tatil-sepeti

Türkiye’nin en büyük dijital lojistik platformu Tırport, lojistik sektörünü uçtan uca dijitalleştirirken, sahip olduğu dijital varlıkları ve ulaştığı iş hacmiyle Avrupa’daki sayılı lojistik teknolojilerinden birisi haline geldi. 202’e umutla giren Türk lojistik sektörü, uçtan uca dijital dönüşümünü sağlayıp doğru yatırımlarla desteklenirse, gelecek 10 yıl içinde 1 trilyon dolara ulaşacak bir potansiyele sahip.

Lojistik sektöründe karayolu taşımacılığı, globaldeki liderliğini sürdürüyor. Ürünlerin bir noktadan diğer bir noktaya transferinde, globalde de karayolları hala baskın sektör olarak yer alıyor. Dünya ortalamasında yük taşımasının yüzde 70’i karayolları ile yapılıyor. Avrupa Birliği ortalaması yüzde 75 civarındayken, bu oran ABD’de yüzde 70, İngiltere’de yüzde 60 olarak gerçekleşiyor. Türkiye’de ise, taşımanın yüzde 90’ı karayollarıyla yapılıyor.

Devreye aldıkları dijital teknolojiler ile global ölçekte lojistik platformlardan birisi haline geldiklerini ifade eden Tırport Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burcu Kale, konum tabanlı ve gerçek zamanlı olarak lojistik operasyonunu uçtan uca dijital dönüşümle yönetiklerini açıkladı. Lojistik bilgi servisi olarak Tırport Insights’ı da bu yılın başında hayata geçirdiklerini anlatan Burcu Kale, bu platformda sektöre ilişkin canlı ve güncel veriler, raporlar, analizler ve öngörülerin yayınlandığını kaydetti.

Tırport Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burcu Kale, “Tırport’un 2020 yılsonu verilerine göre, ülkemizde bir günde gerçekleşen yaklaşık 450 bin FTL taşımanın, sadece 1/3’ü kontratlı taşımalardan oluşuyor. Günlük 300 bin kamyona yakın taşıma, tamamen spot pazarda gerçekleşiyor ve kontratlı lojistik olmadığı için lojistik firmaları bu pastadan pay alamıyor. Bu taşımaların büyük çoğunluğu, belirli bölgeler içinde kapalı döngülerle gerçekleşen taşımalardır. Aliağa-İzmir, Gebze-Derince, Sakarya-Derince, İnegöl-Bursa, Merzifon-Samsun, Tarsus-Mersin gibi kısa hatlarda gerçekleşiyor. Yük verenleri, çoğunlukla kobi kategorisindeki üreticiler oluşturuyor. Spottan çıkan yükün yarısı, 326 organize sanayi bölgesinden, limanlardan ve ambarlardan çıkıyor” dedi.

Kale, şöyle devam etti: “Ülkemizde, iller arasında gerçekleşen en yoğun karayolu yük taşıma trafiği “Kocaeli-İstanbul” arasında gerçekleşiyor. Bunu, İstanbul-Ankara, Bursa-Kocaeli, Ankara-Adana, Bursa-İstanbul, İstanbul-İzmir, Mersin-Adana, Antalya-Mersin, Antalya-İstanbul, Çanakkale-Balıkesir, Konya-Ankara, Konya-Adana, Samsun-Trabzon, Çorum-Samsun, Adana-Gaziantep aksları takip ediyor. Yine, ülkemizdeki en yoğun kamyon trafiği ise, Gebze-Kocaeli arasında gerçekleşiyor ve bu hattı Gebze-İstanbul, Adana-Mersin, Tarsus-Adana, Ankara-Polatlı, Nilüfer-Gemlik, Bursa-Balıkesir, Çorlu-İstanbul, Çumra-Konya hatları takip ediyor. Türkiye’de en yoğun karayolu taşıma trafiği, haftanın ilk günlerinde gerçekleşiyor. Yük trafiği hafta sonuna doğru kademeli olarak azalıyor ve pazar günü toplam hacmin %30’larına kadar düşüyor.”

