tatil-sepeti
İsveçli şirketlerden istihdama 61 binden fazla katkı

İsveç Türkiye Büyükelçiliği, İsveç İstanbul Başkonsolosluğu, İsveç Ticaret ve Yatırım Konseyi Business Sweden ve Türkiye'deki İsveç Ticaret Odası’ndan oluşan ‘Team Sweden’ tarafından hazırlananİsveçli Firmaların Türkiye’de Yarattıkları Değer raporuna göre, beş yılda Türkiye’deki İsveçli şirketler 47.3 milyar TL katma değer yarattı. Söz konusu yatırımlar, Türkiye’deki istihdama 61 bin kişiden fazla katkı sağladı. İsveç menşeli 125’ten fazla şirket Türkiye’de faaliyet gösterirken, 400’den fazla İsveçli şirket de distribütörler ve acenteler kanalıyla çalışmalarına devam ediyor. Aralarında Türkiye’de 120 yıldan uzun süredir faaliyet gösteren Ericsson’la beraber Autoliv, H&M, IKEA, Lindex, Sandvik ve Securitas gibi global liderlerin de bulunduğu firmaların pek çoğu, Türkiye’yi satış ve ihracat merkezi olarak kullanıyor. Bu markalar; Pakistan ve Hindistan gibi çeşitli Asya ülkeleri, Ortadoğu ve Afrika bölgelerini Türkiye'den yönetiyor. GAYRİSAFİ KATMA DEĞER’DE YÜZDE 13.5 ARTIŞ İsveç İstanbul Başkonsolosu Peter Ericson, bugünİsveç’in Türkiye, Türkiye’nin de İsveç için ihracat yapılan ülkeler arasında 20’nci sırada olduğunu, aynı zamanda Türkiye’deki İsveçli şirketlerin 2014-2018 yılları arasında Gayrisafi Katma Değer'e (GSKD) sağladıkları katkının her yıl ortalama yüzde 7 arttığını söyledi. Ericson, 2019’da gelen yeni İsveç yatırımları sayesinde bu oranın yıllık yüzde 13.5 artmasını beklediklerini kaydetti. İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2018 yaklaşık 3.1 milyar doları bulduğunu ifade eden Başkonsolos Ericson, “İsveç ile Türkiye arasındaki politik ve ticari ilişkiler, 17’nci yüzyıla uzanıyor. Yüzyıllardır devam eden ilişkilerimiz sayesinde Türkiye'deki İsveç şirketleri, yeni yatırımlar yaptı, Ar-Ge tesisleri kurdu, yerli Türk şirketleri satın aldı, ortaklıklar yaptı, ihracata katkıda bulundu ve binlerce iş fırsatı yarattı. İsveçli firmalar halen, Türk ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyor. Dolayısıyla İsveç ve Türkiye arasındaki ilişkileri, ticaret hacmi rakamlarının çok daha ötesinde görüyoruz. Bu raporla ekonomik verilerin de ötesine geçerek, firmalarımızın Türkiye’ye sağladığı Gayrisafi Katma Değeri ortaya koymaya çalıştık” dedi. 2019’DA BEKLENEN KATMA DEĞER 12.6 MİLYAR TL İsveç Ticaret Ataşesi Edin Erkocevic ise “Araştırmamıza bilgi veren şirketler, 2014-2018 yıllarını kapsayan 5 yıllık periyodda Türkiye’nin Gayrisafi Katma Değer’ine 47.31 milyar TL’lik katkıda bulundu. 2019 sonunda bu katkı, şirket başına ortalama 252 milyon TL olarak gerçekleşirken, yıllık toplam değer de 12.6 milyar TL’ye ulaştı” dedi. Erkocevic, rapordaki istihdam rakamlarına ilişkinse şunları söyledi: “Araştırmaya katılan firmaların 2018’de doğrudan istihdam rakamları 28 bin kişiyi aştı. İsveç şirketleri doğrudan, dolaylı ve ikincil istihdam yolları ile de istihdama katkıda bulunuyorlar. İsveçli şirketlerin çalışan sayısı 5 yıllık periyodda yüzde 36 oranında büyüdü. İstihdam katkısı 2018'de 61 bin 900 kişiye ulaştı.” BİNDEN FAZLA AR-GE ÇALIŞANI İsveç menşeli şirketlerin Türkiye’de gerçekleştirdikleri Ar-Ge çalışmalarına ilişkin bilgiler veren Erkocevic, bu alandaki istihdam rakamlarına ilişkin olarak, “İsveçli şirketler bünyesinde bugün yalnızca Ar-Ge departmanlarında binden fazla profesyonel çalışıyor. Buna ek olarak Türkiye'deki İsveç şirketlerinde, Ar-Ge çalışanlarının sayısında yüzde 18'lik artış gözleniyor. İsveçli şirketlerin toplumsal cinsiyet eşitliğine verdiği destek de kadın yönetici istihdamında kendini gösteriyor. İsveçli firmalarda yöneticilerin neredeyse üçte biri kadın. İsveçli şirketler Türkiye’deki faaliyetlerinde global sürdürülebilirlik hedeflerine uygun olarak hareket ediyor. Çok sayıda İsveçli firma, Türkiye’de temiz çevre teknolojileri alanında üretim yapıyor ve bu sayede Türkiye’nin inovasyon ekosistemine katkıda bulunuyor” dedi. Rapora göre, 2018’de Türkiye ile İsveç arasındaki ticaret hacmi yaklaşık 3.1 milyar doları buldu. Bu rakamın 1.4 milyarı Türkiye'den İsveç'e yapılan ihracatı, 1.7 milyar doları ise İsveç'ten Türkiye'ye yapılan ithalatı oluşturuyor. Araştırmaya katılan firmalar arasındaki en büyük 5 ihracatçı ise 5 yıllık periyodda Türkiye’den 4.2 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Türkiye’nin ilk bin ihracatçısı içinde de birçok İsveçli firma bulunuyor.

