Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Uğur Gülen, "Sigorta sektörü bu yılın ilk 9 ayında yüzde 123'lük bir büyüme ile prim üretiminde 328 milyar liraya ulaştı." dedi.


Türkiye Sigorta Birliği (TSB) tarafından düzenlenen sigortacılık sektörünün 100, BES'in 20. yılı etkinliğine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TSB Başkanı Uğur Gülen, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) İkinci Başkanı Mehmet Verim katıldı.


Etkinlikte konuşan Gülen, sigorta ülkelerin gelişmişliği anlamında göstergelerin en başında gelen konulardan biri olduğunu söyledi.


Gülen, şunları kaydetti:


"Sigorta için görünmeyen bir ev, görünmeyen bir güvence, görünmeyen bir destek diyorum. Vatandaşımıza, ticaret erbabımıza, sanayicimizin bugün sanayinin gelişmesinde, ekonominin gelişmesinde belki ön planda olmayan ama arkalarında huzur içinde yatırım yapmalarını sağlayan muazzam bir kurum, son derece keyifli, son derece hayatın içinde, son derece risklerle karşı karşıya fakat bir o kadar keyifli bir mesleği icra ediyoruz. Sigortacı ekonomiye uzun süreli kaynak ve fon aktararak ekonominin gelişmesine fayda sağlayan bir sektör. Geçmiş 20 yıla baktığımız zaman sigortacılıkta muazzam bir ilerleme olduğunu açıkçası hepimiz görüyoruz. Penetrasyon oranı 2000'lerin başında 1,2'lerden bugün yüzde 2'ler seviyesine geldi. Henüz bu yeterli bir rakam değil fakat geldiğimiz nokta gerçekten çok sevindirici. Diğer taraftan baktığımızda son 20 yıla özellikle 2000-2010 döneminde sigorta sektörü yabancı yatırımcıların en fazla ilgi odağı olan sektörlerden biri haline gelmiştir.


Sigorta pazarı birçok yatırımcı tarafından hala cazip bir sektör olarak karşımıza çıkıyor. TSB'nin amacı sigorta sektörünün gelişmesini, güçlenmesini sağlayacak politikalar, stratejiler ve öneriler üretmek ve bu önerilerine hem yürütmede hem yasamadaki paydaşlarıyla birlikte paylaşarak Türkiye'nin sigortacılığın gelişmesine fayda sağlamak için çalışan bir örgüt. Sigorta sektörü son bir kaç yıldır büyümeye hızla devam eden bir sektör. Sigorta sektörü bu yılın ilk 9 ayında yüzde 123'lük bir büyüme ile prim üretiminde 328 milyar liraya ulaştı ve yılın sonu yaklaşırken herhalde bu yılın sonun 500 milyar lira prim üretimini aşan bir sektör ile karşı karşıya kalacağız. 6 Şubat'ta yaşadığımız üzüntülü deprem hadisesine rağmen sektörümüzün aktif büyüklüğü 1,2 trilyon liraya ulaşmıştır."


SEDDK İkinci Başkanı Mehmet Verim ise kasko sektörünün aşağı yukarı sigorta sektörünün yüzde 50'sini oluşturduğunu söyledi.


Verim, "Trafikte zarar oluştuğunda şirketlerin öz kaynakları müthiş bir şekilde eriyor. Dolayısıyla biz şirketleri, sektörleri, branşları kendi dinamiklerine bırakmak zorundayız." diye konuştu.

08 Aralık 2023 Cuma

Sigorta acenteleri, haksız rekabete karşı birlikte çözüm arıyor. Sektör temsilcileri, ekran paylaşımının önüne geçmek amacıyla parmak iziyle giriş için de çalışma yürütüyor.


OSMAN KUVVET

 

İstanbul Ticaret Odası Sigortacılık Meslek Komitesi, sektörün önde gelen STK’larıyla sektör sorunları istişare toplantısı gerçekleştirdi. Açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi Giyasettin Eyyüpkoca’nın yaptığı toplantıya, İTO Meclis ve Komite Üyeleri ile sektörel dernekler katıldı. 

 

200 BİN İSTİHDAM

 

İTO Yönetim Kurulu Üyesi Giyasettin Eyyüpkoca, 21 bine yakın acente, uluslararası nitelikte hizmet veren 68 sigorta şirketi, 200 bin istihdam ve 15 milyar dolarlık büyüklüğüyle sigortacılık sektörünün ekonominin önemli bir parçası olduğunu dile getirdi. Eyyüpkoca, sektörlerin sorunlarını ve çözüm önerilerini ilgili mercilere aktarmak üzere çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, şunları söyledi: “Sigortacılık Meslek Komitemiz, en çok ve en etkili çalışan komitelerden biri.

