tatil-sepeti
Dijital Euro, kamuoyu görüşüne açılacak

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, Euro Bölgesi'nin 19 merkez bankasını içeren Eurosystem'in şimdiye kadar ‘dijital Euro’ konusunda bir karar vermediğini belirterek, "Dünyadaki diğer birçok merkez bankası gibi bunu oluşturmanın faydalarını, risklerini ve operasyonel zorluklarını araştırıyoruz. Eurosystem'in bulgularını gelecek haftalarda kamuoyuna sunması ve ardından bir kamuoyu görüşü alınmasını başlatması bekleniyor" dedi. Lagarde, Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) tarafından dijital ortamda düzenlenen "Dijital Dünyada Bankacılık ve Ödemeler Sistemi" konulu konferansta konuştu. Dijital çağda, ödeme sistemlerindeki yeniliklerin insanların daha kolay, hızlı ve ucuz yollarla etkileşim kurmasını sağladığını belirten Lagarde, ancak özel ödeme sistemlerine veya dijital para birimlerine dayalı bu yeni yeniliklerin, yeni risklerle ve egemenlikle ilgili önemli sorular ortaya çıkardığını söyledi. Lagarde, bu risklerin ECB'nin dijital Euro çıkarması konusunda yeni sıkıntılar ortaya çıkardığından bahsederek, "Paranın, Avrupalılara iyi hizmet etmeyi sürdürmesi için ödeme sistemlerinde yeniliğin risklerini ve faydalarını dengelemede aktif bir rol oynamak görevimiz" ifadesini kullandı. Dijital Euro çıkarma konusunda dikkate aldıkları konulara değinen Lagarde, şunları kaydetti: "ECB, dijital Euro çıkarma konusunda'vatandaşların nakit paraya erişimini sürdürmek', 'finansal istikrara yönelik riskleri ayrıntılı analiz etmek' ve 'özel ödeme sistemlerini dışlamadan dijital bir paranın halkın dijital ödeme talebini karşılayacak şekilde tasarlanması' olmak üzere 3 konuyu göz önüne alıyor.ECB veEurosystem, şimdiye kadar dijital Euro konusunda bir karar vermedi, ancak dünyadaki diğer birçok merkez bankası gibi, bunu oluşturmanın faydalarını, risklerini ve operasyonel zorluklarını araştırıyoruz. Eurosystem'in bulgularını gelecek haftalarda kamuoyuna sunması ve ardından bir kamuoyu görüşü alınmasını başlatması bekleniyor."

11 Eylül 2020 Cuma

Şirketlerin kredi notu alma şartı değişti

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 9133 tarihli kurul kararını internet sitesinde yayımladı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, şirketlere kredi derecelendirme notu alma zorunluluğu getiren koşulu 500 milyon TL ve üzeri ciro yerine, "Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezindeki en güncel bilgilere göre riski, yani nakdi ve gayrinakdi kredileri toplamı, talep edilen kredi dahil 500 milyon TL" olarak düzenledi. Ayrıca, daha önce alınmış olan derecelendirme notunun geçerlilik süresinin kredi başvuru tarihi itibarıyla henüz sona ermemiş olması şartı da getirildi. Kurul kararı sonrasında 500 milyon TL ve üzeri kredisi bulunan şirketler, 30 Haziran 2021'e kadar yetkili bir derecelendirme kuruluşundan not almazlar ise bankalardan kredi kullanamayacaklar. Bu kararla mali şeffaflığın ve finansal yönetim kalitesinin artırılması, kurumsal yönetim standartlarının yükseltilmesi, derecelendirme faaliyetlerinin yaygınlaştırılarak riskin doğru ölçülmesi amaçlanıyor.

11 Eylül 2020 Cuma

Küresel ekonomi bu yıl yüzde 3.8 daralacak

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle bu yıl "derin bir resesyon" beklendiğini bildirerek küresel ekonominin yüzde 3,8 daralacağı tahmininde bulundu. IIF'den yapılan açıklamada, Kovid-19 salgınının neden olduğu şok ve küresel ekonomik büyümeye ilişkin değerlendirmelere yer verildi. Kovid-19 şoku nedeniyle küresel ekonomide bu yıl "derin bir resesyon" beklendiğine dikkat çekilen açıklamada, küresel ekonominin yüzde 3,8 küçüleceği tahmin edildi. Açıklamada, ekonomide bu yıl beklenen küçülmenin küresel finansal kriz dönemindeki daralmadan çok daha kötü olduğu belirtilerek, 2009'da küresel ekonominin yüzde 0,4 küçüldüğü anımsatıldı. Salgın nedeniyle dünya genelinde işletmelerin kapanması, imalat ve hizmet sektörülerinin darbe almasının Kovid-19 resesyonun çok daha kötü olmasında etkili olduğu ancak hikayenin tamamını yansıtmadığına işaret edilen açıklamada, küresel faaliyete bakıldığında Çin ve Hindistan'ın 2020'deki derin resesyonu neredeyse açıkladığı aktarıldı. Açıklamada, Çin'in 2009'daki büyük altyapı teşviğinin o dönemdeki emtia fiyatlarını ve büyümeyi artırdığı hatırlatıldı. Çin'in bu teşviği tekrarlamadığı belirtilen açıklamada, benzer bir teşvikin olmamasının gelişmekte olan piyasaların ekonomik görünümünde kilit bir faktör olduğu ifade edildi. Hindistan ekonomisinin de 2009'da gösterdiği büyümenin aksine Kovid-19 salgını nedeniyle derin bir durgunluk yaşadığına işaret edilen açıklamada, bu iki ülkedeki durumun 2009'dakinden tamamen farklı ekonomik toparlanmanın işaretçisi olduğu aktarıldı. Açıklamada, bu yılın ilk yarısına ilişkin görünümün iyi olmadığı ifade edildi. Gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) bu yılın ikinci çeyreğinde gelişmiş ekonomilerde bir önceki yıla göre yüzde 11,5 düştüğü, büyüklüklükleri nedeniyle Çin ve Hindistan hariç bırakıldığında yükselen piyasa ekonomilerinde ise yüzde 10 azaldığı kaydedildi.

11 Eylül 2020 Cuma

Yastık altı altınları ekonomiye kazandıracak yeni proje

Kamu bankaları ve İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) tarafından yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması amacıyla geliştirilenAltın Değerleme Sistemi (KADSİS) ile vatandaşlar yetkili kuyumcular aracılığıyla altınlarını banka hesaplarına aktarabilecek, diledikleri zaman da fiziki altın ya da nakit olarak çekebilecek. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile İAR kaynaklarından alınan bilgiye göre, Türkiye'de en az 3 bin ton olduğu öngörülen yastık altındaki altınların parasal karşılığı milyarlarca dolara denk geliyor. Bu kadar yüklü miktarın atıl durması dış finansmana bağımlılığı artırırken, ülkenin ekonomik potansiyelini tam olarak kullanamamasına yol açıyor.Bu nedenle yıllardır ekonomi çevreleri ve hükumetler, bu atıl kaynağın ekonomik sisteme nasıl kazandırılacağı konusuna yoğunlaştı. Ziraat Bankası, Vakıfbank, Halkbank ve İstanbul Altın Rafinerisi'nin geliştirerek uygulamaya koyduğu son projeyle bu konuda önemli bir mesafe kat edilmesi hedefleniyor. İstanbul Altın Rafinerisi ile