tatil-sepeti
İTO’dan “Afrika Masumiyet” kitabı

İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay: - “Afrika’yı sömürmek için hesap üstüne hesap yapanlara, buradan elde ettikleriyle gayri safi milli hasılalarını artırmak isteyenlere şunu sormak istiyorum: Sizin Gayrisafi Mutluluk Hasılanız kaç? Sizin Gayrisafi Masumiyet Hasılanız kaç?” İstanbul Ticaret Odası (İTO), fotoğraf sanatçısı Coşkun Aydın’ın vizöründen Nijer ve Afrika’nın güneş yüzlü insanlarının fotoğraflarından oluşan “Afrika Masumiyet” isimli albüm kitabı kültür hayatına kazandırdı. Türkçe, İngilizce ve Fransızca kaleme alınan kitap, okuyucularını 250’den fazla fotoğraf eşliğinde Afrika'nın keşfine çıkarıyor. Temiz su Afrika’nın en önemli sorunlarından biri olmaya devam ederken, insanların gözündeki umut ve dayanışma ile değişen yaşam koşulları kitaptaki hemen her karede objektife yansıyor. Kitap, 15 yıldır Afrika’da temiz su kuyuları açan, ilaç ve gıda götüren, bünyesinde görev yapan doktorlarla hasta insanları tedavi eden Gönüllüler Derneği’nin katkılarıyla hazırlandı. 40 kez Afrika’ya giden dernek, bu seyahatler esnasında gördükleri hayatları fotoğrafladı. Kitapta yer alan fotoğraflar, Afrika’ya umut olan Türk doktorlarının düşünceleri ile birlikte sunuluyor. “Afrika Masumiyet” kitabında yardımlar geldikten sonra insanların değişen yaşam koşullarının fotoğrafları yer alıyor. Kitapta yer alan 250’den fazla fotoğrafın tamamı Nijer’de çekildi. İTO Kandilli Cemile Sultan Korusu’nda yapılan toplantıda konuşan İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay, “‘Afrika Masumiyet’ kitabının sayfalarını çevirince bir kez daha Afrika’nın bizim hayatımızın çok önemli bir parçası olduğunu göreceksiniz. Yüreğiniz Afrika kadar genişleyecek ve Afrika ile birlikte çarpmaya başlayacak. Bu kitapta büyük bir yüreği hissedeceksiniz. Ve hatta Afrika’ya ruhen ve bedenen süzüleceksiniz. Afrikalının bir güneş gibi sıcacık yüreğinden kendinize bir yol bulacaksınız.Yine bu kitaba bakınca, Afrika’yı sömürmek için hesap üstüne hesap yapanlara, buradan elde ettikleriyle gayri safi milli hasılalarını artırmak isteyenlere şunu sormak istiyorum: Sizin Gayrisafi Mutluluk Hasılanız kaç? Sizin Gayrisafi Masumiyet Hasılanız kaç?”dedi. “AFRİKA ARTIK DİMDİK AYAKTADIR” “Afrika’ya yüreğimize koyma zamanı geldi” diyen Kuralay, “Çok değil yarım asırdan biraz fazla bir zaman önce Fransız, İngiliz, Portekiz, Belçika, İtalyan ve Alman Afrikası diye kavramlar vardı. Günümüzde artık herkes bir ağızdan ‘Afrika Afrikalılarındır’ diyebiliyor. Derin bir sessizliğe mahkûm edilen Afrika artık dimdik ayaktadır” ifadesini kullandı. Bu değişimde Türkiye’nin katkısının büyük olduğunu vurgulayan İsrafil Kuralay, şunları söyledi: “Türkiye her fırsatta, her şartta ve başta BM olmak üzere her yerde Afrika’nın gür sesi olmuştur. Afrika halkının en müreffeh toplumlardan biri olmasını istiyoruz. Bunun için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ‘Afrika’nın başarısı, insanlığın başarısı olacaktır’ diyor ve Afrika ülkeleriyle olan dostane ve kardeşçe ilişkileri daha da geliştirmenin yollarını arıyor. Son dönemde, bu kıtada gördüğümüz canlanma hepimiz için bir umut kaynağıdır. Afrika’nın artık savaşlar, hastalıklar ve felaketler kıtası olarak değil de ekonomik potansiyeliyle insanlık tarihinin en parlak devirlerinin yaşandığı bir huzur kıtası olarak anılmalıdır. Afrikalı artık geleceğe daha güvenle bakmalıdır. Barış, demokrasi, kalkınma ve refah çabalarına en büyük desteği bizden, Türkiye’den görecektir. İlişkilerimizin siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda çok daha hızlı bir şekilde ileriye götürülmesi gerekiyor. İstanbul Ticaret Odası olarak bu hedeflerle hareket ediyoruz.” “AFRİKA’DA 6 BİNE YAKIN AMELİYAT GERÇEKLEŞTİRİLDİ” Gönüllüler Derneği Başkanı İbrahim Ceylan ise “Afrika Masumiyet” kitabı için kamu kuruluşları, tüm dernekler, sağlıkçılar ve lojistik ekipleri ile birlikte çalıştıklarını söyledi. Ceylan, “Bu eser, masumiyetini ve yüzündeki tebessümü, çaresizliğine ve yaşam şartlarına değişmeyen Afrika insanının onurlu duruşunu yansıtmak açısından çok değerli bir çalışmadır” dedi. İbrahim Ceylan, şunları söyledi: “TİKA, Sağlık Bakanlığı ve THY yöneticilerine desteklerinden dolayı şükranlarımızı sunuyorum. 