tatil-sepeti

İstanbul’un en büyük kütüphanesi Rami Kütüphanesi’nin açılmasına sayılı günler kaldı. Kütüphane, 2.5 milyonluk kitap kapasitesi ile dikkat çekerken, İstanbul’un fethi ile başlayan kütüphanecilik geleneği, Rami Kütüphanesi ile yeni bir dönüm noktasında.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından İstanbul’un en büyük kütüphanesi olacağı duyurulan Rami Kütüphanesi’nin açılmasına sayılı günler kaldı. Kütüphane, 2.5 milyonluk kitap kapasitesi ile dikkat çekerken, gözler kadim kentin kütüphane tarihine çevrildi. İstanbul’un fethi ile başlayan kütüphanecilik geleneği, Rami Kütüphanesi ile yeni bir dönüm noktasında.  


HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü 2021 yılı verilerine göre kentte, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı 60 kütüphane bulunuyor. Bu kütüphanelerde toplam 2 milyon 88 bin kitap okuyucu ile buluşurken, İstanbul 2.5 milyon kitap kapasitesi olacağı duyurulan Rami Kütüphanesi ile kütüphane kültüründe yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından İstanbul’un en büyük kütüphanesi olarak konumlandırılan Rami Kütüphanesi, 13 Ocak’ta kitapseverleri ağırlamaya hazırlanırken, gözler İstanbul’un kütüphane geleneğine çevrildi. Fetih öncesine dair kayıtlarda kütüphanelerin varlığına dair belgeler olsa da İstanbul’un asıl büyük kütüphane atılımı, fetih sonrası yıllara rastlıyor. İşte asırlara meydan okuyan kentin kütüphane tarihine dair notlar: 

 

7 BİN 200’LÜK SARAY KÜTÜPHANESİ 

 

İstanbul’da kütüphaneleşme hareketi İstanbul’un fethi ile başladı. Osmanlı İstanbul’unun ilk kütüphanesini ise Saray Kütüphanesi oluşturdu. Tarihi şehrin aynı zamanda bir kültür başkenti olması için çok çalışan Fatih Sultan Mehmet’in ilk icraatı, Saray Kütüphanesi’ni İstanbul’a taşımak oldu. Bu kütüphanede, Halil İnalcık’tan aktarılan bilgilere göre, 5 bin 700 cilt içinde 7 bin 200 eser bulunuyordu. Tamamı yazma bu eserler arasında Grekçe, Latince, Ermenice, Süryanice, İtalyanca ve İbranice kaynaklar da vardı. 

 

MAAŞLI İLK KÜTÜPHANECİLER

 

Saray Kütüphanesi, resmi bir kütüphane olması münasebetiyle yalnızca özel araştırmacılara açık oluyordu. Ancak ilk vakıf kütüphanesi de fetihten birkaç yıl sonra İstanbullularla buluştu. Yazar Selim Nüzhet Gerçek’in verdiği bilgilere göre, Eyüp Külliyesi’nde ilk vakıf kütüphanesi 1459 yılında kuruldu. Kütüphanenin yaklaşık 30 yıl sonra çıkarılan bir vakfiyesinde, kütüphanede hafız-ı kütüp (kitap korucuyu) olarak Fakih isimli bir kişinin günlük 1 akçe ücretle çalıştığı kayıtlara geçti. 

 

ÖZEL KÜTÜPHANECİLİK BAŞLIYOR

 

Kitabın ve kültürün başkenti olması için niyet edilen İstanbul’da özel kütüphaneler de fetih sonrası yıllarda açılmaya başlandı. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde bulunan bir vakfiyeye göre, 1454 yılında Visali ismiyle tanınan bir kanaat önderi bir kütüphane açtı. Bugünkü Bahçekapı civarına kurulan kütüphanede kayıtlara göre tasavvufla ilgili 20 yazma eser bulunuyordu.

 

İLK KATALOGLAMA HAREKETİ 

 

Günümüz kütüphane kültüründe kitapların kataloglanması büyük önem taşırken, İstanbul kütüphane kültüründe ilk kataloglama Sultan II. Bayezid zamanında yapıldı. Bizzat Sultan’ın emri üzerine Vaiz Atufi tarafından yapılan çalışma 340 sayfadan oluştu. 1502 tarihinde hazırlanan bu katalogla Saray Kütüphanesi’ndeki kitaplar kayıt altına alındı.  

 

MAHALLELERE YAYILAN KÜTÜPHANELER 

 

İstanbul Vakıflar Tahrir Defteri’ne göre, Yavuz Sultan Selim’den sonra İstanbul’un küçük mahallelerinde dahi kütüphaneler kuruldu. Yine aynı kayıtlara göre Şeyh Süleyman Mahallesi’nde yer alan mescitte bir kütüphane kuruldu. Kütüphanenin 1519 yılı kayıtlarına göre kütüphanede 620 civarında yazma eser mevcuttu. Bundan sonraki yıllarda da kütüphaneler medreseleri tamamlayıcı bir unsur olarak görüldü ve neredeyse her mahallede bir kütüphane tesis edildi. 