başlatılan sistemde, belirlenen kriterlere uygun olan kuyumcular Altın Değerleme Noktası (ADN) olarak atanıyor. KADSİSile vatandaşların evlerinde tuttukları altınları banka hesaplarına kolay ve güvenli bir şekilde yatırmaları hedefleniyor. KADSİS ile vatandaşlar kendilerine en yakın anlaşmalı kuyumcuya giderek altınlarını güven içerisinde ekspertiz yaptırarak anında banka hesabına 24 ayar karşılığını gram cinsinden yatırabiliyor. Sistemin bankaların mevcut altın toplama günlerinden temel 2 farkı bulunuyor. Bunlardan ilki, vatandaşlar banka şubesinin altın yatırma gününü beklemeden kendilerine en yakın anlaşmalı kuyumcuya istediği zaman giderek altınlarını banka hesabına yatırabiliyor. İkinci olarak da vatandaşlar banka hesabına yatırdığı altını dilediği zaman fiziki olarak, yani yine altın şeklinde çekebiliyor. KADSİS NASIL İŞLİYOR? KADSİS, İstanbul Altın Rafinerisi, kamu bankaları ve yurt sathında belirlenmiş kuyumcuların oluşturduğu üçlü bir yapıyı bir araya getiriyor. Yurt genelinde 70'in üzerinde altın değerleme noktası test aşamasında faaliyete geçmiş durumda. Bu sayının her geçen gün birçok ile yayılarak artacağı öngörülüyor. ADN'de yapılacak işlemlerin tamamı vatandaşın gözünün önünde gerçekleşiyor. Üstelik tüm bu işlemler, bankadan her aşamada gelen güvenlik kodu mesajıyla ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor. Bunun için vatandaşın öncelikle bir kamu bankasında altın hesabının bulunması gerekiyor. Bunun ardından vatandaş, kendisine en yakın ADN noktası olan kuyumcuya gidiyor. Bundan sonraki işlemlerin her aşamasında güvenlik amacıyla bankadan cep telefonuna onay kodları geliyor. İlk aşamada bir bilgilendirme formunun okunup imzalanmasının ardından cep telefonuna gelecek onay koduyla KADSİS'e giriş yapılıyor. Altını teslim ederken kamera kaydı yapılarak bu kayıt saklanıyor. ADN yetkilisiyle mutabık kalındıktan sonra bankadan cep telefonuna gelecek onay koduyla altınların banka hesabına transferi gerçekleştiriliyor. Son olarak sistemin üreteceği teslim tutanağı alınarak işlem sonlandırılıyor. Bu sayede güven içinde altınlar banka hesabına yatırılmış oluyor. ALTINLAR GÜVENLE NEMALANIP, ALTIN OLARAK ÇEKİLEBİLİYOR Uzmanlar, altını evde tutmak yerine banka hesabına yatırmanın en büyük avantajının güvenlik olduğunu vurguluyor. Evde oluşabilecek her türlü riske karşı banka altınları güvenle saklarken, bu durum altınlarını banka hesabına yatıranlara da kiralık kasa masrafından kurtarma alternatifi sağlıyor. Sistemin en önemli unsurlarından biri de yatırılan altınların hesapta altın olarak durup, istenildiği zaman fiziki altın şeklinde çekilebilmesi. İsteyenler altınlarını o günkü değer üzerinden Türk lirasına da çevirebiliyor. Öte yandan vade süresindeki altınlar, aynı vadeli hesaplardaki gibi değerleniyor. Böylece altın miktarı da artmış oluyor. KADSİS'te kuyumcuya götürülen altınlar her yerde tek bir standart değerle hesaplanıyor. Bunun karşılığı da 24 ayar gram altın olarak hesaba geçiliyor. Alım-satım, bozdurma, nakde çevirme gibi işlemler yapılmadığı için altının değerinden herhangi bir masraf da düşmüyor.