40’a yakın organizasyon ile Afrika’da bulunduk. Bu seferlerimizin 26’sında da sağlık hizmeti ile doğru dürüst tanışmamış bölgelerde, neredeyse umudu dahi olmayan geniş bir topluluğun sağlık sorunlarına karşılıksız çare olmaya çalıştık. Halen de çalışıyoruz. Bugüne kadar 150 binin üzerinde hasta muayenesi, 6 bine yakın cerrahi ameliyat, 10 bine yakın katarakt ameliyatı, 25 bine yakın diş çekimi, 15 bin civarında ultrason çekimi, 13 bin KBB aspirasyonu, 40 bine yakın sünnet operasyonu gerçekleştirildi. Gönüllüler, artık Afrika’da yolu gözlenenlerdir.” “AFRİKANIN ZENGİN RUHUNU YANSITMAYA ÇALIŞTIM” Fotoğraf sanatçısı Coşkun Aydın da fotoğrafları çekerken bir Afrikalı dostunun söylediği “Bizim, ihtiyaç sahibi, yardım bekleyen, üzüntülü, ağlayan, yokluk içinde gösteren fotoğraflarımızı çekme. Kötü görüntülerle bizi yanlış yansıtma” ifadesinin hep kulağına küpe olduğunu dile getirdi. Aydın, “Afrika’da vizöre yansıyan tüm karelerde yoksulluğu görmemek neredeyse imkansızdır. Buna rağmen onların gülen, sevinen, seven, zengin ruhunu yansıtmaya çalıştım hep. Afrika gerçeğinin içinde yaşamak ve bir fotoğrafçı gözüyle bunları belgelemek benim için büyük bir tecrübe oldu. İçinden insanlık geçen hikayeleri çektiğim fotoğraflarla Türkiye’deki insanımıza Afrika’yı anlatmaya çalıştım” diye konuştu. Proje yönetmenliğini Hasan Mustafa Arslan’ın yaptığı kitapta, Senegal Büyükelçisi Prof. Dr. Ahmet Kavas ile İstanbul Ticaret Üniversitesi Dış Ticaret Enstitüsü Müdürü ve İTO eski Başkanı Doç. Dr. Murat Yalçıntaş’ın yazıları da bulunuyor. Kitaba, İstanbul Ticaret Odası’nın Eminönü’deki Kitap İstanbul isimli kitabevinden ulaşılabilecek.

15 Eylül 2020 Salı

Akdeniz’de sıra ekonomide

Geçen yıl Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerle 82.9 milyar dolar ticaret gerçekleştiren Türkiye, ekonomik gücüyle de devrede. Bu süreci yakından izleyen İstanbul Ticaret Odası da Tunus Ticaret ve Sanayi Odası ile işbirliği protokolü imzalayarak Akdeniz açılımında yeni bir pencere açtı. HABER: OSMAN KUVVET Türkiye kendisine karşı Akdeniz’de yürütülen tek yanlı ve hukuksuz hamlelere rağmen Akdeniz’deki doğal kaynaklar üzerindeki haklarını korumak için askeri kararlılığından taviz vermiyor. Türkiye, bununla birlikte hem kendi ekonomik çıkarlarını korumak hem de Akdeniz ülkelerinin kaynakları adil ve dengeli paylaşımını hızlandırmak için ‘Sıra ekonomiye geldi’ mesajı verdi. Bu yoğun diplomatik trafik sırasında İstanbul’da Libya Merkez Bankası Başkanı Saddek Elkaber ve beraberindeki heyet ile bir araya gelen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin vizyonunu şöyle özetledi: “Verdiğimiz mücadeleyi daha sağlam bir temele oturtmak, her alanda işbirliğimizi üst basamaklara taşımakla mümkün. Biliyorsunuz, bir süredir siyasi ve askeri alanda bunu geliştirmiş durumdayız. Şimdi sırada ekonomi, teknoloji, girişimcilik ve diğer beşeri alanlarda somut projelerle ilerleme hedefimiz var.” LİBYA’YA TEKNOLOJİ Söz konusu hedef için Libya ile bir işbirliği protokolüne imza attıklarını belirten Bakan Varank, protokolün içeriği hakkında da şu bilgileri verdi: “Yatırımlar, girişimcilik ve teknoloji geliştirme alanlarında ortak işlere imza atacağız. Biraz daha açmak gerekirse; Libya’daki girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesine katkı sunacağız, finansal hizmetlerin teknolojik kapasitesini ve derinliğini geliştireceğiz, finansal sistemde yeni gelişen teknolojilerin kullanım alanlarını birlikte çalışacağız, finansal teknolojilerin regülasyonunda araştırma ve geliştirme çalışmaları yapacağız, yerel ihtiyaçları göz önünde bulundurarak gençlere yönelik teknoloji atölyeleri kuracağız. Bu noktada ülkemizde başarıyla yürüttüğümüz ‘Deneyap Teknoloji Atölyeleri’nin eğitim içerikleri ve kapsamı yönlendirici olacak. Önümüzdeki günlerde özellikle teknoloji odaklı girişimleri desteklemek üzere girişim sermayesi fonları kurulması ya da ülkemizdeki fonlara yatırım yapılması hususunda da karşılıklı işbirliğine dönük adımlarımız olacak.” TÜRKİYE TECRÜBESİ Türkiye-Libya arasındaki ilişkilerin köklü bir tarihe dayandığını belirten Libya Merkez Bankası Başkanı Saddek Elkaber ise “Libya’da gençlere yönelik teknoloji merkezlerinin kurulmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Finansal alanda da insan kaynağımıza yönelik eğitim merkezlerine ihtiyaç duyduğumuzu söylemek isterim” dedi. MÜTEAHHİTLERİN GÖZÜ LİBYA’DA Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), Türk firmaların Libya’da yürüttüğü projelerde yaşanan sıkıntıların çözümünü ve yarım kalan müteahhitlik projelerinin devamını sağlamak amacıyla süreci yakından takip ediyor. Geçtiğimiz günlerde Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Planlama Bakanı El-Tahir el-Hadi el-Cuheymi tarafından imzalanan mutabakat zaptıyla yeni bir sayfa açıldığını kaydeden TMB Başkanı Mithat Yenigün, Libya’da sektör haklarının korunmasının önemli olduğunu vurguladı. Libya’nın, Türk inşaat sektörünün 1972’de yurt dışına çıktığı ilk pazar olduğunu hatırlatan Yenigün, “Libya, yaşanan iç karışıklıklar nedeniyle işlerin zaman zaman kesintiye uğramasına rağmen halen yüzde 7.2’lik payla sektörün en çok iş üstlendiği 3’üncü ülke konumunda” bilgisini verdi. TMB üyesi 100’ü aşkın firmanın, Libya’da yarım kalmış proje tutarının 19 milyar dolar olduğunu belirten Yenigün, şu değerlendirmede bulundu: “Bu çerçevede tahsil edilmemiş hak ediş alacakları yaklaşık 1 milyar dolar, devam eden işlere ait avans ve kesin teminat tutarı 1.7 milyar dolar, tahmini makina, ekipman gibi envanterle diğer zararlar toplamı ise 1.3 milyar dolar civarında.” 