Kamyonların yük boşaltmak için ortalama bekleme süresinin yaklaşık 11 saat olduğunu ifade eden Kale, şunları söyledi: “Yük alım işleminde de, ortalama bekleme süresi 13 saati buluyor. Bu bekleme süreleri halen çok yüksek ve Tırport’un akıllı çağrı merkezine kamyoncular tarafından yapılan aramaların yüzde 64’ü indirme-bindirme süreçlerindeki beklemeler ile ilgilidir. Tırport’un geliştirdiği akıllı yükleme-indirme randevu sistemlerinin yaygın kullanımıyla, önümüzdeki günlerde bu sürelerin hissedilir şekilde azaltılması gerçekleşecektir. Tırport kullanıcısı bir kamyonun, aylık ortalama sefer sayısı 7,7 olarak gerçekleşiyor. Sefer-başına yükle ortalama 344 km yol yapıyor. Ülkemizdeki kamyonların boş dönme oranı yaklaşık %37 iken, Tırport’lı kamyonlarda bu oran %24 seviyesinde kalıyor. Bir başka veriye göre, ülkemizde bir kamyon yeni yük bulmak için 2,5 gün beklerken, Tırport’lu kamyoncularda bu oran maksimum 1,5 gün olarak gerçekleşiyor.”

2020’de yurtiçindeki yollarda kamyonların 1/3’ünün boş seyrettiğini kaydeden Kale, “Avrupa’ya giden tırlarımızın ise yüzde 82’si boş dönüyor En yüksek boş dönme oranı yüzde 90 ile Irak’tan gerçekleşiyor. Ekonomik koşullara bağlı olarak, lojistik şirketlerinin özmal oranları hızla düşüyor. Türkiye’de yollardaki 858 bin kamyonun yüzde 95’i şahıslara ait. Bu ciddi bir oran ve dünyada hiçbir ülkede bu kadar yüksek bireylerin kamyon sahipliği oranı yok. Günde 2 binin üzerinde FTL taşıma yapmasına rağmen tek bir özmal kamyonu olmayan büyük hacimli lojistik firmaları da bulunuyor. Kısaca, irili ufaklı 8 bin civarında lojistik ve nakliye firmasının olduğu ülkemizde, pazardaki en büyük 5 şirketin toplam pazar payı yüzde 2 değil. Türkiye’deki kamyonların genel yaş ortalaması 16 yaştır. En yoğun ihracat yaptığımız Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde, kamyon filolarının neredeyse yüzde 70’nin 0-5 yaş aralığında olduğu belirtiliyor. Türkiye’deki kamyon filosu, Avrupa ile kıyaslama yapıldığında oldukça yaşlı kalıyor. Ülkemiz toplam ihracatının yüzde 50.5’ni Avrupa Birliği ve Birleşik Krallık ülkelerine yapıyor ve önümüzdeki yıllarda kamyonlardaki artan yaşın, Avrupa’ya girişte sorun oluşturabileceği öngörülüyor” diye konuştu.

15 Mart 2021 Pazartesi

Etiketler : Sektörel

Ezine peynirinin Avrupa Birliği'nden (AB) coğrafi işaret tescili alması, üretim merkezi olan Çanakkale'nin Ezine ilçesinde sevinçle karşılandı.


Ezine Peynirini ve Mandıracılarını Koruma Geliştirme ve Tanıtma Derneğinin AB'ye yaptığı Ocak 2023 tarihli başvuru sonuçlandı. Türkiye'de 10 Nisan 2007'de coğrafi işaret olarak tescil edilen Ezine peyniri, AB'nin tescillediği Türkiye'nin 18'inci ürünü, AB'den tescilli ilk Türk peyniri, Çanakkale'nin ise "Bayramiç beyazı"ndan sonra ikinci coğrafi işaretli ürünü oldu.

 

AB'den tescilli Ezine peyniri, Çanakkale'nin Ezine, Bayramiç ve Ayvacık ilçeleri, Çan ilçesine bağlı Şerbetli, Etili, Ahlatlıburun, Küçüklü, Alibeyköy ve Söğütalan köyleri ile merkez ilçeye bağlı Karacaören, Kurşunlu, Şerbetli ve Kirazlı köylerinin doğal bitki örtüsü ve su kaynaklarıyla beslenen koyun, keçi ve ineklerden elde edilen sütlerden üretiliyor.

