tatil-sepeti

Avrupa Birliği tarafından coğrafi işaret tescili alan Söke pamuğunda bu yıl kuraklığın etkisiyle verimde azalma bekleniyor. Söke Ziraat Odası Başkanı Tanyeri, normalde dekarda 500-600 kilogram ürün aldıklarını, bu miktarın bazı arazilerde 300 kilograma kadar gerilediğini ifade etti.


 

Ege'de pamuk üretiminin önde gelen merkezlerinden Aydın'ın Söke ilçesinde yaklaşık 350 bin dönüm arazide hasat devam ediyor. Makine yardımıyla toplanan pamuklar, işlenmek üzere çırçır fabrikalarına götürülüyor. Yaklaşık 6 bin üreticinin geçimini sağladığı pamukta, bu yıl arazilerin yeteri kadar sulanamaması nedeniyle verimde bir miktar düşüş gözleniyor.

 

Avrupa Birliğinden 10 Eylül'de coğrafi işaret tescilini alan Söke pamuğunun katma değerinin yükseltilmesi hedefleniyor.

 

Söke Ziraat Odası Başkanı Mustafa Tanyeri, sulama ve hastalık sorunları nedeniyle sezona sorunlu başladıklarını söyledi.

 

En büyük problemlerinin kuraklık olduğunu vurgulayan Tanyeri, "Sulamadan dolayı barajlarımızda su yetersizdi. Barajdan bırakılan suyun en son noktasında bizim olmamızdan dolayı, zamanında su gelmediğinden sıkıntılar yaşadık. Hastalıklar yüzünden de sorunlar oldu. Zamanında sulayamadığımız parsellerde verim kaybı oldu. Kalitede bir kaybımız yok ama bazı parsellerde verim düşüklüğü yaşıyoruz. Zamanında sulanan ve hastalıklarla mücadelede başarılı olduğumuz arazilerimizde yeterli verim alıyoruz." diye konuştu.

 

Tanyeri, normalde dekarda 500-600 kilogram ürün aldıklarını, bu miktarın bazı arazilerde 300 kilograma kadar gerilediğini ifade etti.

 

Önceki sezon 160 bin ton pamuk ürettiklerini kaydeden Tanyeri, bu sezon kalitenin iyi olmasına rağmen bu miktara ulaşılamayacağını belirtti.

 

Pamuk fiyatlarının istedikleri seviyede olmadığını dile getiren Tanyeri, "Kalitede hiçbir sıkıntımız yok. Şu an çırçır işletmelerine giden üreticilerimizin pamuklarından da kaliteden bir şikayet gelmiyor. Zaten biz kalitede yıllardır başarılıyız. Bunun yanı sıra coğrafi işareti de aldık bu sene. O da bizim için sevindirici." dedi.

 

TESCİLLENEN İLK PAMUK

 

Söke Ticaret Borsası Başkanı Nejat Sağel de ilk defa bir pamuk türünün coğrafi işaret aldığını belirterek, Söke pamuğunun, az çeperli, parlaklık değerleri fazla, lifleri uzun ve sarılık değerinin düşük olmasından dolayı tekstilciler tarafından tercih edildiğini söyledi.

 

Söke pamuğundan dokunan ipliklerle üretilen ürünlerin ve kumaşların çok farklı olduğunu ifade eden Sağel, şunları kaydetti: "Burada ilk önce kaliteyi tescil ettiriyorsunuz. Ondan sonra içine hiçbir başka pamuk koymadan sırf Söke'ye ait bir pamuğun içinde işleme yapıyorsunuz. Tescil alması ürünün pazarlanmasının da önünü açacaktır. Tabii bunlar hep zaman... Süreç ona göre ilerleyecek. O ilerleyen süreçte de bunun fiyat farkları elbette gelecektir. Bunu ilerleyen zamanlarda zaten kendimiz de göreceğiz."

07 Ekim 2024 Pazartesi

Jandarma Genel Komutanlığı’na 300 lojistik, 10 bando alt branşlarında olmak üzere 310 uzman erbaş alınacak. Kimler başvurabilir? Başvuru şartları neler? Başvuru için son gün ne zaman? İşte detaylar…

Resmi Gazete'de Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı’ndan yayımlanan ilana göre, başvurular 23 Ekim ile 6 Kasım tarihleri arasında internet üzerinden yapılacak.

 

KİMLER BAŞVURABİLİR?

Başvuru yapabilecek 1 Ocak 2024 itibarıyla 20 yaşından gün almış ve 27 yaşını bitirmemiş adaylardan, 2023-2024 KPSS'den 50 ve üzeri puana sahip olma şartı aranacak.

 

BAŞVURU İÇİN SON GÜN NE ZAMAN?

Başvuruların başlama ve bitiş saatleri, temini yapılacak uzman erbaş alt branşları, temin şartları ve diğer detaylar https://vatandas.jandarma.gov.tr, www.jsga.edu.tr ve https://kamuilan.sbb.gov.tr internet sitelerinde yayımlanacak.

23 Ekim 2024 Çarşamba

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı