HABER: SOYHAN ALPASLAN

Teknopark İstanbul firmalarından Iradets, radyasyona dayanıklılık testleri ve inovatif radyasyon dedektör sistemleri Ar-Ge’sinde Türkiye’de tek. Elektronik cihaz ve sistemlerin, meta maddelerin, biyolojik sistemlerin uzayda maruz kalacakları radyasyona karşı dayanıklılıklarını test eden Iradets, radyasyona karşı, yeryüzü uygulamaları dahil, koruma çalışmaları yapıyor. Firma, TÜBİTAK UZAY işbirliğinde, Türksat 6A uydusunun bütün radyasyon analizlerini yapan milli bir yazılıma da imza attı.

TÜRKİYE’NİN İLKLERİ

Iradets’in geliştirdiği Türkiye için ilk olan ürünler arasında; sağlık sektörü, yurt güvenliği, nükleer santrallar ve çevre gibi hayatımızın birçok alanında kullanılabilecek dedektör sistemleri, düşük radyasyon enerjisi ile malzemelerin üzerinde materyal analizi yapabilen x-Ray cihazları var. Firma, radyoterapide sağlam dokuları koruyan dedektör için patent başvurusuna hazırlanıyor. İstanbul Ticaret’in sorularını Iradets’in kurucusu, yurtdışındaki sayılı bilim insanlarımızdan Prof. Dr. Behçet Alpat cevapladı.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI BURSU

Prof. Dr. Alpat kimdir?

1983’de Dışişleri Bakanlığı bursuyla İtalya’da Perugia Üniversitesi’nde doktora yaparken, deneysel yüksek enerji ve plazma fiziği dalında çalışan bir gruba dahil oldum. Post doktoramı SLAC Stanford Linear Accelerator Center’da gerçekleştirdim. Massachusetts Institute of Technology’den (MIT) burs aldım. 1989’da İtalya Ulusal Nükleer Fizik Enstitüsü’nün kadrolu araştırmacısı olarak çalışmaya başladım. GranSasso yeraltı astroparçacık fiziği laboratuvar deneylerinde, CERN’de LHC hızlandırıcısından bir önceki jenerasyon deneyinde (L3/LEP) çalıştım.

SES GETİREN ARAŞTIRMALAR

Dünyada ses getiren bu araştırmaları anlatır mısınız?

1994’den bu yana, 1974 Nobel ödüllü Samuel C. Ting’in liderliğinde, çok uluslu Alfa Magnetic Spektrometer (AMS) adlı projede görev alıyorum. AMS, kara madde ve kozmik orijinli anti maddeyi araştıran ve iki fazda gerçekleştirilen bir uzay deneyi. İkinci fazı 2011’den bu yana uluslararası uzay istasyo-nunda veri topluyor. Bu proje, uzaya gönderilen en büyük parçacık ve radyasyon dedektörleri bütününü ifade ediyor. İlk fazın sonuçları hâlâ büyük ilgi görüyor. Çünkü fizik ve astropartikül fizik alanında birçok bilimsel veriye ilk kez ulaşmıştık. Çok önemli bir teknoloji know-how’ına da sahip olduk. Deneyde önemli sorumluluklar alan kişilerden biriydim.

ANTİMADDE DEDEKTÖRÜ

Bu önemli know-how neydi?

Bu deney, radyasyon ve parçacık dedektörleri üretmemizin temelini hazırladı. Bir anti madde parçacığını, yaklaşık bir milyar madde parçacığı arasından bulup çıkarabilecek dedektörler sistemi yaptık. Elde ettiğimiz veriler ve bilgiler ilkti. Bu büyüklük ve hassasiyette bir dedektör sistemini de AMS proje grubu olarak ilk kez biz geliştirdik. Bu arada iki yıl TÜBİTAK destekli olarak Türkiye’de Sabancı Üniversitesi’nde de araştırma yaptım.