İTO Yönetim Kurulu olarak sektörün gelişimine katkı verecebileceğimiz konularda destek oluyoruz. Bundan sonraki süreçte de yanınızda olduğumuzu bilmenizi isteriz.”

 

İTO Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Mehmet Özgür Yılmaz da komite olarak yaptıkları çalışmaları anlattı. Yılmaz, “Bu çalışmalardan biri de ekran paylaşımının önüne geçmek. Acentelerin ekrana parmak iziyle giriş yapma zorunluluğu üzerine çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

 

HAKSIZ REKABET

 

TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Levent Korkut ise önceki yıllarda sigortacılık eğitimi konusundaki çalışmalarını hatırlatarak, “Sektörümüz, iş sorunu olmayan bir sektör. Ancak eğitimli işgücü açığımız var. Eğitimlere katılım az, üyelerimize duyuralım” dedi.

 

Haksız rekabet konusunda çok şikayet olduğuna dikkat çeken Korkut, “Bu konuyla alakalı bize belgelendirip gönderirseniz, gerekli adımları atarız” dedi.

 

Toplantıya katılan STK temsilcileri, sektörün düşük komisyon oranları yanında sağlık sigortasında da poliçe ücretlerinin ve risklerin arttığını belirterek, “Bankaların kredili ürünlerde tüketicilere sigorta satışı sektörümüzü olumsuz etkiliyor” diye konuştu.  

 

 

SEKTÖR DERNEKLERİ BİR ARADA

 

Toplantıya; Sigorta Acenteleri Derneği (SAB), Tekli Sigorta Acenteleri Derneği (TEKSADER), İstanbul Sigorta Acenteleri Derneği (İSAD), Acentem Sigorta Aracıları Derneği (ASİAD), Anadolu Yakası Sigorta Acenteleri Derneği (ANSADER), Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği (SBD), Sigorta Aracıları ve Acenteleri Derneği (SAAD), Avrasya Sigorta Acenteleri Derneği (AVSAD), Oto Dışı Sigorta Eksperler Derneği (ODSED) yöneticileri katıldı.

 

RAKAMLARLA SİGORTACILIK

 

  • Aktif şirket sayısı: 70
  • Aktif toplam: 781 milyar lira.
  • Prim üretimi 235 milyar lira.
  • BES 400 milyar lira.
  • Yıllık yüzde 123 artış.
  • Fon büyüklüğü: 148 milyar lira (BES dahil).
  • Ödenen tazminat 88 milyar lira.
  • Yıllık yüzde 87 artış.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Üretim ve tüketim artışı her türlü atık miktarını da artırıyor. Dünyada en hızlı artan atıklar ise elektronik atıklar.


2010 yılından bu yana elektronik atık miktarı iki katına çıktı. Üstelik 62 milyon ton olan e-atık miktarının 2030’a kadar yıllık 82 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Sürdürülebilir kalkınma için bu atıkların yerinde ayrıştırılması ve dönüştürülmesi gerekiyor. Bu dönüşümü gerçekleştiren ülkelerin elektrik, su ve diğer kaynakların tüketimi de azalacak. 

 

DOÇ. DR. AYÇA DOĞANER

 

Ülkeler, daha fazla büyümek için üretim yarışına girerken, tüketiciler ve kurumlar gittikçe dijitalleşiyor. Buna paralel olarak da elektronikleşme artıyor. Artık birçok insanın birden fazla elektronik cihazı var. Bilgisayarların ve telefonların yanı sıra elektronik ev eşyaları, elektrikli bisikletler ve e-scooter’lar günlük yaşamın normalleri haline geldi. Bunların yanı sıra elektronik cihaz listesi, sağlık monitörleri, çevresel sensörler, mobilya ve giysilere gömülü elektroniklerle giderek büyüyor. Elektronikleşme ve tüketim hızı arttıkça, değişim ve yenileme de artıyor. Bu durumda elektronik atık (e-atık) giderek büyüyen bir problem haline geliyor. 

 

62 MİLYON TON

 

Dünya genelinde e-atık üretimi, 2010 yılından bu yana iki katına çıktı. 2010’da yıllık 22.8 milyon ton olan elektronik atık miktarı, 2022’de 62 milyon tona ulaştı. Uzmanlar, e-atık üretiminin 2030 yılına kadar yıllık 82 milyon tona ulaşacağını tahmin ediyor. 

