tatil-sepeti

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç:

- "Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın açıkladığı ekonomide yeni dönem kapsamında üretim, istihdam ve ihracatımız için bir dizi anti-Kovid 2021 tedbirlerinin, özel sektörümüzün yeni yıla dirayetli bir başlangıç yapması için kıymetli olacağı inancındayız"

- "Sosyal izolasyon kuralları gereği kapalı olmasına karar verilen ve İstanbul'da 20 bin civarında bulunan işletmenin, bu süreç boyunca vergisel yükümlülüklerinin askıya alınması yararlı olacaktır"

- "İşletmelere bir evvelki vergi döneminde beyan edilen karları tutarında faizsiz kredi desteği verilmesi de adeta bir 'yokuş kalkış desteği' vazifesi görecektir"

- "Vergi yapılandırmasına ek olarak, matrah artırımı ile stok, kasa ve sicil affı iş dünyamızın can kulağıyla beklediği düzenlemeler kapsamındadır"

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın açıkladığı ekonomide yeni dönem kapsamında üretim, istihdam ve ihracatımız için bir dizi 'Anti-Kovid 2021' tedbirlerinin, özel sektörümüzün dayanıklılığını artıracağı, yeni yıla dirayetli bir başlangıç yapması için kıymetli olacağı inancındayız." dedi.

Avdagiç, pandemi ile geçen bir yılın ardından 2021’e girmek için gün sayan İstanbul iş dünyasının en büyük temsilcisi İTO’nun ve özel sektörün beklentilerini 8 başlık halinde açıkladı.

2021 yılının koronavirüsün ve aşılı insanların birlikte yaşayacağı bir yıl olacağına işaret eden Avdagiç, "İş dünyası olarak 2021’de umutlarımızı tek başına aşıya bağlamadık. Virüs nasıl mutasyona uğruyorsa, 2021’de biz de iş yapış şeklimizi aynı hızla değiştireceğiz. Yeni dünyada güçlü pozisyon alacağız." ifadelerini kullandı.

Avdagiç, İstanbul Ticaret Odası olarak 2021’de ekonomi politikalarının oluşumunda ve reel sektörle uyum içinde uygulanmasında aktif rol oynamaya devam edeceklerini belirterek, “Ekonominin iyi işlemesi için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın işaret ettiği hukuk ve diğer alanlardaki reformlara hız verilmesine İstanbul özel sektörü olarak katkıda bulunmayı hedefliyoruz." diye konuştu.

İTO’nun 2021 yılı faaliyetlerini "Üretim ve İhracatta Anti-Kovid 2021" teması üzerine kurduğunu bildiren Avdagiç, “Kovid-19’da ilk dalgayı atlattığımız gibi ikinci dalgayı da en hızlı atlatan ülkelerden biri olmak için hep birlikte çalışacağız. Bu konuda Türkiye’deki üç işletmeden 1’ini temsil eden İTO olarak üyelerimizi koordine edeceğiz.” açıklamasında bulundu.

İTO’NUN ÖZEL SEKTÖR ÖNERİLERİ

Şekib Avdagiç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı ekonomide yeni dönem kapsamında üretim, istihdam ve ihracat için bir dizi "Anti-Kovid 2021" tedbirlerinin, özel sektörün dayanıklılığını artıracağı ve yeni yıla dirayetli bir başlangıç yapılması açısından kıymetli olacağı inancını taşıdığını söyledi.

Avdagiç, "Anti-Kovid 2021 önerileri" şeklinde adlandırdığı ve özel sektöre dayanıklılık katacağını ifade ettiği önerilerini şu şekilde sıraladı:

"Sosyal izolasyon kuralları gereği kamunun kararı ile kapalı olmasına karar verilen ve İstanbul’da 20 bin civarında bulunan müessesenin kapalı kaldıkları dönem için beyanname verme, bildirim ve ödeme gibi vergisel yükümlülüklerinin askıya alınması özel sektör için değerli bir destek olacaktır. Ayrıca bu işletmelere bir evvelki vergi döneminde beyan edilen kar tutarında faizsiz kredi desteği verilmesinin de adeta bir ‘yokuş kalkış desteği’ vazifesi göreceği kanaatindeyiz.

Diğer yandan kapanan ya da önemli bir ciro kaybına uğrayan işletmelerimizin kredi borçlarının yeniden yapılandırılarak faizsiz olarak ertelenmesi de 2021 için tüm gücümüzle istihdam ve üretimi koruma kabiliyeti getirecektir. Genelge ile faaliyetleri durdurulan veya faaliyetleri kısıtlanan işletmeler başta olmak üzere kiracı durumunda olan tüm işletmelerimize kira bedelleri tutarında faizsiz veya düşük maliyetli kredi desteği sunulabilir. Ayrıca bir süre için kira stopaj oranının sıfıra indirilmesi de kayda değer bir destek sağlayacaktır."

