tatil-sepeti
Türkiye iki tekerlekli taşıt ihracatını katladı

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği verilerinden yaptığı derlemeye göre, otomotiv endüstrisinin alt sektörlerinden"iki tekerlekli taşıt"alanında üretici firmaların ocak-şubat aylarında gerçekleştirdiğidış satım,2020'nin aynı dönemine kıyasla yüzde 59,77 artış gösterdi. Ocak-mart dönemindeki 3 aylık ihracat performansı yine geçen senenin aynı aylarına göre yüzde 81,4 artan imalatçılar bu başarıyı geçen ay da sürdürdü. Bisiklet, mopet ve motosiklet ihracatı Ocak-Nisan 2021'de, geçen yılın aynı dönemine kıyaslayüzde 94,5 artarak22 milyon 551 bin dolardan 43 milyon 872 bin dolara çıktı. 4 AYLIK İHRACAT PERFORMANSINDA İLK 3 ÜLKE Ocak-nisan döneminde miktar bazında en fazla ihracatı Finlandiya'ya yapan sektör temsilcileri, bu ülkeye dış satımı 2020'nin ilk 4 ayına göre yüzde 17,28 yükselterek 7 milyon 286 bin dolara taşıdı. Türkiye'nin genel otomotiv ihracatında da önemli paya sahip Fransa'ya gerçekleştirilen iki tekerlekli taşıt ihracatı da yine aynı dönemde yüzde 110,73 artışla 2 milyon 888 bin dolardan, 6 milyon 86 bin dolara çıktı. Sektör temsilcileri üçüncü sıradaki Almanya'ya geçen yıl 2 milyon 980 bin dolar olan ihracatı yüzde 89 artırdı. Bu ülkeye ocak-nisan döneminde 5 milyon 658 bin dolarlık ürün gönderildi. BELÇİKA'YA İHRACAT YÜZDE 2 BİN 167 ARTTI Bisiklet, mopet ve motosiklet üreticileri en fazla dış satımı Avrupa ülkelerine yaptı. Bu kıtada bazı ülkelere yapılan ihracatta yakalanan artış oranları dikkati çekti. Geçen yılın ilk 4 ayında 1 milyon 303 bin dolarlık ürün gönderilen İtalya'ya yapılan ihracat bu senenin aynı aylarında yüzde 184 artışla 3 milyon 706 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Sektör temsilcileri aynı dönemde Birleşik Krallık'a ihracatı yüzde 394 artışla 738 bin dolardan 3 milyon 651 bin dolara çıkardı. Belçika'ya 4 aylık süreçte yapılan ihracat ise yüzde 2 bin 167 artarak 26 bin 826 dolardan, 608 bin 308 dolara taşındı. İki tekerlekli taşıt imalatçıları geçen yılın ocak-nisan döneminde ürün satamadıkları Norveç, Çekya, İsviçre, ABD, Afganistan, Uganda, Angola, Tayland, Tunus, Çin, Gine, Hindistan, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mauritius, Kongo, Burkina Faso, Kazakistan, Honduras, Sierra Leone, Malta, Madagaskar, Güney Sudan, Kamerun, Moğolistan ve Togo'ya da ihracat yaptı.

18 Mayıs 2021 Salı

Buğdayda alım fiyatındaki yüzde 36'yı aşan yükselişin ekim alanlarını artırması bekleniyor

Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği(IAOM)Avrasya Başkanı Eren Günhan Ulusoy, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna duyurulan hububat alım fiyatlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ulusoy, ton başına ekmeklik buğday alım fiyatının Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE) çok üzerinde, yüzde 36,4 artırılarak 2 bin 250 lira olarak belirlendiğini, buğdayın kalitesine göre açıklanan fiyatların üzerine ayrıca yüzde 2 ilave fiyat uygulanacağını söyledi. Arpa alım fiyatının ise yüzde 18,6 artışla 1.750 liraya yükseltildiğini bildiren Ulusoy, şunları kaydetti: "Açıklanan rakamlar, çiftçi açısından olumlu bir hamle oldu. Özellikle buğdayda yüzde 36'yı aşan artış oranı, ekim alanları ve üretimin artırılması için çok önemli bir adım oldu. Son 10-15 yılda bu alanda gerileme vardı. Bu adımı atan Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a teşekkür ediyoruz. Her bir karış toprağın boş bırakılmaması, ekilmesi ricası tarımın gelecekte ne kadar önemli bir hal alacağını göstermiş oldu. Fiyat artışının Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) ile orantılı olması doğru bir karar." "SALGIN SÜRECİNDE BUĞDAYA İLGİ ARTTI" Eren Günhan Ulusoy, Türkiye'de her yıl 19 ila 21 milyon ton arasında buğday rekoltesi gerçekleştiğini belirterek, dünya buğday üretiminin 2020-2021 sezonunda yüzde 1,4 artışla 773 milyon ton, 2021-2022 sezonunda ise yüzde 3 yükselişle 790 milyon ton olmasının öngörüldüğünü söyledi. Salgın nedeniyle yeniden stratejik bir ürün olarak ön plana çıkan buğdaya ilginin arttığını aktaran Ulusoy, şu değerlendirmelerde bulundu: "Salgın süreciyle birlikte kapasite kullanımımız yüzde 50'lerden yüzde 85'lere kadar çıktı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre, Türkiye'de 563 aktif un fabrikası var ve Türkiye'nin toplamda yıllık 28 milyon ton un üretim kapasitesi bulunuyor. 2002'de 253 bin ton olan un ihracatımız, 2020 sonu itibarıyla yaklaşık 3 milyon tona ulaştı. İhracat geliri açısından ise 47 milyon dolardan 1 milyar dolara yükseliş var. Un, dünyada en aktif ve en önemli sektörlerde birisidir. Bu yıl da yine 3 milyon tonun üzerinde bir ihracat bekliyoruz ve Türkiye, geçtiğimiz 7 yılda olduğu gibi yine dünyanın un ihracat şampiyonu olacaktır."

18 Mayıs 2021 Salı

Sıfır emisyon hedefi için enerji sektöründe köklü değişim gerekiyor

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) "2050'de Sıfır Emisyon: Küresel Enerji Sektörü için Yol Haritası" özel raporuna göre, sıfır emisyon hedefine ulaşmak için yeni fosil yakıt projelerinin yapılmaması, enerji tedarikinin kesintisiz ve herkesin erişebileceği şekilde sürdürülmesi gerekiyor. Öte yandan, hükümetlerin iklim değişikliğiyle mücadelede bugüne kadar açıkladığı taahhütlerini yerine getirmesi bile, enerji sektörü kaynaklı karbon emisyonlarını 2050'de sıfıra indirmek için yetersiz kalıyor. Bu kapsamda IEA'nın 2050'de sıfır emisyon hedefine ulaşılması için küresel enerji sektörüne sunduğu 400 maddelik yol haritasına göre, 2030'a kadar güneş enerjisinde yıllık 630 gigavat, rüzgarda ise 390 gigavat kapasitenin devreye alınması gerekiyor. Bu rakamlar 2020'de oluşturulan rekor güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesinin 4 katına karşılık geliyor. Buna göre elektriğin yüzde 90'ının yenilenebilir kaynaklardan sağlanması, güneş enerjisinin toplam enerji tedarikinde en büyük kaynak haline gelmesi öngörülüyor. Temiz enerji kaynaklarının payının artmasıyla elektrifikasyonun emisyonların düşürülmesinde kilit rol oynaması ve elektrikli araçların küresel otomotiv pazarında bugün yüzde 5 olan payının 2030'da yüzde 60'a yükselmesi bekleniyor. YILLIK 5 TRİLYON DOLAR YATIRIM İHTİYACI Küresel enerji sektöründe hali hazırda yıllık 2,3 trilyon dolar seviyesinde bulunan toplam yatırımların ise sıfır emisyon hedefleriyle uyumlu bir senaryoda 2030'a kadar yaklaşık 5 trilyon dolara çıkması gerekiyor. Bu yatırımın küresel ekonomik büyümeye katkısının yıllık yüzde 0,4 olacağı hesaplanıyor. Yatırımların 2050'ye kadar ise yıllık 4,5 trilyon dolar olacağı öngörülüyor. Bu nedenle, küresel enerji sisteminin köklü bir dönüşüm yaşaması, yatırımların büyük ölçüde artmasını ve sermayenin temiz enerji kaynaklarına yönlendirilmesini gerektiriyor. Küresel enerji dünyasının tamamen farklı olacağı 2050'de dünya nüfusunun 2 milyar artmasına rağmen enerji talebinin bugüne göre yüzde 8 azalacağı tahmin ediliyor. TEMİZ ENERJİ TEKNOLOJİLERİ EMİSYONLARIN DÜŞÜRÜLMESİNDE BELİRLEYİCİ OLACAK IEA'nın yol haritasında, 2050'de kömür talebi bugünkü seviyesine göre yüzde 90 azalırken, petrol talebinde yüzde 75 ve gaz talebinde ise yüzde 55 düşüş bekleniyor. Bu dönemde hala süren fosil yakıt kullanımının düşük emisyon teknoloji seçeneklerinin az olduğu sektörlerde ve karbon yakalama teknolojileriyle devam edeceği öngörülüyor. Sıfır emisyon hedefine ulaşmada kilit role sahip alanlardan biri olan enerji verimliliğinde 2030'a kadar yıllık yüzde 4 iyileşme sağlanması önem arz ediyor. Bu oran, son 20 yılda enerji verimliliğinde yaşanan yıllık ortalama iyileşme rakamlarının yaklaşık 3 katına karşılık geliyor. Mevcut durumda, prototip aşamasında olan teknolojilerle 2050'de emisyonların yarısının azaltılabileceği öngörülürken, gelişmiş batarya teknolojileri, hidrojen için elektrolizörler ve ileri temiz enerji teknolojilerine hükümetlerin daha fazla destek vermesi gerekiyor. Dünyada elektriğe erişimi olmayan yaklaşık 785 milyon, temiz yemek pişirme çözümlerine ulaşamayan 2,6 milyar insana enerji erişiminin sağlanması sıfır emisyon hedeflerine ulaşmada büyük önem taşıyor. Günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çeken bu insanlara elektrik erişiminin sağlanabilmesi için enerji sektörüne yapılan yıllık yatırımların yüzde 1'ine karşılık gelen yaklaşık 40 milyar doların bu alana aktarılması gerekiyor. IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde 2050'de sıfır emisyon hedefinin zorlu ama başarılabilir olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlandırmak için en iyi şansımız olan bu hedef için ihtiyaç duyulan çabaların büyüklüğü ve hızı, belki de insanlığın karşılaştığı en büyük zorluk. Hükümetlerin güçlü ve somut politikalarının yanı sıra küresel iş birliğine de ihtiyaç var. Fakat sıfır emisyon bir enerji sistemine dönüşüm ekonomiler için büyük fırsatları da beraberinde getiriyor. Bu dönüşüm adil ve tüm insanları kapsayacak şekilde gerçekleştirilmeli. Gelişmekte olan ekonomilerin de finansman ve teknolojideki ilerlemelerden aynı şekilde faydalanması gerekiyor."

