Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Çelik, "Sermaye piyasalarımız uluslararası normlarla uyumlu hukuki çerçevesi, kurumsal altyapısı, nitelikli iş gücü ve yaygın gelişmiş teknoloji kullanımıyla gelişmeye en açık sektörlerimizin başında geliyor" dedi.


 


 

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik, sermaye piyasalarının uluslararası normlarla uyumlu hukuki çerçevesi, kurumsal altyapısı, nitelikli iş gücü ve yaygın gelişmiş teknoloji kullanımıyla gelişmeye en açık sektörlerin başında geldiğini belirterek, "Türkiye gibi gelişmekte olan ve tasarruf açığı olan ülkelerde sermaye piyasalarının gelişimi çok ayrı bir önem arz ediyor. Bu çerçevede sermaye piyasalarının paydaşlarına da önemli görevler düşüyor." dedi.

 

7. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi ve 7. Dünya Yatırımcı Haftası Açılış Töreni, "Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında Güçlü Sermaye Piyasaları, Güçlü Türkiye" temasıyla İstanbul'da gerçekleştirildi.

 

Etkinliğin açılışında konuşan Çelik, Türkiye'nin gelişmesinde önemli bir rol üstlenen sermaye piyasalarının derinliğini arttırmak ve finansal piyasaların konumunu sağlamlaştırmak açısından bu kongreyi önemli bir fırsat olarak gördüğünü dile getirdi.

 

Çelik, "Bugün sermaye piyasalarımız uluslararası normlarla uyumlu hukuki çerçevesi, kurumsal altyapısı, nitelikli iş gücü ve yaygın gelişmiş teknoloji kullanımıyla gelişmeye en açık sektörlerimizin başında geliyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ve tasarruf açığı olan ülkelerde sermaye piyasalarının gelişimi çok ayrı bir önem arz ediyor. Bu çerçevede sermaye piyasalarının paydaşlarına da önemli görevler düşüyor." diye konuştu.

 

Sermaye piyasalarıyla reel sektör arasında sağlıklı ve güçlü bir ilişki olmasının ekonomik büyümenin sürdürülebilir kılınmasında da kilit bir rol üstlendiğine dikkati çeken Çelik, "Bu çerçevede sermaye piyasalarının ve finans sektörünün sağlam temeller üzerinde istikrarlı, sağlıklı bir biçimde büyümesi de büyük önem arz ediyor. Sermaye piyasalarının gelişimini sağlamak üzere sigortacılık, leasing, katılım finans gibi sermaye piyasalarına dair tüm alanları da geliştirmek gerekiyor. Sermaye piyasalarımızın derinleşmesine yönelik olarak 2012 yılında yasalaşan yeni Sermaye Piyasası Kanunu ile 2013'te Borsa İstanbul çatısında birleştirilen İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, İstanbul Altın Borsası ve Vadeli İşlemler Opsiyon Borsası adımları da birer dönüm noktası niteliğini taşıyor." ifadelerini kullandı.

 

Çelik, katılım finansın gelişimine yönelik olarak sukuk gibi faizsiz yatırım araçlarının yanı sıra yakın zamanda da katılım finans belgesi yayınlandığını anımsatarak, katılım finans sektörünü, tüm kurumsal yapıları ve araçları ile Türkiye'nin ihtiyaçlarını tamamen karşılayabilecek hale getirmek için de katılım finans çerçeve kanunu çalışmalarında son aşamaya gelindiğini duyurdu.

 

Küresel finansal piyasalara entegre olmak için önemli olan yeşil finans alanında ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından sürdürülebilir bankacılık, Sermaye Piyasasın Kurulu (SPK) tarafından da sürdürülebilir uyum çerçevesinin yayınlandığını dile getiren Çelik, ayrıca Bakanlık olarak da yeşil tahvil ve yeşil sukuk rehberleriyle sürdürülebilir finansın çerçeve dokümanlarını yayınladıklarını ve bu yıl 2,5 milyar dolarlık bir ihracın da bu kapsamda gerçekleştirildiğini bildirdi.

