tatil-sepeti

Enerji güvenliği riskini azaltmak isteyen ülkeler bir bir küçük ve mikro reaktör projelerine girişti. Türkiye de bir yandan Akkuyu NGS inşaatını yürütürken, diğer yandan nükleer enerjinin geleceği için insan kaynağını hazırlıyor.


Bu amaçla TEKNOFEST’te de ilk kez ‘Nükleer Enerji Teknolojileri Tasarım Yarışması’ yapılacak. 

 

Dünyanın önde gelen ekonomileri, enerji güvenliği risklerini ve tedarik maliyetlerini azaltmak için atom teknolojisine yatırım yapmaya devam ediyor. Bu kapsamda yeni nükleer santral inşaatları devam ederken, Küçük Modüler Reaktörler (SMR) veya Mikro Nükleer Reaktörler (MMR) de geliştiriliyor. Küçük reaktörler Kanada’dan Rusya’ya birçok ülkenin yatırım planlarında çoktan yer aldı. 

 

Bu kapsamda birçok kentte yerel ihtiyaçlar için de yeni mikro santral tasarımı yapılıyor. Türkiye de Mersin Akkuyu’da ilk nükleer santral inşaatı devam ederken, nükleer teknolojilerin geleceği için insan kaynağını hazırlıyor. Bu konu, Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’ne (TEKNOFEST) de girdi. Bu yıl 2-6 Ekim’de Adana’da yapılacak TEKNOFEST’te ‘Nükleer Enerji Teknolojileri Tasarım 

Yarışması’ da düzenlenecek.

 

KAVRAMSAL KRİTERLER

 

TEKNOFEST kapsamında bu yıl ilk kez düzenlenecek bu yarışma ‘Modüler Reaktör Kavramsal Tasarımı’ üzerine kuruldu. Modüler reaktörlere SMR’ler ve MMR’ler giriyor. Bu reaktörler de enerjide esneklik ve güvenlik için geleceğin teknolojileri arasında sayılıyor. Yarışmada, katılımcılardan bu reaktör türlerine yönelik yenilikçi tasarımlar ve çözümler geliştirmeleri bekleniyor. Bunun yanı sıra, modüler reaktör sisteminin alt bileşen tasarımına odaklanan alt kategori proje başvuruları da kabul edilecek. Belirlenen beş farklı alt kategori şunlar olacak: 

 

* Simülasyon geliştirme ve modelleme çalışmaları

 

* Reaktör kalp tasarımı

 

* Nükleer enstrümantasyon ve kontrol sistemi tasarımı

 

* Nükleer yakıt ve atık yönetimi

 

* Enerji çevrimi tasarımı

 

BİRİNCİYE 400 BİN TL

 

Yarışmanın temel kategorisinde birinciye 400 bin lira, ikinciye 300 bin lira, üçüncüye 200 bin lira verilecek. Alt kategoride birincilik ödülü ise 150 bin lira olacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yürüteceği yarışma yine TEKNOFEST kapsamında Adana’da gerçekleştirilecek. Yarışmaya son başvuru tarihi ise 1 Eylül 2024.

 

AKKUYU NGS’DE BİR AŞAMA DAHA GEÇİLDİ

 

MERSİN’de yapımı süren Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS), üçüncü ünitenin pompa istasyonunun temel plakasının betonlama işlemi tamamlandı. Akkuyu Nükleer A.Ş.’den yapılan açıklamada, üçüncü ünitedeki pompa istasyonun temel plakasını betonlama işleminin takvimden önce sona erdiği belirtildi. 4-10 betonlama aşaması içeren 8 bölüme ayrılan temel plakada, maksimum dayanıklılığı ve güvenilirliğini sağlamak amacıyla yaklaşık 20 bin metreküp beton ve 2 bin ton betonarme çelik kullanıldı. Plakanın gövdesinde dört ana pompa ünitesi için su emme parçaları bulunuyor. Ağırlığı 212.5 ton olan çelik ve sökülebilir yardımcı kalıp yapısı, Akkuyu NGS için ayrı bir projeyle özel olarak tasarlandı. Emme borularının kalıp destek sisteminin ağırlığı ise 30.5 ton.