800 MİLYONLUK HAVZADA 82.9 MİLYAR DOLARLIK TİCARET ‘Avrupa-Akdeniz (Euro-Med) Ortaklığı’, Türkiye’nin de taraf olduğu bir girişim. Yaklaşık 800 milyonluk tüketici kitlesine sahip Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerle Türkiye geçen yıl toplam 82.9 milyar dolar düzeyinde ticaret hacmi gerçekleştirdi. Söz konusu hacmi daha da yükseklere taşımak için havza ülkeleriyle Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) yapıyor, yapılanları etkinleştirmeye çalışıyor. Hali hazırda Türkiye’nin İsrail, Mısır, Tunus ve Suriye ile STA’sı var. Ticaret Bakanlığı Akdeniz ticaretinden daha fazla pay alabilmek için liman ve Ro-Ro projeleri üzerinde çalışırken, Dışişleri Bakanlığı da Cezayir gibi diğer bölge ülkeleriyle STA için müzakereleri sürdürüyor. İSTANBUL TÜCCARINDAN TİCARİ DİPLOMASİ ATAĞI Türkiye Cumhuriyeti Devleti askeri gücü ve diplomasisiyle Akdeniz’de hak mücadelesi verirken, Türkiye’nin en büyük odası İstanbul Ticaret Odası da ticari diplomasi atağı başlattı. İTO, Tunus Ticaret ve Sanayi Odası ile işbirliği anlaşması imzaladı. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, 2005 yılında Serbest Ticaret Anlaşması imzalanan Tunus ile 1 milyar 100 milyon dolar seviyelerin ulaşan ticaret hacmini daha da yükseltmeye yönelik yeni bir sayfa açıldığını vurguladı. İstanbul Ticaret Odası ile Tunus Ticaret ve Sanayi Odası arasında işbirliği anlaşması imza törenine, Türkiye Cumhuriyeti Tunus Büyükelçisi Refik Ali Onaner ve Ticaret Müşaviri Emre Semiz de katıldı. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç’in başkanlığındaki heyet ile Tunus TSO Başkanı Mounir Mouakhar’ın başkanlık ettiği heyet arasında online toplantı gerçekleştirildi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank ile Libya Merkez Bankası Başkanı Elkaber, yatırım, girişimcilik ve teknolojik işbirliğinin artırılmasına yönelik iyi niyet anlaşması imzaladı.

15 Eylül 2020 Salı

Ekonomiyi virüsten koruyan üç katlı maske

HABER: MÜGE BİBER / ŞEREF KILIÇLI İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Kredi genişlemesi, KDV indirimleri ve kısa çalışma uygulaması, Türkiye ekonomisinin, ikinci çeyreğin sonundan başlayarak hızlı bir toparlanma sürecine girmesinde büyük rol oynadı. Adeta ekonomiyi koronavirüsün etkilerinden koruyan ‘üç katlı maske’ oldu” değerlendirmesinde bulundu. Avdagiç, Oda’nın eylül ayı olağan Meclis toplantısında yaptığı konuşmada, yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınında vaka sayısının artış gösterdiğine dikkat çekti. “İTO üyelerimize salgın kurallarına daha sıkı uyma çağrımızı tekrarlıyorum. Pandemiyi küçümseyerek değil, önemseyerek yenebiliriz” diyen Avdagiç, aşı ve gelişmiş tedaviler bulunup uygulanıncaya kadar iş yapma biçimlerimizde ve sosyal hayatın her alanında kendimizi koruyarak virüsle birlikte yaşamaya alışacağımızı vurguladı. POZİTİFE YAKIN BÜYÜME Türkiye ekonomisinin ‘korona çeyreği’ olarak tabir edilen 2020’nin ikinci çeyreğinde bir yıl öncesine kıyasla yüzde 9.9 küçüldüğünü hatırlatan Şekib Avdagiç, “Böylece 2020’nin ilk yarısını yüzde 3.1 küçülme ile geride bıraktık. 2020’yi artıda kapatmamız için, içinde bulunduğumuz bu ikinci yarıda yüzde 4 ve üzerinde büyümemiz gerekiyor. Türkiye ekonomisinin hızla toparlanma yeteneği sayesinde, bu yılı pozitif ya da pozitife çok yakın bir büyüme ile kapatacağını düşünüyoruz. Tüm işaretler, karamsar tahminlerden daha iyi büyüyeceğimizi gösteriyor. Geçmişte de kriz yıllarının hemen ertesinde yüksek büyüme hızlarına ulaşılması, bu kabiliyetimizin göstergesidir” diye konuştu. İTO Başkanı Avdagiç, Merkez Bankası’nın son toplantıda politika faizinde bir artış yapmadığını anımsatarak, “Anlaşılan o ki,Merkez Bankası’nın politikalarını, daha yoğun planlama ile yeni adımlar izleyecek. Politika yapıcıların elinde birçok enstrüman var. Faizi tek mesele olarak görmek yanlış olur. Bu, uzun vadeli bir yolculuktur” dedi. Avdagiç, hükümetin destekleri ve girişimcilerin krizler karşısında çabuk iyileşme kabiliyeti sayesinde, toparlanmanın üçüncü çeyrek büyümesine güçlü biçimde yansıyacağını öngördüklerini kaydetti. ÜRETEREK AŞACAĞIZ Salgın sürecinden en çok etkilenen sektörlerin başında hizmetler sektörünün geldiğini belirten Avdagiç, bu sektöre yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca açıklanan KDV indirimlerinin tam anlamıyla bir can suyu olduğunu söyledi. Pandemi baskısı altında enflasyonla mücadelede sabırlı ve kararlı olmamız gereken bir döneme girdiğimizi anlatan İTO Başkanı Avdagiç, “Hepimize iş düşüyor. İş dünyası olarak, salgın dolayısıyla alınan tedbirlerden kaynaklanan arz kısıntılarını bu dönemde