12 Ekim 2020 Pazartesi

İTO, Tunus'tan sonra Uruguay'la da iyi niyet anlaşması imzaladı

İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, Uruguay Ticaret ve Hizmetler Odası (CNCS) Başkanı Julio Cesar Lestido ve Uruguay İstanbul Konsolosu Diego Perez Gomar video konferans toplantısında bir araya geldi. Açıklamada toplantıya ilişkin görüşlerineyer verilen Avdagiç, Güney Amerika ülkelerinin Türkiye için potansiyel vadettiğini belirterek, bu ülkelerle ilişkilerin daha fazla geliştirilmesi gerektiğini kaydetti. Avdagiç, "Uruguay, geçen yıl 46 milyon dolar düzeyinde ihracat ve 136 milyon dolar düzeyinde ithalat yaptığımız, yani 180 milyon dolar civarında dış ticaret gerçekleştirdiğimiz bir ülke. Ülkemizde 8 Uruguaylı firma faaliyet gösteriyor. Bu firmalardan biri İstanbul Ticaret Odası siciline kayıtlı" ifadelerini kullandı. İş örgütlerinin atacağı karşılıklı adımlar sayesinde ikili ticaretin daha iyi seviyelere geleceğine inandıklarını vurgulayan Avdagiç, şu değerlendirmelerde bulundu: "Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay'ın üyesi olduğu Güney Amerika Ortak Pazarı (Mercosur) ile Türkiye arasında müzakereleri sürdürülen Serbest Ticaret Anlaşması'nın (STA) bir an evvel sonuçlandırılmasını arzu ediyoruz.Serbest Ticaret Anlaşması ile ülkelerimiz arasında hem mal ve hizmet ticaretinde, hem de karşılıklı yatırımları teşvik etmesi bakımından somut katkıları görebileceğiz. Öte yandan Türk Hava Yolları'nın (THY) İstanbul'dan Montevideo'ya düzenli uçuşlara başlamasını da diliyoruz. İstanbul'dan Montevideo'ya düzenli uçuşların başlatılmasının iki ülke arasındaki iş hareketliliğinin artmasına olumlu katkıları olacaktır." TÜRKİYE STRATEJİK BİR ÜLKE VE BÜYÜK BİR PAZAR CNCS Başkanı Julio Cesar Lestido da Türkiye'yi; "stratejik bir ülke ve büyük bir pazar" şeklinde nitelendirdi. İTO ile iş birliğinin ilk adımını atmaktan mutluluk duyduklarını dile getiren Lestido, "Türkiye ile çalışacak olmaktan çok memnunuz. Uruguay son yıllarda istikrarlı ekonomisi ile dikkat çeken bir ülke. Türk iş adamları Uruguay'ı Güney Amerika'ya açılan kapı olarak görebilir. Brezilya ve Arjantin'le komşuyuz, Mercosur üyesiyiz. Bu nedenle Türk iş adamları için birçok fırsat bulunmakta" ifadelerini kullandı.

12 Ekim 2020 Pazartesi

Yabancı ortaklı firma sayısında ‘V’ çıkışı

İstanbul’da 1 Ocak-15 Mart döneminde 2.779 yabancı yatırımcı ortak, 506 milyon lira sermayeli firma kurdu. Bu sayı virüsün zirve yaptığı 15 Mart-1 Haziran döneminde 573’e geriledi. 1 Haziran-10 Eylül arasında ise 2.678 yabancı yatırımcı, 647 milyon lira sermayeli firma kurdu. İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, “Pandemi ortamında bütün alıcılar, Uzakdoğu’ya alternatif bulmaya çalışıyor. Türkiye, bu noktada oluşan boşluğu doldurmaya başladı. İTO verileri de bu tespiti doğruluyor” dedi. HABER: MÜGE BİBER / ŞEREF KILIÇLI İstanbul’da yabancı ortaklı kurulan firma sayıları ve sermaye tutarları, Covid-19 salgınında normalleşme sürecinin başladığı 1 Haziran’dan sonra ‘V şeklinde çıkış’ gerçekleştirdi. İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) Yabancı Yatırımcı Pandemi Raporu’na göre, bu yıl salgın öncesi 1 Ocak-15 Mart döneminde 2 bin 779 yabancı ortak, 506 milyon 251 bin lira sermayeli firma kurdu. Virüsün zirve yaptığı 15 Mart-1 Haziran’da ise yatırımcı sayısı 573’e, sermaye tutarı 145 milyon 907 bin liraya geriledi. Ardından güçlü bir yükseliş gerçekleşti. Normalleşme dönemi olan 1 Haziran-10 Eylül arasında 2 bin 678 yabancı yatırımcı, 647 milyon 407 bin lira sermayeli firma kuruluşuna imza attı. TEDARİKTE GÜÇLÜ HALKA İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın ekim ayı olağan Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, bu çıkışın hem normalleşme sürecinin başarısını hem de küresel alıcıların Uzakdoğu’ya alternatif olarak Türkiye’nin konumunu giderek daha fazla hesaba kattıklarını gösterdiğini ifade etti. Avdagiç, “Pandemi ortamında bütün alıcılar, Uzakdoğu’ya alternatif bulmaya çalışıyor. Yatırımlarda ve lojistik tercihlerde önemli değişiklikler olmaya başladı. Bu değişikliğin en belirgin özelliği, ‘Üretimin en ucuz olduğu yere konumlanma’ stratejisinin değişmesidir. Türkiye, bu noktada oluşan boşluğu doldurmaya başladı. İstanbul Ticaret Odası verileri de bu tespiti doğruluyor” dedi. Şekib Avdagiç, Türkiye’nin Covid-19 sonrası yeniden yapılanan küresel tedarik zincirlerinde en güçlü halka olduğunu söyledi. Yeni tip koronavirüs salgınının ekonomide ‘fırsat’ tarafında bir numaralı maddesi olduğunu kaydeden Avdagiç, “Bunun için önemli üstünlüğe sahibiz. Tedarik zincirinde en doğru yerdeyiz. Coğrafi lokasyon avantajımızı, doğru şekilde kullanarak öne çıkmalıyız” diye konuştu. AB’Lİ ORTAKLAR ARTIYOR Avdagiç, İTO’nun Yabancı Yatırımcı Pandemi Raporu’nun dikkat çekici sonuçlarından birinin de Avrupa Birliği’nden gelen sermayedarlara ilişkin olduğunu belirtti. Avdagiç, “Normalleşme döneminde Avrupa Birliği’nden gelen yabancı yatırımcı ilgisi de dikkat çekici. Pandemi öncesi AB ülkelerinden firma kurmak için İstanbul’a 248 yatırımcı ortak gelirken, pandemi sırasında bu sayı 64’e geriledi. Ardından normalleşmeyle birlikte AB’li ortak sayısı, 234’e yükseldi. Firma sermaye tutarları da pandemi öncesindeki 85 milyon lira seviyesinden, pandemi sonrasında 124 milyon liraya çıktı” bilgisini verdi. OECD’NİN TAHMİNİ YÜZDE 2.9 “Türkiye’nin asıl hikayesi korona sonrası küreselde belli olacak” diyen Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Türkiye, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olmayı ekonomisinin kapasitesi ve teknolojisiyle hak ediyor. Türkiye’nin İtalya’dan Çin Seddi’ne uzanan coğrafyada, ‘üretim gücü ve verimliliği en yüksek ülke’ olarak konumlanacağından zerre kadar şüphemiz yok.” Ekonomiye ilişkin verileri değerlendiren ve birçok sektörde canlanmanın devam ettiğine dikkat çeken Avdagiç, “Bunlar uluslararası kuruluşların Türkiye ekonomisine ilişkin tahminlerine de yansıyor. OECD, Türkiye ekonomisine ilişkin daralma tahminini yarı yarıya azaltarak yüzde 4.8’den yüzde 2.9’a düşürdü. OECD’nin Ara Dönem Ekonomik Raporu’nda, 2020’de Türkiye, Çin, ABD ve Avrupa ekonomileri için yukarı yönlü revizyon yapıldı. Görünen o ki, salgın nedeniyle küresel ekonomide belirsizlik yüksek kalmaya devam edecek. Ekonomik toparlanmanın gücü, ülkeler ve sektörler arasında önemli farklılıklar gösterecek. Biz ise şimdiden söyleyebiliriz ki, Türkiye olarak bu yıla ilişkin büyüme rakamları açıklandığında, tahminlerden daha iyi bir yerde olacağız” dedi. ‘İHRACATA İLK ADIM’ PROGRAMINA HIZ VERDİK Başkan Avdagiç, yabancı sermaye ile birlikte katma değerli ihracatın da Türkiye’nin geleceğini belirleyeceğini kaydetti. Türkiye’nin gelecek yıllardaki ihracat tahminlerinde üç faktörün etkili olacağını bildiren Avdagiç, şöyle konuştu: “Birincisi, hedef pazarların ne kadar büyüyeceği. İkincisi, petrol fiyatının ne olacağı. Ve son olarak Avro/dolar paritesi... 2021’de ihracatta yüzde 11, ithalatta yüzde 9.4 artış beklentisi var. Bu yıl yüzde 8-10 civarında daralması öngörülen AB ekonomisinin 2021’de yüzde 6 büyümesi bekleniyor. ABD’nin ise yüzde 4.5 büyüyeceği öngörülüyor. Komşu ve çevre ülkelerde büyüme daha yavaş olacak. Ancak genel itibariyle hedef pazarlarımızda oldukça iyi bir büyüme göreceğiz” dedi. Avdagiç, üyelerinin yüzde 99’u KOBİ’lerden oluşan İTO’nun ihracat artışına katkıda bulunmak amacıyla İhracata İlk Adım Programı’na pandemi döneminde hız verdiğini açıkladı. Programın 13. etabını Şubat-Eylül 2020 döneminde tamamladıklarına işaret eden Avdagiç, bu etaba dahil olan 20 KOBİ’nin 19’unun 8 ayda ihracat yaptığını söyledi. Avdagiç, “Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren bir firmamız, 3 ülkeye toplamda 1 milyon 45 bin Avro tutarında ihracat yapmayı başardı. Firmalarımız 25 ülkeye ihracat gerçekleştirdi. İhracat tutarı da 6 milyon 822 bin dolar oldu. Bir önceki etapta yer alan firmaların ihracatı ise 3 milyon 17 bin dolar olmuştu. Bu da şunu gösteriyor: Pandemi bizim firmalarımıza engel değil, fırsat olmuştur” dedi. AKADEMİK BAŞARILARA PLAKET İTO Başkanı Şekib Avdagiç, akademik kariyerini doktora unvanıyla taçlandıran İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay, profesör unvanı almaya hak kazanan İTO Genel Sekreteri Nihat Alayoğlu ile doktor unvanı alan İTO Meclis Üyeleri Orhan Albayrak ve Mehmet Akif Özyurt’a başarılarından dolayı plaket takdim etti. TİCARET DİPLOMASİSİNE KATAR VE URUGUAY İLE DEVAM İTO’nun uluslararası faaliyetlerine devam ettiğini anlatan Şekib Avdagiç, şu bilgileri paylaştı: “Bu amaçla iki önemli açılım gerçekleştirdik. Biri, Körfez’deki önemli dost ve müttefikimiz Katar açılımı, diğeri de Latin Amerika’nın güçlü ülkelerinden Uruguay’a yönelik Uruguay açılımı. Katarlı iş adamlarına İstanbul’un iş imkanlarını aktardık. Uruguay açılımı ile de tarihimizde ilk defa Uruguay Ticaret Odaları ile İstanbul Ticaret Odası olarak Mutabakat Zaptı imzaladık. Bu arada Tunus Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mounir Mouakhar da Odamızı ziyaret etti. İki kurum arasında ticari ve ekonomik ilişkiyi geliştirmek amacıyla işbirliği anlaşması imzaladık.” 