Kovid-19 salgınının etkilerini azaltmak için hükümetin tam zamanında etkin tedbirlere başvurduğunu belirten Avdagiç, "Özellikle 25 Mart’ta uygulamaya alınan Kısa Çalışma Ödeneği çok fayda sağladı. Bu mekanizmanın etkisini artırabilmek için yeni bir adım daha atılarak, ‘Kısa Çalışma Ödeneği’ne yeni başvuru imkanı tanınması’ önerisinde bulunuyoruz. Özellikle faaliyetleri durdurulan ya da faaliyetleri kısıtlanan sektörlerde çalışanların tamamının Kısa Çalışma kapsamında değerlendirilmesi ve 30 Haziran’dan sonra işe başlayanlara da ödeneğe başvuru hakkı tanınması istihdam piyasamıza yeni bir soluk getirecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Avdagiç, "Anti-Kovid 2021 reçetesi"ne ilişkin ayrıca şunları kaydetti:

"Salgın hastalık sebebiyle oluşan iş kaybını telafi etmek üzere ilave olarak işe alınan çalışanımızın ‘deneme süresi’ ile sınırlı olmak üzere işten çıkarma yasağı kapsamına dahil edilmemesinin özellikle sanayi sektöründe yeni istihdamın önünü açacağı kanaatindeyiz. Vergi yapılandırmasına ek olarak, matrah artırımı ile stok, kasa ve sicil affı iş dünyamızın can kulağıyla beklediği düzenlemeler kapsamındadır. İş dünyamızın birikmiş kamu alacaklarının var olan kamu borçlarından mahsup edilmesi ve bu alacakların teminat olarak değerlendirilmesi özel sektörün finansman talebini ciddi ölçüde azaltacak bir düzenleme olur. Bu düzenlemenin faiz oranlarının geri gelmesi sürecine de katkı sunacağını düşünüyoruz. "

“İSTANBUL TÜRKİYE İHRACATINDAKİ PAYINI KORUMAYI BAŞARDI”

İTO Başkanı Avdagiç, “Pandemi süreci, bize bir şeyi gösterdi. Üretimden pazarlamaya değin, geniş ölçekte dijital çağa en hızlı şekilde uyum sağlayan, açık ara öne geçecektir.” dedi.

Pandemi döneminin Türkiye için doğru bir strateji ile sıçrama dönemine dönüşebileceğini belirten Avdagiç, “Üretim kompozisyonunda Türkiye öne çıkarken 2021 ülkemiz için güçlü ihracat yılı olacaktır. Bu yüzden reel sektör ve hükümet olarak odaklanmamız gereken tek konu, milli üretim ve ihracattır. İstanbul yılın ilk 10 ayında 54 milyar dolarlık ihracatla Türkiye ihracatının yüzde 43,2'sini tek başına gerçekleştirdi. Geçen yıl bu oran yüzde 42,6 idi. İstanbul pandemi şartlarına rağmen Türkiye ihracatındaki payını korumayı başardı.” diye konuştu.

01 Aralık 2020 Salı

Etiketler : Gündem

Türkiye'de yerleşik kişilere hizmet veren ve faaliyet izni için Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvurmayan yabancı kripto para platformlarının, ülkedeki pazarlama ve tanıtım faaliyetlerini 2 Ekim'e kadar sonlandırması zorunluluğu bulunuyor.


 

Türkiye'de kripto para piyasalarını düzenleyen "Sermaye Piyasası Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" 2 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

 

Söz konusu kanunla kripto piyasalarını düzenleme yetkisi SPK'ye verilirken, bu alanda hizmet sunacak platformların da kuruldan faaliyet izni alması gerekiyor.

 

Düzenlemeyle, Türkiye'de yerleşik kişilere hizmet veren yabancı kripto para platformlarına buradaki faaliyetleri için 3 aylık geçiş süreci tanınırken, söz konusu süre 2 Ekim'de dolacak.

 

TÜRKİYE'DEKİ YERLEŞİKLERE YÖNELİK TANITIM YAPILAMAYACAK

 

Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Çağlayan Aksoy, Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik faaliyet gösteren ve faaliyet izin için başvuruda bulunmayan yurt dışında yerleşik platformların söz konusu hizmetlerini 2 Ekim’e kadar sonlandırması gerektiğini belirtti.

 

Aksoy, “SPK, ilgili kanunun yürürlüğe girdiği 2 Temmuz’da internet sitesinde bir bildiri yayınlayarak yurt dışında yerleşik kripto varlık hizmet sağlayıcıların Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik faaliyetlerini en geç 2 Ekim tarihine kadar sonlandırmak zorunda olduğunu belirtmişti.” İfadesini kullandı.

