İstanbul Havalimanı, dünya havacılık sektörünün önde gelen yayınları arasında gösterilen ‘Air Transport Awards’ ödüllerinde, 2021 ve 2022'nin ardından bu yıl da ‘Yılın Havalimanı’ seçildi.


 

İstanbul Havalimanı İşletmecisi İGA'dan yapılan açıklamaya göre, havacılık otoritelerinden görüş alınarak gerçekleştirilen oylamaya 4 binden fazla okuyucu ve havacılık sektörünün önde gelen yöneticileri katıldı. Havacılık sektörünün 14 farklı kategorisini değerlendiren "Air Transport Awards" yarışmasını geçen yıllarda kazananlar arasında Singapur Changi, Dubai, Lizbon ve Doha havalimanları yer aldı.

 

İGA İstanbul Havalimanı ise ödül tarihinde üst üste üçüncü kez "en iyi havalimanı" ödülüne ulaşan ilk havalimanı oldu.

 

Sektör liderlerinin katılımıyla Kanada'nın Montreal kentinde yapılan törene, İGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kadri Samsunlu, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen depremler nedeniyle katılamadı.

 

Tören için İstanbul'dan aktarmalı Montreal'a giden Air Transport News (ATN) Genel Direktörü ve Üst Yöneticisi (CEO) Dr. Kostas Iatrou, Samsunlu'ya ödülü İstanbul Havalimanı'nda takdim etti.

 

"MOTTOMUZ DÜNYANIN EN İYİ YOLCU DOSTU HAVALİMANI OLMAK"

 

Samsunlu, burada yaptığı konuşmada, İGA İstanbul Havalimanı olarak havacılık sektöründe karşılaştıkları tüm zorluklara rağmen çok başarılı bir yıl geçirdiklerini söyledi.

 

Aynı ödülü üç kez üst üste almaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Samsunlu, şöyle devam etti: "Üç yıl üst üste Avrupa’nın en yoğun küresel aktarma merkezi olmaya devam ederken havalimanımız geçen yıl 64,5 milyon yolcuya hizmet vererek Avrupa'nın operasyonel olarak en dirençli havalimanlarından biri de oldu. Türkiye'de yaşanan yürek burkan deprem felaketi nedeniyle ödül törenine bizzat katılamadık ama Air Transport Awards tarafından 'Yılın Havalimanı' ödülünü almak, ülkemizin ve İGA İstanbul Havalimanı'nın deprem gibi büyük bir felaketin ardından da ne kadar dirençli olduğunu gösteriyor."

 

Samsunlu, bu kötü günlerde böyle güzel bir ödül almanın ruh dünyalarını değiştirdiğini ve kendilerine işlerini daha iyi yapma cesareti verdiğini belirterek, "Bu kötü günleri, millet olarak dayanışma içerisinde, diğer ülke ve kıtalardaki dostlarımızla hızlı bir şekilde aşacağız. Bizim mottomuz, dünyanın en iyi yolcu dostu havalimanı olmak ve benzersiz hizmetleri paydaşlarımızla sağlamaktır. En iyi hizmetleri sunmaya devam edeceğiz. Taahhüdümüz ise havalimanımızın çalışanlarına, paydaşlarına ve yolcularına ne kadar iyi hizmet verdiğinin bir yansıması olarak operasyonel mükemmelliğimizi sürdürmek." ifadelerini kullandı.

 

Kadri Samsunlu, ödülü binlerce mesai arkadaşı ve havalimanındaki diğer paydaşları adına aldığını kaydetti.

 

ATN Genel Direktörü ve CEO'su Iatrou ise geçen ay yaşanan deprem felaketi nedeniyle üzüntülerini dile getirerek, afette vefat edenlerin yakınlarına başsağlığı diledi.

 

İstanbul Havalimanı'nın üç kez aynı ödüle layık görüldüğünü hatırlatan Iatrou, "Burada olmak ve bu ödülü, Kadri Samsunlu'ya vermek bizim için bir onur." dedi.

 

HER YIL OYLAMA YAPILIYOR

 

"Air Transport Awards" ödülleri, Hermes-Air Transport Organizasyonu ve ATN ortaklığında düzenleniyor. Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI), Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) gibi sektörün önde gelen kuruluşları da ödülün seçici kurulunda görev yapıyor.

 

Ödüller için dünyada havalimanları konusunda uzman olan, seyahat konusunda görüşlerine başvurulan, yolculuk ve konaklama gibi konularda görüş bildirenler tarafından her yıl oylama gerçekleştiriliyor. Bu sayede sektörün gelişimine katkı sağlayan kişi, kurum ve şirketler ödüllendiriliyor.

22 Mart 2023 Çarşamba

Almanya otomotiv sektöründe, gerek ana sanayilerde gerekse tedarik sanayindeki önemli firmalarda kilit rollerde Türk yöneticiler var.


 

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, Türkiye-Almanya arasındaki köklü tarihi ilişkileri ve artarak gelişen ticaret hacmini kaleme aldı.

 

Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkiler yumağını bir vücuda benzetirsek iki ülke arasındaki siyasi ve tarihi ilişkiler ana yani, atardamarları temsil eder. İki ülke arasındaki sanat ve ticari ilişkiler ise kılcal damarlardır. Atardamarlarda arada sırada sorun yaşansa da kılcal damarlar yeteri kadar gelişmişse, vücutta kriz yaşanmadan da sorunlar atlatılır; hatta eskisinden daha sağlıklı bir yapıya kavuşur. Son 25 yılda tüm dünyadaki baş döndürücü değişim hepimize gösterdi ki bu kılcal damarlar iki ülke arasındaki kalıcı huzuru sağlıyor.

 

KÖKLÜ TÜRK-ALMAN İLİŞKİLERİ

 

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin Türkiye ile ilişkileri statü gereği AB başlığı altında değerlendirilse de konu Almanya olunca kesinlikle ayrı bir başlık açmak gerekir. Bu iki ülkenin 150 senelik köklü geçmişe sahip sanayi ve ticari ilişkileri ortak hedeflere ulaşma yolunda kesintisiz şekilde sürüyor ve katlanarak artıyor. 1980’lerden bu yana bir Türk girişimci için yurt dışına açılmak, Almanya’daki sektörel fuarlara katılım anlamına gelirken, kalite ve sevkiyat seviyesinin göstergesi ise Almanya’ya ihracat yapmaktır.

 

Her iki ülke de otomotiv sektöründe güçlü bir geçmişe sahip olmalarının yanı sıra endüstrideki teknolojik gelişmelerde de önemli roller üstlendiler. Türkiye, coğrafi konumu, işgücü potansiyeli, üretim altyapısı ve yaygın tedarikçi ağıyla otomotiv üretiminde önemli bir konuma sahipken; Almanya ise otomotiv endüstrisindeki yenilikçi yaklaşımı ve yüksek kaliteli ürünleriyle dünyanın önde gelen ülkelerinden biri konumundadır.

 

İhracatımız 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 12,3’lük bir artışla 3 milyar 966 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Böylece Almanya, toplam sektör ihracatımızdan aldığı yüzde 13,6’lık payla Fransa’nın ardından 2’nci en büyük ihracat pazarımız oldu. 2024’ün ilk 3 ayında durum değişti; ilk 3 ayda Almanya’ya olan ihracatın artışıyla Almanya en büyük pazarımız durumuna geldi. Türkiye Almanya’ya parça ihraç ederken seneler içinde her iki yönde küçük oynamalar olmakla birlikte ihracata denk bir miktarda daha çok araç ithal ediliyor.

 

TÜRKİYE OTOMOTİV SANAYİ

 

Türkiye otomotiv sanayi, gerek Almanya gerekse tüm dünyada araç veya parça ihraç etmenin ötesinde, belli bir süredir hizmet de ihraç eder duruma geldi. Bu da oldukça önemli bir nokta, yani artık parça ve araç ihracatımızın yanında mühendislik hizmetlerimizi de ihraç ediyoruz. Mühendislik ihracatı kadar önemli bir başka konu da Almanya otomotiv firmalarına iş gücü de ihraç etmemiz. Almanya otomotiv sektöründe, gerek ana sanayilerde gerekse tedarik sanayindeki önemli firmalarda kilit rollerde Türk yöneticiler var. Bu insanlar Türkiye'de edindikleri tecrübelerle Almanya’da kilit rollerde yer alarak ülkemizin de bir bakıma elçiliğini sürdürüyorlar. Türk mühendis ve yöneticileri sadece Almanya’daki otomotiv firmalarında değil, gerek Alman otomotiv firmalarının farklı coğrafyalarındaki tesislerinde gerekse de küresel diğer otomotiv firmalarında önemli roller üstleniyor. Türk kültüründeki esnek çalışma ve problem çözme becerisi, Alman disipliniyle birleşerek önemli bir güce dönüşüyor.