üreterek aşacağız” dedi. BAŞARILI SONUÇLAR ALDIK “Üyelerimizin ve sizlerin dertlerini en yüksek sesle dile getirdiğimiz iki örneği paylaşmak istiyorum” diyen Avdagiç, şöyle devam etti: “İlki; Kısa Çalışma Ödeneği’nin uzatılması ve genişletilmesi… Bu konuda, gerek Bakanlık, gerek Hükümetimiz, gerekse TOBB nezdinde dinamik bir ilişki içindeyiz. Başarılı sonuçlar da aldık ve Sayın Cumhurbaşkanımızın kararıyla Kısa Çalışma Ödeneği önce iki kez, bir aylık sürelerle uzatıldı. Sizlerin talepleri üzerine biz, bunun yıl sonuna kadar uzatılmasını talep ettik. Bu ödenek sayesinde iş dünyası bu süreçteki kaybını en aza indirmişti. Sayın Cumhurbaşkanımız, İTO’dan ve iş dünyasından gelen bu çağrıya kulak vererek, süreyi 2 ay daha uzattı. Kendilerine şükranlarımı sunuyorum. İkincisi; Sağlık İhtisas Komitesi üyelerimiz ile bir toplantı yaptık. Üyelerimiz, sektörün en büyük sıkıntısının üniversite/devlet hastanelerinden alacaklarının tahsil edilmemesi olduğunu bildirdi. İTO olarak, bu konudaki taleplerin güçlü bir şekilde duyulmasına aracı olduk. İnanıyorum ki, bu konuda da en kısa zamanda sonuç alacağız.” TÜRKİYE SALGINDA ÜRETİMDEN KOPMADI Ekonomide ibrenin artık yukarıya döndüğünü belirten Avdagiç, şunları söyledi: “Özellikle üçüncü çeyrekte hızlı bir çıkış yakalanacağını düşünüyoruz. Kapasite kullanım oranı, Reel Kesim Güven Endeksi ve PMI rakamları gibi öncü göstergelerin hepsi dört aydır üst üste yükseliş kaydediyor.Sanayi üretimi, bir yıl öncesinin aynı dönemine göre nisanda yüzde 31, mayısta yüzde 19, haziranda ise yüzde 0.2 azaldı. Nisanda yüzde 15, mayısta ise yüzde 16.7 azalan elektrik tüketimi, haziranda geçen yılın sadece yüzde 2 gerisinde kaldı. İçinde bulunduğumuz üçüncü çeyrekte ise tablo pozitife döndü. Temmuzda elektrik tüketimi geçen yılki düzeyini hemen hemen yakaladı. Ağustosta da yüzde 3.52 arttı. Elektrik tüketimine ilişkin bu veriler, ekonomik canlanmanın üçüncü çeyrekle birlikte hızlandığını söylüyor. Elimizde Türkiye İmalat PMI verileri var. PMI Temmuz ise Şubat 2011’den bu yana en yüksek düzeyine, 56.9’a ulaşarak güçlenen toparlanmaya işaret etti. Salgının bütün olumsuz etkilerine rağmen üretimden kopmayan Türkiye’de sanayi üretimi bize aşağı yukarı büyümede nasıl bir performans sergileyeceğimizi gösteriyor.” AKDENİZ, TÜRKİYE’NİN HAYAT KAYNAĞI Doğu Akdeniz’deki gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulunan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Doğu Akdeniz’de diplomatik nezakete yakışmayan bir şekilde havuç-sopa denklemi kuranlar, tehditle bir yere varılamayacağını öğrenmeli. Bu benzetmeyi yapanlara, The Economist’in ‘AB’nin artık Türkiye’ye karşı ne yeterli havucu ne yeterli sopası var’ analizini hatırlatmak isterim” diye konuştu. Avdagiç, “Bir zamanlar Türk gölü olan Akdeniz’in zenginliğinden hiçbir ülke Türkiye’yi mahrum edemez. Daha da önemlisi hiç kimse, Türkiye’nin Akdeniz’den geriye çekilmesini bekleyemez. Akdeniz, Türkiye’nin hayat kaynağıdır. Akdeniz’den çekilmek demek, Anadolu’da diken üstünde yaşamak demektir. Kimse bizi buna mahkum edemez” dedi. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de meşru haklarını savunduğunu ve savunmaktan da geri durmayacağının altını çizen Avdagiç, şöyle konuştu: “Türkiye, aynen Karadeniz’de olduğu gibi Doğu Akdeniz’de de deniz yetki alanlarında haklarını korumaktadır, koruyacaktır. Ülkemiz petrol ve doğalgaz arama çalışmalarını uluslararası hukuk çerçevesinde yapmaktadır. Üstelik, Doğu Akdeniz’de sınırı olmayan ülkelerin dahi Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimine cesaret vererek, provoke edici eylemlere girişmesi aslakabul edilemez.” MECLİS’TEN YANSIMALAR GAYRETLE ÇARKLARI ÇEVİRMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ İstanbul Ticaret Odası’nın, eylül ayı Meclis Toplantısı’na, İTO Meclis Başkan Yardımcısı Veysi Cengiz Balçık başkanlık etti. Balçık, konuşmasında, üçüncü çeyreğe ilişkin göstergelere dikkat çekerek şunları söyledi: “Bazı sektörlerimizin dışında pozitif seyrediyor. Beklentimiz salgınla ilgili kötüleşme olmazsa pozitif büyümeye yönelikti. Keza dış ticarette rakamlarımız yukarı seyretmeye devam ediyor. Kısa çalışma ödeneği, sigorta prim desteği gibi hükümetimizin destekleri ve bizlerin gayreti ile ekonomimizin çarklarını var gücümüzle çevirmeye devam edeceğiz.” Karadeniz’de 320 milyar metreküplük doğalgaz rezervinin keşfini hatırlatan Balçık, “Sahadan gelen sevindirici bilgilerin ülkemiz için güzel sonuçlar sağlayacağına inanıyoruz. Bu arada Akdeniz’de haklarımızı aramaya devam ediyoruz. Bizim, Akdeniz coğrafyasında var olmamız için gerekli kararlı adımlar Cumhurbaşkanımızın önderliğinde atılıyor. Sonuçlarını da alıyoruz. Türk iş dünyası da bu kararlılığın parçası olmaktan onur duyuyor” dedi. Balçık, konuşmasının sonunda şunları söyledi: “Malumunuz, yeni bir eğitim yılına başlıyoruz. Salgın sebebiyle alışık olduğumuz başlangıçları görmüyoruz. Evlatlarımız okul sıralarına gitmek için hazırlanırken, diğer yandan sağlık endişeleri ve salgın önlemleri devreye giriyor. Şu salgın günlerinde en önemli şey olan sağlığımızın ve sevdiklerimizin kıymetini bilelim.” ŞUBE AÇILIŞLARINDA HARÇ ALINMAMALI Hacı Demir-Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: Faal kooperatiflerin olağan genel kurul toplantısının her yılın ilk 6 ayı içinde yapılma zorunluluğu var. Pandemi süreci başladığında yılın ilk 6 ayında yapılması gereken toplantılar ertelenerek ekim sonuna kadar bir süre verildi. Fakat şu anda virüsün ikinci dalgasını yaşıyoruz. 