tatil-sepeti
BTM ile ‘Patonsiyelini Yansıt’

İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin (BTM) girişimci ile yatırımcıları bir araya getirdiği en büyük etkinlik olan Sahne XL, pandemi nedeniyle sanal ortamda ve gerçeği ile birebir uyumlu olarak gerçekleştiriliyor. Katılımcıların tıpkı BTM’ye geliyormuş gibi sanal ortamdan giriş sağlayacakları etkinlik, alanında ilk olacak. BTM’yi izleyicilerin evine taşıyacak bu etkinlikte katılımcılar kayıt masasından kayıt yaptırarak sunumların yapılacağı sahnenin hemen önünde kendileri için ayrılan koltuklarındaki yerlerini alabilecek. Dileyen katılımcı, sunum öncesi veya sunum esnasında BTM’yi gezebilecek ve girişimcilerin standlarını ziyaret ederek projeler hakkında bilgi alabilecek. Ana teması “Patonsiyelini Yansıt” olacak ve sunumunu teknoloji yazarı Ahmet Can Şit’in yapacağı Sahne XL’in açılış konuşmasını İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç ve BTM Direktörü İbrahim Elbaşı yapacak. Etkinliğe Serdar Kuzuloğlu konuşmacı olarak katılırken, E-Spor girişimciliği üzerine düzenlenecek panelde de Sinan Güler, Kaan Kural ile Engin Sever de birer konuşma yapacak. 15 Aralık Salı günü saat 14.00’te başlayacak etkinlikte 16 girişimci de sunum yaparak projelerini anlatacak. www.btm.istanbuladresinden giriş yapılarak katılım sağlanabilecek etkinliğe katılımınız veya bir arkadaşımızı görevlendirmeniz bizi mutlu edecektir.