 

Ezine Belediye Başkanı Güray Yüksel, küçükbaş hayvancılığın yaygın yapıldığı bölgenin florasına ve bitki örtüsüne hakim sütlerin işlenip, 1 yıl bekletilerek tüketicilere Ezine peyniri markasıyla sunulduğunu söyledi.

 

Tescili değerlendiren Yüksel, "Şehrimizin peynirin başkenti olmasının yanında AB'ye ihracat noktasında bir kapı aralanacaktır. Şehrimizi bu konuda temsil etmekten onur ve gurur duyuyoruz. Bundan sonra Ezine peynirini daha güzel ve daha gurur verici yerlerde göreceğiz." dedi.

 

Ezine peyniri üretiminde bölgedeki küçükbaş hayvan sayısının önemine değinen Yüksel, bunu geliştirmek için Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ezine Ziraat Odasının projelerinin bulunduğunu, geçen yıl 100'e yakın damızlık küçükbaş hayvan desteği sağlandığını ifade etti.

 

TÜRKİYE'DE EZİNE PEYNİRİNİN SAHTELERİNİN ÖNÜNE GEÇEMEDİK

 

Ezine Peynirini ve Mandıracılarını Koruma Geliştirme ve Tanıtma Derneği Başkanı Ali Öztürk de AB tescilinin üreticiler arasında heyecanla karşılandığını bildirdi.

 

Köylerde küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi, ahırların modernize hale getirilmesi için devlet desteğinin artırılmasını, köylülerin bilinçlendirilmesini talep eden Öztürk, "Süt üreticisinin de bizimle beraber yola çıkması lazım. Bizim mandıramız istediği kadar AB şartlarına uygun olsun, aldığınız süt bunu karşılamıyorsa ürünü AB almıyor." değerlendirmesini yaptı.

 

Öztürk, Avrupa'nın bazı ülkelerinde Ezine peyniri adı altında sahte üretim yapıldığını, tescille en azından bunun önüne geçileceğini vurguladı.

 

İhracat konusunda yol haritası hazırlayarak ilerleyeceklerini kaydeden Öztürk, şöyle devam etti:

 

"Türkiye'de Ezine peynirinin sahtelerinin önüne geçemedik. Bizim peynirimiz coğrafi işaretli. Coğrafi işaretin ne olduğunu bilmeyen hem tüketici hem perakende satıcı var. Süt ve peynir yapılan imalathanenin Ezine, Ayvacık, Bayramiç'i kapsayan haritanın içinde olması lazım. Dışarıdan gelen sütten Ezine peyniri yapamazsınız. Bunu vatandaşımızın da satıcının da öğrenmesi lazım. 'Ezine inek peyniri' diye peynirler satılıyor. Böyle bir peynir yok. Ezine peyniri tek, koyunu, keçisi, ineği olmaz. Kontrollerin sıklaşması lazım. Tek başımıza mücadele edemiyoruz."

 

Avrupa'da feta peynirinin ön planda olduğunu anlatan Öztürk, "Bizim en kötü Ezine peynirimiz, en iyi feta peynirinden misli misli yukarıda bir ürün." ifadesini kullandı.

 

BU PEYNİRİN TÜRKİYE'YE DAHİ YETMEYECEĞİ BİR GERÇEK

 

Derneğin 2. Başkanı Ali Atak, talepte artış olması halinde bunun karşılanamayabileceğini belirtti.

 

İlçede yılda yaklaşık 250 bin teneke peynir üretildiği bilgisini veren Atak, "Gerçek Ezine peyniri satıldığı sürece, bu peynirin Türkiye'ye dahi yetmeyeceği bir gerçek. Ancak sahte ve tağşişli ürünlerden dolayı Ezine peyniri hak ettiği değeri alamamakta." görüşünü dile getirdi.

 

Derneğe üye 25 Ezine peyniri üreten firmanın bulunduğunu aktaran Atak, 2 firmanın da dernek dışında üretim yaptığını söyledi.