BİLGİMİZİ TRANSFER ETTİK

İtalya’da birlikte proje yürüten üç araştırmacı, bilgi ve deneyimlerimizi ürün ve hizmete dönüştürmeye karar verdik ve spin-off şirketimiz MAPrad’ı kurduk. Uzay deneyi araştırmalarımızı özel alan kullanımına açmayı hedefledik. Elektronik sistem ve cihazların, meta-maddelerin, biyolojik sistemlerin uzayda maruz kalınacak radyasyona dayanıklılığını Avrupa Uzay Ajansı (ESA) standartlarında test ediyoruz. Yörüngede kalma sürelerine göre başlarına neler geleceğini simüle edip, söylüyoruz. Bu konuda tüm servisleri verebilen Avrupa’daki 6-7 şirketten biriyiz.

TAEK ile ortak projeniz neydi?

2011’de Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ile ortak proje yaptık. Türkiye’ye doğal radyasyonu ve özellikle deprem öncesinde yeryüzüne salınan radon gazını tespit edip, yüksek duyarlılıkla ölçen cihazı yaptık. Bu dedektör sistemi ile aynı yıl İtalyan Parlamentosu’nun İtalyan Yenilikçileri Yarışması’nı kazandık.

BİLİM KURULTAYINA DAVET

Iradets nasıl kuruldu?

2012’de 1. Yurtdışında Yaşayan Türk Bilim İnsanları Kurultayı’na davet aldım. Bu sayede Türkiye’ye hizmet etme şansını yakalamış oldum. Savunma Sanayii Başkanlığı’nın Ar-Ge Başkanlığı’ndan bir yetkili, “Türkiye’de bir yapılanma düşünmüyor musunuz? Teknopark İstanbul kuruluyor, siz de gelin” dedi. Başvurduk ve 6 milyon TL’lik proje geliştirdik. Bunlardan biri TÜBİTAK UZAY ile yürüttüğümüz Türksat 6A’nın radyasyon analizlerini yapan milli yazılım oldu.

YAZILIMIN ANAHTARI BİZDE

Milli radyasyon analizi ne kazandırdı?

Güvenlik açısından yörünge uçuş parametrelerini ve diğer misyon detaylarını başka ülkelerin bilmemesi gerekebilir. Bu milli yazılımın anahtarı tamamen bizde, istediğimiz an istediğimiz modifikasyonu yapabiliyoruz.

Yurtdışı bağlantılarınız var mı?

Iradets, alanlarında lider yüksek teknoloji kuruluşları CAEN ve MAPrad’ın Türkiye temsilcisi. CAEN, ülke ve nükleer santral güvenliği gibi alanlarda kullanılan ultra yüksek teknolojili dedektör sistemleri ve RadioFrequency IDentification (RFID) okuyucularında faaliyet gösteriyor. Prototip aşamaları ve sanayileşme süreçlerinde CAEN ile beraber çalışacağız. Türkiye yapılanmasını Dr. Abdullah Çoban yürütüyor.

HASSAS DEDEKTÖRLE MALZEME ANALİZİ

Prof. Dr. Alpat, XRF tekniğini kullanan hassas dedektörlerin sayısız alanda kullanılabileceğini belirterek, şu bilgiyi verdi: “Ar-Ge’sini yürüttüğümüz bir başka dedektör sistemi, düşük enerjili X-ışınları ile hassas görüntüleme yapabilecek. Birçok getirisi olan bu dedektörler, x-Ray cihazını kullanan kişilerin radyasyona maruz kalma riskini de azaltacak. Cihaz, yerli ve milli olacak.”

SAĞLAM DOKUYU KORUYAN RADYOTERAPİ DEDEKTÖRÜ

Iradets, kanser tedavisinde sağlam dokuları koruyan bir radyoterapi yöntemi olan IMRT’nin 3D ve gerçek zamanlı doz profilini veren dedektörü geliştirdi. Radyoterapi cihazına takılan GZH3DOZ adındaki sistem, yeni kuşak makinaların verdiği ışının 3-D ve gerçek zamanlı hassas profilini çıkarıyor. Böylece, tedavide tümörün birebir ölçeğinde ve planlanan oranda ışın çıkıp çıkmadığı gerçek zamanlı olarak kontrol ediliyor.