 

Türkiye'nin otomotiv endüstrisi, son yıllarda hızla büyüdü ve uluslararası alanda önemli bir oyuncu haline geldi. Ülkenin stratejik konumu, güçlü tedarik zinciri altyapısı ve yetenekli işgücü, birçok uluslararası otomotiv üreticisinin Türkiye'yi üretim üssü olarak tercih etmesine olanak sağladı. Türkiye, Avrupa'nın en büyük 2. üreticisi konumundadır ve özellikle Alman otomotiv şirketleri, Türkiye'deki tesislerinde üretim yaparak Avrupa pazarına erişim sağlıyor. Bunun yanı sıra, Türk otomotiv tedarik sanayi firmaları da Almanya'nın otomotiv endüstrisi için önemli bir tedarikçi konumundadır.

 

Türkiye ve Almanya arasındaki otomotiv sektörlerinin ikili ilişkileri, karşılıklı bağımlılık ve ortak çıkarlar üzerine kuruludur. Her iki ülke de birbirinin pazarlarına erişim sağlayarak ve ortak projeler yürüterek avantaj elde ediyor. Örneğin, Türk otomotiv tedarik sanayi firmaları, Alman otomotiv şirketleri için önemli bir tedarikçi olmanın yanı sıra, Almanya'nın teknoloji ve mühendislik uzmanlığından faydalanarak ürün geliştirme süreçlerinde işbirliği yapıyor. Bunun yanı sıra Alman otomotiv devleri de Türkiye'deki üretim tesislerinde Avrupa pazarına yönelik araçlar üreterek rekabet avantajı elde ediyor. Türkiye, Alman otomotiv şirketleri için önemli bir üretim üssü olmasının yanı sıra Almanya'nın önde gelen otomotiv firmaları da Türkiye'deki pazar fırsatlarından faydalanıyor.

 

Her iki ülkenin otomotiv endüstrileri birbirlerine karşılıklı bağımlıdır ve ortak çıkarlar doğrultusunda işbirliğinin geliştirilmesi önemlidir.

 

Örneğin, teknolojik değişim ve dönüşüm süreçleri her iki ülkenin otomotiv endüstrisini etkileyerek yeni işbirliği alanları ortaya çıkarabilir. Bununla birlikte siyasi ve ekonomik faktörlerle teknolojik değişimler, bu ilişkileri etkileyebilecek potansiyel zorlukları da beraberinde getirebilir. Bu nedenle, her iki ülkenin mutlaka birlikte hareket edip iş hacmini artırarak otomotiv sektörleri arasındaki ilişkilerin sürdürülebilirliği ve güçlendirilmesi için sürekli olarak çaba sarf etmesi gerekiyor.

24 Nisan 2024 Çarşamba

İstanbul Havalimanı, 8-14 Nisan'da günlük ortalama 1428 uçuşla Avrupa'nın en yoğun havalimanı olarak kayıtlara geçti.






Avrupa Hava Seyrüsefer Güvenliği Teşkilatının (Eurocontrol) 8-14 Nisan dönemine ilişkin Avrupa Havacılık Raporu yayımlandı.


Rapora göre İstanbul Havalimanı, bu dönemde günlük ortalama 1428 uçuşla Avrupa'nın en yoğun havalimanları arasında ilk sırada yer aldı.


2023 yılının aynı dönemine göre uçuş sayısını yüzde 10 artıran İstanbul Havalimanı, yoğunluk bakımından dünya çapındaki en yoğun 10 havalimanından biri oldu.


İstanbul Havalimanı'nı günlük 1343 uçuşla Amsterdam Schiphol, 1311 uçuşla Londra Heathrow havalimanları izledi.

24 Nisan 2024 Çarşamba