2 bin 500 civarında kooperatif üyesi var. Toplantıya katılma zorunluluğu ile bu sayı minimum 625 civarında üye yapıyor. 1-2 saat süren nikahlara ve düğünlere bile sınırlama gelirken 7-8 saat süren genel kurul toplantıları nasıl yapılacak? Kooperatifler ile ilgilenen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı’na bu konuda Odamızca bir girişimde bulunarak toplantıların elektronik ortamda yapılmasını talep ediyoruz. Bir diğer konu ise şirket kuruluşları ile ilgili. Ticaret erbapları ilk şirket kuruluşunda harçlardan muaf fakat bir şirket vilayet değiştirdiğinde o şirketten harç alınıyor. Halbuki şirketin sadece sicil müdürlüğü değişiyor. Ve bu değişim için yaklaşık 4- 5 bin TL’lik bir masraf çıkıyor. Bu uygulama Maliye Bakanlığı ve TOBB nezdinde istişare edilmeli ve düzeltilmeli. SAĞLIKTA KDV YÜZDE 1’E DÜŞÜRÜLMELİ Mustafa Cantürk-Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi:Sektör mensubu olarak sağlık hizmetlerinden neden KDV alındığını anlayamıyorum. KDV’lerin yüzde 8’den 1’e indirildiği sektörleri küçümsemiyorum ama sağlık sektörü bir eğitim sektöründen, lokanta ya da otelden daha geride bir sektör mü? Neden hala yüzde 8 KDV ödeniyor? Bu konuda bir çalışma yapılmasını istiyoruz. Aslında sağlıkta KDV’nin 0 olması lazım. Bu mümkün olmadığı için yüzde 1’e indirilmesini istiyoruz. Hatta özel sağlık sektöründe de özel gelir vergisinin yüzde 10’un üzerinde olmaması gerektiğini düşünüyorum. Sağlık üzerinden vergi olmaz. ÖDEMELERİMİZİ ALAMIYORUZ Kazım Eryaşar - İlaç ve Tıbbi Cihaz Meslek Komitesi:Tıbbi cihaz sektöründe kamudan alacaklarımızı alamadık. 18 milyar TL’nin üzerinde alacağımız var. Üniversitelerden 2018, 2019, 2020 yıllarından, Sağlık Bakanlığı’ndan ise 14 aylık alacağımız söz konusu. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile gerçekleştirilen toplantıdan olumlu sonuçlar beklerken, görüşmede 3 yıllık alacaklarımız için 2018 için yüzde 30, 2019 için yüzde 50, 2020 için yüzde 60 indirim yaparsak ödeme yapılabileceği, aksi takdirde 2023’e kadar bekleyeceğimizi öğrendik. Fahiş fiyatlara mal sattığımız algısı oluşmuş. Bu algı sektörümüzü üzdü. KOOPERATİFLERİN GENEL KURULU ERTELENMELİ Sait Kılıç-Kargo, Posta ve Depolama Meslek Komitesi:Hacı Demir’in kooperatifler ile ilgili söylediklerine katılıyorum. Genel kurulların her türlü fiziki şartı hazırlaması, kooperatiflerin yönetim kurullarına ait. Fakat bu şartlarda o kadar kişiyi sağlıklı koşullarda toplayacak bir yer yok. Bu yüzden yerine getirilemiyor. Bunun için genel kurulun yapılamaması, tarihlerin uzatılması herkesin menfaatine. İnsan hayatı da önem arz ediyor. MARKA VE PATENTTE İTO’NUN TEMSİLİ Kemal Yamankaradeniz-İşletme Destek Hizmetleri Meslek Komitesi:Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanlığı’nda İTO’yu temsilen disiplin kurulu üyesi olarak 2. döneme başladım, bunun için teşekkür ediyorum. Türk Patent ve Marka Kurumu’nda 3 yılda 40 toplantı ile patent ve marka temsilcileri için disiplin kuralları oluşturmaya çalışıldı ve bu çalışmalarda yapıcı bakış açıları ile ciddi yol katedildi. Bu çalışmalar ile mesleğimizin hem ülkemizde hem uluslararası alanda değer kazanmasına yönelik önemli kurallar tespit ederek mesleki kuralları bir kitapçıkla bütün meslektaşlarımıza duyurduk. Meslekteki bütün faaliyetteki firmalara hizmet ediyoruz. Bu disiplin kurulunun 1. dönemi çok başarılı geçmişti. 2. dönemde ise göreve başladık. Mesleğin daha iyiye taşınması için çalışacağız. 7 Eylül 2020 tarihi itibariyle TOBB Patent Marka Meclisi seçiminde de sektör başkanlığına seçildim. GÖRÜLMEYEN KARTELLEŞMENİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ Mustafa Manav- Meyve ve Sebze Meslek Komitesi:Hükümetimizin ithal mallarına koyduğu vergilerden sonra bizim sektörde maalesef Mersin’den öteye siparişler durdu. Sınır ticareti ve yolcu beraberi kisvesi altında transit edilen malların tekrar içeri girdiğini öğrendik. 