100’ÜNCÜ YILA HEDEFLERİMİZLE GİDİYORUZ İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Öztürk Oran, video konferans yöntemiyle katıldığı toplantıda, sanayi sektöründeki yükseliş trendine dikkat çekti. “İnanıyoruz ki, hizmet sektörlerimiz de bu sürece katılacaklar” diyen Oran, şöyle devam etti: “Zira insanlar salgınla birlikte yaşamayı öğrenmeye başladı. Ekonomide ise yeni normale geçiş sürecini yürütmeyi başaran hükümetimiz, 2021-2023 dönemini kapsayan ‘Yeni Ekonomi Programı’nı açıkladı. Şimdiki mücadelemizin adı ‘yeni dengelenme’. Fiyat istikrarı, katma değerli büyüme gibi hedeflerimizi ön plana alacağız. Cumhuriyetimizin 100. yılı 2023’e hazırlıklarımızı daha da hızlanarak devreye alacağız.” Dünyada belirsizliğin bu denli yüksek olduğu süreçte hedeflerini dünyaya deklare etmenin, Türkiye ekonomisinin kendine duyduğu güvenin ispatı olduğuna dikkat çeken Oran, “Allah utandırmasın” dedi. Oran, konuşmasına şöyle devam etti: “Azerbaycan, işgal altındaki vatan toprağını kurtarmak için meşru bir mücadele yürütüyor. Azerbaycan’ın haklı mücadelesinden yanayız, Haklının tarafındayız.” 6 Ekim’in İstanbul’un kurtuluşunun yıldönümü olduğunu da hatırlatan Oran, şunları söyledi: “İstanbul’un kurtuluşu ‘Geldikleri gibi giderler’ inancıyla parlayan kurtuluş mücadelemizin en önemli eşiklerinden biri olmuştur. Bu ay Cumhuriyetin ilanının 97. yılını kutlayacağız. Siyasi, ekonomik, kültürel… Her ölçekte 100. yılımıza doğru koşar adım ilerlemeye devam edeceğiz.” MECLİS’TEN YANSIMALAR İTO’YA TEŞEKKÜR Onur Gözen-Eğitim Meslek Komitesi: Covid-19 çağımızın vebası oldu. Karantina sürecinde verdiği destekten dolayı İTO Başkanımız Şekib Avdagiç Bey’e ve İTO Yönetim Kurulu’na teşekkür ediyorum. Kurumun yanımda olduğunu bana gösterdiler. Şunu tavsiye etmek isterim, iki insanın olduğu yerde maskeyi asla çıkarmayın.Ayrıca doktorasını tamamlayan arkadaşlarımız Orhan Albayrak ve İsrafil Kuralay Beyleri de tebrik ediyorum. ERTELEMELER UZAMALI Mehmet Metin Korkmaz-Gümrük Müşavirliği Meslek Komitesi: Sektörümüzle ilgili beklentimiz; KDV, muhtasar ve kamu alacaklarının ertelenmesi yerine bunların devlet tarafından karşılanması, eğer yapılamayacaksa 2021 ortalarına kadar ertelenmesi. Pandeminin en çok yaşandığı gümrüklerde giriş çıkışlarda Covid-19 testi talep ediyoruz. Çünkü buralar bulaşın en yoğun olduğu yerler. Ayrıca, Haydarpaşa, Erenköy ve bunun gibi birçok gümrükte hem meslektaşlarımızın hem taşımacıların hem de tüccarımızın oturabilecekleri dinlenme alanları yok. Kış mevsimi yaklaşırken bu mekanlarda en azından yağmurdan korunabilecekleri bir oturma alanı yapılmasını talep ediyoruz. Gümrük müşavirliği hizmetlerinde asgari hizmet bedellerini hatırlatarak, TEFE- TÜFE üzerinden devletin kamu çalışanlarına verdiği zammı istiyoruz. Diğer bir konu da Kabahatler Kanunu’nda suça iştirak konusu. Gümrük müşavirine de mükellefe de aynı anda cezalar yazılıyor. Gümrük müşavirleri olarak burada ayrılmamız lazım. SEKTÖRE STRATEJİK BAKILMALI Murat Özpehlivan-Tekstil Yan Sanayi Ürünleri Meslek Komitesi: Pandemi ile belirli bir süre kapalı kalan, sonrasında bir ivme yakalayan, ağustos ayı gibi pik yapan ve hazır giyim ihracatı ile hareketlilik kazanan bir sektörüz. İhracat pazarımız canlı. İthal ürünlere gelen vergiler 30 Eylül’e uzatılmıştı. Şimdi yıl sonuna uzatıldı. Aralık ayına kadar nefes alabiliriz. Ancak bu sürecin tamamlan-masına kadar sektörlerin sadece vergilerle değil, farklı tamamlayıcı unsurlarla daha rahatlatılması lazım. Kasım-aralık gibi ithalatçıların ellerini ovuşturdukları süreci yaşamadan sektöre yatırımlar artmalı. Sektörümüz ihracatta dünyada ilk 3 arasında. Çin ile yarış halindeyiz. Sektörümüzü stratejik olarak görmek fayda sağlar. Krizleri fırsata çevirmek elimizde. Bu süreçte dijitale yönelik yatırımlar önemli. SERVİSÇİLERE ÖZEL PAKET AÇIKLANMALI Turgay Gül-Şehiriçi Yolcu Taşımacılığı Meslek Komitesi: Servis taşımacılığı mart ayından beri ekonomik olarak hiçbir gelir kaydedemedi. Şu anda geldiğimiz noktada biz okul taşımacılığı sektörü olarak servis sektörü de dahil sıfır gelir ile 8 aydır ayakta durmaya çalışıyoruz. 