 

-"ESG ALANINDA ÖNEMLİ FIRSATLAR SÖZ KONUSU"

 

Bakan Yardımcısı Çelik, eylül ayında 3 bankanın uluslararası ESG piyasasından toplamda 1 milyar 550 milyon dolarlık ihracı gerçekleştirdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yine bu ihraçlardan 400 yüz milyon dolar ilave özel sektör firmamız da yine ESG kapsamında sürdürülebilir eşit finans kapsamında bir bono ihracını gerçekleştirmiş durumda. Tüm dünyada sadece bu yılbaşından itibaren gerçekleştirilen ESG ihraçlarının yüzde 51'ini şirketler, yüzde 28'ini devletler, yüzde 21'i ise finansal kuruluşlar tarafından yapılırken, toplam hacim ise 444 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu ihraçların yüzde 58'i yeşil, yüzde 27'si sürdürülebilir ve yüzde 15'i de sosyal tahvil olarak gerçekleştirildi. Dolayısıyla ESG alanında önemli fırsatlar söz konusu. Şu anda çalışmaları son aşamaya gelmiş olan iklim kanunu çerçevesinde de yine sürdürülebilir temalı finansal araçların geliştirilmesine yönelik olarak ilave çalışmalar devam ediyor."

 

"HEM ARZ HEM DE TALEP TARAFINDA GÜÇLÜ BÜYÜME SÜRÜYOR"

 

Sermaye piyasasının son yıllarda önemli bir gelişme kaydederek hem arz hem de talep tarafında güçlü büyümesini sürdürdüğünü de ifade eden Çelik, şunları kaydetti: "Pay senedinden borçlanma araçlarına kadar sermaye piyasasındaki toplam bakiyeli yatırımcı sayısı 11 milyona ulaşmış durumda. Uzun yıllar 1 milyon bandında yatay seyreden pay senedi piyasası yatırımcı sayısı, halka arzlardaki artış, borsanın getirisi, yatırım tercihlerinin değişmesi gibi etkenlerle 7,7 milyona ulaşmış durumda. Borsa İstanbul BİST 100 endeksinde geçen ay tarihi seviyeleri görmüş durumdayız. Borsa İstanbul'un piyasa değeri 2003 yılında 96,1 milyar TL'den, 2023 Temmuz ayında 8,3 trilyon TL'ye ulaşmış durumda. Dolar cinsinden baktığımızda 2003 yılında piyasa değeri 69 milyar dolar olan borsamız, 4,5 kat artarak 2023 Temmuz ayında 308 milyar dolara yükselmiş durumdadır. Borsanın dolar bazında piyasa değerinin milli gelire oranı ise 2003'te yüzde 20 seviyelerindeyken, 2023 Temmuz ayında yüzde 30 seviyelerine ulaşmış durumdadır. Gelişmiş ülkelerin piyasa kapitalizasyonunun milli gelire oranı yüzde 100'lerdeyken, ülkemizde bu seviye hala yüzde 30'lar seviyesinde. Bu aslında bir taraftan sermaye piyasalarımızın yeteri kadar derinleşmediğini gösterirken, diğer taraftan da önemli bir potansiyele ve fırsata imkan tanıdığının da bir göstergesidir. Bu yıl 1,1 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe erişilmesi ve orta vadeli program dönemi sonunda Dünya Bankası sınıflandırılmasında yüksek gelirli gelişmiş ülkeler kategorisine yükselmesini öngördüğümüz ülkemizin sermaye piyasalarını geliştirmesi konusunda da önemli fırsatlar barındırdığını düşünüyorum."

 

Bakan Yardımcısı Çelik, ayrıca sermaye piyasasının gelişiminin ve yatırımcı sayısının artmasının önemli olduğu kadar sürdürülebilir olmasının da önemli olduğunu ve bu devamlılığın sağlanmasının finansal okuryazarlık seviyesinin artmasına bağlı olduğunu sözlerine ekledi.