01 Ekim 2019 Salı

Etiketler : Röportaj

HABER: TUĞÇE ÖZKUŞ

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) girişimlerinden Environics, planlanmamış bakım ihtiyaçlarının önüne geçilmesini ve süreçlerdeki olası problemlerin tespit edilmesini sağlayan kestirimci bakım uygulamaları ile sanayi sektörüne hizmet veriyor. Girişimin Ar-Ge ürünlerinden Forwebb, otonom (insansız) vibrasyon analiz hizmeti sunan bir web hizmeti. Dünyanın her yerinde kestirimci bakımı standardize edecek ve insan faktörünü ortadan kaldıracak bir ürün olarak tasarlanan Forwebb’in, iki yılda ABD ve Avrupa kıtasındaki kullanıcılarla buluşturulması planlanıyor. Girişimin kurucu ortaklarından Tarık Uçar, kuruluş hikayelerini ve Forwebb’i, İstanbul Ticaret’e anlattı.

ARIZALAR İÇİN ALGORİTMA

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Yaklaşık 15 yıllık çalışma hayatımın tamamını, ticaretle uğraşarak geçirmiş bir mühendisim. Kariyerim, kimya sektöründe faaliyet gösteren aile şirketimizin, satış ve pazarlama departmanında başladı. Çalışma hayatım boyunca akademik camiadan hiç ayrılmadım. Çevre mühendisliği bölümünde yaptığım yüksek lisans ve genetik alanındaki doktora sonrasında, tarımsal biyoteknoloji dalında doktora öğrencisi olarak araştırmalarıma devam ediyorum. Ortaokuldan arkadaşım Dr. Öğr. Üyesi A. Kubilay Ovacıklı ile 2019 yılında Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Teknopark bünyesinde bir startup kurduk.

Kubilay Ovacıklı, yüksek lisans ve doktora eğitimi için yerleştiği İsveç’te, endüstride kullanılan motor, pompa, fan, redüktör gibi dönerek hareket eden ekipmanlarda oluşabilecek arızaları insan eli değmeden analiz ve teşhis edebilecek otonom bir algoritma geliştirdi. Üzerine dokuz da uluslararası akademik makale yayınladığı bu algoritmasıyla birlikte 2017 yılında, tersine beyin göçü ile memlekete döndü. Yaklaşık iki yıl kadar fizibilitesini çalıştıktan sonra Environics Uygulamalı Bilimler A.Ş. adıyla şirketimizi kurduk ve bu teknolojiyi sanayimizin kullanımına sunduk.

KESTİRİMCİ BAKIM

Environics olarak hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz?

Şirketimizin akademik uzmanlığını sinyal işleme (vibrasyon, ultrason, akustik), faaliyet alanını kestirimci bakım uygulamaları olarak tanımlıyoruz. Sinyal işleme ve kestirimci bakım alanlarında yürüttüğümüz Ar-Ge faaliyetleri ve satışa sunduğumuz Ar-Ge ürünlerimizin yanı sıra, yine kestirimci bakım alanında faaliyet gösteren, dört ülkeden dört global firmayı, Türkiye ve Azerbaycan distribütörleri olarak temsil ediyoruz. Kestirimci bakım, istenmeyen duruşların ekonomik kayıplara sebep olduğu tüm endüstriyel tesisler için kritik önem taşıyor.

MALİYETLİ VE UZUN SÜREÇ

Bu alanda bir girişimi hayata geçirmenizdeki sebepler neler?

Rekabetin her geçen gün kızıştığı üretim sektöründe artık hiçbir işletme, yaşadığı arızalardan kaynaklı beklenmedik bir duruş veya üretim kaybı istemiyor. Bu problemlerin sebep olduğu ekonomik kayıplar çok büyük ve ürün maliyetlerini artırıyor. Kestirimci bakım veya güvenilirlik, artık birçok endüstriyel tesisin aşina olduğu kelimeler. Üretim ekipmanlarında başa gelebilecek arızaları önceden teşhis edebilmeyi, mümkünse arızaları veya bakım duruşlarını öteleyebilmeyi, bakım faaliyetlerini ise en doğru zamanda, en uygun maliyetler ile yapabilmeyi ifade ediyor bu kelimeler. Ancak yalnız Türkiye’de değil, dünyada da kestirimci bakım teknolojileri çoğunlukla insan bilgi ve tecrübesine bağımlı. Endüstriyel tesislerdeki döner ekipmanlarda arıza tespitleri, genellikle vibrasyon analiz cihazları denen makinalar ile yapılan ölçümler ve vibrasyon analistlerinin bu verileri yorumlaması ile ortaya çıkarılıyor. Vibrasyon analizi eğitimlerinin maliyetli ve uzun süreçler olduğu biliniyor. Bu sebeple her işletmede bir vibrasyon analisti bulunamıyor. Böyle işletmeler genellikle kestirimci bakım uygulamalarından mahrum kalıyor. Diğer yandan, bir vibrasyon analistinin yorumladığı raporun, her zaman subjektif olacağını da kabul etmek gerekir. Sıkça rastlanan bir diğer sorun ise vibrasyon analistinin işinden ayrılması ve kullandığı donanımların atıl şekilde kalması.