6 ay ötelenen kredilerin ilk taksitlerini ödemeye başladık. Yani bizim için deniz bitti. İstihdam denildi, yeni araçlar yeni personeller aldık. Şimdi ne araçları çalıştırabiliyoruz ne de personeli… Sektör olarak NACE koduna göre servis taşımacılığı için özel bir paket açıklanmasını ve mücbir sebebin bizim sektörde devam etmesini istiyoruz. AVRUPA YAKASINA DEPOLAMA ALANI YAPILMALI Recep Tufan-Kimyevi Madde Meslek Komitesi: Avrupa yakasında bir organize sanayi sitesinin ve bir depolama alanının olmaması büyük bir sorun. Avrupa yakasında depolar ya bir apartman altında ya da ara sokaklarda yapılıyor. Bu bir faciaya yol açabilir. Bu konuda acilen ilgili merciler ile görüşülmeli. NİTELİKLİ İŞGÜCÜNÜ CEZBEDECEK VERGİ Kemal Yamankaradeniz-İşletme Destek Hizmetleri Meslek Komitesi: Sektör olarak hizmet sektöründe teknolojik yatırımlar yapıyoruz. Bazı kadroları dolduramıyoruz. Nitelikli iş gücü, yüksek hayat standartları ve gelir vergisi gibi sebeplerden yurt dışına gidiyor. Özellikle bordrolu çalışan ve yüksek nitelikli iş gücü kadrolarının yurt dışına kaçmasının önüne geçilmeli. Bu yüksek vergi oranlarının önüne geçilmeli. Bir diğer konu da patent ve marka sektörü ile ilgili. Sektörümüz her firma, her iş yeri için hayati konuları temsil ediyor. Ancak son zamanda bir sorun ortaya çıktı. Bazı firmalar Türk Patent ve Marka Kurumu’nun sicilinde yer almayan kişilere iş veriyorlar. Bu da haksız rekabete yol açıyor. KDV ORANI YÜZDE 1’E DÜŞMELİ İlhan Yılmaz-Trafik Müşavirliği Meslek Komitesi: Otomotiv, Türkiye’de çok önemli bir sektör. 600 bin arabayı yöneten bir sektörüz. Bu sektörün sorunlarının biraz daha incelenmesi lazım. 2012 yılında ikinci el otomobilde yüzde 1 olan KDV oranı yüzde 18’e çıkarıldı. Bu, haksız bir uygulama. Bu da sektör oyuncularını rahatsız ediyor. Bunun indirilmesini talep ediyoruz. Birden bire olmasa da belli oranlarda yavaş yavaş indirim yapılmalı. Bu yapılmaz ise ikinci elde yaşanan fahiş fiyat artışlarının önüne geçemeyiz. Ayrıca oto kiralama firmalarınca havalimanı ofislerinin kiraları döviz bazlı ödeniyor. Bu, firmalara zarar veriyor… Bu konu hakkında da bir iyileştirme yapılmasını istiyoruz. GÜMRÜK VERGİSİ MAKULE İNDİRİLMELİ Kadir Gümüş-Peyzaj ve Çiçekçilik Meslek Komitesi: Sektördeki firmalar eylül ayıyla birlikte ciddi anlamda sıkıntıya düştü. İthalatın yüzde 80-85’ini eylül-nisan ayları arasında yapıyoruz. Bazı kalemlerde yüzde 2.4 olan gümrük vergisi 6.5 kat artarak yüzde 15.7’ye çıkartıldı. Ayrıca süresi de sene sonuna kadar uzatıldı. Sebebi ithalat azalsın, yerli üretim desteklensin. Bunu anlayabiliyoruz. Ancak 6.5 kat bir artış fazla. Bizler aynı zamanda üreticiyiz, sadece ithalat değil, ihracat da yapıyoruz. Sektörden görüş alınmalı. Süs bitkileri üretimi, ihracatı ve ithalatı yapan firmalar kamu ihalelerine de katılıyor. Ürünler öncelikle iç piyasadan tedarik ediliyor fakat iç piyasada yoksa taahhüdü karşılamak için ithalat yapmak mecburiyetindeler. Gümrük vergisinin tekrar makul bir seviyeye indirilmesini bekliyoruz. Yine gümrüklerde, kıymet artış vergisi ile ilgili sorun da var. 15 bin Euro’nun altındaki TIR’lara kıymet artış vergisi çıkıyor. İç piyasada olmadığı için getirilen tüm ürünlere kıymet artış vergisi çıkıyor. Kıymet değer artış vergisi bedeli tespit edilirken sektörden görüş alınmalı. YENİ YAPILANDIRMA OLMALI Hacı Demir-Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: Ekonomimizin döviz kuru artışından dolayı geldiği nokta sıkıntıları artırdı. Döviz kurundaki yükselişin önünün alınamaması ve işletmelerin bunu maliyetlere yansıtamaması işletmeleri likitide sıkıntısına düşürüyor. İşletmeler kısa çalışma ödenekleriyle ayakta durmaya çalışıyor. Kooperatiflerin genel kurul süreçleriyle ilgili bir talebimiz olmuştu. Ticaret Bakanlığı bir düzenleme yayınladı fakat kooperatifler farklı bakanlıklara bağlı. Mesela PERPA Kooperatifi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı. Mecburen genel kurul süreci işledi, hazırlık sebebiyle maliyet ve zaman kaybı oldu. Ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı’nın 1 Aralık’a kadar etkinliklerin yapılmaması düzenlemesine istinaden bir genelge yayınladı. Ticaret Bakanlığı düzenlemesi zamanında bu genelge olmalıydı. Kooperatifler konusunda bakanlıklar arasında bir koordinasyon sağlanmalı. NACE kodlarının bir kısmıyla ilgili bir kamu borcu ertelemesi oldu fakat kamuoyu beklentisi, tümüyle ilgili bir yapılandırma olması. Yeni ve tek bir yapılandırma olmalı. Odamız da bu konuda görüş vermeli. Peşin ödemelerde uygun bir şart sağlanmalı ve işletmeler bundan faydalanmalı. Geçmiş yapılandırmalarda iki taksit aksadığında yapılandırma bozuluyordu. Yeni düzenlemede dördüncüye kadar idare edilmeli. İşçi giriş çıkışlarının kolluk kuvvetlerine bildirilmesinde ceza konusu var. İşletmeler işçiyi işe aldığında SGK’ya yaptığı bildirim yeterli olmalı ve SGK bir link ile bunu İçişleri Bakanlığı’na bildirmeli. AZERBAYCAN İÇİN TİCARİ DİPLOMASİ YÜRÜTMELİYİZ Rasim Bilgehan-Örme Kumaş, Çorap ve Trikotaj Meslek Komitesi: Küresel salgın devam ediyor, malesef tüm dünyada sonbaharla birlikte artış yaşanıyor. Devletimizin öncülüğünde sağlık çalışanlarımızla milli bir mukavemet gösteriyoruz. Bu süreçte Odamız toplantılarına online devam ediyor. Önümüzdeki süreçte inşallah yeniden yüz yüze toplantı yapacağız ve o güne kadar önlemlerimizi almaya devam edeceğiz. Ülkemizin etrafındaki sorunlardan ekonomiyi ve ticareti ayrı düşünemeyiz. Ekonomiyi anlamak için bakmamız gereken yer, istatistiklerden önce dünyanın siyasi coğrafyasıdır. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz. İyi ki böyle bir coğrafyada yaşıyoruz; çünkü milletler zorluklarla güçlenir. Ülkemiz de yaşadığı her zorlukla güçleniyor. Biliyoruz ki, risk varsa fırsat da var, sorun varsa çözüm de var. Türkiye Cumhuriyeti olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde kararlı yürüyüşümüze devam ediyoruz. Doğu Akdeniz’in suları henüz durulmuşken dost ve kardeş ülke Azerbaycan bir kez daha Ermenistan’ın saldırısına uğradı. İş dünyası olarak ticari diploması ile tüm dünyaya Azerbaycan’ın haklı mücadelesini anlatmalıyız. İstanbul Ticaret Odası olarak tüm dünya ile iletişime geçebilecek imkana sahibiz. İnanıyorum ki, hepimizin göstereceği gayret etkili olacak. İnşallah yakın zamanda haksızlık son bulacak ve Azerbaycan Karabağ’a kavuşacak. SORUNLARIMIZ ÇÖZÜLÜYOR Ertuğrul Yılmaz-İnşaat Malzemeleri Meslek Komitesi: Geçen ay meclis toplantısında ilçe belediyeleri ile yaşadığımız sorunlara değinmiştim. İTO Başkanımız Şekib Avdagiç, ilçe belediyeleriyle çözüm için iletişime geçti. Diğer sorunumuz Hadımköy’deki toplu işyeri projesiyle ilgiliydi. Bu konuda da İTO Başkanımız, TOKİ Başkanı ile görüştü. Sayın Başkanımızın girişimleri ile iki konuda da çok önemli bir adım atıldı ve sorunlar çözüm yoluna girdi. Sayın Başkanımıza sektörüm adına teşekkür ediyoruz. Depolama alanları sorunumuzla ilgili çözüm önerimiz vardı. Büyükşehir Belediyesi’ne ait ana arterlere yakın atıl yerler var. Depolama yerlerimizi bu alanlara taşıyabiliriz. Pandemi öncesinde bununla ilgili bir süreç vardı fakat pandemi sebebiyle süreç durdu. Bu sürecin tekrar başlamasını rica ediyoruz. Gelişen ekonomik ortamda tüccarın elindeki önemli bir imkan da yazılım. Depolama ve iş süreçleriyle ilgili bu yazılımlar tüccarın eli ayağı oldu. Aldığımız yazılımların her yıl güncellenmesi gerekiyor. Ancak yazılım güncellemede son zamanlardaki fiyat artışlarından dolayı firmalar sıkıntılar yaşıyor. Yazılım maliyetlerinin aşağıya çekilmesinin yerli yazılım ile olabileceğini düşünüyoruz. Bu konuda yazılım sektöründeki meclis üyesi arkadaşlarımızdan yardım istiyoruz. 1 milyon yazılımcı projesi önemli bir proje.

12 Ekim 2020 Pazartesi

Uzayda aktif uydu sayımız 7'ye çıkacak

Türkiye'nin, 3'ü (TÜRKSAT 3A, TÜRKSAT 4A, TÜRKSAT 4B) haberleşme, 3'ü (GÖKTÜRK-1, GÖKTÜRK-2 ve RASAT) gözlem olmak üzere aktif 6 uydusu bulunuyor. Türkiye'nin ilk iletişim uydusu denemesi olan TÜRKSAT 1A, 24 Ocak 1994'te uzaya fırlatıldı ancak fırlatıcı rokette meydana gelen bir arıza nedeniyle 12 dakika 12 saniye sonra okyanusa düştü. Uydu teknolojilerine yatırımlarına devam eden Türkiye, 10 Ağustos 1994'te TÜRKSAT 1B ile uzayda yerini aldı. Türkiye'nin 7'nci haberleşme uydusu TÜRKSAT 5A'nın ise uzaya fırlatılması için geri sayım başladı. AIRBUS D&S tarafından üretim süreçleri ve test aşamaları tamamlanan TÜRKSAT 5A uydusu fırlatmaya hazır halde 2 Ekim'de TÜRKSAT yetkililerine yerde teslim edildi. 