 

"2023 YILINDA 34 ŞİRKETİMİZİN HALKA ARZINI TAMAMLADIK"

 

SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül de sektörün üst kurulu olarak, gerek mevzuat gerekse diğer çalışmalara tüm hızıyla devam ettiklerini, bu süreçte mevzuat uygulamalarının yanı sıra yatırımcılar ve ihraçlar tarafında da büyük gelişmeler yaşandığını dile getirdi.

 

Hem arz hem de talep yönünde borsaya teveccühün devam ettiğini aktaran Gönül, "Bugün gelinen noktada, sermaye piyasası araçlarına yatırım yapan yaklaşık 11 milyon yatırımcımız ve bireysel emeklilik sistemine yatırım yapan yaklaşık 14 milyon yatırımcımız bulunmaktadır. Aynı şekilde şirketlerimizin de borsamıza teveccühü arz tarafında devam etmekte. 2022 yılında 44 şirketimizin halka arzını tamamladıktan sonra bugüne kadar da 2023 yılında 34 şirketimizin halka arzını tamamladık. 2022 yılında yaklaşık 23 milyar TL, 2023 yılında da yaklaşık 47,2 milyar TL şirketlerimize borsamız yoluyla kaynak sağladık." diye konuştu.

 

Özel sektör borçlanma araçları ile kira sertifikalarının sermaye piyasalarında finansman sağlayan diğer önemli iki unsur olduğunu vurgulayan Gönül, "Bu araçlar, orta ve uzun vadeli finansman sağlamak için şirketlerimize banka kredilerine alternatif olarak işlem görmektedir. 2022 yılında 461,8 milyar TL, 2023 döneminde ise 508,9 milyar TL kaynak sağladı. Sermaye piyasamızın derinleşmesi için fon piyasalarımız da oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Bu açından bu yılın eylül sonu itibarıyla 1.349 adet menkul kıymet yatırım fonu, 377 adet emeklilik yatırım fonu ve 21 adet borsa yatırım fonu olmak üzere toplam 1.747 adet fonumuz işlem görmektedir." ifadelerini kullandı.

 

Gönül, 2023'ün eylül sonu itibarıyla menkul kıymet ve emeklilik yatırım fonlarındaki tasarruf düzeyinin yaklaşık 2 trilyon TL seviyesinde gerçekleştiğini aktararak, aynı dönemde portföy yönetim şirketlerinin yönettiği toplam portföy büyüklüğünün de 2,66 trilyon TL'ye ulaştığını, girişim sermayesi yatırım fonlarının sayısının 262'ye, fon toplam değerinin de 83,3 milyar TL'ye ulaştığını bildirdi.

 

SPK Başkanı Gönül, SPK tarafından sermaye piyasasına kazandırılan kitle fonlaması hakkında da bilgi verdi.

 

Kitle fonlamasının, Türkiye'de katma değeri ve rekabet edebilirliği yüksek teknolojik ürün ve hizmetlerin paylaşımında iş fikirleriyle girişim şirketlerinin ihtiyaç duyduğu fonlara ulaşmasını sağladığını dile getiren Gönül, şu anda 12 adet kitle fonlaması platformunun bulunduğunu, bu platformlar aracılığıyla toplam fonlanan değerin 681,8 milyon TL olduğunu, payları dağıtılan şirket sayısının 91'e, yatırımcı sayısının da 26 bin 610'a ulaştığını söyledi.

 

"GÜNÜMÜZDE FİNANSAL OKURYAZARLIĞI AYRI BİR ÖNEM TAŞIYOR"

 

