Sıkı para politikası sayesinde cari açığı risk olmaktan çıkaran Türkiye’de şimdi gündem, faiz indiriminin ne zaman yapılacağı. Enflasyon hedefine ve dengeleri korumaya odaklanan ekonomi yönetimi, faiz indiriminde mütevazı adımlarla kalıcı kazanımlar sağlamakta kararlı.
HABER:Adem ORHUN
Enerji krizlerinin ve savaşların baskısı altında zor bir dönem geçiren küresel ekonomide, faiz indirimleriyle gevşeme beklentileri kuvvetleniyor.
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) politika faizinde dört yıl aradan sonra indirime gitmesi, diğer ülkelerin ekonomileri için de işaret fişeği oldu.
18 Eylül’de politika faizini 50 baz puan düşürerek yüzde 4.75-5 aralığına çeken Fed, enflasyonu yüzde 2’ye indirme hedefinden uzaklaşmadan indirim hamlelerine devam edeceğini duyurdu.
BÜYÜMEDE GÜNCELLEME
ABD’de temkinli açıklamalara rağmen faizdeki ‘jumbo’ indirim, küresel piyasaları hareketlendirdi.
Küresel büyüme tahminlerinde ABD’deki gevşeme döngüsüyle paralel gelişmelerle yukarı yönlü iyileştirme yapıldı.
Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, küresel ekonomiye ilişkin büyüme beklentisini bu yıl için yüzde 2.6’dan
yüzde 2.7’ye çıkardı.
Bu arada Fitch’in, Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nda Türkiye de yer aldı.
Yıllık enflasyonun ağustosta belirgin şekilde yavaşladığı hatırlatılan raporda, “Yıl sonunda enflasyonun yüzde 43 seviyesinde olması bekleniyor.
Türkiye ekonomisi, bu yıl yüzde 3.5, 2025’te yüzde 2.8 ve 2026’da yüzde 3.7 büyür” denildi.
GÜNDEM FAİZ TAKVİMİ
Faiz ve küresel ekonomilerde büyümeye dair raporlar arttıkça, dikkatler Türkiye’ye çevrildi.
Sıkı para politikasını taviz vermeden uygulamaya odaklanan Türkiye’deki faiz takvimi tartışılıyor.
Geçtiğimiz haftalarda yüzde 50’de sabit tutulan politika faizinde indirim beklentisi güçlenmeye başladı.
Bu adım için hangi tarihin doğru olacağı değerlendiriliyor. Enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürme hedefini tekrarlayan ekonomi yönetiminin atacağı adımlar, finansal piyasalar kadar üretimi ve ihracatı da etkileyecek.
Bu konudaki tartışmalara ve ekonomideki soğumaya rağmen olumlu beklentiler artıyor.
Olumlu beklentileri besleyen gelişmelerden biri de not artışı haberleri oldu.
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, geçtiğimiz haftalarda Türkiye’nin kredi notunu ‘B+’dan ‘BB-’ye yükseltti. Fitch, ayrıca 24 Türk bankasının uzun vadeli yabancı para cinsinden (YP) kredi notlarını da artırdı.
Bu artışların ardından diğer derecelendirme kuruluşlarından da benzeri iyileştirmeler bekleniyor.
S&P Global’in, 1 Kasım’da Türkiye hakkında bu yılki ikinci değerlendirmesini yapması ve yeni bir not artışı duyurması muhtemel görülüyor.
CARİ AÇIK ODAKTA
S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü Frank Gill, Türkiye ekonomisindeki gelişmeler hakkında şu açıklamaları yaptı: “Türkiye ekonomisinde politika değişikliğinin ardından başta dış göstergeler olmak üzere bazı kredi derecelendirme ölçütleri iyileşti.
Bunlar arasında en önemlilerinden biri, net döviz rezervlerindeki artış oldu.
Ayrıca cari açık çok hızlı şekilde daraldı.” İş dünyasını yakından ilgilendiren değerlendirmelerini açıklayan Gill, “Türkiye’de enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek için yetkililerin tüketici talebini azaltması gerekiyor.
Bu da daha düşük büyüme anlamına gelir ve daha düşük büyüme genellikle daha zayıf mali sonuçlara yol açabilir” dedi.
Not kararı için gözden geçirilecek birçok gösterge olduğuna dikkat çeken S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü, “Kendimize Türk hükümetinin önümüzdeki birkaç yıl boyunca politikaya bağlı kalıp kalmayacağını sormak zorundayız. Bizim temel tahminimiz, bağlı kalacakları yönünde. Kademeli bir dezenflasyon süreci bekliyoruz. Bu yıl sonu için enflasyon öngörümüz yüzde 43, 2025 sonu için yüzde 23 ve 2026 sonu için yüzde 10 seviyesinde” diye konuştu.
Gill ayrıca, “Dezenflasyon sürecinin önemli bir ayağı TL’nin Amerikan Doları ve Euro karşısında çok az değer kaybetmesidir. Gelecek yıl TL’nin enflasyonun altında değer kaybedeceğini düşünüyoruz” dedi.