12 Ağustos 2024 Pazartesi

Elektrik veya hidrojen gücüyle veya her ikisinin kombinasyonuyla çalışabilen sıfır CO2 üreten bir tren teknolojisi geliştirildi. İkincil rotalarda emisyonsuz çalışmayı mümkün kılan, hafif, hidrojen ya da pil gücüyle çalışabilen, ikisi arasında geçiş yapabilen bu tren dünyada bir ilk.


 


 

Avrupa’nın en ikonik trenlerinden biri olan Stadler RS1 Railbus, demiryollarında uzun yıllardır seyahat ediyor. Üretildiğinde ilk yeni nesil dizel trenlerden olan tasarım, ya doğrudan dizel ya da kolza tohumu yağından yapılan biyodizel ile çalışabiliyor ve şu an hizmette olan bu nitelikte yaklaşık 500 tren var. Onlar hâlâ rayları arşınlarken çevre dostu trenler üretme iddiasındaki Stadler şirketi kısa süre önce Flirt H2 adlı yeni nesil trenlerinin, tek bir hidrojen tankıyla 46 saat boyunca 2 bin 803 km yol kat ederek dünya rekoru kırdığını duyurdu.

 

RS ZERO PİYASAYA SÜRÜLDÜ

 

Şirket, şimdi ise elektrik veya hidrojen gücüyle veya her ikisinin kombinasyonuyla çalışabilen sıfır CO2 üreten bir tren olan RS Zero’yu piyasaya sürdü. Nispeten hafif tasarımı sayesinde RS Zero, özellikle yan hatları işleten ray operatörlerine yönelik bir tren. Stadler tarafından yeni duyurulan tren tek vagonlu bir hidrojen modeli, ancak çift vagonlu konfigürasyonları da mevcut. Hidrojenle çalışan tek bir araç 700 km yol kat edebilirken, çift kurulum bunu 1.000 km’ye ulaştırıyor. Pil enerjisi çok daha az menzile sahip. Tek bir araç tek bir şarjla 80-100 km yol gidebilirken, çift araç konfigürasyonu 90-180 km arasında yol kat ediyor. Her iki konfigürasyon da araçları 120 km/s azami hıza ulaştırabiliyor. Çift seçenek, demiryolu operatörlerinin rotalarının uzunluğuna ve rahat ettikleri yakıt türüne uygun aracı seçmelerine olanak tanıyor. Ayrıca, dünyanın ilk hidrojenle çalışan demiryoluna sahip Almanya, tamamen pille çalışan modellere geçtiğini duyurduğundan, RS Zero’da her iki seçeneğin bir arada sunulması, akıllıca bir iş hamlesi gibi görünüyor.

 

VERİMLİLİK VE KONFORDA İDDİALI

 

RS Zero, verimliliği maksimum konforla birleştiren ve tüm yolcular için mümkün olan en iyi erişilebilirliği sağlayan bir tren olma iddiasında. Erişilebilirlikten bahsetmişken, tren vagonlarının alçak bir giriş yüksekliği ve basamaksız alçak bir taban alanı var. Bu da onları hareket kabiliyeti sorunları olan kişiler için erişilebilir kılıyor. Trenler ayrıca bisikletler ve diğer hacimli seyahat ekipmanları için çok amaçlı bir alana sahip. Eko-etik anlayışına uygun olarak, iç döşeme yüzde 98 yenilenebilir kaynaklardan geliyor. Yan duvarlar da PET şişeler gibi geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılmış ve iklim kontrol sistemi çevre dostu bir soğutucu ile gerçekleştiriliyor. Prototip, eylül ayı sonunda Berlin’de düzenlenecek InnoTrans 2024 kongresinde sergilenecek.

09 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : elektrik hidrojen CO2

3D baskı kullanarak farklı tür materyalleri kimyasal kullanmadan yapıştırmanın yolu bulundu. İki yeni malzeme birleştirme tekniği içeren bu buluş sayesinde üretim önemli ölçüde değişebilir. Yeni yeşil birleştirme tekniklerinin mobilya, otomotiv ve havayolu sanayinde kullanılabileceği öngörülüyor.


