tatil-sepeti
AB ve İngiltere gümrük vergisiz ticaret yapacak

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, üyelikten ayrılan İngiltere ile bugün uzlaşılan "Ticaret ve İşbirliği Anlaşması"taslağını yayımladı. Buna göre, taraflar arasında yeni bir serbest ticaret anlaşması yapılacak. Anlaşma, mal ve hizmetlerle birlikteyatırım, rekabet, kamu destekleri, vergi, ulaşım, enerji, balıkçılık, veri güvenliği ve sosyal güvenlik gibi alanları da kapsayacak. Menşe kurallarına uyan mallara gümrük vergisi ve kota uygulanmayacak. Taraflar, çevreyi koruyacak veiklim değişimi ile mücadeleye öncelik verecek. Sosyal haklar ve işçi hakları gözetilecek. Bağlayıcı bir uzlaşmazlık çözüm mekanizması kurulacak. Bu mekanizma rekabetin adil ve eşit şartlar altında gerçekleşmesini sağlarken, rekabeti engelleyici davranışları önleyecek. AB ve İngiltere karasularındaki balık stoku ortak yönetilecek. İngiltere balıkçılık aktivitelerini geliştirebilecek. Avrupalı balıkçıların faaliyetleri sürdürülecek. Hava yolu, kara yolu, demir yolu ve deniz ulaşımları devam edecek. AB ve İngiltere ulaşım alanında adil biçimde rekabet edecek. AB ve İngiltere vatandaşlarının sosyal güvenlik hakları koordine edilecek. İngiltere,mali katkı sağlaması durumunda AB'nin araştırma programlarına katılabilecek. Özellikle sınır ötesi suç ve teröre karşı emniyet ve adli iş birliği çerçevesi kurulacak. AB ve İngiltere arasında Ortak Konsey kurularak, anlaşmanın nasıl yorumlanacağı ve yerine getirileceği belirlenecek. Anlaşmanın bu aşamadan sonra yürürlüğe girmesi için İngiliz Parlamentosu, AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından onaylanması gerekiyor. BREXİT SÜRECİ İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya'dan oluşan Birleşik Krallık'ta, Haziran 2016'da yapılan AB referandumunda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı. AB'den resmen 31 Ocak'ta ayrılan İngiltere, Birlik ile başta ticaret olmak üzere ikili ilişkiler konusunda kapsamlı müzakereler yürütüyordu. AB ile İngiltere arasındaki müzakerelerde "adil rekabetin sağlanması", "ticari anlaşmazlıkların nasıl çözüleceği" ve "balıkçılık" gibi sorunlu konular en zor başlıklar olarak öne çıkmıştı. Anlaşmaya varılamaması halinde iki taraf arasındaki ticari ilişkiler, 31 Aralık sonrasında Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına göre yapılacaktı. Bu tarihe kadar olan geçiş süreci boyunca İngiltere, AB kurallarına bağlı kalmayı sürdürüyordu.

