tatil-sepeti

HABER: ŞEREF KILIÇLI

Raporda Türkiye’ye de yer verildi. İngiltere ile STA imzalamaması halinde Türkiye’nin ihracattaki kaybı 2.4 milyar doları bulabilir. STA için ön çalışmalarını yapan Türkiye için en büyük engel, AB’nin Gümrük Birliği’ni güncellememiş olması.

Avrupa Parlamentosu’nun (AP), İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma koşullarını düzenleyen Brexit Anlaşması’nı onaylamasının ardından gözler Brexit sonrası sürece çevrildi. En çok korkulan anlaşmasız Brexit senaryosu gerçekleşmedi, 1 Ocak 2021’e kadar geçiş süreci kabul edildi. Ancak bu her şeyin çözüldüğü anlamına gelmiyor. İngiltere ve Avrupa Birliği arasında Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalanması için çetin müzakerelerle geçecek bir dönem başladı. Üstelik müzakerelerin yetişmemesi ihtimaline karşılık öne sürülen ‘geçiş döneminin uzaması’ konusuna İngiliz yönetimi oldukça soğuk bakıyor.

NEDEN STA İSTENİYOR?

İngiltere’de 23 Haziran 2016’da gerçekleştirilen Brexit referandumuyla başlayan çetrefilli dönem, yerini STA müzakereleri dönemine bırakırken, ‘AB ile neden Gümrük Birliği uygulaması değil de STA isteniyor?’ sorusu da akıllara gelebilir. İngiliz hükümeti, Gümrük Birliği’ni, üçüncü ülkelere ortak gümrük tarifesi uygulaması getirmesi ve anlaşmazlıklarda Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın karar verici olması gerekçesiyle istemiyor. İngiliz hükümeti temsilcileri, Avrupa Birliği’nin Kanada ile yaptığı CETA (Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması) tarzı bir STA’ya sıcak baktıklarını belirtiyorlar. Geçiş sürecinin bitimine, yani 1 Ocak 2021’e kadar İngiltere, Gümrük Birliği’nde kalmaya devam edecek. Eğer anlaşma sağlanırsa bu tarihten itibaren STA, anlaşma sağlanamazsa Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarifeleri geçerli olacak.

TÜRKİYE İÇİN ÖNEMİ

Dünyanın en büyük beşinci ekonomisi olan İngiltere ekonomisi, dünya ihracatı-nın yüzde 2.5’ini, dünya ithalatının ise yüzde 3.4’ünü gerçekleştiriyor. İngiltere, Türkiye için de çok önemli bir ticaret partneri. AB’de Almanya’dan sonra Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ikinci ülke konumunda. Türkiye, İngiltere’ye 2019’da 10.9 milyar dolarlık ihracat yaparken, 5.4 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. İngiltere, Türkiye’nin dış ticaret fazlası verdiği tek G7 ülkesi. İngiltere’ye ihracatta otomotiv, hazır giyim, elektronik ve kimya ürünleri başı çekiyor. İthalatta ise ilk sıralarda mekanik güç jeneratörü, otomotiv, metal cevheri, ilaç ve organik kimyasallar yer alıyor. Türkiye’nin toplam brüt ihracatında yüzde 6 oranında İngiltere kaynaklı bileşen olması da iki ülke arasında güçlü bir tedarik zincirinin olduğunu gösteriyor. Yoğun ticari ilişkilerin yeni dönemde de devam etmesi için Türkiye ile İngiltere arasında STA yapılması birçok bakımdan kritik önem taşıyor.

BM RAPORU

“İngiltere ile bir STA imzalanamaması ve bu sebeple Türkiye’den yapılacak ihracatın DTÖ tarifelerine göre yapılması durumunda bunun bedeli ne olur?” sorusu da yine bu dönemde üstünde düşünülmesi gereken bir konu. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Dairesi (UNCTAD) tarafından yapılan araştırmaya göre; İngiltere’nin AB’den ayrılması sonrasında bir STA imzalanamaması halinde en büyük zarara uğrayacaklar arasında AB ve Türkiye ilk sırada yer alıyor. AB, İngiltere pazarına yapacağı ihracatta yıllık 34.5 milyar dolar kayba uğrarken, Türkiye’nin ihracat kaybının ise 2.4 milyar dolar olabileceği öngörülüyor. Öte yandan, anlaşma olmaması durumunda en fazla kazanç sağlayacak ülkelerin başında ise Çin ve ABD geliyor. Çin’in İngiltere’ye yapacağı ihracatın 10.2 milyar dolar, ABD’nin ihracatının ise 5.3 milyar dolar artacağı öngörülüyor. Bu ülkeleri sırasıyla Japonya, Tayland, Güney Afrika Cumhuriyeti, Hindistan, Brezilya, Rusya Federasyonu, Vietnam ve Yeni Zelanda izliyor.

TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDEKİ ENGEL GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN GÜNCELLENMEMESİ

Türkiye, Brexit’den sonra da İngiltere ile ticari ilişkileri yüksek volümde sürdürmek, hatta daha da geliştirmek için STA imzalamak istiyor. Ancak bunun için AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sorununun da çözülmesi gerekiyor. DEİK tarafından 2019’da hazırlatılan Türkiye-Birleşik Krallık-AB İlişkilerinde Siyasi ve Ekonomik Riskler ve Fırsatlar isimli raporda, bu sorun şöyle anlatılıyor: “Türkiye, Gümrük Birliği koşulları nedeniyle AB’den bağımsız olarak STA yapamıyor. ‘Ticari asimetri’ diye tabir edilen durum, Türkiye ile İngiltere arasında bir STA imzalanmasını engelliyor ve Türkiye’nin rekabet üstünlüğünü riske atıyor. Ankara, Gümrük Birliği’nin yenilenmesi için Brexit sürecinden bağımsız olarak taleplerde bulundu ve bazı AB çevrelerinden bu talebine olumlu yanıt aldı. Ancak daha çok siyasi nedenlerden dolayı ilerleme kaydedilemedi.”

TÜRKİYE’DEN AB’YE ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı, üçüncü ülkelerle yapılacak STA’lar konusunda Gümrük Birliği’nin güncellenmemesinden kaynaklı sorunu şöyle değerlendirdi: “Türkiye, Gümrük Birliği üyesi olarak, üçüncü ülkelerle Serbest Ticaret Anlaşması imzalayacaksa bunu AB’ye de kabul ettirmek durumunda. Ancak AB, üçüncü ülkelerle kendisi STA imzalarken bizimle yeterince istişare etmiyor veya bizi müzakerelere dahil etmiyor. Dolayısıyla AB’nin herhangi bir üçüncü ülkeyle imzaladığı STA anlaşmasını otomatik olarak uygulamak zorundayız. Bu konuyu AB’ye iletiyoruz. Gümrük Birliği’nin güncellenmesinde üstünde durduğumuz en önemli konulardan biri de bu konu. Yani AB’nin üçüncü ülkelerle imzalayacağı STA’larda ya bir Türkiye maddesi olsun ya da Türkiye müzakerelere dahil olsun. Aksi takdirde bu asimetrik dengesiz bir ilişki oluşturuyor. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil.”

SON DEĞİL YENİ BİR BAŞLANGIÇ

Brexit Anlaşması’nın Avrupa Parlamentosu’nda onaylanmasının ardından liderlerin yaptığı açıklamalar da bu tarihi süreçte iz bıraktı. Birleşik Krallık’ın 47 yıl aradan sonra tekrar kendini yöneteceğini belirten İngiltere Başbakanı Boris Johnson, “AB’den ayrılmamız bir son değil, yeni bir başlangıç. Ulusun kendini yenilediği ve yeniden kendi kendini yönettiği bir anın başlangıcı. Biz bu durumu fırsata çevirip, olağanüstü bir başarıya dönüştürebiliriz” dedi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise İngiltere’nin AB’den ayrılmasını, “Avrupa’da her ülkede dikkat uyandırması ve üzerinde düşünülmesi gereken tarihi bir uyarı. Çünkü 70 sene sonra ilk kez bir ülke, AB’den ayrılıyor” ifadeleriyle değerlendirdi. Almanya Başbakanı Angela Merkel de AB gibi uluslararası kurumların esasen İkinci Dünya Savaşı’ndan ve daha önceki onlarca yıldan çıkarılan bir ders niteliği taşıdığının altını çizerek, bu hafızanın solmakta olduğunu söyledi.

12 Şubat 2020 Çarşamba

Etiketler : Dünya

ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indiriminin ardından kripto para birimlerinde de yükseliş gözlendi. En yüksek piyasa değerine sahip kripto para birimi Bitcoin 63 bin dolar seviyesini aştı. Kripto para piyasasında gözler şimdi de kasımdaki ABD seçimlerine çevrildi.


Fed, politika faizini 4 yıl aradan sonra ilk kez indirdi. Faiz, 50 baz puan düşürülerek yüzde 4,75-5 aralığına çekildi.

 

Fed'in gelecek döneme ilişkin tahminleri de açıklanırken, projeksiyonlar, Bankanın faiz indirimlerinin yıl sonuna kadar 100 baz puana ulaşacağını ortaya koyuyor.

 

Fed Başkanı Jerome Powell, toplantı sonrasındaki değerlendirmesinde, enflasyona yönelik yukarı yönlü risklerin azaldığını ve istihdama ilişkin aşağı yönlü risklerin arttığını belirtti.

 

Söz konusu gelişmelerin ardından kripto para birimlerinde yükseliş gözlendi. En yüksek piyasa değerine sahip kripto para birimi Bitcoin 63 bin dolar seviyesini aştı.

 

Ethereum da yüzde 5'i aşan yükselişle 2 bin 500 dolar seviyesini geçerken, bazı altcoin projelerinde yükseliş yüzde 20 seviyesinin üzerine çıktı.

 

Bu süreçte kripto para piyasasının toplam piyasa değeri ise 2,2 trilyon düzeyini geçti.