 

ÖDÜNÇ VERİLEN KİTAPLAR 

 

İlim tahsil etmek isteyen öğrencilere yönelik mahalle kütüphaneleri birbiri ardına açılsa da günümüz halk kütüphanesine benzeyen ilk kütüphane, 1594 yılında açılan Cihangir Camii Kütüphanesi oldu. Şeriyye Sicilleri Arşivi’ne göre bu kütüphane halka açıktı ve ücretsiz olarak isteyene ödünç kitap verme hizmeti sağlıyordu. Kütüphanede 39 yazma eser mevcuttu. Yine cami kütüphanesi olmasına rağmen kütüphanede halk hikayeciliğine dair eserler bulunuyordu. 

 

I. MAHMUD’LA ALTIN ÇAĞ 

 

İstanbul kütüphane kültürü, altın çağını ise I. Mahmud’a borçlu. Saltanatı döneminde Yalova Kağıt Fabrikası’nı kuran ve matbaanın yeniden faaliyete geçmesini sağlayan I. Mahmud, İstanbul kütüphane kültüründe yeni bir sayfa açtı. Söz konusu dönemde İstanbul’un Fatih, Galatasaray ve Fatih gibi büyük üç kütüphanesi açıldı. Ayrıca İstanbul’un uzak semtlerinde bile küçük küçük kütüphaneler kurarak, kentte kitap kokusunun yaygınlaşmasına vesile oldu. 

 

BUGÜNE ULAŞAN EN ESKİ 

 

İstanbul, II. Abdülhamid zamanında bugüne kadar ulaşan bir kütüphaneye kavuştu. Bugünkü adıyla Beyazıt Devlet Kütüphanesi, ilk dönemdeki adıyla Kütüphane-i Umûmî-i Osmanî, 1884 yılında kuruldu. İstanbul İl Kültür Turizm Müdürlüğü 2021 yılı raporuna göre, İstanbul’un en eski kütüphanesinde 1 milyon 265 bin 236 eser bulunuyor. Bu eserlerin yaklaşık 11 bini, yazma eserlerden müteşekkil. 

 

60 KÜTÜPHANE 

 

Bugün İstanbul İl Kültür Turizm Müdürlüğü verilerine göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı 60 kütüphane bulunuyor. Geçtiğimiz yıl bu kütüphanelerden toplam 968 bin 759 kişi faydalandı. 

 

FARKLI KÜTÜPHANELER

 

İstanbul’da Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı kütüphaneler haricinde özel pek çok kütüphane de bulunuyor. Ayrıca Atatürk Kitaplığı, Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi gibi farklı kurumlara bağlı da koleksiyonu oldukça zengin kütüphaneler, İstanbul’un kütüphane kültürünün önemli kaynakları arasında yer alıyor.

09 Ocak 2023 Pazartesi

İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024-2025 akademik yılında yeni kayıt yaptıracak öğrenciler için burs ve indirim oranlarını açıkladı.




 


Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, İstanbul Ticaret Üniversitesi, ücretli kontenjanları ilk tercihine yazanlara yüzde 50 indirim bursu verecek. ÖSYM kılavuzunda yüzde 25 veya yüzde 50 burslu olarak yer alan kontenjanları ilk üç tercihine yazanlara ise yüzde 10 daha ek indirim bursu sağlayacak.


 Ayrıca, üniversitenin öğrenci ve mezunlar için kardeş indirimi ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) indirimi de bulunuyor.


Bugüne kadar 25 binden fazla mezun veren İstanbul Ticaret Üniversitesi, yeni öğretim yılında şehit yakınları, gazi çocukları ve depremzede kontenjanları hariç toplam 1751 önlisans ve lisans öğrencisi alacak. Türkiye'nin en fazla doktora öğrencisi mezun eden ilk beş üniversitesinden biri olan üniversitenin hali hazırda İşletme, hukuk, mühendislik, mimarlık ve tasarım, insan ve toplum bilimleri ve iletişim olmak üzere altı fakültesinde 29 bölümü ve meslek yüksekokulunda üç programı bulunuyor.


Üniversite, İTO üyelerine ve üye çocuklarına yüzde 15 indirim sağlıyor. İTO tarafından kurulan liseler, anlaşmalı liseler indirimi ve esnaf ve sanatkarlar odası üyeleri indirimi gibi iş dünyasına çeşitli kategorilerde burslar ve indirimler veriliyor. YKS'de ilk 100'e giren adaylara 20 bin lira, ilk 1000'e 15 bin lira, ilk 5 bine 10 bin lira, ilk 10 bine 7 bin 500 lira, ilk 25 bine girerek İstanbul Ticaret Üniversitesi'ni tercih eden adaylara aylık 5 bin lira ödeme yapılıyor. Başarı bursları, öğrenim süresi boyunca her yıl dokuz ay boyunca aylık ödeniyor.


İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde ilk tercihine ücretli bir kontenjanı yazan aday öğrencilere yüzde 50 indirim bursu veriliyor. Hukuk ve ingilizce destekli psikoloji bölümlerinde ise bu indirim bursu yüzde 25 olarak uygulanıyor.


 Yüzde 25 ve yüzde 50 burs sağlayan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) kontenjanlarını ilk üç tercihi arasına yazanlara da ek yüzde 10 indirim bursu veriliyor.


 Mezunların kardeşlerine, milli sporculara, şehit yakınları ve gazi çocuklarına da indirimler sağlanıyor.


İstanbul Ticaret Üniversitesi Eğitim Bilimleri bölümü, üniversitenin diğer bölümlerine pedagojik formasyon eğitimi sunuyor.


 Matematik, sosyoloji, psikoloji (yüzde 30 İngilizce), havacılık yönetimi, iktisat (İngilizce), iktisat, işletme (ingilizce), işletme, lojistik yönetimi, uluslararası ticaret (İngilizce), yönetim bilişim sistemleri (ingilizce), görsel iletişim tasarımı, halkla ilişkiler ve reklamcılık, medya ve iletişim, hukuk, bilgisayar mühendisliği (yüzde 30 ingilizce), mekatronik mühendisliği (ingilizce), yazılım mühendisliği (ingilizce), endüstriyel tasarım, iç mimarlık ve çevre tasarımı (yüzde 30 ingilizce) bölümlerinde okuyan öğrenciler isteğe bağlı olarak pedagojik formasyon eğitimi alabiliyor.

24 Temmuz 2024 Çarşamba

Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu yıl İngiltere, İtalya ve ABD'den iadesi sağlanan 19 eserin Türkiye'nin kültürel hazinesine yeniden kazandırıldığını bildirdi.


 

Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, eser iade çalışmaları Türkiye'nin zengin tarihi ve kültürel mirasına önemli katkılar sağlıyor.

 

Yürütülen çalışmalarla 2002'den bu yana Türkiye'ye iade edilen eser sayısı 12 bin 139'a, 2018'den bu yana ise 7 bin 823'e ulaştı.

 

Bu yıl ise süreçte elde edilen başarıların altını çizen önemli bir yıl oldu. Bakanlığın çalışmaları ve uluslararası işbirlikleri sayesinde, Türkiye'nin tarihi ve kültürel değerleri ülkeye kazandırıldı, İngiltere, İtalya ve ABD'den 19 kıymetli eser yurda getirildi.

 

Yurda döndürülen eserlerden birisi "Mustafa Dede'nin Kur'an-ı Kerim'i" oldu. 2017'de İngiltere'de satışa çıkarılan ve Mustafa Dede tarafından istinsah edilen Kur'an-ı Kerim, yasa dışı yollarla ülkeden kaçırıldığı tespit edilerek Türkiye'ye geri getirildi. Sultan II. Abdülhamit’in koleksiyonunda yer alan bu eser, İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde muhafaza altına alındı.

 

Boubon Antik Kenti Kökenli Bronz İmparator Heykeli de New York'ta Christie's Müzayede Evi tarafından 2011'de satışa çıkarıldı. Heykelin Türkiye'den yasa dışı yollarla çıkarıldığı ABD ve Türkiye tarafından sürdürülen bir araştırma sonucu belirlendi.

 

Eseri elinde bulunduran kişiyle irtibata geçilerek deliller sunuldu, heykelin kökeninden bu yolla haberdar olan koleksiyoncu, iyi niyetli yaklaşım sergileyerek eserin Türkiye Cumhuriyeti devletinin malı olduğunu kabul etti. Türkiye'ye iade edilen heykel, 2 Şubat 2024'te Antalya Müzesi'nde kamuoyuna tanıtıldı.

 

Yurda kazandırılan bir diğer eser Milet Kökenli Kore Torsosu, Christie's Müzayede Evi'nin 2021 tarihli müzayedesinde satışa sunuldu. Mermer Kore Torsosu, uzman incelemeleri sonucunda Türkiye kökenli olduğu belirlenerek iade edildi. Eser, 26 Ocak 2024'te Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde muhafaza altına alındı.

 

Floransa Savcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında, Türkiye'ye ait olduğu belirlenen 11 pişmiş toprak eser de bilimsel raporlar ve hukuki süreçler tamamlanarak 24 Ocak 2024'te Türkiye'nin Roma Büyükelçiliğince teslim alındı.

 

Bu yılın iade edilen eserleri, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Antalya Müzesi ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi gibi müzelerde sergilenmeye devam ediyor.

21 Temmuz 2024 Pazar