Pazar, 13 Ekim, 2024
Enerji sektörü, 2026'da devreye girecek Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması'nın (SKDM) ardından bu yıl ekimde pilot uygulamaya geçmesi planlanan Emisyon Ticaret Sistemi'ne (ETS) yönelik hazırlıklara hız verdi.
Karbon Düzenlemesi Mekanizması'na (SKDM) uyum kapsamında enerji, çimento, gübre, demir çelik, alüminyum ve hidrojen gibi birçok sektördeki ürün ve hizmetlere ilişkin karbon beyanında bulunulması zorunlu olacak.
Avrupa Birliği (AB) ülkelerine ithal edilen mallara yönelik uygulanacak SKDM, geçen yıl 1 Ekim itibarıyla deneme aşamasına girdi. Söz konusu mekanizma için 31 Aralık 2025'e kadar bir geçiş dönemi belirlendi.
AB'ye önemli miktarda ihracatı olan ve 2053 karbon nötr hedefine ulaşmayı hedefleyen Türkiye de bu kapsamda enerji sektöründeki dönüşümü planlamaya başladı.
Enerjisa Commodities Yönetici Direktörü Yusuf İlimsever, 2026'da SKDM'nin başlamasıyla Türkiye'de emisyon ticaret sisteminin de hayata geçeceğinin öngörüldüğünü söyledi.
Bu süreçte şirketlerin karbon emisyonu yaydıkları alanları tanımlamaları, ölçüm yapmaları ve azaltım için uzun vadeli planlamalara başlamalarının önemine işaret eden İlimsever, Türkiye'de emisyon azaltımı ve enerji verimliliği bilincinin de artması gerektiğini dile getirdi.
İlimsever, emisyon ticaret sisteminin başarılı olması için belirli aşamaların tamamlanması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Öncelikle kotalar, işletmelerin emisyon azaltma potansiyelini dikkate alarak belirlenmelidir. Emisyon kredileri piyasası likit olmalıdır. Böylece kotanın altında veya üstünde emisyon yayan işletmeler bu kredilerin alım satımını yapabilir. Fiyatlar ise piyasa tarafından belirlenebilir. Etkili bir ETS için karbon fiyatlandırmasının adil ve etkili bir şekilde yapılması gerekmektedir. Karbon azaltımına yönelik mali teşvikler, şirketleri çevre dostu teknolojilere yatırım yapmaya teşvik etmelidir. Oluşacak fonlar ise amacına uygun şekilde yeşil dönüşüme katkı sağlayacak alanlarda kullanılmalıdır."
İlimsever, enerji sektöründe daha düşük maliyetle emisyon azaltımı sağlayabilen şirketlerin rekabet avantajı elde edeceğini belirterek, "Bu ekonomik rekabet gücü de yatırımları ve yenilenebilir enerji pazarındaki büyümeyi teşvik edecektir. ETS'nin sağladığı öngörülebilirlik enerji şirketlerinin uzun vadeli plan yapmalarına olanak sağlayacaktır. ETS, enerji şirketlerini emisyonlarını dengelemek için karbon yakalama ve depolama teknolojilerine yatırım yapmaya teşvik edecektir. Bu teşvik, sektördeki genel sera gazı azaltımına da katkıda bulunacaktır." dedi.
ETS'nin başlamasıyla sisteme dahil sektörlerdeki yükümlü şirketlere ücretsiz tahsisat dağıtımı yapılacağını anlatan İlimsever, şunları söyledi: "Sonrasında birincil karbon piyasasıyla aylık tahsisat ihaleleri düzenlenecek. Birincil karbon piyasası ihalelerinde oluşacak fiyat karbon referans fiyatını belirleyecek. İkincil karbon piyasası ise sürekli ticaret usulü ile işletilen bir spot karbon piyasasını ve ikili anlaşmaları içerecektir. İkincil karbon piyasası sayesinde yükümlü şirketler fazla tahsisatlarını satabilecek, tahsisatlarından fazla emisyon yayan şirketler ise hem birincil karbon piyasası ihalelerinden hem de ikincil karbon piyasasından tedarik sağlayabilecekler. İhale sisteminde elde edilen gelirler, ETS kapsamındaki sektörler başta olmak üzere kurum ve kuruluşların yeşil dönüşüm uygulamaları için kullanılacaktır."
Limak Enerji Üst Yöneticisi Birol Ergüven de ETS'ye geçişte altyapı ve yasal düzenlemenin hızla tamamlanmasının önemli olduğuna işaret ederek, "Kotaların dağıtımı, emisyonların ölçümü ve bunların denetlenmesi nasıl yapılacak? Bu denetimler sonucunda oluşan rakamların ticarete dönmesi, belli platformlarda alınıp satılması zor değil ama işin ölçülmesi, sertifikalandırılması, şeffaf halde olması, AB tarafından kabul görmesi saha çalışmasını gerektiriyor." diye konuştu.