25 Aralık 2020 Cuma

Mesleki eğitime beceri temelli güncelleme

Bu güncellemeyle pandemi koşullarında dezenfektan ve maske üretip, acil ihtiyaca cevap veren meslek lisesi atölyelerinin kapasiteleri artırılıyor. Okul-sanayi işbirliği kapsamında da yeni kaynakçılar yetiştirilecek. HABER: ADEM ORHUN İş dünyasının ihtiyaç duyduğu, mesleki eğitim almış insan kaynağını yetiştirmeye yönelik planlar Covid-19 salgınına takılmadı. Pandeminin başladığı aylarda atölyelerinde dezenfektan, maske ve tulum imal ederek, acil ihtiyaca ürün yetiştiren meslek liseleri, eğitimle ilgili planların odağında yer alıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın mesleki eğitimin geliştirilmesine yönelik adımlarına yenileri eklenirken, konu devletin Bütçe Kanunu Teklifi’nde de yer buldu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM Genel Kurulu’nda 2021 yılı bütçesini sundu. Oktay, sunumunda, gelecek yıl hedeflenen yüzde 5.8’lik büyümeyle birlikte iş gücüne katılım ve istihdam oranlarında iyileşme öngördüklerini söyledi. İstihdam teşviklerinin devam edeceğini belirten Oktay, beceri envanterinin çıkarılması, iş-beceri uyumunun artırılması, mesleki eğitim programlarının beceri temelli olarak güncellenmesi, dijitalleşmeye uyumun hızlandırılması, etkin kariyer danışmanlığı ve aktif iş gücü programlarının hedef odaklı uygulanması gibi yapısal adımlar atacaklarını anlattı. İŞ-BECERİ UYUMU Bütçe sunumunda bahsedilen iş-beceri uyumunun artırılmasına yönelik eylemlerin başında da laboratuvar ve atölye çalışmaları geliyor. Mesleki orta öğretimdeki öğrencilerin, hem meslek öğrendiği hem de üreterek okuluna ve kendisine maddi gelir sağladığı atölye faaliyetlerinin önemi arttı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) da 2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nagöre, gelecek yıl atölye faaliyetlerine ağırlık verecek. ATÖLYE GELİRLERİ MEB’den yapılan açıklamaya göre mesleki eğitimde 2021 hedefleri arasında şunlar yer alıyor: Atölyeler daha etkin kullanılarak döner sermaye gelirleri yüzde 20 artırılacak. Öğrencilerin, patent, buluş ve faydalı model başvurularının artması için öğretmenlere ve yöneticilere yeni eğitimler verilecek. Okullarda, sektör ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla yerli ve milli altyapıya sahip Ar-Ge merkezleri kurulacak. Okulların ilgili sektörlerle bağları güçlendirilerek mesleki eğitime yönelik işbirliği protokol sayısı artırılacak. OSB’lerde mesleki ve teknik eğitim kurumlarının açılması ve desteklenmesi amacıyla sektörle işbirliği sağlanacak. MÜKEMMELİYET MERKEZİ Milli Eğitim Bakanlığı, mesleki eğitimde yaşanan dönüşümün bir parçası olarak, iş dünyasının ihtiyaçlarıyla uyum sağlayan adımlarına bir yenisini daha ekledi. Bu kapsamda kaynakçıların eğitimi için 5 mükemmeliyet merkezi kurulacak. Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer, kaynakçıların yetiştirilmesi için İstanbul Sanayi Odası (İSO) ile işbirliği yaptıklarını söyledi. Otomotiv, denizcilik, ulaşım, enerji, uçak ve havacılık ve savunma sanayi gibi birçok alanda kaynakçılığın çok büyük ihtiyaç olduğunu ifade eden Özer, şu bilgiyi paylaştı: “İstanbul’da seçilen mesleki ve teknik Anadolu liselerinde kurulacak mükemmeliyet merkezleri, kaynakçılığın tüm alanlarını kapsayan ve son teknoloji altyapıya sahip olacak. Müfredatını İSO ile güncelleyeceğiz. İSO, bu alanı tercih edenlere burs ve iş için öncelik sağlayacak.” DEĞİŞİMİN KİTABI Mesleki eğitimin, istihdamda nitelikli dönüşüm açısından ne kadar önemli olduğunu vurgulayan Mahmut Özer, önceki ay ‘Mesleki Eğitimde Paradigma Değişimi: Türkiye’nin Mesleki Eğitim İle İmtihanı’ adlı kitabını yayımladı. Kitapta, durum tespitinden sonra nihai bir iyileşme sürecine girebilmesi için işgücü piyasalarında ve öğretimde yapılması gereken iyileştirmelere yer verildi. Kronik sorunların çözülmesi için önceki yıl İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Sanayi Odası ile işbirliği protokolleri yaptıklarını hatırlatan Özer, “Şimdiye kadar istihdam talepleriyle uyuşmayan müfredat, donanım eksikliği, öğretmenlerin iş piyasası deneyimi olmaması, yetersiz rehberlik gibi sorunlar, bütünsel bir çözüme ulaşmaya izin vermemişti. Artık bunları aşıyoruz. MEB, bu vizyon ile mesleki eğitimde ciddi bir dönüşüm sağlıyor” dedi.