18 Mayıs 2021 Salı

Çiçek sektörü 4,5 ayda yaklaşık 44 milyon dolarlık ihracat yaptı

Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Yılmaz, sektörün yeni tip koronavirüs salgını sürecini en iyi şekilde değerlendirdiğini söyledi. Türkiye'nin, süs bitkileri yetiştiriciliğinde uygun iklimsel ve coğrafi koşulları, pazar ülkelere yakınlığı gibi avantajlara sahip olduğuna işaret eden Yılmaz, sektörde söz sahibi ülkelerin salgın sürecinde gerekli üretimi yapamamaları ya da ulaşımda yaşadıkları sıkıntı nedeniyle Türkiye'deki ihracatçıların daha fazla kitleye ulaştığını dile getirdi. 14 Şubat Sevgililer Günü ve Anneler Günü gibi özel günlerin de etkisiyle yıla iyi bir başlangıç yaptıklarını ifade eden Yılmaz, Anneler Günü'nde ihracatın geçen yıla göre yüzde 100 artışla 35 milyon daldan 70 milyon dala çıktığını kaydetti. Yılmaz, rakamların yüz güldürdüğünü vurgulayarak, "Yurt dışı satışlarında rekor diyebileceğimiz bir yıl yaşıyoruz. Geçen yıl 107 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirmiştik, bu yıl 4,5 ayda bunun yüzde 41'ine ulaştık. Şu ana kadar sektörün ulaşabildiği en yüksek rakamlara ulaşmış durumdayız. Geçen yılki rakamın üstünde bir ihracatı gerçekleştireceğimizi söyleyebiliriz." diye konuştu. İsmail Yılmaz, gece gündüz çalışmalarına rağmen talebe yetişemediklerini söyledi. Kolombiya, Ekvador ve Kenya'da eskisi kadar çiçek üretimi yapılıp satışa sunulamadığını anlatan Yılmaz, buralardaki açığı Türkiye'nin doldurduğunu bildirdi. Kesme çiçek ihracatında en önemli pazarın Hollanda olduğunu belirten Yılmaz, İngiltere, Almanya, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna gibi ülkelere de önemli miktarda satışlar gerçekleştirildiğini ifade etti. Yılmaz, peyzaj, çelenk ve süsleme için kullanılan dış mekan bitkileri üretiminde ise en önemli pazarın Özbekistan olduğunu belirtti. Bu yıl ihracat yapılan ülke sayısında artış olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Genel olarak sektör, 83 ülkeye ihracat yapıyordu, bu yıl öyle tahmin ediyorum ki bunun üzerine çıkacağız. Talep gelen ilave ülkeler var. Türkiye'de üretilen çiçekleri dünyanın dört bir yanına göndereceğiz." dedi.