Sermaye piyasalarının hızlı bir gelişme gösterdiği ve yatırımcı sayısının oldukça arttığı günümüzde, finansal okuryazarlığın ayrı bir önem taşıdığını vurgulayan Gönül, sözlerini şöyle tamamladı: "Finansal okuryazarlık düzeyinin artırılması için ilk-orta-lise ve üniversite öğrencilerine yönelik eğitim seminerleri, resim ve kompozisyon yarışmaları düzenliyoruz. Ev hanımları ve kadın girişimciler için de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile bir protokol çalışması yapmaktayız. Finansal okuryazarlık adına çok önemli bir projeyi de bu ay içinde hayata geçireceğiz. Kurulumuz liderliğinde Sermaye Piyasası Lisanslama Sicil ve Eğitim Kuruluşu tarafından bireylerin finansal okuryazarlık seviyesinin artırılmasına yönelik Finansal Okuryazarlık Portalı'nın açılışını bu ay içerisinde yapacağız. Piyasalarımızdaki nitel ve nicel gelişmeler, teknolojik gelişmelerin yakın takibi, İstanbul Finans Merkezi'nin bölgesel/küresel bir merkez olmaya ne kadar yakın olduğunu göstermektedir. Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan bir iş birliğiyle İstanbul Finans Merkezi'nde 'Sermaye Piyasası ve Finans Mesleki Anadolu Lisesi' kurmak üzere hareket içindeyiz. Böylece sektöre genç yaştan itibaren nitelikli insan kaynağı yetiştirmeyi ve istihdam etmeyi amaçlıyoruz. Bundan bağımsız olarak 'İFM Finans Akademisi' tüm paydaşlarla hayata geçirerek, üniversite mezunlarına ve sektör profesyonellerine eğitim ve sertifika programları yapmak üzere çalışmalarımız devam ediyor."

02 Ekim 2023 Pazartesi

Toplam piyasa değeri 14.2 trilyon TL olan Borsa İstanbul’da 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Son üç ayda BIST 100 endeksi kendi rekorunu tazeleyerek 10 bin seviyesinin üzerine yükseldi.


Borsada aynı dönemde gıda şirketlerinin de iyi bir performans gösterdiğini söyleyen uzmanlar, “Son üç ayda gıda şirketlerinin performansı, BIST 100 kazançlarını da geçti” diyor.

 

MESUDE DEMİRHAN

 

Yerel seçimler geride kalırken BIST 100 endeksi hem kendi rekorunu tazeledi hem de 10 bin seviyesinin üzerine yerleşti. İstanbul BIST tüm endeksi dahilinde 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Bu şirketlerden gıda, içecek, tarım, ormancılık sektörleri içinde toplam 20’nin üzerinde şirket var. İstanbul Ticaret’e konuşan uzmanlar, önümüzde daha net bir tablo olduğuna ve bunun paralelinde borsada yükseliş trendinin devam edeceğine işaret ederek, burada ana temanın enflasyon, makroekonomik dengelenme ve yabancı girişleri olduğunu vurguluyor. Yıl başından bu yana fiyat hareketleri incelendiğinde, gıda şirketlerinin son üç ayda iyi performans sergilediğini söyleyen uzmanlar, “Şirket bazlı ayrışmalar gözlemlense de son üç aydaki performansları BIST 100 kazançlarını geçti. Bunun temel sebebi de açıklanan bilançoların diğer sektör hisselerine göre daha pozitif ve beklentilerin üstünde olması” diyor.

 

TEDBİRLER POZİTİF YANSIDI

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, yeni ekonomi yönetiminin kadrosuyla ortodoks politikaların uygulanması, makro ihtiyati tedbirlerle sadeleşme adımlarının atılması ve duyulan güven ile Türkiye’nin makroekonomik verilerinde iyileşmenin sürdüğünü söyledi. Bu sürecin yabancılar tarafından olumlu karşılandığını, CDS fiyatlaması, kredi derecelendirme kuruluşları ve majör yabancı banka kurum raporlarından da görüldüğünü belirten Erbaş, özellikle kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarının devam ettiğine dikkat çekti. Global oyuncuların takip ettiği bu gelişmelerin Borsa İstanbul’a pozitif yansıdığını belirten Erbaş, “Bu seneyi neredeyse yarılarken dolar bazında yüzde 24 primlenen BIST, gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışıyor. Genel seçimlerin ışığında, son bir senelik süreçte ise yabancı takas oranımızın yüzde 29’dan yüzde 40 seviyesine dayandığını görüyoruz. Takip eden dönemde özellikle hükümetin enflasyonu düşürmek için uyguladığı daraltıcı para politikalarının etkisi enflasyonda görülmeye başladıktan sonra gösterge faiz oranlarında kademeli azaltımlar bekliyoruz. Yurt dışı merkez bankalarından erken gelecek faiz azaltım sinyalleri risk alma noktasında değerlendirilerek 10 bin seviyesi üzerinde kalıcılığın devam edeceği görüşündeyiz” dedi.