14 Aralık 2020 Pazartesi

Dünya 2021’de veri merkezleri için 200 milyar $ harcayacak

* Veri merkezleri dijital dönüşümün stratejik yapı taşları arasında yer alıyor. Küresel veri merkezi altyapısına 2020 yılında 188 milyar dolar son kullanıcı harcaması yapıldı. Rakamın 2021 yılında 200 milyar dolara yükselmesi bekleniyor. * Türkiye ise veri konusunda, “Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı” politikasını benimsemiş durumda. Yeni sosyal medya yasası sosyal ağ sağlayıcılarına Türkiye’de veri merkezi yatırımı yükümlülüğü de getirdi. * Yaklaşık 100 bin metrekare veri merkezi büyüklüğüne sahip olan Türkiye’de sektörün gelişimini desteklerle artırması hedefleniyor. Veri merkezlerine, ‘Cazibe Merkezleri Programı’ kapsamında 24 ilde destek ve teşvik var. HABER: ŞEREF KILIÇLI Dijital dönüşüm sürecinde verinin üretimi kadar depolanması da kritik önemde. Veri üretimi konusunda yapılan araştırmalara göre her 18 ayda bir var olan veri iki katına çıkıyor. Çağın petrolü olarak kabul edilen veride, bu kadar devasa bir üretimin olması veri merkezleri yatırımlarını güvenlik yönünden olduğu kadar ekonomik yönden de stratejik hale getiriyor. Dünyada yaklaşık 500 bin veri merkezi bulunuyor ve bu sayının yarıya yakını Kuzey Amerika ve Avrupa’da yer alıyor. Küresel araştırma ve danışmanlık kuruluşu Gartner’in araştırmasına göre, küresel veri merkezi altyapısına 2020 yılında 188 milyar dolar son kullanıcı harcaması yapıldı. 2021 yılında gerçekleştirilmesi beklenen harcama 200 milyar dolar seviyesinde. SOSYAL MEDYA YASASI Türkiye ise veri konusunda “Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı” politikasını benimsemiş durumda. Bu bakımdan son dönemde bilişim alanında yapılan düzenlemelerde de bu yönde maddeler görmek mümkün. Hatırlanacağı üzere, kamuoyunda ‘sosyal medya yasası’ olarak bilinen düzenleme, 1 Ekim’de yürürlüğe girdi. Kanun, günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarına Türkiye’de temsilci belirleme zorunluluğu getirmesi yönüyle çok tartışıldı ve tartışılmaya da devam ediyor. Ancak kanunda veri merkezleri konusunda da önemli bir madde yer aldı. Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarına, Türkiye’deki kullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırma yükümlülüğünü getirdi. Yani global sosyal ağ sağlayıcılarından Türkiye’de veri merkezi yatırımı yapması da isteniyor. SEKTÖRE YATIRIM ARTACAK Yeni düzenlemedeki veri merkezleri yükümlülüğü konusunda görüşlerini aldığımız TELKODER Veri Merkezi Komisyonu Başkanı İlyas Turgut, söz konusu maddenin, ‘Türkiye’deki kullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırma’ amacı ile konulmuş olduğuna dikkat çekti. Mevcut veri merkezlerinin işlerini büyütmesi ve gün geçtikçe artan sosyal medya verisi miktarı dolayısıyla yeni veri merkezlerinin yapım yolunu açacak olması açısından da düzenlemenin önemli olduğunu belirten Turgut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sayede Türkiye’nin verisi Türkiye’de kaldığı gibi şu anda bu veriye erişmek için kullanılan ve operatörlerin milyonlarca dolar ödediği yurt dışı internet hatlarının kapasitesi de azalacak. Yani dış ticaret açığını azaltma yönünde de küçük de olsa bir katkısı olacaktır.” TÜRKİYE’DE 100 BİN METREKARE Veri merkezleri sektörünün Türkiye’de gelişime açık bir sektör olduğunu da belirten Turgut, mevcut durum hakkında şu bilgileri verdi: “Dünyada veri merkezleri sayısı ve büyüklükleri özellikle gelişmiş batı ülkelerinde ciddi bir artış gösteriyor. Önümüzdeki 3-4 senede ‘Hyperscale’ olarak tarif ettiğimiz 40-50 bin metrekarelik büyüklükte veri merkezi sayısının 200-300’lerden 400-500’lere ulaşacağı tahmin ediliyor. Mevcut durumda Türkiye’de bulunan yaklaşık 100 bin metrekare veri merkezi büyüklüğü ile karşılaştırdığımızda, ülkemizde bu sektörün daha yeni gelişmekte olduğu aşikardır.” 