EKONOMİK ÇÖZÜM

Forwebb ürünü nasıl ortaya çıktı?

İşte, öyle bir çözüm bulmalıyız ki; vibrasyon analizi ve kestirimci bakım dünyanın her yerinde insandan bağımsız olarak standardize edilsin, üstelik bir vibrasyon analisti olmasa da işletmeler ekonomik olarak bu çözümlere erişebilsin diyerek yola çıktık ve Forwebb’i tasarladık. Forwebb, otonom vibrasyon analiz hizmeti sunan bir web hizmeti. Dünyanın neresinde olursanız olun, hangi tür vibrasyon analiz cihazlarını veya araçlarını kullanırsanız kullanın, verilerinizi sisteme yüklüyorsunuz, birkaç basit soruya cevap veriyorsunuz ve saniyeler içerisinde ekipmanlarınızın sağlık durumlarını gösteren bir rapor alabiliyorsunuz.

İKİ YILDA AVRUPA VE ABD’YE AÇILACAĞIZ

Hedefleriniz neler?

Çatı şirketimiz Environics, Türkiye’de kestirimci bakım alanında bilimin ve teknolojinin ulaştığı son noktada yer alan ürün ve hizmetleri sunuyor olması ile tanındı. Aynı algıyı, global operasyonlarımızda da oluşturmak için gayret ediyoruz. BTM ile işbirliği halinde yürüttüğümüz projemiz Forwebb ise doğrudan global hedeflerle doğan bir marka. Dünyanın her yerinde kestirimci bakımı standardize edecek ve insan faktörünü ortadan kaldıracak bir ürün olarak konumlandırılacak. Forwebb için belirlediğimiz hedef, ilk 2 yılda ABD ve Avrupa kıtasındaki kullanıcılar ile buluşabilmek.

MAKİNA ÖĞRENMEYE GEREK YOK

Benzer girişimlerden hangi yönlerinizle ayrılıyorsunuz?

Kestirimci bakımda insan faktörünü azaltmaya yönelik çalışmalar tüm dünyada yürütülüyor. Bulut üzerinde makina öğrenmesi ile çalışan birtakım ürünler de mevcut. Ancak bunlardan faydalanmak istiyorsanız, o firmanın donanımlarını kullanmak mecburiyetindesiniz. Dolayısıyla yine bir bağımlılık söz konusu. Forwebb, bir otonom analiz algoritması. En büyük farkı ise makina öğrenmesine ihtiyaç duymuyor oluşu ve kullanmak için bizden bir donanım satın almak zorunda olmayışınız. Dilediğiniz vibrasyon sensörü veya vibrasyon analiz cihazı ile topladığınız veriyi kullanarak, analiz raporu alabiliyorsunuz.

BTM, BİZİM İÇİN BÜYÜK BİR KÜTÜPHANE

BTM ile yollarınız nasıl kesişti?

Davet edildiğim, ekonomi ve teknolojik gelişmeler hakkındaki bir TV programında, girişimleri BTM’de yer alan bazı konuklarla sohbet etme fırsatım oldu. BTM’yi, girişimlerini nasıl desteklediğini, onlara neler kazandırabildiğini bu sohbet esnasında öğrendim ve aynı gün katılım için başvuruda bulunduk. BTM, bizim için büyük bir kütüphane gibi. Çok geniş bir bilgi ve tecrübeler havuzu. Şirketimiz globalleşme sürecine başlıyor ve bu süreç boyunca hem operasyonel faaliyetler hakkında bilgiye hem de yatırımcı desteğine ihtiyaç duyuyoruz. BTM, her iki konuda da yol gösterici olarak yanımızda yer alıyor.

