tatil-sepeti

Makine İhracatçıları Birliği’nden (MAİB) yapılan açıklamaya göre, nisan sonu itibarıyla Türkiye'nin serbest bölgeler dahil toplam makine ihracatı 7,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Almanya, ABD, İngiltere, Fransa ve İtalya, en fazla Türk makinesi alan ülkeler olurken, AB genelindeki artış yüzde 38'e ulaştı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, sektörün ihracat performansını en net şekilde ortaya koymak üzere 2019 verileriyle karşılaştırma yapmayı sürdüreceklerini belirterek, "Tüketimdeki farklılaşma nedeniyle küresel imalat sanayi yatırımlarını hızla yeniliyor ve sektörümüz artan talebe yanıt verebilmek için çok yoğun çalışıyor. Yakaladığımız olağanüstü performansın pandeminin baz etkisine dayandığı zannedilmesin. Biz başarımızı, rakiplerimizin tersine ihracat artışı ile kapatmış olduğumuz 2019 yılındaki verilerimizle kıyaslayarak da ortaya koyuyoruz." ifadelerini kullandı.

Karavelioğlu, yılın ilk 4 ayında 3,5 milyar dolarlık ihracat yaptıkları ilk 10 pazara, geçen yıl 2,5 milyar dolar, 2019 yılında ise 2,9 milyar dolarlık ihracatları olduğunu aktararak, "Bu ülkelere ihracatımız son bir yılda yüzde 43, son 2 yılda yüzde 22 artmış. Ülke bazında daha çarpıcı örneklerimiz var. Son 2 yılın artışı İspanya'da yüzde 30, Rusya, İran ve Mısır'da yüzde 50'yi aşıyor. Ukrayna ve Özbekistan'da ise artış yüzde 100 civarında. Pandemi süreci bize yeni dostlar kazandırdı ve geçen yıla göre toplam ihracatımızda yüzde 30 artış yaşandı. Fakat biz 2020'nin güdük verilerine bakarak kendimizi avutmuyoruz, 2019 yılına göre yüzde 17 artış sağladığımız için memnuniyet duyuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"RAKİPLERİMİZ BİZE BAKIP YİNE GIPTA EDECEK"

İkili ilişkilerdeki bazı sorunlar nedeniyle ihracatta sıkıntı yaşayan türbin ve turbojetler ile karantina döneminde lüks tüketim olarak görülen deri işleme makinaları dışında salgının etkilerini gideremeyen alt sektör kalmadığını bildiren Karavelioğlu, şunları kaydetti: "İlk 4 ayda yurt dışına 1,2 milyon tonun üzerinde makine sevk ettik ve ürünlerimizin fiyatları uluslararası piyasada yükselmeye devam ediyor. En yüksek performans gösterdiğimiz 10 alt sektörde 2 yıllık ihracat artışımız yüzde 20 oldu. Yüzde 37 artan elektrik motoru ve jeneratörleri, yüzde 35 artan tekstil ve konfeksiyon makineleri takip ediyor. Fakat önemli olan topyekun bir performansla 2019 rakamlarımıza 1,3 milyar dolar ilave etmemiz ve bu badireden başarıyla çıkmak. Önceki kriz dönemlerinde olduğu gibi bu süreci de bütün rakiplerimizin gıpta edeceği bir performansla tamamlayacağız."

Karavelioğlu, salgın gündemi ile ABD seçim sonuçlarının küresel ölçekte yaşanan güç mücadelesini yumuşatmaya yetmediğini belirterek, "Çin'in hegemonik hedefleri doğrultusunda hızla yaygınlaştırdığı ikili anlaşmalarla küresel üretim, ticaret ve stratejik yatırımlardan daha fazla pay alma gayreti devam ediyor. İleri teknolojiye ulaşmak üzere örtülü devlet destekleri ile yaptıkları firma satın almaları da Batı toplumları tarafından kaygıyla izleniyor." ifadelerini kullandı.
AB'nin, büyük satın alma gücü ve ileri sanayi teknolojilerindeki üstünlüğü nedeniyle ABD ve Çin için vazgeçilmez bir kutup olduğunu vurgulayan Karavelioğlu, AB ile Türkiye ilişkilerinin öneminin de giderek arttığını aktardı.

Karavelioğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: "AB, ABD ve Çin üçgeninde olup bitenler bizi yakından ilgilendiriyor. Almanya'nın dönem başkanlığında bir yumuşama adımı olarak liderler arası mutabakatla imzalanan AB-Çin Serbest Yatırım Anlaşması, artan kamuoyu baskısı nedeniyle AB parlamentosundan onay alamadı. Türkiye'nin Avrupa ve Avrupa'ya mal satmak isteyenler için stratejik bir önemi var ve sektörümüz yükselen performansı ile bütün krizleri lehine çevirme yeteneğine sahip olduğunu bir defa daha gösterdi. Pandemi sebebiyle Fransa, İtalya, İspanya gibi Güney Avrupa devletlerindeki sıkıntılar devam ediyor. Türk makine sektörü ise bölgede artan faaliyetleriyle sınai ve teknolojik iş birliklerinden aldığı payı sürekli artırıyor."

"EN BÜYÜK TEHLİKE, DOĞUDAN GELEN DAMPİNGLİ VE DÜŞÜK TEKNOLOJİLİ MALLARDIR"

Kutlu Karavelioğlu, geçen yıl 11 milyar dolara ulaşan dış ticaret açığının bu yılın ilk çeyreğinin sonunda yüzde 29 artarak 2,8 milyar dolara kadar yükselmesini kaygı verici bulduklarını belirtti.

Karavelioğlu, "Makine ithal etmenin yıllarca sürecek bağımlılıklar oluşturduğunu her fırsatta söylüyoruz. Bu alışkanlığın Türkiye'nin cari açığına çok menfi etkileri olduğunu da istatistiklerle gözler önüne seriyoruz. Üretiminin yüzde 60'ını ihraç etmekte olan bir sektör olarak, rekabet gücümüzü artırmak üzere ölçek büyütmek zorundayız fakat iç talepten sadece yüzde 33 pay alabiliyoruz. Sektörümüzün karşılaştığı en büyük tehlike batıdan gelen kredili mallar değil, doğudan gelen dampingli ve düşük teknolojili mallardır." ifadelerini kullandı.

Damping soruşturmalarında süreçlerin yılları aşmasının ve anti-damping vergilerinin işlevsizliğinin ileri ülkeleri ilave gümrük vergileri koymaya mecbur bıraktığını belirten Karavelioğlu, şunları kaydetti: "Bizim kendi koyduğumuz vergileri teşvik kapsamına alıp uygulanamaz hale getirmemiz başlı başına bir haksız rekabet konusu. Oysa 11. Kalkınma Planımız, sektöre yönelik tehditlere karşı tedbirler geliştirmeyi emrediyor. Bu tedbirler arasında yatırım teşvik mevzuatının günün ihtiyaçlarına göre elden geçirilmesi de var. Dünyanın en büyük makine pazarlarından biriyiz ve petrol alır gibi makine ithal etmeyi sürdüremeyiz. Türkiye'ye makine satmak isteyenler gelsin, burada imalat yapsınlar istiyoruz ama ithalata bu kadar açık bir sektörün yatırım çekmesi mümkün olamıyor."

17 Mayıs 2021 Pazartesi

Etiketler : Sektörel

Bu yılın ocak-ağustos döneminde İstanbul ve Sabiha Gökçen havalimanlarından toplam 80 milyon 927 bin 61 kişi seyahat etti. Yolcu sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 6 milyon 156 bin 277 kişi artarken, artış oranı yüzde 9 olarak hesaplandı.


 

Bu yılın ocak-ağustos döneminde toplam 80 milyon 927 bin 61 kişinin seyahat ettiği İstanbul'daki havalimanlarında yolcu sayısı, geçen senenin aynı dönemine göre 6 milyon 156 bin 277 kişi arttı.

 

Kovid-19 salgınının sona ermesinin ardından uçakla seyahat edenlerin sayısı hem dünyada hem de Türkiye'de artışını sürdürüyor. Yolcu rakamlarındaki yükselme bu yıl da devam ediyor. Ocak 2024'te başlayan artış 8 ay boyunca aralıksız sürdü.

 

İstanbul ve Sabiha Gökçen havalimanlarında bu dönemde ağırlanan yolcu sayılarında geçen yıla göre artışlar kaydedildi.

 

İÇ HAT YOLCUSU AZALDI, DIŞ HAT YOLCUSU ARTTI

 

Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü’ne göre, İstanbul Havalimanı'nı bu yılın ocak-ağustos döneminde 53 milyon 410 bin 136 yolcu kullandı. Bu yolculardan 11 milyon 658 bin 410'u iç, 41 milyon 751 bin 726'sı ise dış hatlardan seyahat etti.

 

Geçen yılın aynı döneminde 12 milyon 198 bin 537 iç ve 38 milyon 472 bin 573'ü dış hatlardan olmak üzere toplam 50 milyon 671 bin 110 yolcunun seyahat ettiği İstanbul Havalimanı'nda, 2023'e göre toplam 2 milyon 739 bin 26 artış olduğu hesaplandı.