250 TL’lik bir malın 150 TL’ye satıldığını tespit ettik. Hükümet kaçağın önüne geçmeli ve gerekli önemleri almalı. Son yıllarda büyük marketlerin pazar payı yüzde 70’lere dayandı. Üzücü olan şu, o büyük marketler aralarında anlaşıyor. Biri bir mala 5 diyorsa, diğeri 4.5 demiyor. Bu görülmeyen kartelleşme demek. Bunun bir an önce önüne geçilmeli. DÜĞÜN EKONOMİSİ SON BULDU Fatih Güner-Restoran ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi:Pandemiden sonra sektörde iyileşme anlamında değişen bir şey yok. Özellikle nargile ve okey kısmında hala bir gelişme yok. Okeyi kabul edebiliriz ama nargile bulaşmanın etki etmediği bir üründür. Yanı sıra düğün organizasyonları ile ilgili kısıtlama geldi. Bu konu ile ilgili yoğun tepkiler devam ediyor. Şu ana kadar ilk defa bir esnafın eylemi ile karşılaştık. Bu sektör, evini satıp organizasyon firması kuran kişilerden oluşuyor. Ayrıca yurtdışından oldukça fazla bir düğün ekonomisi vardı. Şimdi o da gitti. 6 aydır yasaklamalara, kısıtlamalara maruz kalıyoruz. Yasaklara karşı değiliz ama bir kısıtlama ve yasaklama getirirken esnafın mağduriyeti karşısında bize alternatif sunulması lazım. YENİ YÖNETMELİK HUKUKİ ZEMİN SAĞLADI Hayrettin Ertemel- Motorlu Taşıt Satış ve Servisi Meslek Komitesi:Son ÖTV artışıyla sektör belirsizliğe sürüklendi. İnsanların yeni araçlara ulaşabilmesinde ciddi sıkıntılar yaşanacağını düşünüyoruz. 2020 yılındaki pandemi süreci, beklemediğimiz bir durumdu. İkinci el otomotiv satışıyla ilgili yeni yönetmelik ile ikinci el otomotiv alım satımı bir hukuki zemine oturmuş oldu. Artık yetki belgesi olanlar ikinci el otomotiv ticareti yapabilecek. Düzenlemenin ekspertiz zorunluluğu ve güvenli ödeme sistemi gibi tüketiciyi koruyan yönleri de var. Komite olarak 2020 yılının başında sektörümüzün en önemli sorunu olan kayıtdışıyla ilgili bir şura düzenlemiştik. Sonraki hedefimiz internetten yapılan satışlarla ilgili düzenleme yapılması. Yetki belgesi düzenlemesinin çıkması konusunda İTO Başkanımız Sayın Şekib Avdagiç’in çok önemli katkıları oldu, teşekkür ederiz. Ticaret Bakanımızla yapılan son toplantıda şehiriçindeki galerici arkadaşlarımızın taşınması ile ilgili sorunu aktardı. Sürecin uzatılması talebimiz kabul edildi. Bu konudaki desteği için de teşekkür ediyoruz. PANDEMİ İŞLERİ YÜZDE 60-70 AZALTTI Hasan Karaman-Kumaş Meslek Komitesi:Pandemi sürecinde tekstil sektöründe işlerde yüzde 60-70 düzeyinde azalış oldu. Süreç uzarsa bazı firmaların kapanma tehlikesi var. Devletimizin bu konuda tedbir alacağını düşünüyoruz. Meclis üyelerimiz Mahmut Özcan ve Fatih Güner pandemi sürecinde nargilecilerin sıkıntılarını aktardı. Bu konuda yetkililerin ve Odamızın yapabileceği şeyler olduğuna inanıyoruz. SEKTÖRLERİN SESİNİ DUYURMAYA DEVAM EDİYORUZ Rasim Bilgehan-Örme Kumaş, Çorap ve Trikotaj Meslek Komitesi:Salgın sürecinde toplantılarımızı sanal ortamda yapıyoruz, sektörlerimizin sesini duyurmaya ve fikir almaya devam ediyoruz. İTO’nun teknik altyapısı da bunun başarılı olmasında önemli rol oynuyor. YEREL BÜROKRASİDEN CANIMIZ YANIYOR Ertuğrul Yılmaz-İnşaat Malzemeleri Meslek Komitesi:Devletimiz şirketlerin ayağına taş değmesin derken maalesef ilçe belediyeleri böyle davranmıyor. İlçe belediyelerindeki bürokrasiden dolayı canımız yanıyor. Şirketlerin vizyonuyla belediyelerin vizyonları arasında çok büyük uçurumlar var. İlçe belediyeleri gözünün üstünde kaşın var deyip şirketlerin üzerine geliyorlar. İnşaat malzemecileri sektörü, ilçe belediyelerinde ruhsat konusunda büyük sıkıntılar yaşıyor. Sektör olarak bu sorunun çözülmesini talep ediyoruz. İşyerlerinin bazılarına sıhhi, bazılarına ise gayri sıhhi deniliyor. Talebimiz hepsine gayri sıhhi ruhsat verilmesidir. Bürokrasiye takılan bir başka projemiz Hadımköy’deki toplu işyeri projemiz oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da projeye sıcak bakıyor. Ancak orada da bürokrasi sorunu karşımıza çıktı. Bu projenin hayata geçirilmesi hem İstanbul’a hem ülkemize katkılar getirecektir. İTO’dan bu konuda da destek rica ediyoruz. SINIR KAPILARINDAKİ KUYRUK SORUNU ÇÖZÜLMELİ Tamer Dinçşahin-Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi: İhracatın önderi olan STK’lar sınır kapılarındaki kuyruk sorununun çözümü konusunda büyük çaba göstermeli. Pandemi öncesi 20-25 kilometre olan kuyruklar, 45 kilometreye vardı. Bunun karşılığı 135 milyon Euro’dur. Ticaret Bakanımızla yapılan toplantıda maalesef bu konu gündeme gelmedi, üzüldük. Bu konuda “Bulgaristan’ın kabahatidir” cümlesini 4 yıldır duyuyoruz. Ancak bizim yapmamız gerekenler de var. Konuşan STK’ların varlığının artmasını diliyoruz. SGK İLE İSTİŞARELER YAPILMALI Noman Sağ- Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: Yeni koronavirüs salgınının ekonomik ve sosyal hayata etkilerinin azaltılması adıyla bir kanun çıkarıldı. Bu kanun pandemi sürecinde çok önemli bir kanun olarak yayınlandı. Yayınlanma tarihi 16.04.2020. Bu kanunun istihdamla ilgili iki önemli maddesi var, Geçici 25. Madde, kısa çalışma ödeneği başvurularında uygunluk tespitinin tamamlanmasını beklemeksizin, işverenin beyanıyla gerçekleştirilmesi imkanı getirdi. Bu Avrupa’da da en önemli düzenlemeler arasındaydı ve ülkemizde de başarıyla uygulandı. Geçici 10. Madde ise işten çıkarma yasağıydı. Daha sonra hem kısa çalışma ödeneği hem de işten çıkarma yasağı uzatıldı. Kanun 16.04.2020’de yayınlandı fakat pandeminin başlangıcını sosyal güvenlik hukuku 26.03.2020 tarihinden başlattı. Deneme süresi içinde çıkartılanlar nedeniyle büyük mağduriyet olabilir. 16.04.2020’ye kadar olan tarihlerde işveren cezalandırılırsa ciddi ceza rakamlarıyla da karşılaşabiliriz. Pandeminin ekonomik maliyeti bu sebeple katlanabilir. SGK ile bu konuda istişareler yapılmalı. İyi niyetliliğin devam ettirilmesi konusunda çalışmalar yapılmalı.