2017'de imzalanan sözleşme sonrası AIRBUS’ın Fransa - Toulouse şehrindeki tesislerinde üretimine başlanılan uydu, SPACE X firmasının ABD Florida’da bulunan Cape Canaveral’daki ait fırlatma merkezine gönderilecek. Yaklaşık bir ay sürecek fırlatma hazırlıkları sonrasında uydu, 30 Kasım'da Falcon 9 roketi ile uzaya fırlatılacak. Tamamen elektrikli itki sistemine sahip olan TÜRKSAT 5A uydusunun 31 derece doğu yörüngesindeki konumuna ulaşması için yapacağı yolculuğun yaklaşık dört ay sürmesi ve 2021'in ikinci çeyreği içinde hizmete başlaması hedefleniyor. Uydu manevra ömrüyle 31 derece doğu yörüngesindeki frekans ve yörünge haklarını 30 yıl boyunca güvence altına alacak. TÜRKSAT 5B SIRADA Uydu teknolojileri alanındaki yatırımlarını sürdüren Türkiye, TÜRKSAT 5B haberleşme uydusunu ise 2021'de hizmete almayı planlıyor. USET'te üretilecek TÜRKSAT 6A haberleşme uydusunun da 2022'de uzaya fırlatılması hedefleniyor. Türkiye, Türksat uydularıyla haberleşme alanında Avrupa ve Afrika’nın tamamını, Asya’nın Endonezya da dahil batı ve güney bölümünü (Rusya ve Çin hariç) kapsayacak. TÜRKİYE'DE TASARLANIP ÜRETİLEN İLK GÖZLEM UYDUSU RASAT RASAT yer gözlem uydusu, TÜBİTAK UZAY'ın BİLSAT'ın ardından ikinci uzaktan algılama uydusu oldu. Türkiye’de tasarlanıp üretilen ilk yer gözlem uydusu olan RASAT, 17 Ağustos 2011'de Rusya’dan fırlatıldı. Tasarım ömrü 3 yıl olmasına rağmen 17 Ağustos 2020 itibarıyla, yörüngede 9'uncu yılını başarıyla tamamlayan RASAT uydusu, dünya etrafında 47 bin 943 tur atarak, 16,8 milyon kilometrekarelik alanı taradı ve 3 bin 202 şerit görüntüyü yer istasyonuna aktardı. RASAT uydusu, güneşe eş zamanlı dairesel yörüngede, 700 kilometre irtifada bulunuyor, 7,5 metre siyah-beyaz, 15 metre çok bantlı uzamsal çözünürlükte süpürçek (pushbroom) kamerayla görev yapıyor. Yeniden ziyaret zamanı ortalama 4 gün olan RASAT, 3 eksende kontrol edilebiliyor. Her bir çerçeve görüntüsünün boyutları 30X30 kilometre olan uydudan, 960 kilometre uzunluğuna kadar şerit görüntü alınabiliyor. Proje kapsamında, uydu montaj, entegrasyon ve test laboratuvar büyütülürken, uydu tasarım, üretim ve test konularında 100’den fazla uzman yetiştirildi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) hedef istihbaratına yönelik uydu görüntüsü ihtiyacını karşılayacak GÖKTÜRK-1 uydusu 2016'da uzaya fırlatıldı. Alçak irtifa dünya yörüngesine oturan uydu, kamu kurum ve kuruluşları için çevre ve yapılaşmanın izlenmesi, tarımsal rekolte tespiti, belediyecilik uygulamaları, sınır kontrolü ve kadastro faaliyetleri gibi birçok alanda uzaktan algılama görevleri yapılabiliyor. Coğrafi kısıtlama olmaksızın dünyadaki herhangi bir yerde keşif yapmak için tasarlanan 0,50 metre çözünürlüklü uydunun ömrünün 7 yıl olması öngörülüyor. İLK YÜKSEK ÇÖZÜNÜRLÜKLÜ KEŞİF VE GÖZLEM UYDUSU GÖKTÜRK-2 Türkiye'de özgün olarak geliştirilen ilk yüksek çözünürlüklü keşif ve gözlem uydusu GÖKTÜRK-2, 2012'de gerçekleştirilen fırlatma operasyonu ile görev yörüngesine yerleştirildi. GÖKTÜRK-2, Milli Savunma Bakanlığı, TÜBİTAK Başkanlığı ve TÜBİTAK UZAY-TUSAŞ iş ortaklığı tarafından imzalanan sözleşme kapsamında üretildi. Uyduyla Türk Silahlı Kuvvetleri ve özel olarak Hava Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyaç duyduğu hedef istihbaratı ile sayısal ve coğrafi veri üretimi sağlanıyor. Ayrıca diğer kamu kurum/kuruluşları ile üniversite ve araştırma kurumlarının uydu görüntüsü istekleri karşılanıyor. Yüksek yerlilik oranıyla üretilen ve 2,5 metre çözünürlüğe sahip gözlem uydusu, Türkiye'nin savunma, çevre, şehircilik, tarım ve ormancılık alanlarında önemli ihtiyaçlarına cevap veriyor. Söz konusu uydu, yaklaşık 640 kilometrelik bir şeridin görüntüsünü tek geçişte indirebilecek kadar yüksek hızlı bir veri haberleşmesine sahip bulunuyor. Dünyanın her yerinden görüntü alma ve iletişim konisi içinde aktarma kabiliyetine sahip olan uydu, dünya etrafındaki bir turunu yaklaşık 98 dakikada tamamlıyor. GÖKTÜRK-2 Projesi kapsamında; uzay ve uydu sistemlerine yönelik teknoloji, uzman insan gücü ve alt yapı geliştirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının gözlem ve araştırma ihtiyaçlarının milli imkan ve kabiliyetlerle karşılanması hedeflendi. Gelinen noktada, TÜBİTAK UZAY ve TUSAŞ bünyesinde gelecekteki uydu projelerinde görev alacak uzman insan gücü yetişti, uydu ve ekipman seviyesi tasarım, analiz, üretim, montaj, entegrasyon ve test faaliyetlerine yönelik altyapı ve kabiliyetler kazanıldı.