 

Yolcu sayısı geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında İstanbul Havalimanı'nda iç hatlarda yüzde 4 azalma yaşanırken, dış hatlarda ise yüzde 9 artış görüldü. Bu havalimanında geçen yılın aynı dönemine göre toplam yolcu sayısının yüzde 6 arttığı belirlendi.

 

SABİHA GÖKÇEN'DE HEM İÇ HEM DE DIŞ HAT YOLCUSU ARTTI

 

Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan bu yılın 8 ayında iç hatlarda 13 milyon 172 bin 953, dış hatlarda ise 14 milyon 343 bin 972 yolcu uçtu. Toplamda 27 milyon 516 bin 925 yolcu bu havalimanını kullandı.

 

Geçen yılın aynı döneminde 11 milyon 408 bin 770'i iç, 12 milyon 690 bin 904'ü dış hatlarda olmak üzere toplam 24 milyon 99 bin 674 yolcu bu havalimanında misafir edilmişti.

 

Sabiha Gökçen Havalimanı'nda bu yılın ocak-ağustos döneminde misafir edilen yolcu sayısı, iç hatlarda 1 milyon 764 bin 183, dış hatlarda 1 milyon 653 bin 68 ve toplamda 3 milyon 417 bin 251 arttı.

 

Buna göre yolcu sayıları iç hatlarda yüzde 15, dış hatlarda yüzde 13, toplamda ise yüzde 14 artış gösterdi.

 

TOPLAM YOLCU SAYILARI

 

İstanbul havalimanlarından bu yılın 8 ayında iç hatlarda 24 milyon 831 bin 363, dış hatlarda ise 56 milyon 95 bin 698 olmak üzere toplam 80 milyon 927 bin 61 kişi yolculuk yaptı.

 

Geçen yıl aynı dönemde ise 74 milyon 770 bin 784 olan İstanbul'dan uçan yolcu sayısının, bu senenin aynı dönemine göre 6 milyon 156 bin 277 kişi ve yüzde 9 artış gösterdiği hesaplandı.

 

TRANSİT GEÇİŞ YAPAN YOLCU SAYISI AZALDI

 

İstanbul'daki havalimanlarında aktarmalı uçuşlar için kullanan transit yolcu sayısı geçen yıl ocak-ağustos döneminde 305 bin 95 kişi olurken, bu yılın ilk 8 ayında 166 bin 90 kişi olarak gerçekleşti. Transit yolcu sayısında yüzde 45,6 azalış yaşandı.

 

UÇUŞ SAYILARI ARTTI

 

Bu yılın 8 ayında yolcu sayılarına paralel olarak İstanbul havalimanlarındaki uçuşlar da arttı.

 

İstanbul Havalimanı'ndan bu yılın ocak-ağustos döneminde iç hatlarda 80 bin 197, dış hatlarda 266 bin 398 sefer yapılırken, toplam uçuş sayısı 346 bin 595 olarak hesaplandı.

 

2023'ün 8 ayında toplam 337 bin 369 seferin yapıldığı havalimanında bu senenin aynı döneminde 9 bin 226 artış görüldü. Geçen yılın aynı dönemine göre İstanbul Havalimanı'ndaki uçuşların yaklaşık yüzde 3 arttığı hesaplandı.

 

SABİHA GÖKÇEN'DEN UÇUŞLARDA YÜZDE 7 ARTIŞ

 

Bu yılın 8 ayında Sabiha Gökçen Havalimanı'nda toplam 160 bin 694 sefer düzenlendi. Bu havalimanında iç hatta 74 bin 703, dış hatta ise 85 bin 991 uçuş yapıldı.

 

2023'ün ilk 8 ayında havalimanından toplam 150 bin 874 uçuş icra edilirken, bu yıl 160 bin 694 sefer yapıldı. 9 bin 820 sefer artışı kayıtlara geçerken bu rakamlara göre uçuşların geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 arttığı belirlendi.

 

UÇUŞ SAYISI YAKLAŞIK YÜZDE 5 ARTTI

 

İstanbul havalimanlarından bu yıl ocak-ağustosta 507 bin 289, geçen senenin aynı döneminde ise 488 bin 243 sefer yapıldığı istatistiklere yansıdı.

 

Böylece bu yılın 8 ayındaki sefer sayısı, geçen senenin aynı dönemine göre 19 bin 46 arttı. İcra edilen sefer sayısının, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 5 arttığı hesaplandı.