11 Eylül 2020 Cuma

İhracatın yüzde 43.7'sini, ithalatın da yüzde 62.3'ünü 'büyük'ler yaptı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2019 yılına ilişkin girişim özelliklerine göre dış ticaret istatistiklerini açıkladı. Kurum, dış ticaret istatistiklerini Ocak 2020'den itibaren ayrıntılı olarak genel ticaret sistemine (GTS) göre yayımlamaya başladı. Bu çerçevede, girişim özelliklerine göre dış ticaret istatistikleri de dış ticaret istatistikleri ile uyumlu olacak şekilde GTS'ye göre hazırlandı. Buna göre, 2019'da 84 bin 332 girişim ihracat, 71 bin 88 girişim ise ithalat yaptı. İhracatta, 1-9 kişi çalışanı olan mikro ölçekli girişimlerin payı yüzde 19,2 olurken, 10-49 kişi çalışanı olan küçük ölçekli girişimlerin payı yüzde 18,9, 50-249 kişi çalışanı bulunan orta ölçekli girişimlerin payı yüzde 18,2 olarak hesaplandı. İhracatta 250 ve daha fazla çalışanı olan büyük ölçekli girişimlerin payı ise yüzde 43,7 olarak kayıtlara geçti. İthalatta ise 1-9 kişi çalışanı bulunan mikro ölçekli girişimlerin payı yüzde 10,2, 10-49 kişi çalışanı olan küçük ölçekli girişimlerin payı yüzde 11,9, 50-249 kişi çalışan sayısına sahip orta ölçekli girişimlerin payı yüzde 15,6, 250 ve daha fazla çalışanı olan büyük ölçekli girişimlerin payı ise yüzde 62,3 olarak belirlendi. İHRACATIN YARISINDAN FAZLASI SANAYİ SEKTÖRÜNDEN Girişimin ana faaliyetine göre ihracatın yüzde 56,8'i, ithalatın ise yüzde 53,4'ü sanayi sektöründe faaliyet gösteren girişimler tarafından yapıldı. Ana faaliyeti ticaret olan girişimlerin ihracattaki payı yüzde 39,7, ithalattaki payı ise yüzde 32,5 düzeyinde hesaplandı. Sanayi sektörünün ihracatınınyüzde 68,9'u 250 ve fazla çalışanlı büyük ölçekli girişimler tarafından yapıldı.Ticaret sektörünün ihracatında ise yüzde 91,4'ünün1-249 kişi çalışanı olan küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) gerçekleştirdi. Sanayi sektörü tarafından yapılan ithalatta, 250 ve daha çok çalışanı olan büyük ölçekli girişimlerin payı yüzde 80,5 oldu.Diğer sektöründe, KOBİ'lerinpayı yüzde 29,7'den yüzde 29,8'e yükselirken, büyük ölçekli girişimler yüzde 70,1 pay ile önde olmaya devam etti. Ana faaliyeti sanayi olan girişimler, geçen yıl ihracatlarının yüzde 48,7'siniAvrupa Birliği (AB) ülkelerine, yüzde 14,7'sini Yakın ve Orta Doğu ülkelerine yaptı. AB ülkelerine yapılan ihracatın yüzde 65,2'sini sanayi, yüzde 33'ünü ticaret ve yüzde 1,7'sini diğer sektöründekigirişimler oluşturdu. Ana faaliyeti sanayi olan girişimler, ithalatlarının yüzde 35,5'ini AB'den, yüzde 21'ini diğer Asya ülkelerinden, yüzde 17,5'ini ise AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerinden gerçekleştirdi. Söz konusu girişimlerin en çok ithalat yaptığı ülke grupları sırasıyla yüzde 32,7 ile AB, yüzde 29,6 ile diğer Asya ve yüzde 13,5 ile AB üyesi olmayan Avrupa ülkeleri oldu. İmalat sanayi ürünleri ihracatının yüzde 58,2'sini ana faaliyeti sanayi olan girişimler, yüzde 38,7'sini ise ana faaliyeti ticaret olan girişimler gerçekleştirdi. Ana faaliyeti sanayi olan girişimlerin yaptığı ihracatın ise yüzde 96,5'ini imalat sanayi ürünleri, yüzde 1,9'unu tarım, ormancılık ve balıkçılık ürünleri oluşturdu. Öte yandan imalat sanayi ürünleri ithalatının yüzde 50,6'sı sanayi, yüzde 38,8'i ticaret ve yüzde 10,6'sı diğer sektörlerdeki girişimler tarafından yapıldı. Ana faaliyeti sanayi olan girişimlerin ithalatının yüzde 72,8'ini imalat sanayi ürünleri, yüzde 4,7'sini tarım, ormancılık ve balıkçılık ürünleri, yüzde 4'ünü ise madencilik ürünleri oluşturdu. İTHALATIN YÜZDE 57,5'İNİ İLK 100 GİRİŞİM TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLDİ İhracatın yüzde 43,1'ini, ithalatın ise yüzde 57,5'ini ilk 100 girişim yaptı. En çok ihracat yapan ilk 5 girişim toplam ihracatın yüzde 15,7'sini, en çok ithalat yapan ilk 5 girişim ise ithalatın yüzde 23,4'ünü gerçekleştirdi. Sanayi sektöründe en fazla ihracat yapan ilk 5 girişimin sektördeki payı yüzde 17,8, ticaret sektöründe en fazla ihracat yapan ilk 5 girişimin sektördeki payı ise yüzde 12,7 olarak belirlendi. Sanayi sektöründe en fazla ithalat yapan ilk 5 girişimin sektördeki payı yüzde 21,1 iken, ticaret sektöründe en fazla ithalat yapan ilk 5 girişimin sektördeki payı yüzde 13 oldu. GİRİŞİMLERİN YÜZDE 50,5'İ TEK ÜLKEDEN İTHALAT YAPTI Girişimlerin yüzde 44,2'si tek ülkeye ihracat yaparken, yüzde 16,5'i iki ülkeye ihracat yaptı. Yirmi ve daha fazla ülkeye ihracat yapan girişimlerin oranı yüzde 4,5 iken, bu girişimlerin ihracattaki payı yüzde 60,2'yi buldu. Girişimlerin yüzde 50,5'i tek ülkeden, yüzde 15,8'i ise iki ülkeden ithalat yaptı. Yirmi ve daha fazla ülkeden ithalat yapan girişimlerin oranı yüzde 2,3 iken, bu girişimlerin ithalattaki payı yüzde 51,8 olarak belirlendi.

11 Eylül 2020 Cuma