14 Eylül 2020 Pazartesi

‘Patara Yılı’nda, antik kentteki çalışmalar hızlandı

Bu yılın ‘Patara Yılı’ ilan edilmesinin ardındanLikya Birliği'nin başkenti Patara antik kentinde sürdürülen kazı çalışmalar tüm hızıyla devam ederken, Türkiye İş Bankası 2016’dan beri yapılan çalışmalara destek olmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı tarafından Türkiye'nin ‘2020 Turizm Yılı’ teması olarak ilan edilen,Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ilan edilmiş Türkiye'deki 18 özel çevre koruma bölgesinden biri olan,Likya Birliği'nin başkenti Patara'da, kazı çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Türkiye'deki arkeolojik birikimin gün yüzüne çıkarılması ve korunması amacıyla uzun soluklu projelere destek veren Türkiye İş Bankası, iştiraklerinden Şişecam ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ile birlikte Patara Antik Kenti'nde yapılan kazı çalışmalarına 2016 yılından bu yana desteğini sürdürüyor. Patara Antik Kenti'nde yapılan kazı çalışmalarıyla ilgili gelişmeleri paylaşmak üzere İş Sanat Genel Müdürü Zuhal Üreten, İş Bankası Kurumsal İletişim Müdürü Bülent Yumuşaker ve Patara Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Genel Müdür Yardımcısı Umut Kutlu'nun katılımıyla bir inceleme ziyareti gerçekleştirildi. Verilen bilgiye göre, Türk bilim insanlarının özverili çalışmaları sayesinde 32'nci yılına giren kazı çalışmalarıyla hem medeniyetler beşiği olan Anadolu'nun kadim geçmişine ışık tutuluyor, hem de dünya kültür mirasına katkı sağlanıyor. Antalya'nın Kaş ilçesinin Kalkan beldesi yakınlarında bulunan Likya Birliği ve Eyaleti'nin başkenti Patara'da, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 1988 yılında Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölümü kurucusu Prof. Dr. Fahri Işık başkanlığında başlattığı kazılar, 2009'dan bu yana Prof. Dr. Havva İşkan Işık liderliğinde sürdürülüyor. Verilen bilgiye göre, bilimsel kazı çalışmaları, arkeologlarla birlikte epigrafi, nümizmatik, jeoarkeoloji, jeofizik, antropoloji, restorasyon, mimarlık ve su yapıları mühendisliği gibi farklı bilim dallarından bir ekiple devam ediyor. Patara, tümü ayakta duran tiyatrosu, liman caddesi, liman tapınağı, liman deposu, Tepecik erken yerleşimi, farklı dönemlerde inşa edilen çiftli surları, Delikkemer aquaduktu, beş hamam yapısı, bazilikası, 10 kilisesi, 10 tapınak mezarı, yüzyılın yazıtbilim anıtı denilen Yol Anıtı/Monumentum Patarense’si ve daha sayısız yapısıyla Anadolu'nun önemli antik kentleri arasında yer alıyor. Şimdiye kadar Meclis Binası, Tiyatro, Kent Kapısı ve Liman Caddesi'nin restore edildiği Patara'da, Suriçi Kilisesi, Bazilika, Mezar Kilisesi, Markia Mezarı ise koruma çalışmaları gerçekleştirilen diğer yapılar arasında bulunuyor. Kazı, konservasyon ve restorasyon çalışmalarının devam ettiği antik kentte, 2000 yıllık deniz feneri de orijinal taş malzemeleri ile yeniden ayağa kaldırılmayı bekliyor. 1905’e ait ilk Osmanlı Telsiz Telgraf İstasyonu'nun onarım, güçlendirme, restorasyon ve müzeleştirme projesi eylül ayı sonunda başlayacak. Tiyatro, Karşılama Merkezi, çevre düzeni ve antik kentin aydınlatması kapsamında yapılan uygulamalar ise tamamlandı. İPUÇLARI GÜNÜMÜZE TAŞINIYOR Yaşam izlerinin şimdilik milattan 4 bin yıl öncesine kadar dayandığı, ancak M.Ö. 8'inci binyıla iz veren bulguların olduğu, kalıntıların M.S. 14'üncü yüzyıla kadar kesintisiz olarak takip edilebildiği Patara Antik Kenti'nde sürdürülen kazı çalışmalarıyla Helenistik, Yunan, Pers, Roma, Bizans ve Selçuklu dönemlerinin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısıyla ilgili ipuçları günümüze taşınıyor. Sadece kültürel değil, zengin florası ve faunası içinde çok sayıda endemik türünü barındıran Patara, doğal mirası ile de son derece özel bir statüye sahip bulunuyor. 12 kilometre uzunluğundaki Patara plajı ise nesli tükenme tehlikesi altında olan caretta caretta kaplumbağalarının önemli yuvalama alanları arasında yer alıyor. Türkiye İş Bankası ayrıca, Patara'nın yanı sıra Zeugma, Teos, Nysa ve Kaman/Kalehöyük'teki arkeolojik çalışmalara da çeşitli katkılar sağlıyor.