17 Ekim 2022 Pazartesi

Etiketler : Röportaj

Cet Kompozit, kompozit parça üreten sektörler için Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerini hazır altyapısı ile sunan ve böylece teknoloji transferine olanak sağlayan ‘proof of concept’ bir fabrika kuruyor. Bu konsept ile üretici firmalar; makina, teçhizat ve hammadde yatırımı yapmak zorunda kalmayacak. Üretim maliyeti de önemli oranda azalacak. Fabrika kuran fabrika olarak nitelendirilen tesisin bir hedefi de dışa bağımlılığı azaltmak.

HABER: SOYHAN ALPASLAN

Türkiye’deki ilk ve tek yerli epoksi reçine sentezini yapan Cet Kompozit ve Epoksi Teknolojileri A.Ş., kompozit parça üreten sektörler için ‘proof of concept’ bir fabrika kuruyor. Yeni fabrikaların kurulmasını sağlayacak bu fabrika, kompozit sektörünün ihtiyacı olan Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarını gerçekleştirecek. Yılsonunda faaliyete geçecek fabrika ile üretici; makina, teçhizat ve hammadde yatırımı yapmak zorunda kalmayacak. Bu sayede üretim maliyetleri de büyük ölçüde düşecek.

Mısır, Almanya, İngiltere ve Rusya’nın da aralarında bulunduğu 15 ülkeye ihracat yapan Cet Kompozit’in hedefi, Türkiye’nin epoksi reçine ithalatından kaynaklanan cari açığının en az dörtte birini kapatmak. İstanbul Ticaret’in sorularını Cet Kompozit’in kurucusu, yüksek endüstri mühendisi Ömer Güven cevapladı.

İLK EPOKSİ REÇİNE SENTEZİ

CET Kompozit ne üretiyor?

Türkiye’nin ilk ve tek yerli performans epoksi sistemlerini üretiyoruz. Ülkemizde bugüne dek üretilmemiş bu kimyasalların sentez, modifikasyon ve formülasyonunu yapıp seri üretimini yerli teknolojilerle gerçekleştiriyoruz. İlk epoksi reçine sentezi ile ISIF 2022 Ödülü’nü aldık. Türkiye’yi uzay programında yerli epoksi kullanabilecek seviyeye getirdik.

ÜSTÜN ÖZELLİKLER

Epoksi nedir?

Farklı yüzeylerle farklı ürünleri birleştiren, malzemelerin karakterini bozmadan birçok üstün özellik kazandıran sentetik veyabiobazlı yapıştırıcılardır.

HAFİF VE GÜÇLÜ

Nerede kullanılır?

Savunma, denizcilik, havacılık, otomotiv, enerji, uzay, elektronik, inşaat, boya gibi pek çok alanda kullanılıyor. Mesela uçak, gemi ve otomobillerin hafif ve sağlam olmaları epoksi bazlı kompozit malzemelerle sağlanıyor. Korozyona karşı kullanılıyorlar. Neme, ısıya, kimyasallara ve aşınmaya karşı mükemmel direnç gösteriyorlar.

MÜŞTERİYE ÖZEL ÜRETİM

Özel üretiminiz var mı?

Polimer sistemlerdeki teknik bilgimiz sayesinde müşteriye özel üretimler yapabiliyoruz. Müşterimizin endüstriyel ihtiyaçlarını belirleyip, sorunları için katma değerli çözümler üretiyoruz. Parkur kurup, istediği ürünü birlikte üretiyoruz. Fizibilite analizini birlikte yapıyor, seri üretimi birlikte kurguluyoruz.Müşterilerimizin endüstriyel ihtiyaçlarını çözüp, rekabet gücünü artırdığımız için Teknopark İstanbul’un en hızlı büyüyen şirketiyiz.

110 YERLİ ÜRÜN

Yerli kaç sistem geliştirdiniz?

Öncelikle havacılık ve uzay sanayinde kullanılan bazı epoksileri yerlileştirdik. Rakip şirketlerin dayattığı son kullanıcı ve proje bilgilerinin hammadde üreticisine verilme zorunluluğunu da ortadan kaldırdık. Katma değer sağlayan 110 yerli ürün geliştirdik.