 

Ezine peynirinin üretiminin mart ayında başlayıp eylüle kadar sürdüğünü bildiren Atak, şunları anlattı:

 

"Koyun ve keçi sütünden olduğu için bu tarih haricinde üretme imkanımız yok. AB coğrafi işaret tescili, AB kapısını hemen açacak değil. Zamanla yüklenerek, zorlayarak bu kapıyı açmaya çalışacağız. Bu kapıyı açmadan önce Türkiye'ye sağladığı fayda ise bir prestij kazancı olacak. Çanakkale, Ezine, Bayramiç ve Ayvacık bölgesi için büyük bir katma değer için bu alındı. Maddi gelire döndürebilirsek çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Yurt dışına çıkmak için de belli bir ham maddeye ihtiyacımız var. Bu bölgede de bu ham madde yeterli değil. Çeşitli çalışmalar yaparak buradaki koyun ve keçi sayısını artırmamız gerekmektedir. Buradaki üretimimiz Türkiye'ye dahi yetmemektedir. Avrupa gelir olarak bizden daha iyi olduğu için bu ürünü talep edeceklerini düşünüyorum."

 

Almanya ve Danimarka'da iki büyük firmanın sahte Ezine peyniri ürettiğini, öncelikle bunun önüne geçeceklerini, ardından büyük toptancılarla irtibat kurarak coğrafi işaret yoluyla ihracat kanalı aralamaya çalışacaklarını ifade eden Atak, Mart 2024'te başlayacak üretim döneminden itibaren Ezine peynirinin üzerinde "AB coğrafi işareti" logosunun yer alacağını sözlerine ekledi.

 

DİĞER ÜRÜNLERİMİZ İÇİN DE TEŞVİK EDİCİ BİR GELİŞME

 

Çanakkale Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Deniz de Ezine peynirinin AB coğrafi işaret tescili almasının Çanakkale, Türkiye ve markalar için çok sevindirici bir gelişme olduğuna dikkati çekti.

 

Süreci dört gözle beklediklerini ve nihayet olumlu sonuçlandığını dile getiren Deniz, "Ezine peyniri, AB'nin tescil etmiş olduğu ilk ve tek Türk peyniri oldu. Yerel ürünler bakımından oldukça zengin olan ilimizde Ezine peynirimiz gibi AB'de coğrafi işaret tescili mümkün olan birçok ürünümüz mevcuttur. İlimizde Bayramiç beyazımızın ardından Ezine peynirimizin de AB coğrafi işaret tescili alması diğer ürünlerimiz için de teşvik edici bir gelişmedir." diye konuştu.

07 Aralık 2023 Perşembe

Trabzon'da son dönemde bol avlanan hamsinin kilogramı, tezgahlarda 25 ila 35 liradan satılıyor.


Ortahisar ilçesinin Moloz mevkisindeki balıkçı tezgahlarında mezgit ve istavritin kilogramı 50 ve 75, somonun 150, tirsinin 100, çupra ve levreğin ise 200 liradan satışa sunuluyor.

 

Balıkçılar ve Manavcılar Derneği Başkanı Cemal Kaya Şamlıoğlu, Karadeniz'de bollaşan hamsinin bugünlerde 25 ila 35 liradan satışa sunularak piyasada rekabet oluşturduğunu söyledi.

 

Balıkçı Mehmet Can Örseloğlu ise son günlerde hamsinin Giresun ile Vakfıkebir ve Araklı ilçelerinde bol avlandığını ifade etti.

 

Bollaşan hamsinin kilogramının 25 liraya kadar düştüğünü dile getiren Örseloğlu, "Hamsi soğuk iklimi seven bir balık. Denizin biraz soğumasıyla hemen kendisini göstermeye başladı. Bol ve diri olmasıyla daha lezzetlendi. İnşallah havaların daha da soğumasıyla daha güzel hamsinin tezgahlara gelmesini bekliyoruz." dedi.

 

Örseloğlu, hamsinin yanı sıra tezgahlarda barbunya, çupra, levrek, sargan, çinekop ve lüfer gibi balık çeşitlerinin de olmasıyla güzel bir sezon geçirdiklerini aktardı.

 

Balıkçı Cem Yazıcı da satışlardan memnun olduklarını kaydederek, "Bu yıl palamut olmayınca hamsi bol çıktı. Vatandaşların da talebi oldukça fazla. Geçen yıl hamsi yoktu, o nedenle fiyatlar bu kadar düşmemişti. Bu yıl hamsi fazla olunca fiyatlar 3 ya da 4 kilogramı 100 liradan satışa sunuluyor." diye konuştu.

07 Aralık 2023 Perşembe