Gill, faiz indirimi hakkında da şu değerlendirmeyi yaptı: “Bizim temel senaryomuz, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yılın son çeyreğinde çok temkinli şekilde faiz indirimine başlayabileceği yönünde. Bu, muhtemelen kasımda olabilir, ancak buradaki ‘temkinli yaklaşımı’ vurgulamak gerek.”
Fitch Rating Kıdemli Direktörü Erich Arispe Morales ise “TCMB’nin sıkı para politikasını sürdürmesini bekliyoruz. Politika faizinde 2025’in ilk çeyreğinde indirime başlayacağını öngörüyoruz” dedi.
PROGRAMA İNANIYORUZ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de yaptığı açıklamayla olumlu sonuçlara dikkat çekti.
Cari açığın, kur korumalı TL hesaplarının (KKM) ve rezervlerin endişe kaynağı olmaktan çıktığını söyleyen Bakan Şimşek, “Kredibilite konuşarak kazanılmaz, sonuç üreterek elde edilir. Enflasyonla ilgili tereddütlere saygı duyuyorum ama biz inanıyoruz ve programımız sonuçları üretecek. Zaman, sabır ve kararlılığa bakalım. ‘Şok terapi’ seçeneğini değerlendirmiyoruz. Uygulamaya ve başarılı programlara bakıyoruz. Kalıcı kazanımların peşindeyiz. Yapısal dönüşümle rekabet gücümüzü artıracağız ve verimliliği artırarak refah seviyemizi yükselteceğiz” dedi.
REEL KESİM GÜVEN ENDEKSİ
Ekonomi politikaları ve finansal piyasalara ilişkin raporların frekansı artarken Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, eylül ayına ilişkin İktisadi Yönelim İstatistikleri ve Reel Kesim Güven Endeksi’ni açıkladı.
Bin 766 işyerinin cevaplarıyla oluşturulan endeks, eylülde geçen aya göre 0.3 puan artarak 98.8 seviyesine çıktı.
Aynı dönemde mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi de 1.2 puan yükselerek 99.2 oldu. Gelecek üç aydaki sipariş miktarı, mevcut mal stoku, istihdam ve sabit sermaye yatırımlarına dair değerlendirmeler, endeksi artış yönünde, gelecek üç aydaki üretim hacmine yönelik değerlendirmeler eksi yönde etkiledi.
Ufukta sık aralıklarla 25 puanlık indirim var
Fitch Ratings, Fed’in politika faizinde 50 baz puan şeklindeki ‘büyük’ indirime rağmen para politikası gevşeme döngüsündeki beklenen indirimlerin daha ‘mütevazı’ olacağını, kasım ve aralık toplantılarının ikisinde de politika faizinin 25 baz puan indirileceğini öngörüyor.
Fitch, bununla birlikte 2025’te dört kez 25’er baz puanlık indirim beklediklerini de kaydetti.
Bu durumda gelecek yılın sonunda ABD’deki faiz oranının yüzde 3.5’e ineceği öngörülüyor. 2026’ya ilişkin tahmin de yüzde 3.
Avrupa’da gevşeme başladı
ABD’nin doğusunda da gündem faiz ve enflasyon.
İngiltere Merkez Bankası (BoE), ağustosta faiz indirdiği halde eylülde sabit tuttu.
Bankanın, yıl sonuna kadar 25 baz puanlık indirimle faizi yüzde 4.75’e düşürmesi bekleniyor
.
Fitch Ratings Ekonomi Birimi Direktörü Jessica Hinds, “PPK açıklaması, BoE’nin kasımda gevşemeye gidileceğini güçlü bir şekilde ortaya koydu” dedi.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise piyasaların beklentileri doğrultusunda haziran ayındaki hamlesinin ardından ikinci kez mevduat faizi oranını düşürdü.
25 baz puanlık indirimle oran yüzde 3.50-3.90 aralığına çekildi.
İsviçre Merkez Bankası da politika faizini piyasa beklentileri doğrultusunda 25 baz puan indirdi.
Banka, yılın son iki toplantısında da faiz indirimi olabileceği sinyalini verdi.
Öte yandan, Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkanı Kazuo Ueda, para politikasını belirlerken ülkedeki ve dünyadaki ekonomik gelişmeleri dikkatle değerlendireceklerini, faizleri artırmakta aceleci davranmayacaklarını ifade etti.
Gündemde vergi artışı yok
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, KDV, kurumlar ve gelir vergisinde bir artışın gündemlerinde olmadığını açıkladı. Bakan Şimşek’in açıklamasına göre gerçekleşmelere ilişkin rakamlar şöyle oldu:
Mayıs 2023’te 57 milyar dolar olan cari açığı 19 milyar dolara indirdik. Cari açık azalınca dış kaynak ihtiyacımız ve kırılganlığımız azaldı.
Rezervler, Mayıs 2023’te brüt 98.5 milyar dolardı, 153 milyar doların üzerine çıktı.
2025’in ilk çeyreğinde enflasyon yüzde 30’lu rakamlara düşecek.
2025’in sonunda enflasyonu yüzde 20’nin altına indirebileceğiz.