4 MİLYAR DOLARLIK VERİ MERKEZLERİ Veri merkezlerinin maliyetleri ve sağladıkları istihdam konusunda da bilgi veren İlyas Turgut, şunları söyledi: “TIER 3 lisans veya diğer sınıflandırmalara sahip veri merkezi maliyetleri, veri merkezi içinde bulunan sistem kabinetlerinin kW olarak destekledikleri IT güçlerinden ve bu kabinlerin bulunduğu ve kaç adet kabin barındırdığını hesapladığımız metrekare olarak veri merkezi büyüklüğünden bir korelasyon ile hesaplanır. Ortalama 4-5 kW destekli kabinetlerden oluşan 500-600 metrekarelik ‘Beyaz Alan’a sahip veri merkezinin maliyeti 5-6 milyon dolarlık bir yatırım gerektirir. Global sosyal medya şirketlerinin barındırma alanları binlerce metrekareden fazla olup bazıları Hyperscale dediğimiz en az 40-50 bin metrekarelik birkaç veri merkezinden hizmet veriyor. Bu tür veri merkezlerinin maliyetleri, içindeki aktif cihazları da dahil edersek 3-4 milyar doları aşıyor. Kanuni yükümlülük dolayısıyla inşa edilecek veri merkezi bu tür Hyperscale veri merkezlerinin örnek olarak dörtte biri olsa dahi ülkemize ne kadar katkı sağlayacağı aşikardır. Bin metrekarelik bir veri merkezinde sadece veri merkezi için istihdam 15-20 kişi olsa da aslında bu veri merkezi içinde barındırılan şirket sunucularının yönetimlerini yapan şirketlerin istihdam edecekleri sayı on binlerce kişi olabilir.” DİJİTAL SERBEST BÖLGELERLE İHRACAT Dijital hizmet ihracatı için ‘Dijital Serbest Bölgeler’ kavramının çalışılmasına ve hayata geçirilmesine ihtiyaç olduğunu da vurgulayan İlyas Turgut, şöyle konuştu: “Dijital serbest bölgelerde çalışanlara vergi indirimi olması, Cazibe Merkezleri’ne yapılacak desteklere benzer olarak, ofis ve altyapı destekleri verilmesi ile hem şu anda yürütülmekte olan 1 milyon yazılımcı projesi desteklenmiş olup istihdam sağlanacak hem de bu bölgelerde üretilen yazılımlar yurt içinde kullanılıp her yıl yurt dışına ödenen yazılım giderlerinden tasarruf yolu açılacaktır. Bu bölgelerde üretilen yazılımların yurt dışına ihracı ile ilave olarak ülkemize bir döviz girdisi de olacaktır.” CAZİBE MERKEZLERİ PROGRAMI DESTEKLERİ Veri merkezlerine, ‘Cazibe Merkezleri Programı’ kapsamında devlet destekleri ve teşvikleri sağlanıyor. Cazibe Merkezleri Programı, 24 ili kapsıyor. Program kapsamındaki 24 ilin listesi şu şekilde: Adıyaman, Ağrı, Ardahan, Batman, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane, Hakkari, Iğdır, Kars, Kilis, Malatya, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tunceli, Van. Cazibe Merkezleri Programı kapsamında yatırımcılar; veri merkezi enerji, fiber iletişim altyapısı, yatırım yeri tahsisi, faizsiz yatırım kredisi desteklerinden faydalanabiliyor. Destek için ANSI/TIA-942 veya Uptime Institute TIER-3 ya da üstü standardı lisans şartı var. Ayrıca veri merkezi yatırımlarının asgari 5 bin metrekare beyaz alan ihtiva etmesi gerekiyor. DESTEKLER TÜRKİYE GENELİNE YAYILSIN Sektörde, Cazibe Merkezleri Programı’nın veri merkezleri için tüm Türkiye’ye yayılması önerisi de var. İlyas Turgut, önerinin uygulamaya geçmesi durumunda şu faydaların sağlanacağını savunuyor: “Türkiye’de bulunan standartlara uyumlu veri merkezi sayısı artacak. ‘Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı’ hedefimizin gerçekleşmesi daha karşılanabilir hale gelecek. Veri merkezlerimiz yurt dışı rakiplerine karşı rekabet edebilir hale gelip, her yıl yurt dışına bu hizmetler için ödenen döviz miktarı azalacağı gibi yurt dışından alınacak müşteriler sayesinde ayrıca bir döviz girdisi de olacaktır. Bunun yanında, ekstra istihdam ve buralarda oluşan değer sayesinde ülkemizden yurt dışına ödenen internet çıkış giderleri de azalacaktır.”