18 Mayıs 2021 Salı

Güneş, 2050’de dünyanın en büyük enerji kaynağı olacak

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, IEA’nın "2050'de Sıfır Emisyon: Küresel Enerji Sektörü için Yol Haritası" raporuna ilişkin çevrimiçi ortamda düzenlenen basın toplantısında, bu yıl küresel emisyonların tarihteki en büyük ikinci artışı yaşayacağını ve hükümetlerin açıkladığı politikalarla pratikteki uygulamaları arasındaki büyüyen bir uçurum olduğunu söyledi. Sıfır emisyon hedefine ulaşmak için üç önemli konuya dikkat çeken Birol, "Birincisi, mevcut temiz enerji kaynakları ve teknolojilerinden maksimum şekilde yararlanmamız gerekiyor. İkincisi, enerji sektöründe inovasyonu merkezimize almalı, emisyonların azaltılmasında en iyi şekilde kullanmalı ve desteklemeliyiz. Üçüncüsü ise fosil kaynak kullanımını en aza indirmeliyiz." diye konuştu. Birol, sıfır emisyon hedefine giden yolda yatırımların artırılması gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti: "Halihazırda küresel enerji sektöründe yıllık 2 trilyon doların üzerinde yatırım yapılıyor. Bunun 2030’a kadar yıllık 5 trilyon dolara çıkması gerekiyor. Bugünün yatırımları fosil yakıt hakimiyetinde ancak sıfır emisyon hedefine ulaşmak için bu yatırımlar temiz enerji kaynaklarının hakimiyetinde olmalı. Elbette bu yatırımların ekonomik büyüme üzerinde de etkisi olacak. Yaptığımız hesaplamalara göre, yatırımların artırılması dünya ekonomisinin yıllık yüzde 0,4 büyümesini sağlayabilir. Biz temiz enerji kaynaklarından elektrik üretiminin ciddi derecede artacağını öngörüyoruz. Güneşin küresel enerji sisteminde şu anki payı yüzde 1. Bu oran 2050’de yüzde 20’ye yükselecek ve güneş en büyük enerji kaynağı haline gelecek." Temiz enerjideki yatırımlarla dünyada 2050’ye kadar 30 milyon ek istihdam yaratılabileceğini ifade eden Birol, fosil yakıt sektöründe ise 5 milyon istihdam kaybı yaşanabileceğini aktardı. "YENİ PETROL VE GAZ YATIRIMINA İHTİYAÇ YOK" Birol, fosil yakıt talebinin giderek azalacağını ve enerji sektöründeki bu dönüşümle Orta Doğu, Rusya ve Nijerya gibi ekonomileri fosil yakıtlara bağımlı ülkelerin gelirlerinde önemli ölçüde düşüş görüleceğini ifade etti. Petrol ve doğal gazdan elde edilen gelirlerin yaklaşık yüzde 70 azalacağını aktaran Birol, şunları kaydetti: "Sıfır emisyon yol haritamızda bazı önemli kilometre taşlarını paylaşmak istiyorum. Buna göre, bu yıl itibarıyla yeni fosil yakıt tedarik yatırımlarına gerek kalmadı. Bu yıl itibarıyla dünya çapında yeni kömürlü santral yatırımına ihtiyaç yok. 2035'te artık yeni içten yanmalı motorlu araba satışı olmayacak. Tüm bunlar gerçekleştiğinde, 2030’da küresel elektrik sektörü sıfır karbon haline gelmiş olacak."​​​​​​​

18 Mayıs 2021 Salı