400 ürün formülünü yerlileştirdik. Türkiye’de üretilmeyen 2 adet baz reçineyi sentezledik. Böylece müşterilerimiz benzersiz, kopyalanamaz üretimler yapabilmeye başladı. Hedefimiz, 160 milyon dolara yaklaşan epoksi ithalatını yerli teknolojiyle azaltıp, kendi geliştirdiğimiz teknolojilerin ihracatını artırmak.

PANDEMİDE ARTAN İHRACAT

Pandemi döneminde ihracat yapmayı nasıl başardınız?

Covid-19 pandemisinde dünya devleri epoksi tedarikinde sorunlar yaşadı, müşterilerine malzeme veremedi. Onların yerine, Cet Kompozit olarak dünyaya epoksi malzeme ihraç ettik. İç piyasanın da ihtiyacını karşıladık ve böylece Türkiye’de epoksi kullanan birçok sektör üretim kısıtlamasına gitmeden ihracatına devam etti. İşlerimizi hızla büyüttük. Bazı hammaddelerde de yerli kaynaklarımızı kullanarak, operasyonel kalabildik.

SAHA’DAN DESTEK

Destek aldınız mı?

2021 yılında yabancı bir yatırım fonundan yatırım aldık. Ayrıca SAHA İstanbul’un savunma, havacılık ve uzay teknolojilerinde yerli ve milli projelerin geliştirilmesi için başlattığı ‘SAHA Girişim’ programına seçildik. Yatırımcı görüşmelerine hazırlanma, hukuki ve teknik danışmanlık gibi konularda destek alacağız.

BAĞIMLILIĞI BİTİRDİK

Ağırlık azaltma istenen insansız kara, deniz ve hava platformlarında metalden, kompozite geçişlerde stratejik ambargolar yaşanırken, biz kompozit üreticilerinin yurt dışına bağımlılığını bitirdik. Yüksek performanslı epoksi reçinelerle kendi tasarımcılarımız çok yüksek irtifalara çıkabilen, çok derin sulara inebilen sistemler tasarlıyor.

BALİSTİK ZIRH PERFORMANSI

“Balistik zırhlar için tedarik ettiğimiz ürünlerin sahadaki yüksek performansı, tekrar sipariş verilmesini sağladı. Tedarik süreçlerini hızlandırmamız, müşterilerimizin yeni üretim yatırımları yapmasına imkan verdi.”

ÇOK REKABETÇİYİZ

“İngiltere’de kurduğumuz ofisle Türkiye’de ulaştığımız başarıyı yurt dışında tekrarlamayı planlıyoruz. Ana üstünlüğümüz fiyat performans bareminde. Ayrıca kalite ve esnek üretimde de dünyada çok rekabetçiyiz. Prosese özel ürünler geliştirip, esnek üretimler yapıyoruz. Sanayicilerin problemlerini, beklentilerini biliyor ve çözüm odaklı üretimler gerçekleştiriyoruz.”

EPOKSİ ATIKLARA GERİ DÖNÜŞÜM

“Müşterilerimizin epoksi atıklarını alıp, tekrar kendi ürünlerimizde kullanabiliyoruz. Döngüsel ekonomide kullanarak çevreye zararını azaltmayı hedefliyoruz.”

KENEVİRDEN YERLİ EPOKSİ

“Yerli bir üreticimizden tedarik ettiğimiz kenevirden yerli organik bazlı epoksi ürettik. Biyobazlı epoksiler, 2030 yılında gelecek yasal düzenlemelerle özellikle denizcilik ve otomotiv sektöründe zorunlu olarak kullanılmaya başlayacak.”

PROOF OF CONCEPT’İN FAYDALARI

  • Kompozit parça üretimi yapan sektörlere hizmet edecek.
  • Firmaların Ür-Ge ve Ar-Ge ihtiyaçlarını karşılayacak.
  • Üreticiler yatırım yapmadan ürün geliştirme imkânına kavuşacak.
  • Üretim maliyetleri çok büyük ölçüde aşağı çekilecek.
  • Ürünün erken prototipinin üretimi mümkün olacak.
  • Araştırma, geliştirme, ürünleştirme süreçleri test edilebilecek.
  • Fabrikada geliştirilen teknoloji, üreticiye transfer edilecek.

17 Ekim 2022 Pazartesi

Etiketler : Röportaj