 

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eren Çaşkurlu, faiz indiriminin ve parasal genişleme sürecinin, faiz indiriminden getiri düşüklüğü şeklinde etkilenecek yatırım enstrümanları dışındaki varlıklar için cazibe yaratacağını söyledi.

 

Kripto para birimlerinin de "riskli varlık" statüsüne girdiklerini ve dolayısıyla getirisi daha yüksek olabileceği için söz konusu cazibeden etkilenebileceğini dile getiren Çaşkurlu, "Faiz indirimi kararının ardından özellikle enflasyonist etkilere karşı sabit arzıyla koruma sağlayan Bitcoin'in fiyat hareketlerindeki yukarı yönlü hareket bunun belirtisidir." dedi.

 

Çaşkurlu, kripto para piyasası için büyük merkez bankalarının faiz indirim kararlarındaki devamlılığın, kripto para projelerindeki teknolojik atılımların devam etmesinin, piyasa regülasyonlarının ve spot borsa yatırım fonlarının (ETF) borsalarda yaygınlaşmasının olumlu gelişmeler olabileceğini ifade etti.

 

ABD'de resesyon endişelerinin yükselmesi ile kripto para piyasalarına ilişkin yasaklayıcı, sınırlandırıcı ya da piyasayı daraltabilecek düzenlemelerin piyasaya olumsuz yansıyabileceğini anlatan Çaşkurlu, şunları kaydetti: "ABD başkanlık seçimlerini Donald Trump'ın kazanması, kripto para piyasalarına ilişkin olumlu ve destekleyici görüşleri ve ülkeyi 'kripto para üssü haline getirme' söylemi dikkate alındığında kripto para piyasası açısından olumlu fiyatlanır. Harris'in kazanması durumunda ise piyasa uygulamalarına ilişkin vereceği kararlar netlik kazanana kadar piyasa hacmini belli miktarda azaltabilir. Ancak Harris'in de kripto para piyasasındaki yatırım hacmi, kazanç miktarı ve yatırımcıları göz önüne alarak piyasaya tamamen olumsuz bir yerde kendini konumlandırmayacağı görüşündeyim."

 

"ABD'DE PARASAL GENİŞLEME KRİPTO PİYASASINI OLUMLU ETKİLEYECEK"

 

Beykent Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Batuhan Tufaner ise Fed'in faiz kararının piyasa beklentilerini karşıladığını ifade etti.

 

ABD tarafında enflasyon beklentilerinde aşağı, işsizlik beklentilerinde ise yukarı yönlü revizyon görüldüğüne dikkati çeken Tufaner, "Tüm bu göstergeler ABD'nin parasal genişlemeye devam edeceğini gösteriyor. Parasal genişleme sürecinde ise paraya ulaşım maliyetinin düşük olması ve piyasadaki likiditenin fazla olması nedeniyle kripto para piyasası da bundan olumlu yönde etkilenecektir." diye konuştu.

 

ABD'deki başkanlık seçimlerine yönelik anketlerdeki değişikliklerin diğer piyasalar gibi kripto para piyasasını da derinden etkilediğini bildiren Tufaner, şunları kaydetti: "Başkan adaylarından Donald Trump'ın kripto paralara olumlu baktığını biliyoruz. Bazı ödemelerini de kripto para aracılığıyla yaptığını gördük. Ayrıca parasal genişlemeyi daha çok tercih eden bir başkan imajı çiziyor. Diğer aday Kamala Harris tarafında ise böyle olumlu bir bakış açısı baskın değil. Dolayısıyla, Trump'ın seçimden galip çıkması kripto para piyasasını daha olumlu etkileyecektir."

20 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : Fed faiz kripto para bitcoin

İngiliz Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) ağustos ayına ilişkin perakende satış verilerini açıkladı. Buna göre, ülkede perakende satışlar Temmuz 2024'teki yüzde 0,7'lik artışın ardından ağustosta yüzde 1 yükseldi.


 

Süpermarket ve giyim mağazalarında sıcak hava ve sezon sonu indirimlerinin etkisiyle artan trafik, perakende satışlara pozitif yansıdı.

 

Haziran-ağustos döneminde ise perakende satışlar önceki üç aylık döneme göre yüzde 1,2 artış gösterdi.

 

ONS Başekonomisti Grant Fitzner, verilere ilişkin değerlendirmesinde, ağustosta süpermarketlerin gıda satışlarında 2021'den beri görülen en büyük yıllık artışa katkıda bulunduğunu dile getirdi.

 

Haziran-ağustos dönemindeki satışların da arttığını kaydeden Fitzner, "Ancak, perakende satışlar genel olarak salgın öncesi seviyelerin hafif altında kalıyor." ifadesini kullandı.

 

İngiliz Perakendeciler Birliği (BRC) Araştırma Direktörü Kris Hamer ise hayat pahalılığı krizinin tüketiciler üzerinde hala baskı yarattığını belirterek, "Bu da ekimde enerji faturaları bir kez daha yükseldiğinde, talebin daha da düşebileceği anlamına geliyor." değerlendirmesinde bulundu.

20 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : İngiltere perakende satış