14 Aralık 2020 Pazartesi

Milyonerlerin mevduatı 10 ayda 670 milyar lira arttı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, yurt içinde ve dışında yerleşik milyonerlerin sayısı ekim sonu itibarıyla 322 bin 225 oldu. Geçen yılın sonunda 225 bin 441 olan milyoner sayısı, 10 ayda 96 bin 784 arttı. Milyonerlerin toplam mevduatı da ekim sonu itibarıyla 2 trilyon 61 milyar 497 milyon liraya ulaştı. Böylece milyoner başına düşen ortalama mevduat, 6 milyon 398 bin lira oldu. Geçen yılın sonunda 1 trilyon 391 milyar 599 milyon lira seviyesinde bulunan milyonerlerin toplam mevduatı, 10 aylık dönemde 669 milyar 898 milyon liralık artış kaydetti. YURT İÇİ YERLEŞİK MİLYONERLERE 85 BİNİN ÜZERİNDE KİŞİ EKLENDİ Yurt içinde yerleşik milyonerlerin sayısı, 10 ayda 85 bin 765 artarak 287 bin 785'e ulaştı. Bu kişilerin toplam mevduatı 1 trilyon 924 milyar 927 milyon liraya yükseldi. Söz konusu dönemde yurt içi yerleşik milyonerlerin mevduatlarının 796 milyar 991 milyon lirası yerel para cinsi, 1 trilyon 65 milyar 796 milyon lirası döviz tevdiat hesabı, 62 milyar 140 milyon lirası kıymetli maden depo hesaplarından oluştu. Yurt içinde yerleşik milyoner başına düşen ortalama mevduat da 6 milyon 689 bin lira olarak hesaplandı. YURT DIŞI YERLEŞİK MİLYONER SAYISI 10 AYDA 11 BİN ARTTI BDDK verilerine göre, yurt dışında yerleşik mudi sayısı ekim sonu itibarıyla 34 bin 440'a ulaştı. Yurt dışındaki milyonerlerin sayısı 2019 sonuna göre 11 bin 19 kişi artarken, hesaplarındaki para miktarı 136 milyar 570 milyon lira oldu. Yurt dışında yerleşik mudilerin bankalardaki mevduatlarının 17 milyar 167 milyon lirası yerel para, 117 milyar 809 milyon lirası yabancı para ve 1,6 milyar lirası da kıymetli maden depo hesaplarından oluştu. Yurt dışında yerleşik milyoner başına düşen ortalama mevduat da 3 milyon 965 bin lira olarak hesaplandı.