 

ORTALAMA GETİRİ YÜZDE 80

 

Erbaş, Borsa İstanbul’da gıda özelinde 20 şirket olduğunu belirterek, şu bilgiyi verdi: “Tarım ve tarıma dayalı bazı şirketlerin (Kayseri Şeker, Bor Şeker, Bagfas Bandırma Gübre Fabrikaları, Gübre Fabrikaları, Hektaş, Agrotech Yüksek Teknoloji ve Yatırım, Ofis Yem Gıda, Türk Traktör ve Ziraat Makineleri, Kütahya Şeker, A.V.O.D Kurutulmuş Gıda, Elite Natürel Organik Gıda, Orçay Ortaköy Çay Sanayi, Söke Değirmencilik) sene başından bu yana ortalama getirisi yüzde 80.50 oldu. Bu şirketler, Borsa İstanbul’un yüzde 36 getirisine göre pozitif ayrıştı.”

 

TARIMA DAYALI ŞİRKETLER 

 

Borsa İstanbul’da tarıma dayalı halka açık şirket profillerinin de değiştiğini bildiren Erbaş, “Bazı şirketler doğrudan tarım ürünleri üretirken ve ilaçlama, gübreleme ve tohum çalışmaları yaparken, bazıları ise tarıma tedarik sağlayan ve üretime çeşitli ekipmanlarla destek veren grup olarak ayrılıyor. Diğer taraftan yeni halka arz olan tarıma dayalı şirket fiyatlaması, temel göstergelerin dışında gerçekleşebiliyor. Bu nedenle şirket performansları sadece temel beklentiler üzerinden değil, sektör içindeki konumu ve halka açılma süreci ile ilgili olabiliyor” diye konuştu.

 

İNOVATİF TEKNİKLER VERİMİ ARTIRIYOR

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, dünyada en büyük tarım ve tarıma dayalı şirketler incelendiğinde Archer-Daniels-Midland’ın Kasım 2022’den bu yana yüzde 35 değer kaybetti-ğini hatırlatarak, küresel geliş-meleri şöyle özetledi: “Küresel gıda şirketi Bunge, Haziran 2022’den bu yana yüzde 9’a yakın değer kaybetti. Latin Amerika’nın dev tarım şirketi olan Adecoagro, topraksız tarım ürünlerinde öncü olmayı hedefliyor. 2023 üçüncü çeyrek sonuçlarına göre brüt kâr marjını yüzde 40’a yakın arttırdı. Global tarım şirketleri inovatif teknikler ve verimliliklerini sürekli artırma çabasındayken Türkiye’deki tarım ve tarıma dayalı şirketlerin global trendleri takip etmesi fayda sağlar.”

 

YENİ ZİRVELER GÖRECEĞİZ

 

A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan, Borsa İstanbul BIST Tüm endeksi dahilinde 531 şirketin faaliyette olduğunu belirterek, bunların 47’sinin gıda içecek, tarım, ormancılık sektörlerinde olduğunu söyledi. Doğan, şunları kaydetti: “Bu 47 şirketin toplam piyasa değeri 900 milyar TL civarında seyrederken BIST Tüm endeksindeki şirketlerin toplam değeri ise 14.3 trilyon TL civarında. BIST 100 endeksinin yılın geri kalanında da yeni zirveler görmeye devam edeceğini, hatta ekonomi ve siyaset ekseninde doğru adımlar atıldığı sürece makro risklerdeki düşüşle birlikte bu trendin gelecek yıl da süreceğini düşünüyoruz.”