 

Yurt dışında yerleşik platformların “Türkiye’de iş yeri açma, Türkçe internet sitesi oluşturma, sunulan kripto varlık hizmetlerine ilişkin doğrudan veya Türkiye’de yerleşik kişi ya da kurumlar aracılığıyla tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunma” gibi durumlarından birini gerçekleştirmesinin, ülkedeki kullanıcılara yönelik faaliyet gösterdiğinin kabulü olacağını oile getiren Aksoy, “Söz konusu tarihten sonra Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik faaliyette bulunmaya devam edenler hakkında, kanunun izinsiz kripto varlık hizmeti sunulması ile ilgili hükümlerinde yer alan yaptırımlar uygulanacak.” Diye konuştu.

 

Aksoy, yurt dışı merkezli bir kripto para borsasının kullanıcılarına mail göndererek platformun Türkçe kullanımını sonlandıracağını ve Türk kullanıcılar için tüm pazarlama faaliyetlerini tamamen durduracağını bildirdiğini aktararak, “Bu çerçevede, yurt dışında yerleşik kripto varlık hizmet sağlayıcılarının, fiilen piyasadan çekilmemekle birlikte kanunda yasaklanan Türkiye’de yerleşik kişiler için ülkeden çekilerek piyasada kalmaya devam etmeleri mümkün olabilir.” Dedi.

 

SPK’YE 80 BAŞVURU

 

SPK'ye bu alanda faaliyette bulunacağını beyan eden kuruluş sayısının 80'e ulaştığını belirten Aksoy, düzenlemelerin ana hatlarıyla olumlu olduğunu, ancak ikincil düzenlemelerde izlenecek ilke ve kuralların büyük önem taşıdığını söyledi.

 

Aksoy, düzenlemelerle son derece somut ve ayrıntılı düzenlenmiş, katı ilke kararlarına doğru bir gidişatın söz konusu olduğunu ifade ederek, "Düzenleme kapsamında SPK ve TÜBİTAK'ın iş yükü ciddi biçimde artmış durumda. Bir taraftan kanun değişikliğinde öngörülen görevleri yerine getirirken, diğer taraftan konuyla ilgili yeni mevzuat oluşturmaya çalışıyorlar. Bu noktada sektörü iyi tanıyan hukuk, teknik ve finans alanındaki uzmanların istihdam edilmesi önem taşıyor." değerlendirmesini yaptı.

29 Eylül 2024 Pazar

Etiketler : para sermaye kripto

Para piyasası fonları, yatırım fonu türleri arasında en fazla büyüme gösteren enstrüman olarak kayıtlara geçti. Sermaye piyasalarında son yıllarda gözlemlenen gelişim hız kesmeden devam ederken, yatırımcıların fonlara ilgisi de sürüyor.


 

Buna göre Portföy Yönetim Şirketleri'nin (PYŞ) yönettiği tutar geçen ay 5 trilyon 564 milyar liraya ulaştı.

 

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) verilerine göre, 23 Eylül itibarıyla yatırım fonu büyüklüğü yıl başından bu yana yüzde 119 artarak 3 trilyon 909 milyar 140 milyon liraya ulaştı. Bu dönemde toplam yatırım fonu sayısı da yüzde 16 yükselerek 2 bin 98 oldu.

 

Yatırım fonları arasında en fazla büyüklüğe 2 trilyon 7 milyar lirayla serbest fonlar sahip olurken, yıl başından bu yana yüzde 519 artışla 916,7 milyar lira büyüklüğe erişen para piyasası fonları, en fazla büyüme gösteren enstrüman olarak öne çıktı.

 

Aynı dönemde yüzde 189 artışla 135,3 milyar liralık büyüklüğe ulaşan katılım fonları ikinci olurken, onu 76 milyar lira ve yüzde 107 yükselişle kıymetli madenler fonları takip etti.

 

23 Eylül itibarıyla, yıl başından bu yana büyüme performansları sırasıyla, hisse senedi fonlarında yüzde 97, serbest fonlarda yüzde 91, fon sepeti fonunda yüzde 66, girişim sermayesi fonlarında yüzde 52, borsa yatırım fonlarında yüzde 45, karma ve değişken fonlarda yüzde 38, gayrimenkul fonlarında yüzde 35 olarak gerçekleşti.

 

Söz konusu dönemde girişim sermayesi fonları 192,6 milyar lira, hisse senedi 166,4 milyar lira, gayrimenkul yatırım fonları 102,2 milyar lira, borsa yatırım fonları 93,3 milyar lira, borçlanma araçları fonları 87,7 milyar lira, fon sepeti fonları 69,4 milyar lira ve değişken ve karma fonların büyüklüğü 62,1 milyar lira oldu.