 

Elektronik atık üretiminde başı çeken ülke ise Çin Halk Cumhuriyeti. Çin, 2022 yılında 12 milyon tondan fazla e-atık üretti. Diğer taraftan verilerin daha sağlıklı elde edilebildiği Avrupa ülkelerinde kişi başına üretimin kaç kilogram olduğu dahi hesaplanıyor. Kişi başına elektronik atık üretiminde dünyada ilk beş ülkenin dördü Avrupa’da yer alıyor. Bunlardan Norveç, yılda kişi başına 26.8 kg e-atıkla başı çekiyor. 

 


ATIK YÖNETİMİ

 

Bu arada ekonomilerde oluşan değişiklikler ve çevresel hassasiyetin artmasıyla ‘geri dönüşüm’ önemli bir trend, hatta model haline geldi. Bu modelde ‘azalt-yeniden kullan-geri dönüştür’ ilkeleri benimseniyor. Yeniden kullanım için de elektronik atıkların toplanması, ayrıştırılması ve işlenmesi gerekiyor. 

 

Her yıl milyonlarca elektrikli ve elektronik cihaz, ürünler bozuldukça veya modası geçtikçe çöpe atılıyor. Atılan bu cihazlar, uygun şekilde işlenmedikleri, bertaraf edilmedikleri ve geri dönüştürülmedikleri takdirde çevre ve insan sağlığı için bir tehdit haline geliyor. Elektronik atık miktarı her yıl artarken, atık yönetimi yetersiz kalıyor. Elektronik atık üretiminin 2030 yılına kadar 80 milyon tona ulaşacağı dikkate alındığında, iyileştirilmiş geri dönüşüm ve geri kazanım altyapısına daha çok ihtiyaç duyulacak.

 


DÖNÜŞÜM ORANLARI

 

Öte yandan, 2022 yılında Avrupa’da kişi başına düşen e-atık miktarı 17.6 kg, Okyanusya’da 16.1 kg ve Amerika’da 14.1 kg oldu. Avrupa, belgelenmiş toplama ve geriş dönüşüm konusunda, en yüksek orana sahip. Avrupa’da kişi başına bu miktar 2022 yılında 7.5 kg olarak hesaplandı. Verilere göre Avrupa’da elektronik atığın yüzde 42.8’i dönüştürülüyor. Bu konuda karnesi en zayıf bölge ise Afrika ülkeleri. Afrika’da resmi belgelere göre e-atıkların sadece yüzde 1’inden daha azı toplanıp geri dönüştürülüyor.

 

2022 yılında dünya genelinde üretilen e-atıkların sadece yüzde 22.3’ü, yani yaklaşık 14 milyon tonunun toplandığı ve uygun şekilde geri dönüştürüldüğü biliniyor. Geri kalan milyonlarca ton e-atığın akıbeti bilinmiyor. Bu atıkların büyük bir kısmının düzenli depolama sahalarına gittiği tahmin ediliyor.

 


DÜNYANIN PROBLEMİ

 

E-atıklar altın, paladyum, gümüş, demir, bakır ve nadir toprak mineralleri de dahil olmak üzere büyük miktarlarda değerli hammadde içeriyor. Hedeflenen dönüşüm gerçekleştiğinde bu maddeleri tekrar kazanmanın yanı sıra enerji, su ve kaynak tüketimi de azalacak. Ayrıca süreçler iyileşecek, üretim ve tüketimden kaynaklanan sera gazı salımı azalacak.

 

Elektronik atık probleminin her yıl büyüyeceği öngörülse de dünyada sadece 81 ülkenin elektronik atık mevzuatı veya politikası bulunuyor. Dolayısıyla elektronik atıkların toplanması ve geri dönüşüm oranlarının artırılması, önümüzdeki 10 yılın en büyük problemlerinden biri olacak. 

 

TÜRKİYE’DE E-ATIK MEVZUATI VE UYGULAMALAR

 

Gelişmiş ülkelerde elektronik atıklar ayrı ayrı toplanıp, diğer atıklardan farklı şekilde bertaraf ediliyor. Türkiye’de ise henüz yeni yeni oluşan ayrı toplama sistemi gelişmeye devam ediyor. 

 

Özellikle elektronik atıkların diğer atıklarla beraber çöpe gitmemesi ve daha kolay ayrıştırılması için depozito sistemlerinin uygulanması ve buna benzer yöntemlerin geliştirilmesi öneriliyor.

 

Türkiye’de ‘2012 yılında Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların Kontrolü Yönetmeliği’ yayımlanmıştı. Mevzuatta, piyasadaki eski ürünleri toplama, geri dönüşmesini sağlama ve bu yolla geri kazandırma zorunluluğu getirilmişti. Halihazırda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından şirketlere verilen yetkilerle elektronik atıkların ayrıştırılması sağlanmaya çalışılıyor. 

20 Mayıs 2024 Pazartesi