Ekim ayında ETS'de test aşamasına geçileceğini ifade eden Ergüven, "Birincisi karbon vergisi bir gerçek ve önümüze çıkacak ama her şey bir kenara Türkiye gibi üretim yapan ve ağırlıklı olarak bunu AB ülkelerine satan her ülke şu an hazırlık yapıyor. Çin de hazırlık yapıyor, Amerika da hazırlık yapıyor. Herkes bu konuda sağlıklı, işleyen, şeffaf, adil bir altyapı kurmak için uğraşıyor. Onun için biz de hem ülke hem de şirket olarak bir çaba içindeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Ergüven, Enerji Piyasaları İşletme AŞ (EPİAŞ) bünyesinde kurulması planlanan sisteme yönelik çalışmaları yakından izlediklerini belirterek, şunları kaydetti: "Karbon ticareti konusunda grup şirketlerimizde zaten enerji ticareti yapan departmanlarımız var. Hem mevcut santrallerin ticari işletmesini yapıyor hem karbon sertifikaları üretiyorlar. Yenilenebilir enerjiden ürettiğimiz karbon sertifikalarının uluslararası piyasada satışını da yapıyorlar. Türkiye'de emisyon ticaret sistemi oturduğunda, karbon ticaretini yapacak altyapıya sahibiz. Limak Holding olarak baktığımızda ETS'nin çalışması için gerekli görevi kendi adımıza bugünden tamamladık diyebilirim. Diğer taraftan santrallerimiz, üretim tesislerimizin de daha az emisyon üretmesi, daha çevreci olması, kendi enerjisini yenilenebilir kaynaklardan üretmesi için de çalışmalarımız zaten uzun süredir devam ediyor."
Ergüven, yeni dönemde sistemin hayata geçmesiyle karbon vergisinin de gündeme geleceğini belirterek, "Termik santrallerin üzerine karbon vergisiyle gelecek ek maliyetler, yenilenebilir enerji finansmanı için harcanırsa ve mevzuat bu yönde kolaylaştırılırsa, zaten amaç yerine gelmiş olacak." dedi.
Sistemin başarılı olması için bazı şartların sağlanması gerektiğine dikkati çeken Ergüven, şunları kaydetti: "Sistem son derece şeffaf ve adil olmalı. Aslında Türkiye'deki emisyonun büyük bir kısmının kaynağı, elektrik üretimidir. Burada gelecek olan vergiler sektörü öldürmeyecek ama dönüşmesine neden olacak boyutlarda olmalı. Çünkü burada dönüşüm istense de mali açıdan, teknolojik açıdan çok hızlı olmayacak. Teşvik edici, kolaylaştırıcı etki yaratmalı. Bir anda duvara çarpar gibi bir etki yaratırsa bu tüm enerji sistemini kötü etkiler. Karbon vergisi evet olmalı ama dönüştürücü etkiye sahip olmalı, motive etmeli. Buradaki vergi yükü şirketlerin karşılayabileceği boyutlarda olmalı ki dönüşüm için güçleri olsun. Dönüşüm zaten pahalı bir de üzerine aşırı vergiler gelirse sektör, dolayısıyla tüm elektrik kullanıcıları bundan zarar görür. En önemli konu sonuçta termik santral yoğunluğunun azalarak yenilenebilen enerjiye geçişin hızlandırılması lazım. Bunun için de çok net ucuz finansman olması lazım."
12 Şubat 2024 Pazartesi
Gelir İdaresi Başkanlığınca (GİB), üç tekerlekli bisikletler, oyuncak bebekler, pedallı arabalar gibi oyuncaklardan ÖTV alınacağı iddialarının gerçeği yansıtmadığı bildirildi.
GİB'in internet sitesinden yapılan açıklamada, bugün bazı sosyal medya iletilerinde ve basın yorumlarında, dün Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonuna sunulan "Savunma Sanayii ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nde yer alan ve kamuoyunun "drone" ismi ile bildiği eşyanın, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) kapsamına alınması hususunun anlaşılamadığının görüldüğü belirtildi.
"Oyuncaklarda ÖTV yok." ifadesi kullanılan açıklamada, şu bilgiler verildi: "Dün Plan ve Bütçe Komisyonuna sevk edilen kanun teklifinin 10. maddesi ile kamuoyunun 'drone' diye bildiği ancak Kanun yazım tekniği açısından uluslararası tanımlamada yer aldığı GTİP numarası ile (9503.00) yazılması gereken ibare, eşyanın üst başlığını tanımlayan adı olup aşağıdaki gibidir: 'Üç tekerlekli bisikletler, skuterler, pedallı arabalar ve benzeri tekerlekli oyuncaklar, oyuncak bebekler için arabalar, oyuncak bebekler, diğer oyuncaklar, küçültülmüş (scale) modeller ve benzeri eğlencelik modeller (hareketli olsun olmasın), her türlü bilmeceler (puzzle)'
Buraya kadar eşyanın adı olup, esas verginin kapsamına alınan kısım bundan sonra parantez içinde yazılan '(Yalnız 9503.00.75.00.00; 9503.00.79.00.00 gümrük tarife istatistik pozisyon numaralarında yer alan yalnızca eğlence amacıyla tasarlanmış uçan oyuncaklar)' kısmıdır."