 

Son bir yılda yatırım fonları arasında en yüksek getiriyi kıymetli madenler fonları sağladı

Öte yandan yatırım fonlarının getiri oranları karşılaştırıldığında ise son bir yılda yüzde 74,31 getiri sağlayan kıymetli madenler fonları en çok kazandıran enstrüman olurken, borsa yatırım fonlarından yüzde 62,45, katılım fonlarından yüzde 56,79 ve para piyasası fonlarından yüzde 55,42 getiri elde edildi.

 

Diğer yatırım fonlarında, karma ve değişken yatırım fonlarında yüzde 50,66, fon sepeti fonlarında yüzde 49,86, hisse senedi fonlarında yüzde 48,83, borçlanma araçları fonlarında yüzde 43,77 getiri sağlandı.

 

Son 3 yılda ise en fazla getiriyi yüzde 767,2 ile hisse senedi fonları sağlarken, onu yüzde 613,1 ile borsa yatırım fonları, yüzde 477,9 ile kıymetli madenler fonu, yüzde 454,9 ile karma ve değişken fonlar, yüzde 295,4 ile fon sepeti fonu, yüzde 266,9 ile katılım fonları, yüzde 155,4 ile borçlanma araçları fonları ve yüzde 131,7 ile para piyasası fonları izledi.

 

BES FONLARINDA EN YÜKSEK GETİRİ DEĞİŞKEN FONLARDAN ELDE EDİLDİ

 

Aynı dönemde bireysel emeklilik sistemi (BES) fonlarının da getirileri incelendi. Buna göre son bir yılda en yüksek getiriyi yüzde 83,5 ile değişken fonlar sağladı.

 

Bu dönemde altın fonları yüzde 78, esnek ve karma fonlar yüzde 58,6, fon sepeti fonları yüzde 57,5, para piyasası fonları yüzde 56,1, hisse senedi fonları yüzde 51,5, özel sektör tahvil ve bonoları (ÖST) fonları yüzde 49,1, kamu dış borçlanma araçları fonları yüzde 46,8, kamu iç borçlanma araçları fonları yüzde 42,5, katkı fonları yüzde 39,7, standart fonları yüzde 35,6, endeks fonları yüzde 21,2 kazandırdı.

 

Son 3 yılda en yüksek kazanç sağlanan BES fonu türü yüzde 926,8 ile hisse senedi fonları oldu. Hisse senedi fonlarını yüzde 786,9’luk getiriyle endeks fonları takip ederken değişken fonlar yüzde 738,2, altın fonları yüzde 521,3, esnek ve karma fonlar yüzde 453,6 kamu dış borçlanma araçları fonları yüzde 361,3, fon sepeti fonları yüzde 303,3, katkı fonları yüzde 225,7, standart fonlar yüzde 221,4, kamu iç borçlanma araçları fonları yüzde 157,8 ÖST fonları yüzde 139,7 ve para piyasası fonları yüzde 130,3 oldu.

 

OKS FONLARI GETİRİSİNDE İLK SIRADA “ATAK KLASİK” FONLAR YER ALDI

 

Son bir yılda otomatik katılım sistemi (OKS) klasik fonlarında en yüksek getiri sağlayan yüzde 68 ile atak klasik fonlar olurken, temkinli klasik fonlar yüzde 65, muhafazakar klasik fonlar yüzde 64,7 kazanç verdi. Diğer OKS fonları; agresif klasik fonlar yüzde 60,2, dengeli klasik fonlar yüzde 58,3 başlangıç klasik fonlar yüzde 56,7, dinamik klasik fonlar yüzde 50,4, standart klasik fonlar yüzde 43,8 olarak sıralandı.

 

Son 3 yılda ise agresif klasik fonlar yüzde 914, atak klasik fonlar yüzde 798,1, dinamik klasik fonlar yüzde 586,2, dengeli klasik fonlar yüzde 499,7, standart klasik fonlar yüzde 259,6, temkinli klasik fonlar yüzde 234, muhafazakar klasik fonlar yüzde 204,1, başlangıç klasik fonlar yüzde 143 getiri sağladı.

 

"PARA PİYASASI FONLARINA YATIRIMLARIN CİDDİ ÖLÇÜDE ARTTIĞINI FARK EDİYORUZ"

 

Öte yandan TKYD Başkanı Yağız Oral, yatırım fonlarında tekil yatırımcı sayısındaki artışa dikkati çekerek son dört yılda yatırımcı sayısının 3 milyon kişiden 5,2 milyona yükseldiğini belirtti.

 

Oral, "Para piyasası fonlarına yatırımların ciddi ölçüde arttığını fark ediyoruz. Kişi sayısı bakımdan en yüksek büyüme de para piyasası fonlarında yaşandı. Son dönemde mevduata farklı bir alternatif olarak gündeme geldi." değerlendirmesini yaptı.

29 Eylül 2024 Pazar

Etiketler : Sermaye fon yatırım piyasa