 

GETİRİ ORTALAMASI YÜZDE 49

 

InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan, Borsa İstanbul’da 550 şirketten 10’unun dolaylı ya da doğrudan tarımsal faaliyetlere dayalı iş kollarında olduğunu belirtti. Yılbaşından bu yana BIST 100 ve BIST Sınai endekslerinin performanslarının sırasıyla yüzde 36 ve yüzde 27 getiri sağladığını söyleyen Bircan, beklentileri şöyle anlattı: “Bu dönemde tarım ve tarıma dayalı alanda faaliyet gösteren şirketlerin getiri ortalamasının ise yüzde 49 olduğu dikkat çekiyor. Devam eden süreçte tarımsal alanların iyileştirilmesine yönelik çalışma-larla bir yandan Türkiye’nin kendi içerisinde tarımsal ürün yeterliliği desteklenirken bir yandan da ihracatın artırılmasına olumlu katkı sağlayacak.”  

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Enflasyonla mücadele hedefi ve ekonomide istikrar için hazırlanan Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, genelgeler ve yeni düzenlemelerle bütün kamu kurumlarında uygulanacak.


Kamu harcamalarında hangi kalemlerde tasarrufun artırılacağı, nerelerde ödeneklere öncelik verileceği tek tek açıklandı. Paketin daha öncekilerden farkı ise verimlilik, güçlü izleme, kamunun tamamında uygulama esası olacak. 

 

ADEM ORHUN 

 

Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklandı. Pakette harcamaların azaltılmasının yanı sıra verimliliğin artırılması, izleme ve denetim hedefleri de dikkat çekiyor. Bir diğer husus ise paketin hedefleri kapsamında yeni düzenlemelerin yapılacak olması. Paketin sunumu öncesinde konuşan Yılmaz, daha önce yapılmış hazırlıklara ve talimatlara dikkat çekti. Yılmaz’ın yaptığı açıklamaya göre bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya konulan, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte uygulanacak. Önümüzdeki aylarda Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yaptığı hazırlıkların devreye girmesiyle toplam etkisini gösterecek. Bunlar, zamanı geldikçe açıklanacak. 

 

CUMHURBAŞKANI TALİMATI

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan’daki kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Orta Vadeli Program’ın (OVP) güçlendirilmesi için kamuda tasarrufun artırılmasına, yatırımlarda önceliklerin belirlenmesine ve yapısal reformların hızlandırılmasına dikkat çekmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Mayıs’taki toplantıda ise kamuda harcamaları etkileyen alanlarda tasarruf kültürünü güçlendirici adımlar atılacağını ve bu yönde gerekli talimatları verdiklerini belirtmişti. 

 

DEVAMI GELECEK

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatların hatırlatan Cevdet Yılmaz da “Bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya koyduğumuz, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte anlam ifade ediyor. Önümüzdeki aylarda, çeşitli hazırlıkların devreye girmesiyle ve oluşturacağı toplam etkiyle tam olacak. Bunları sizlerle zamanı geldikçe paylaşacağız” dedi. Yılmaz, “OVP’nin enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının yıllık bazda belirgin sonuçlarını bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız. Gelecek yıl yüzde 20’nin altında, 2026 yılında tek haneli enflasyona ulaşmada kararlıyız. Bunu sağlarken, büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceğiz” diye konuştu. 

 

HESAP VEREBİLİRLİK

 

Bu paketin, geçmiştekilerden farklılık arz ettiğini söyleyen Yılmaz, farkı şöyle açıkladı: “Bu paketi, geçmişten çıkardığımız derslerle, bu dönem aldığımız tedbirleri daha sıkı bir izleme sistemiyle hayata geçireceğiz. Ayrıca, ‘hesap verebilirlik’ mekanizmalarını güçlendirerek, haklı bir gerekçeye dayanmayan sapmaları engellemeyi amaçlıyoruz. Bu çalışmanın hayata geçirilmesinde idari ve kanuni olarak iki ayaklı çalışma yürütülüyor. Hiçbir kuruluşumuz bundan istisna değildir. Kanun gerektirmeyen hususlardaki genelge taslağı hazırlandı, kısa süre içinde Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacak. Kanun gerektiren konularda yürüttüğümüz hazırlıklar, TBMM’nin takdirine arz edilecek.”

