Akademisyen bir eczacı olan ve kozmetik alanındaki buluşlarıyla birçok ödül kazanan Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan, başarılı kadın girişimcilerimizden biri. Aynı zamanda bir çocuk annesi olan Orhan, uzun yıllar doğal asıllı ilaç hammaddelerinin ve tıbbi bitkilerin aktiviteleri üzerine çalışmalar yürütür. Yaklaşık 4 yıl önce araştırmalarına kozmetiği de dahil eder. Kozmetik alanında eğitim alan tek meslek grubunun eczacılık olduğunu, ancak eczacıların üretim aşamasına pek dahil olmadıklarını söyleyen Orhan, bu açığı kapatmanın gerekli olduğunu savunuyor.
EN ÇOK İLGİ GÖRENLER
Sektöre dünya çapında satılan kozmetik ürünlerini inceleyerek adım atan Orhan, cilt beyazlatıcı/leke giderici ve kırışıklık karşıtı ürünlerin pazarda büyük bir paya sahip olduğunu tespit eder. Özellikle Uzakdoğu, Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde kadınların en çok rağbet ettiği ürünlerin başında cilt beyazlatıcı/leke giderici ürünlerin geldiğini ve talebin çok fazla olmasının ürün çeşitliliğinden anlaşıldığını belirten Orhan, kırışıklık karşıtı kozmetiklere ise başta Avrupa olmak üzere dünyanın her yerinde talep olduğunu dile getiriyor.
KENDİ FORMÜLÜNÜ ÜRETTİ
Orhan, bir araştırmayla başladığı serüveninin ikinci aşamasında, piyasada bu amaçlarla satılan ürünlerin içeriklerindeki bitki türlerini saptayarak bir liste oluşturur. Ancak bu tip ürünlerin içinde bulunan bitkilerin pek çoğunu bilimsel veri tabanlarında taradığında, bu etkilerine dair bir veri göremez. Bunun üzerine bir öğrencisi ile birlikte laboratuvar ortamında birtakım testler uygular. Daha sonra ülkemizde bulunan bitki türlerinden hazırladığı 100’den fazla ekstreyi, bu etkileri yönünden tarar ve 4 bitki türü üzerinden cilt beyazlatıcı/leke giderici ve kırışıklık karşıtı etkinlikleri laboratuvar testlerinde kanıtlanmış kozmetik ürün formülasyonu elde eder. Sonraki aşamada da bu ürünler için bir marka belirleyerek, logo ve ambalaj tasarımı yapar. Orhan böylece, ülkemizde birçok yabancı markanın domine ettiği ve yerli şirketlerin Ar-Ge’sine pek önem vermediği kozmetik sektöründe, yeni, yerli ve etkili bir kozmetik ürün profili oluşturmak için ilk adımı atmış olur.
ZİHNİYET DEĞİŞMELİ
Kadın girişimciliği denilince halen sadece el işleri, el sanatları, gıda ürünleri veya kafe/restoran işletmeciliğini anlayan bir zihniyetin hakim olduğuna dikkat çeken Orhan, “İnovasyon kampına katılan 28 kadın girişimcinin üniversiteden gelmesi veya çalışan eğitimli kadınlar olması, fikir veya ürün bazında sonuç veren girişimcilik projeleri ile sivrilmeleri, kadınlara fırsat verilince neler yapabileceklerinin göstergesi” diyor. Kadın olarak çalışma hayatının zorluklarına da değinen Prof. Dr. Orhan, “İster bakan olun, ister profesör, evin kapısından girince siz o evin annesisiniz ve beklentiler hep aynı” diye anlatıyor.
YENİ ÜRÜNLER YEREL EKONOMİYİ DE GÜÇLENDİRİR
Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan, KADEM ile TÜBİTAK-MARTEK işbirliğinde desteklenen “İnovasyonda Kadın Girişimcilik Kampı”na bu projesi ile katılmaya karar verir ve Türkiye çapında başvuran 359 proje arasından ilk 30’a seçilir. Bu 30 projeden de en başarılı 10 proje arasına girer. Bir akademisyen olarak girişimciliğe ilk adımı atmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Orhan, “Özellikle inovatif girişimcilik, yeni markalar ile yerli ürünlerin ortaya çıkarılması, ülkemizin dünya ile rekabet gücünün artırılması açısından büyük önem arz ediyor. Yerli ürünlerin üretilmesi yerel ekonomiyi güçlendirerek toplumsal refahı da artıracak” diyor.