 

TAŞINAN KARGO YÜKÜNDE BÜYÜK YÜKSELİŞ

 

İstanbul Havalimanı'nda geçen yılın ilk 8 ayında iç ve dış hatta toplam 959 bin 480 ton kargo yükü taşınırken bu yıl taşınan kargo yükü yüzde 30 artışla 1 milyon 251 bin 596 ton olarak gerçekleşti.

 

Sabiha Gökçen Havalimanı'nda ise geçen yıl aynı dönemde 31 bin 833 ton kargo yükü taşınırken bu yıl yüzde 18 artışla 37 bin 549 ton kargo taşındı.

27 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : havalimanı sabiha seyahat

Türkiye, bu yılın ilk yarısında ilave ettiği 426 megavat rüzgar enerjisi kapasitesiyle, karasal rüzgar enerjisi kapasite artışında Avrupa'da beşinci sırada yer aldı.



 

 Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği WindEurope tarafından hazırlanan bu yılın ilk yarısına ait verileri içeren "İstatistikler ve Görünüm Raporu"ndan derlediği bilgilere göre, söz konusu kapasite 78 rüzgar türbininin ortalama 5,5 megavatlık gücünden oluşuyor.

 

Türkiye'nin yıl sonunda 1350 megavat ilave kapasiteye ulaşacağı öngörülürken, ülkenin ilk yarıda elde edilen 426 megavatlık artışı yıl sonu tahmininin yüzde 32'sini oluşturuyor.

 

İlk yarıda en yüksek karasal rüzgar kapasitesini sisteme dahil eden ülke 1300 megavat ile Almanya oldu. Almanya'yı 876 megavatla İspanya, 573 megavatla Fransa, 536 megavat kapasite ile İsveç takip etti.

 

Böylelikle Türkiye, bu yılın ilk yarısında ilave ettiği 426 megavat rüzgar enerjisi kapasitesiyle, karasal rüzgar enerjisi kapasite artışında Avrupa'da beşinci sırada yer aldı.

 

RÜZGAR SANTRALLERİ ENERJİ BAĞIMSIZLIĞI İÇİN ÖNEMLİ

 

WindEurope Üst Yöneticisi (CEO) Giles Dickson, WindEnergy Hamburg Karasal ve Deniz Üstü Rüzgar Etkinliği kapsamında AA muhabirine, bu yılın ilk yarısında Avrupa'da gerçekleştirilen rüzgar enerjisi kurulumlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

Dikson, Avrupa'nın geçen yıla oranla benzer rüzgar enerjisi kurulumu gerçekleştirdiğini belirterek, "Gelecek yıl, kolaylaştırılan izin süreçleri ile Avrupa'da daha fazla kurulum gerçekleşmesini bekliyoruz. Buna en güzel örnek Almanya, dört yıl önce izin süreçlerinde değişikliğe gitti ve şu an kapasitesine eklediği 1300 megavatla karasal rüzgar kurulumlarında lider oldu." diye konuştu.

 

Türkiye'de makroekonomik dengelerin iyileşmeye başladığını bunun yatırım ortamında iyileşmeyi beraberinde getireceğini ifade eden Dickson, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin hala daha istikrarlı bir makroekonomik bağlama geçiş yaptığı ve enflasyonu yüksek faiz oranlarıyla kontrol ettiği göz önüne alındığında, rüzgardaki kurulumlar anlamında Türkiye iyi durumda. Kısa vadede Türkiye'de yatırım yapmak hala zor. Ancak orta ve uzun vadede ülkeye birçok yeni yatırımı getirecek doğru ve istikrarlı makroekonomik bağlam yaratılıyor. Bu koşullarda, Türkiye'nin yeni rüzgar santralleri inşa etmesi enerji bağımsızlığı kadar ekonomi için de önemli."

 

KARASAL KURULUMLAR ÇOĞUNLUKTA

 

Öte yandan, Avrupa, bu yılın ilk yarısında toplamda 287 gigavat rüzgar enerjisi kapasitesine ulaşırken bunun 243 gigavatını karasal rüzgar enerjisi santralleri oluşturdu.

 

Bu dönemde Avrupa'da karasal rüzgar enerjisinde en fazla kurulum yapan 10 ülke ve ilave kapasiteleri şöyle;

 

Ülke      Kapasite artışı (MW)      Türbin sayısı

Almanya              1300       250

İspanya 876         217

Fransa  573         187

İsveç     536         87

Türkiye 426         78

Finlandiya           377         60

İtalya     302         62

Birleşik Krallık    139         42

Litvanya               119         19

Yunanistan         97           33

27 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : rüzgar enerji Avrupa