09 Aralık 2020 Çarşamba

Türk iş dünyası Kovid-19'a rağmen imalat yatırımına yöneldi

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, son aylarda yatırım malı ithalatındaki artışın, Türk iş dünyasının Kovid-19 salgını sonrası için bugünden yatırım yaptığının bir göstergesi olduğunu ifade etti. Türk iş dünyasının, pandemi şartlarına rağmen sadece tüketim mallarına ağırlık vermediğini, ekonomik büyümeyi sağlayacak yatırım mallarına da yöneldiğini vurgulayan Avdagiç, "Bu ise Türk girişimcisinin ve yatırımcısının, pandemi korkusuna teslim olmadan ekonomik geleceğimiz için var gücüyle çalıştığını ortaya koymaktadır" dedi. Avdagiç, iş dünyasının yatırım malını başka bir mal veya hizmet üretmek için kullandığına işaret ederek, şunları söyledi: "Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinin ortaya koyduğu gibi Türkiye'nin ithalatı, yılın 10 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,2 artarak neredeyse benzer bir düzeyde gerçekleşti. Ne var ki alt dağılıma baktığımızda, bu dönemde yatırım malı, yani sermaye malı ithalatının tutarının yüzde 20,4 artış kaydettiğini gördük. Dolayısıyla yatırım malı ithalatında, yılın 10 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20'yi aşan bir artış oldu. Normalleşme döneminde ise zaten çok bariz, yüzde 32'lik bir artış var. Bu, Türk iş dünyasının Kovid-19 salgını sonrası potansiyeli görerek yatırıma hazırlandığının işaretidir. Biliyoruz ki yatırım malı ithalatındaki artış, imalatta kapasite ve üretim artışı, bir başka ifadeyle Türkiye'nin üretim imkanlarında genişleme demektir. Bu da ekonomik büyüme anlamına gelmektedir. İş dünyası olarak biz bunu önemli buluyoruz." Özellikle normalleşme sürecinin başlamasıyla yatırım malı ithalatının belirgin bir artış trendine girdiğini ifade eden Avdagiç, "Yatırım malı ithalatında bu yılın sıkı karantina altında geçen ikinci çeyreğini 2019'un ikinci çeyreğiyle kıyasladığımızda yüzde 6,6, üçüncü çeyreğini 2019'un aynı dönemiyle karşılaştırdığımızda yüzde 23,2 artış var. Sadece ekim aylarını kıyasladığımızda ise yüzde 57,6 artış görüyoruz" değerlendirmesini yaptı. TÜRKİYE, YERLİ YATIRIMCIYLA YÜKSELİŞE GEÇİYOR Şekib Avdagiç, iş dünyasının pandemi sonrası yatırıma hazırlanmasının bir diğer göstergesinin de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından verilen yatırım teşvik belgesi sayıları olduğunu söyledi. Hükumetin, yatırım malları teşvikine hız kesmeden devam etmesini, yerli ve milli üretim için çok anlamlı bulduklarını ifade eden Avdagiç, şöyle devam etti: "Yatırım teşvik belgesi sayı ve tutarına baktığımızda da yılın 10 aylık döneminde geçen yıla göre adet bazında yüzde 95,3, tutar bazında ise yüzde 21,2 artış var. Bu artışın kaynağının da yerli yatırımcı olduğunu vurgulamak gerekir. Kurda ciddi dalgalanmaların yaşandığı böyle bir yılda iş dünyamızın yatırım şevkinin korunması, salgın belirsizliğinden en az şekilde etkilenmesi Türk yatırımcısının özgüvenini ve salgın sonrası dönem için umutlu olduğunu, buradaki potansiyeli net şekilde gördüğünü ortaya koyuyor." Avdagiç, yerli yatırımcıya verilen teşviklerin yüzde 100 arttığına dikkati çekerek, geçen yılın 10 ayında yerli yatırımcılara verilen 4 bin 2 teşvik belgesi sayısının, bu yılın aynı döneminde 8 bin 53'e yükseldiğini bildirdi. Yabancı yatırımcı için verilen teşvikin aynı kalıp yerli teşvikin yükselmesinin, yerli ve milli yatırımın hızlandığının önemli bir göstergesi olduğunu vurgulayan Avdagiç, "Türkiye, yerli yatırımcıyla yükselişe geçiyor" dedi. Avdagiç, ara malı, yani ham madde ithalatının ise yılın 10 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,6 düştüğünü aktararak, "Dünya, 2020'nin bu 10 aylık döneminde, özelikle mart, nisan ve mayıs aylarını ağır karantina tedbirleriyle belirsizlik ortamında geçirdi ve bu süreçte hem üretimde hem de talepte ciddi dalgalanmalar, geri çekilmeler yaşandı. Türkiye buna rağmen üretim kapasitesini korudu ve hiçbir üretim kaybı olmayan 2019'la neredeyse aynı miktarda ham madde siparişi verdi. Bu da üretimin korunduğunun net bir ispatıdır" ifadelerini kullandı. TÜRKİYE'NİN YÜKSELEN BİR TEDARİK MERKEZİ OLMA ŞANSI ARTTI İTO Başkanı Avdagiç, salgının en iyi ihtimalle 2021'in ikinci çeyreğine kadar devam edeceği şeklinde beklentiler olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti: "Dünyada birikmiş bir talep var. Türk üreticisinin, salgının yıkıcı etkisinin muhtemelen 2021'in ikinci çeyreğinden itibaren azalmasıyla, devreden çekilmesiyle gelecek talebe şimdiden hazırlandığını söyleyebiliriz. Bize göre bu, sadece gelecekteki yerli talebi karşılamak için değil, aynı zamanda yeni tedarik üssü olarak öne çıkan ülkemizin dış talepteki artışlara karşı da hazırlığıdır. Aynı zamanda yabancı sermayenin pandemiye rağmen ülkemizdeki yatırımlarını muhafaza etmesi, bu algının yabancı yatırımcılarda da olduğunun güçlü bir işaretidir. Salgın sürecinin dünyada lojistik, tedarik, üretim ve tüketim zincirinde oluşturduğu etki Türkiye'ye olumlu yansıdı. Türkiye'nin yükselen bir tedarik merkezi olma şansı arttı. Özellikle, evet, Çin'in ihracatı artıyor ama Batı da şunu not etti bir yere; Çin'e ve o bölgedeki ülkelere bağlı kalmanın getirdiği riskleri gördü bu dönemde. Türkiye'ye sipariş verdikten 3 hafta sonra birçok konuda, üründe, örneğin tekstilde mal rafında olabiliyor. Böyle bir esnekliği gösteren başka bir ülke söz konusu değil."