 

AYŞE BAŞAK

 

Yanıcı yapıştırıcılara duyulan ihtiyacı ortadan kaldırabilecek gözenek seviyesinde süper güçlü bağlar oluşturan bir birleştirme yöntemi keşfedildi. Avusturya Graz Üniversitesi bilim insanları, 3D baskı kullanarak farklı tür materyalleri kimyasal kullanmadan yapıştırmanın yolunu buldu. İki yeni malzeme birleştirme tekniği içeren bu buluş sayesinde üretim önemli ölçüde değişebilir. 

 

KİMYASALLARIN ZARARI

 

Endüstriyel yapıştırıcılar A parçasını B parçasına birleştirmek için ideal görünse de özellikle petrol bazlı kimyasallardan üretilenlerin bir kısmı çevre için son derece zararlı olabilir. Söz konusu yapıştırıcıların üretimi için çok fazla enerji ve kaynak gerekir. Üretimleri esnasında doğaya zararlı maddeler açığa çıkar, kullanım ömürlerinin sonuna ulaştıklarında içerikleri toprağı ve yeraltı sularını kirletebilir. En önemlisi, yapıştırıcı üretiminde kullanılan kimyasallar, bu süreçte çalışan, bunlara temas eden, soluyan işçiler için zararlı olabilir. Bu yüzden, ağır kimyasal içeren yapıştırıcılara alternatif üretme gayreti artıyor. Bir süredir, bitkilerden yapılan yeniden kullanılabilir yapıştırıcılar, ömrünü tamamladıktan sonra biyolojik olarak parçalanan yapıştırıcılar gibi nispeten çevre dostu alternatifler geliştiriliyor. Avusturya Graz Teknoloji Üniversitesi araştırmacıları, ahşap türleri ve iki tür plastik, paslanmaz çelik ve bir titanyum alaşımı arasında bağ kurabilen bir yaklaşıma yönelerek alternatif arayışını farklı bir zemine taşıdı ve iki yeni malzeme birleştirme tekniği içeren bir buluş gerçekleştirdi.

 

‘EKLEME’ İLE DAHA GÜÇLÜ

 

İlkinde, araştırmacılar ‘ekleme’ adını verdikleri bir 3D baskı süreci kullandı. Çeşitli malzemeleri doğrudan işlenmemiş bir ahşap parçasına, ahşaptaki gözeneklere nüfuz edecek ve bir yapıştırıcının yapacağı türde bir bağ oluşturacak şekilde 3D yazdırdılar. Ardından doğasını anlamak için kurdukları bu bağı kopardılar. Bağ koparıldıktan sonra, ahşap gözeneklerinde polimer ve polimerde kırık ahşap lifleri buldular. Bu da araştırmacılara kırılmanın ahşapta ve polimerde meydana geldiğini, ancak eklemde olmadığını gösterdi, yani sonuç başarılıydı. Ekip, daha karmaşık yapılar veya ek malzemenin bağlanacağı daha büyük gözenekler oluşturmak için yüzeyi ahşap lazerler kullanarak kazırsa 3D yazdırılmış bağların daha güçlü olacağını öngörüyor.

 

BİRLEŞTİRME TEKNİĞİNİN KULLANIM ALANLARI

 

Araştırmacıların bulduğu ikinci birleştirme tekniğine ‘ultrasonik birleştirme’ adı verilmiş. Bu teknikte, ahşap ve metal polimerlerin birleşme noktasına yüksek frekanslı, düşük titreşimli dalgalar göndermek için sonotrot adı verilen bir aletten istifade ediliyor. Bu alet, iki malzemeyi birbirine bağlamak için yeterli ısı üreten sürtünmeyi yaratıyor. Bu teknik, özellikle büyük bileşenler ve 2D yapılar için uygun görülüyor. Bilim insanları, geliştirdikleri yeni yeşil birleştirme tekniklerinin mobilya, otomotiv ve havayolu sanayinde kullanılabileceğini öngörüyor. 

09 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : 3D baskı kimyasal