12 Ekim 2020 Pazartesi

Türk araştırmacılar dünyanın en hızlı 5 süper bilgisayarından birine erişebilecek

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK ULAKBİM ile Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi tarafından düzenlenen ve paralel hesaplamanın önde gelen isimleri arasında gösterilen teorik fizikçi ve bilgisayar bilimcisi Prof. Dr. Geoffrey Fox'un ana konuşmacı olduğu 6. Yüksek Başarımlı Hesaplama Konferansı'na, video konferans yöntemiyle katıldı. Yüksek başarımlı hesaplamanın, hızla büyüyen veri üretimi sebebiyle kritik ve heyecan verici bir teknoloji olduğunu belirten Varank, "Bu tür teknolojilerde geleceği şekillendirmek istiyorsak böyle etkinlikler son dönem çalışmaları paylaşmak için büyük fırsatlar sunuyor" diye konuştu. Varank, konferansın ABD'de birlikte çalıştığı Geoffrey Fox'un da aralarında olduğu 200'den fazla araştırmacıyı bir araya getirdiğini ifade ederek Fox'un, Indiana Üniversitesi'nde bilgisayar bilimleri alanında seçkin bir profesör olduğunu söyledi. BİRLİKTE ÇALIŞTIK Fox'ın aynı zamanda Dijital Bilim Merkezi Direktörü olduğunu ve Caltech, Syracuse ve Florida State Üniversitelerinde çeşitli görevlerde bulunduğunu anlatan Varank, şöyle konuştu: "Dr. Fox şu anda biyoloji, patoloji, sensör bulutları, görüntü işleme, derin öğrenme, ağ bilimi ve parçacık fiziği konularında altyapıdan analitiğe uygulamalı bilgisayar bilimleri alanında çalışıyor. Yıllar boyunca, aralarında Türklerin de bulunduğu birçok doktora öğrencisine danışmanlık yaptı. Kendisi, yüksek lisans eğitimim sırasında benim de hocamdı. Ayrıca daha sonra Indiana Üniversitesi Yaygın Teknolojiler Laboratuvarı’nda (Pervasive Technology Labs) birlikte çalıştık." Varank, Fox'u her zaman vizyoner ve ilham verici yaklaşımıyla hatırladığını dile getirerek etkinliğe katılımı için kendisine teşekkür etti. TRUBA SÜPER BİLGİSAYARLARIMIZ TÜM ARAŞTIRMACILARIMIZIN HİZMETİNDE Süper bilgisayarların, roket, araba, yüksek çözünürlüklü görüntülerin tasarımı, yapay zeka, makine öğrenimi, bilgisayarlı kimya gibi birçok alanda yaygın olarak kullanıldığına dikkati çeken Varank, "Bu teknoloji, bir yandan yeni bilimsel keşifleri güçlü bir şekilde desteklerken diğer yandan da hayatımızda her zamankinden daha etkili bir hale geliyor. Türkiye bu nedenle süper bilgisayarların yaygın kullanımına büyük önem veriyor" ifadelerini kullandı. Varank, bu alandaki temel faaliyetlerden TRUBA'ya ilişkin de bu yüksek performanslı ve dağıtımlı hesaplama merkezinin, tüm araştırmacılara hizmet verdiğini söyledi. TRUBA'nın işlemci gücü, kullanıcı sayısı ve bilimsel çıktılarının düzenli olarak arttığını vurgulayan Varank, yaklaşık 10 yıl önce 454 olan TRUBA kullanıcı sayısının, bugün 3 binin üzerine çıktığı bilgisini verdi. KOVİD-19 ARAŞTIRMALARINA TRUBA DAMGASI Varank, bu altyapının araştırmacıların ve sektör oyuncularının karmaşık sistemlere kolay erişimini sağladığını belirterek "Kovid-19 salgını sırasında TRUBA, aşı ve ilaç geliştirme araştırmalarını destekledi. İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi araştırmacıları, TRUBA'yı kullanarak Kovid-19 virüs yapısını sıraladı. Ayrıca TÜBİTAK SAGE'nin de çoğu analitik çalışması TRUBA'da yapılıyor" değerlendirmesinde bulundu. TRUBA süper bilgisayarını bir üst seviyeye taşımayı planladıklarına dikkati çeken Varank, şöyle devam etti: "ODTÜ'de yeni nesil veri merkezimizi inşa ediyoruz. Önümüzdeki haziranda tanıtımını yapacağız. Bu yeni merkez, açık veri üzerinden birçok veri hizmeti sağlayacak. Yeni TRUBA veri merkezimiz, Avrupa Açık Bilim Bulutu'nun da (European Open Science Cloud) resmi üyesi olacak. Pilot çalışma olarak, kutup araştırma verilerini açık veri haline getireceğiz. Böylelikle, iklim biliminde daha sağlam ve güncel tahminlerle yeni modeller kurulabilecek." Yüksek başarımlı hesaplamanın geliştirilmesi için TÜBİTAK aracılığıyla araştırma fonu fırsatları sağladıklarını anlatan Varank, "Sağlık, enerji, havacılık, uzay, otomotiv ve lojistik alanlarındaki karmaşık sorunların süper hesaplamayla çözülmesine odaklanan araştırmalara öncelik veriyoruz" dedi. Varank, yakın zamanda EuroHPC üyesi olduklarını belirterek "Dünyadaki en hızlı 5 süper bilgisayardan birine erişim sağlamak için Barselona'daki merkezle ortaklık kurduk. Araştırmacılarımız önümüzdeki yılın sonunda, dünyadaki bu en hızlı 5 süper bilgisayardan birine erişebilecekler. Bu yeni sistem sayesinde, araştırma sonuçları çok daha hızlı alınacak, tasarım ve yazılımlar en hızlı teknolojilerden birinde test edilebilecek" diye konuştu. MÜKEMMELİYET MERKEZİ YOLDA Kullanıcıları eğitmek ve sektörün süper bilgisayarlara erişimini kolaylaştırmak için TÜBİTAK ULAKBİM, ODTÜ ve Sabancı Üniversitesi ile mükemmeliyet merkezi inşa edeceklerini belirten Varank, süper hesaplama konusunda bütünsel bir görüşe sahip olduklarını kaydetti. Varank, altyapı yatırımlarının artırılması, araştırma ödeneklerinin iyileştirilmesi ve beşeri sermayenin eğitimi gibi stratejilerinin bulunduğunu aktararak "Öncü teknolojilere liderlik ederek küresel rekabet gücü haline gelmeyi hedefliyoruz" ifadesini kullandı.

12 Ekim 2020 Pazartesi