09 Aralık 2020 Çarşamba

HAVELSAN çeyrek asırlık logosunu yeniledi

HAVELSAN’dan yapılan açıklamaya göre, logo değişikliği, HAVELSAN Merkez Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen lansmanla kamuoyuna duyuruldu. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanıİsmail Demir, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Genel Müdürü Sadık Piyade, HAVELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Murat Şeker, HAVELSAN Genel Müdürü Mehmet Akif Nacar ve HAVELSAN yöneticilerinin katıldığı tören,HAVELSAN sosyal medya hesaplarından canlı yayınlandı. Lansmanın açılış konuşmasını gerçekleştiren Nacar, yeni bir vizyon, stratejive teknoloji aklının olmazsa olmazının, yepyeni bir yüz ve marka kimliği olduğunu kaydetti. Nacar, logo değişiminin, HAVELSAN'ın teknolojik dönüşümünün ve vizyonunun bir parçası olduğunu dile getirdi. HAVELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Murat Şeker, güçlü bir kurum imajının en bilinir simgelerinden biri olan logonun önemine vurgu yaparak, "Dünümüzü unutmadan, çizgimizi bozmadan, geçmişimizden aldığımız ilham ve deneyimle çağın gereksinimleri için çalışıyor, büyük bir inanç ve verimlilikle yarınları kodluyoruz"dedi. İsmail Demir ise "Türk savunma sanayinin önemli aktörlerden biri olan HAVELSAN'ın yaklaşık çeyrek asırlık logosunun değişimibir anlamda;salgınla mücadele edilen şu dönemde sektörümüzün kararlılıkla çalışmaya devam ettiğinin ve edeceğinin bir göstergesidir. Bu süreçte katkısı ve emeği olan herkesi kutluyor, yeni logonun HAVELSAN'a hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.

09 Aralık 2020 Çarşamba

Normalleşme döneminde sağlanan yabancı kaynaklar Türkiye'ye güveni perçinledi

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını küresel piyasaları ve ekonomileri derinden etkiledi. Yılın ikinci yarısında dünya genelinde normalleşme adımlarının atılması ve Kovid-19 aşısına ilişkin olumlu gelişmeler küresel risk iştahının artmasını da beraberinde getirdi. Türkiye, salgın sırasında aldığı tedbirler ve proaktif uygulamalarla dünya çapında övgü toplarken, uluslararası finansmana erişim konusunda da önemli bir başarı gösterdi. Salgının en derin hissedildiği nisan ve mayıs aylarında yaklaşık 6 milyar dolar sendikasyon kredisi sağlayan bankalar, yılın ikinci yarısında da 5 milyar 849 milyon dolar sendikasyon kredisi temin ederek, hem ülke ekonomisine hem de Türk bankacılık sektörüne olan güven tazeledi. Sendikasyon kredisi maliyetlerinde ülke risk primi gelişmeleri ve kredi derecelendirme kuruluşlarının kararlarına bağlı olarak yaklaşık 25 baz puan artış görüldü. Sendikasyon kredilerinin maliyeti dolarda ''libor + yüzde 2,50'', avroda ''euribor + yüzde 2,25'' oldu. Vadesi dolan sendikasyon kredileri de yaklaşık yüzde 90 yenilendi. BANKALAR YAKLAŞIK 6 MİLYAR DOLARLIK KREDİ SAĞLADI Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), 9 Temmuz'da 150 milyon dolar tutarında sendikasyon kredisi temin etti. 14 Ekim'de yaklaşık 700 milyon dolar tutarında sendikasyon kredisi sağlayan Akbank, gelen ilave taleplerle birlikte sendikasyon kredisini yaklaşık 800 milyon dolara yükseltti. Yapı Kredi, 28 Ekim'de yılın ikinci yarısında en yüksek katılımla 805 milyon dolar, Türk Ekonomi Bankası (TEB), 30 Ekim'de yaklaşık 335 milyon dolar karşılığı yeni sendikasyon kredisi imzaladı. İş Bankası, 2 Kasım'da yaklaşık 770 milyar dolar karşılığı sendikasyon kredisi temin etti. QNB Finansbank, 16 Kasım'da sağlanan sendikasyon kredisi sayesinde yüzde 130 civarında yenileme rasyosu ile toplam 350 milyon dolar tutarında, Türkiye ekonomisine kaynak sağladı. Garanti BBVA, 19 Kasım'da yaklaşık 638 milyon dolar karşılığı sendikasyon kredisi sağladı. Türk Eximbank, 13 Kasım'da uluslararası piyasadan ihracatçılara yönelik 561 milyon dolar tutarında yeni sendikasyon kredisi imzaladı. VakıfBank, 26 Kasım'da 660 milyon dolar tutarındaki yılın ikinci sendikasyon kredisini de başarıyla temin etti. DenizBank, 7 Aralık'ta yüzde 115 yenileme oranıyla 780 milyon dolarlık sendikasyon kredisi sağladı. İLAVE FİNANSMANLAR Yılın ikinci yarısında sendikasyon dışında da kaynak temin edildi. Ülker Bisküvi, 22 Ekim'de 650 milyon dolarlık tahvil ihracı gerçekleştirdi. Ülker Bisküvi, salgın döneminde tahvil ihracı gerçekleştiren Türkiye'deki ilk gıda şirketi oldu. Türk Eximbank, sendikasyonun haricinde 26 Kasım'da ICBC Turkey Bank AŞ ile ihracatın finansmanına destek sağlamak üzere 200 milyon avro tutarında 2 yıl vadeli kredi anlaşması imzaladı. Böylece Akbank, DenizBank, Garanti BBVA, İş Bankası, QNB Finansbank, TEB, TSKB, Türk Eximbank, VakıfBank, Yapı Kredi ve Ülker Bisküvi, toplamda yaklaşık 6,8 milyar dolarlık dış finansman sağladı.