14 Eylül 2020 Pazartesi

İhracat odaklı teknoloji firmalarına ‘ihtisas serbest bölgeleri’ daveti

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, yaptığı yazılı açıklamada, ihtisas serbest bölgelerine ilişkin yasal altyapı hazırlama çalışmalarının tamamlandığını belirterek, yeni yatırım projelerinin değerlendirilmesine ve İstanbul İhtisas Serbest Bölgesi'nde faaliyet göstermek isteyen firmaların kabulüne başlandığını bildirdi. Ticaret Bakanlığı’nın, Cumhurbaşkanlığı İcraat Programı kapsamında başlattığı İhtisas Serbest Bölgeleri Projesi'nin, orta yüksek ve yüksek teknolojili mal ve hizmet üretimi faaliyetlerinin, devlet destekleriyle ihracat hedefinde ivmelendirilmesini amaçladığını vurgulayan Pekcan, bu kapsamda imalat, yazılım ve bilişim sektörlerinin küme mantığıyla bir araya getirilerek iş birliği imkanlarının artırılmasının ve firmaların küresel ticaretten çok daha fazla pay almalarının sağlanmasının hedeflendiğini kaydetti. Pekcan, İhtisas Serbest Bölgeleri Projesi'nin hayata geçirilmesi amacıyla 9 Haziran'da İhtisas Serbest Bölgelerinde Sağlanacak Destekler Hakkında Karar'ın Resmi Gazete'de yayımlandığını hatırlatarak, şu bilgileri verdi: “Söz konusu Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Ar-Ge yoğun, yüksek teknolojili veya katma değeri yüksek sektörlerde ihracat hedefiyle faaliyet gösterecek firmalara istihdam ve kira desteği sağlanmasının ve bu bölgeleri kuracak ana yatırımcılar olankurucu ve işletici şirketlere, yatırım safhasında taahhüt ettikleri sabit yatırım tutarı için faiz veya kar payı desteği verilmesine imkan tanındı. Söz konusu karar, 1985 yılında Serbest Bölgeler Kanunu ile uygulamaya giren ülkemiz serbest bölgeciliğine de inovatif bir vizyon kazandırdı. İhtisas Serbest Bölgeleri Projesi'nin hayata geçirilmesinde ikinci olarak, Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar'da değişiklik yapan 2846 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı da 21 Ağustos'tayayımlandı. Bu kararla daihtisas serbest bölgelerinde yazılım ve bilişim sektörlerinde yapılacak yatırımlar 'öncelikli yatırım' konuları arasına alınarak, bunlara faiz desteği ve sigorta primi işveren hissesi desteği sağlandı." Pekcan, son olarak İhtisas Serbest Bölgelerinde Sağlanacak Destekler Hakkında Karar'ın uygulama usul ve esaslarına ilişkin genelgenin 9 Eylül'de yürürlüğe girdiğini belirterek, böylece ihtisas serbest bölgelerinde yapılabilecek faaliyetler, faaliyet ruhsatı müracaatında bulunma şartları, karar kapsamı desteklerden yararlanma şartları konularının düzenlendiğini ifade etti. YATIRIM ÇAĞRISI Gelinen aşamada, kira, nitelikli istihdam gibi nakit destekler ve vergi istisnaları gibi ilave teşviklerle birlikte, bürokrasinin azaltıldığı, tek durak hizmet sunumu imkanlarıyla donatılacak ihtisas serbest bölgelerinin yasal altyapısını hazırlama çalışmalarının tamamlandığını vurgulayanPekcan, şu değerlendirmede bulundu: "Sağlanan ilave teşviklerle birlikte ihtisas serbest bölgelerimizin yasal altyapı çalışmaları tamamlanırken yatırım projelerinin değerlendirilmesine ve İstanbul İhtisas Serbest Bölgesi'nde faaliyet göstermek isteyen firmaların kabulüne başlandı.Orta yüksek ve yüksek teknolojili imalat, yazılım ve bilişim ürünü üretimi alanlarında ihracat odaklı faaliyet göstermek isteyen yerli ve yabancı firmaları, ihtisas serbest bölgesine yatırım yapmaya davet ediyoruz.İhtisas serbest bölgelerimizde yatırım yapacak veya yeni ihtisas serbest bölgesi kurmak isteyen, işletmeye talip yerli ve yabancı şirketleri de projeleriyle birlikte bakanlığımıza davet ediyoruz." İhtisas serbest bölgelerinin, kurumlar arası iş birliğinin güzel bir örneği olarak Türkiye ekonomisine önemli katkı sağlayacağına dikkati çeken Pekcan, “İhtisas Serbest Bölgeleri Projesi'ne vermiş oldukları destek ve bugüne kadar göstermiş oldukları iş birliği ve katkı için Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank'a teşekkür ederiz" ifadelerini kullandı.

14 Eylül 2020 Pazartesi