için bir dayanak noktası ve bu Malta için önemli bir şey. Malta, hem AB üyesi olarak AB ülkeleriyle iyi ilişkilere sahip olmaktan memnun hem de İngiliz Milletler Topluluğu üyesi. Aslında bu unutulan bir durumdu ama Brexit’ten sonra önemli bir değer haline geldi. Malta, son yıllarda hep tarafsız. Tarafsız olması Malta’yı iş yapma konusunda daha da çekici bir hale getiriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Son dönemde dış politikada Türkiye, Malta ve Libya arasında üçlü temasların da gözlendiği hatırlatılan ve üçlü bir ticaret olup olmayacağı sorulan Xuereb, "Malta, komşusu Libya'nın istikrarlı olmasını her zaman desteklemiştir. Malta aynı zamanda yıllar sonra bu ülkeye direkt uçuş başlatan ilk ülke. Bu aynı zamanda, Türk iş insanları için de ilgi çekici bir gelişme. THY ile Malta'ya gelip buradan Trablus'a geçilebilir. Mesafeler oldukça kısa. Maltalı ve Libyalı yetkililer arasında son derece iyi bir iş birliği var ki bu da Malta'nın bu direkt uçuşlara yeniden başlamasında ana unsuru teşkil ediyor. Bu önemli bir değer." yanıtını verdi.
Malta Ticaret Odası Başkanı Xuereb, ikili ticarette THY etkisine işaret ederek, "Bir diğer önemli nokta ise THY'nin Malta'daki güçlü varlığı olduğunu söyleyebilirim. Onlar İstanbul'a günde 1'den fazla doğrudan sefer yapıyorlar. İstanbul, seyahat terminolojisinde söylendiği üzere dünyaya açılmak için bir hub. Dünyanın her tarafına Asya da dahil olmak üzere uçabiliyorsunuz. Malta'nın bağlantısı açısından çok önemli. Buna sahip olduğumuz için son derece gururluyuz." yorumunu yaptı.
THY'nin uluslararası namı olduğunu ifade eden Xuereb, şunları kaydetti: "Harikulade bir hizmet sunuyorlar sadece yolcu trafiği bakımından değil, aynı zamanda özellikle kargo açısından. Kargoda hava bağlantısı sağlıyorlar ki bu bir ada açısından çok çok önemli. THY'nin varlığı, iki ülke arasında daha çok iş ve daha çok turizmi teşvik edecektir. Bunlar için çok fazla potansiyel var özellikle de dil okulu turizmi için. Malta’nın İngilizce dil eğitimi konusunda önemli bir deneyimi var. Tarih ve kültürel turizm açısından iki ülke de bu açıdan, medeniyetlerin gelişmesinde merkezi konumda olmaları sebebiyle son derece zengin. Birbirimizden öğreneceğimiz, paylaşacağımız ve yapacağımız çok şey var."
Malta-Türkiye İş Konseyi Başkanı Harmancı da Malta ile Türkiye'nin güçlü bir ilişkisi olduğuna dikkati çekerek, "Hiçbir siyasi problemimiz olmadığı için büyükelçilik, iş konseyi, özel sektör gibi her kanaldan bütün enerjimizi ticaret ve ekonomik ilişkilere verdik diyebilirim." dedi.
Malta'da, Türklerin yatırımlarının geleneksel sektörlerde başladığını anlatan Harmancı, "Denizcilik, inşaat, prodüksiyon, ticaret, ithalat, ihracat, aklınıza gelebilecek birçok sektörde Türkler çok güçlü durumda şu anda." diye konuştu.
Türklerin, Malta'da özellikle inşaat sektörünü domine ettiğini aktaran Harmancı, "Büyük ölçekli inşaat projeleri, yolları, altyapı projeleri tamamen Türkler tarafından yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Bu konuda hem Malta devlet erkanından hem de özel sektörden oldukça güzel geri dönüşler alıyoruz. Bu da bize motivasyon oluyor." ifadelerini kullandı.
Geleneksel sektörler haricinde Malta’nın blockchain, yapay zeka ve teknolojinin birçok alanında, teknolojiye dayanan yeni sektörlere ilişkin yaptığı hukuki düzenlemeleriyle gelecek vadettiğini anlatan Harmancı, şunları kaydetti: "Regülasyon olmadan yatırımların çekilmesi çok zor. Avrupa'da Malta, bu konuda liderlik ettiği için, çok hızlı şekilde bütün prosedürleri regüle etti. Sonrasında da devletin sunduğu oldukça avantajlı teşviklerle birçok ülkeden dünya devlerini, Uzak Doğu'dan, Avrupa'dan, Amerika'dan, Türkiye'den teknoloji şirketlerini buraya çekmeye başladı. Malta, Avrupa'nın dijital 'hub'ı diyebiliriz."
Kripto varlıklar haricinde medikal, nano, robotik teknolojilerden finansal enstrümanların teknolojilerine ve geleneksel sektörlerin dijitalleşmesine kadar pek çok alan olduğuna işaret eden Harmancı, "Bunların tamamına Malta öncülük ediyor ve Türk şirketleri için burada ciddi bir pazar var diyebiliriz." dedi.
Türk şirketlerinin iş ve yatırım için Malta'ya gelme süreçlerine ilişkin Harmancı, şöyle devam etti: "Her şirket, başka bir ülkede yatırım yaptığı zaman bürokraside ve pratikte bazı problemlerle karşılaşabilir. Fakat, şunun gururla altını çizmek isterim ki; şirketlerimizin hem devlet nezdinde hem özel sektörde kabul edilişi ve desteklenmesi bizi gururlandırıyor. Bürokratik engelleri de bu şekilde hem iş konseyimiz açısından hem de büyükelçiliğimizin desteğiyle elimizden geldiğince hızlıca aşmaya çalışıyoruz."