08 Aralık 2020 Salı

BDDK'dan vatandaşlara ve esnafa kolaylık

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Kurul kararlarını internet sitesinde yayımlandı. Kurul,salgın nedeniyle küresel piyasalardaki belirsizliklerin ve risklerin yüksek olduğu bir dönemde, reel kesimi, banka müşterilerini ve bankaları desteklemek amacıylabankalar tarafından yerine getirilmesi gereken bazı yükümlülüklerde geçici nitelikli bazı düzenlemeler yapangeçmişte alınmış bazı kararlarıve talimatları tekrar değerlendirdi. Kurul, değerlendirmesonucunda, salgının olası etkilerinin devam ettiği içinde bulunulan süreçte, söz konusu düzenlemelerin aynı amaçlarla uzatılmasının yerinde olacağına ve bu çerçevede uygulamaların geçerlilik tarihini 31 Aralık 2020'den 30 Haziran 2021'e uzattı. Buna göre, 30 Haziran 2021'e kadar kredi ödemelerindeki gecikmelere esneklik tanınarakgecikmeye giren krediler takip hesaplarına aktarılmadan önce 90 gün yerine 180 gün beklenilmeye devam edilecek. Kart borçlarını öteledikleri süre boyunca bankaların asgari tutar da dahil olmak üzere alacaklarını talep etmeyerek ödemesiz dönem tanımlayabilme uygulaması da 30 Haziran 2021'e kadar sürecek. Yeniden yapılandırılmış kredilerin geri ödemesindeki koşullar için de kolaylık devam edecek. 90 günlük gecikme süresinin 180 güne çıkarılmasına benzer şekilde, bir yıllık izleme süresi içerisinde anapara ve/veya faiz ödemesi 30 günden fazla geciken ya da bu süre içinde bir kez daha yeniden yapılandırmaya tabi tutulan kredilerin Üçüncü Grup'ta sınıflandırılma şartı 30 Haziran 2021'e kadar uygulanmayacak. Düzenlemeler, ihtiyaç kredilerinin yanı sıra taşıt, konut ve tüketici kredileri ile tüm ticari kredi türlerini kapsıyor. Öte yandan, bankacılık sektörünün mali bünyesine ilişkin resmin daha şeffaf bir şekilde analiz edilmesini ve olası risklerin daha etkin bir şekilde yönetilebilmesini teminen belirli düzenlemelere ise 31 Aralık 2020'den itibaren son verilecek. ALTIN VE DÖVİZ İŞLEMLERİNİN BİR İŞ GÜNÜ VALÖRLÜ OLARAK GERÇEKLEŞTİRİLMESİUYGULAMASI KALDIRILDI Kurul, ayrıca100 bin dolar ve üzerinde (veya diğer döviz cinslerinde buna denk gelen tutar) döviz (efektif dahil) alım işlemlerinde dövizin ilgilinin hesabına aktarılmasının ve/veya kullanıma açılmasının/fiziki teslimatının bir iş günü valörlü olarak gerçekleştirilmesine ilişkin uygulamanın yanı sıragerçek ve tüzel kişilerin günlük 100 gr ve üzerinde altın alım işlemlerinde, altının ilgilinin hesabına aktarılmasının ve/veya kullanıma açılmasının bir iş günü valörlü olarak gerçekleştirilmesine ilişkin uygulamayıda kaldırdı.

08 Aralık 2020 Salı