14 Aralık 2020 Pazartesi

Savunma ve havacılık şirketleri kasımda yatırımcısına kazandırdı

Dünyanın önde gelen 10 savunma ve havacılık şirketinin hisseleri, kasımda yatırımcısının yüzünü güldürdü. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısına ilişkin olumlu gelişmeler ve ABD başkanlık seçimlerine yönelik belirsizliklerin azalmasıyla küresel toparlanmaya ilişkin artan iyimserlik, savunma ve havacılık şirketlerinin hisselerini olumlu etkiledi. Savunma harcamalarını artırma kararları, bazı operasyonlara yönelik halka arz haberleri ve yeni sözleşme haberleri, savunma ve havacılık şirketlerini hisse senedi piyasalarında yukarıya taşıyan etkenler arasında yer aldı. İtalyan Leonardo, geçen ay hisse senedi piyasalarında yüzde 48,2 kazandırdı. Leonardo'nun ABD'deki operasyonlarını halka açacağına dair haberler hisse performansını yukarı yönlü etkiledi. Boeing de yatırımcısına yüzde 45,9 kazandırdı. ABD, geçen ay Endonezya ve Etiyopya'da meydana gelen kazaların ardından uçuş yasağı getirilen "Boeing 737 Max" tipi yolcu uçaklarına yeniden izin verirken, ABD Federal Havacılık İdaresi, yaptığı açıklamada, 20 aydır süren detaylı inceleme ve teknik düzeltmeler üzerine, Mart 2019'da durdurulan uçuşların yeniden başlayabileceğini duyurdu. Söz konusu gelişme, Boeing'in hisselerini olumlu etkiledi. Airbus'un hisseleri de söz konusu dönemde yüzde 40,2 arttı. Şirketin Almanya ile uçak satımı için sözleşme imzaladığına dair haberlerle hisse fiyatında yükselişler görüldü. Geçen ay Fransız Thales'in hisselerinde yüzde 37,9 ve ABD'li Raytheon Technologies'in hisselerinde yüzde 32 değer artışı kaydedildi. İngiliz BAE Systems de kasımda yatırımcısına yüzde 27 kazandırdı. İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın, 4 yılda İngiliz ordusuna 16,5 milyar sterlinlik ek bütçe sağlayarak savunma harcamalarını son 30 yılın en yüksek seviyesine çıkarma kararı aldıklarını duyurmasıyla geçen ay BAE Systems'in hisselerinde yükselişler görüldü. Hisse senedi piyasalarında yatırımcısına merkezi ABD'de bulunan L3 Harris Technologies yüzde 19,2, General Dynamics yüzde 13,7, Northrop Grumman yüzde 4,3 ve Lockheed Martin yüzde 4,2 kazandırdı. Şirketlerin üretim ve teslimatlara yönelik yaptığı anlaşmalar, hisselerinin değer kazanmasını sağladı. ŞİRKETLER YILIN 11 AYINDA KAYBETTİRDİ Savunma ve havacılık şirketleri, bu yılın ocak-kasım döneminde ise hisse senedi piyasalarında yatırımcısına kaybettirdi. Kovid-19 kaynaklı olumsuz etkilerin devam etmesi, şirket hisselerinin yılbaşına göre toparlanmasını engelledi. Söz konusu dönemde hisse senedi piyasalarında Leonardo yüzde 42, Boeing yüzde 35,3, Airbus yüzde 32,8, Raytheon Technologies yüzde 23,9, Thales yüzde 16,7, General Dynamics yüzde 15,3, Northrop Grumman yüzde 12,1, BAE Systems yüzde 10,8, Lockheed Martin yüzde 6,3 ve L3 Harris Technologies yüzde 3 değer kaybetti.

14 Aralık 2020 Pazartesi