 

ÖNCEKİLERDEN FARKLI

 

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Tasarruf ve Verimlilik Paketi sunumunda farklara dikkat çekti. Bakan Şimşek, “Bu bizim ilk tasarruf çabamız değil, son paket de olmayacak. Dolayısıyla bu alanla ilgili olarak önümüzdeki dönemde birçok adım atacağız. Bugünkü tedbir setini, geçmişteki uygulamalardan farklı kılan üç husus var” dedi. Bakan Şimşek, paketi farklı kılan üç maddeyi şöyle açıkladı:

 

  • Birincisi, Orta Vadeli Program’ın özüne uygun olarak, kamuda verimliliği artırarak tasarrufu amaçlıyoruz.  
  • İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir izleme, denetleme, raporlama ve yaptırım modelini hayata geçiriyoruz. 
  • Üçüncüsü, tedbirler, kamunun tamamını kapsayacak şekilde uygulanacak. Yani merkezi idareler, mahalli idareler, KİT’ler, döner sermayeler, fonlar yani kamunun tamamı bu tedbir paketinin kapsamındadır.

 

DEZENFLASYON İÇİN

 

“Vergi artışı, mevcut nesilleri etkiliyor, borçlanma ise gelecek nesillerin yükümlülük altına girmesi demek” diyen Bakan Şimşek, şöyle devam etti: “Kamuda harcama kontrolü ve tasarruf üzerinden dezenflasyon sürecine destek vereceğiz. Bu, çok önemli. Yatırımların öncelikli alanlara yönlendirilmesi de verimlilik açısından, uzun vadeli büyüme açısından çok kritik bir değişken. Kamu maliyesi ve birçok alanda reform yapacağız ve bunları paylaşacağız.” 

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre program, şu adımlarla güçlendirilecek: 

 

  • Kamuda harcama kontrolü ve tasarruflar artırılacak.
  • Yatırımlar öncelikli alanlara yönlendirilecek.
  • Yapısal reformlar hızlandırılacak.

 

TASARRUF VE HARCAMALAR

 

Harcama tedbirlerinin 3 temel ayağı olduğunu belirten Bakan Şimşek, bunları şöyle açıkladı: 

 

  • Kamuda tasarruf 
  • Bütçe harcamalarında disiplin
  • Kamu yatırımlarında verimlilik

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre, kamu tasarruf alanları içindeki 8 öncelikli alan şunlar olacak: 

1. Taşıtlar

2. Binalar

3. Kamu istihdamı

4. İdari yapılanmada etkinlik

5. Yurt dışı geçici görevler

6. Enerji ve atık yönetimi

7. Haberleşme giderleri

8. Diğer cari harcamalar 

 

AVDAGİÇ: DEZENFLASYON İÇİN KATKISI OLACAK

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, kamuda tasarruf programının ‘üretirken verimli ve harcarken tasarruflu olmayı’ bir döneme mahsus bırakmayıp, ülke kültürüne yerleştireceğine inandıklarını belirtti. Programın, enflasyonla mücadele fedakarlığını toplumun tüm kesimlerine paylaştıracağını ifade eden Avdagiç, “Topyekun bir mücadelenin yeni bir başlangıcı olmasını ve dezenflasyon kararlılığımıza katkı sağlamasını diliyoruz. Temennimiz, bu fedakarlıkların karşılığının kısa sürede kalıcı refah olarak tüm topluma geri dönmesi” değerlendirme-sinde bulundu.

 

NEDEN MALİ DİSİPLİN?

 

  • Kalıcı fiyat istikrarını sağlamak
  • Doğal afetlere kaynak oluşturmak
  • Yeşil ve dijital dönüşüme kaynak
  • Düşük risk primine ulaşmak
  • Makul şartlarda kredi bulmak
  • Bütçe açığını azaltarak nesiller arasında adaleti sağlamak

20 Mayıs 2024 Pazartesi