Basındaki yorumlarda ve iletilerde Kanun yanlış okunduğundan, eşyanın adından hareketle, üç tekerlekli bisikletlere, skuterlere, pedallı arabalara, oyuncak bebekler gibi çocuk oyuncaklarına vergi getirildiği şeklinde değerlendirmeler yapıldığı, iletiler paylaşıldığı belirtilen açıklama, şunlar kaydedildi: "ÖTV Kanunu GTİP tanımlı eşyaları vergi kapsamına aldığından, mevcut mevzuatın ekindeki listede yer alan eşyanın tamamen vergi kapsamına alınmak istenilmediği durumlarda, eşyanın adı ile esas vergilenen kısmın daraltıldığı ve bu daraltmanın 'sadece' veya 'yalnız' ibareleri ile belirlendiği görülmektedir. Özetle, Kanun yazım tekniği olarak eşya adı şeklinde yazılması gereken ibarelerin, içeriğine girmeden sadece adından o eşyaya vergi getirildiği şeklinde yorumlanması doğru değildir. Dolayısıyla üç tekerlekli bisikletler, oyuncak bebekler, pedallı arabalar gibi oyuncaklardan ÖTV alınacağı iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır."
13 Ekim 2024 Pazar
ASR Federal Almanya Bağımsız Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Anke Budde, Almanya'dan Türkiye'ye ciddi seyahat talebi olduğunu belirterek, "Türkiye'nin turizm açısından Almanya'da lider bir ülke olacağına inanıyorum" dedi.
ASR Federal Almanya Bağımsız Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Anke Budde, özellikle Batı Avrupa'daki tüm yeni turizm eğilimlerine Türkiye'nin çok iyi ayak uydurduğunu söyleyerek, Türkiye'nin Avrupa'da çok ciddi turizm altyapısı olduğunu anlattı.
Bu durumun özellikle Alman turistlerin çok dikkatini çektiğinin altını çizen Budde, ilgi gören Türk turizmi seçenekleri arasında sağlık turizmi, zindelik turizmi, spor turizmi, aile turizmi, sanat turizmi ve kültür turizminin bulunduğunu kaydetti.
Türkiye'de turizm açısından ticari etkinlikler, toplantılar ve kongrelerin dışında çok ciddi ürünlerin geliştirildiğine işaret eden Budde, "Türkiye'de özellikle kış aylarında 65 yaş üstü Avrupalılar için, turizm acenteleri tarafından çok özel programlar, seyahat paketleri geliştiriliyor. Yani Türkiye neredeyse bütün trendlerin ortasında var." ifadelerini kullandı.
Almanya'daki yoğun Türk nüfusundan dolayı iki ülkenin kültürel ilişkilerinin yıllardır çok sıcak olduğunu dile getiren Budde, Almanya'da turizm sektöründe, özellikle seyahat acentelerinde çalışan binlerce Türk olduğu bilgisini paylaştı.
Budde, "Etkinlikler yapıyorlar ama yeterli değil. STK'lar bazında Türk ve Alman halkının daha çok bir araya getirilmesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
İş ve tatilin bir arada sunulduğu "workation" programını anlatan Budde, yoğun olarak Avrupalılar tarafından kullanıldığını ve daha çok AB ülkelerine yönelik bir çalışma olduğunu aktardı.
Türkiye'nin otel altyapısı ve teknoloji olarak ciddi bir alternatif sunduğunu vurgulayan Budde, "Workation programının Türkiye'de uygulanması aslında çok iyi bir fikir. Ancak üzerinde biraz daha fazla çalışmamız gereken konulardan biri." şeklinde görüş belirtti.
"TÜRKİYE'NİN TANITIMLARI ÇOK İYİ"
2025'te turizm beklentilerine yönelik değerlendirmelerde bulunan Budde, bu durumun iki nedene bağlı olduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Beklentilerimizde Amerika'nın seçim sonuçları ve yaşanan iki savaşın ne şekilde biteceği etkili olacak. Savaşlar var, tehditler var. Üçüncü dünya savaşı konuşuluyor. Bunlar ne kadar doğru ne kadar yanlış, biz turizmciler olarak bunları bilemeyiz. Tabii bu tip konuşmalar, beklentiler ve tehditler önümüzü de görmemizi engelliyor. Bu anlamda çok dikkatli olmak lazım. Bunlar eğer tehdide dönüşmezse turizm açısından çok iyi olacağını düşünüyorum."
"Türkiye'nin özellikle turizm açısından Almanya'da lider bir ülke olacağına inanıyorum, çok ciddi bir Türkiye talebi var." diyen Budde, "Türkiye'nin tanıtımları çok iyi. Türkiye her yerde gözle görülür bir şekilde. Seyahat biletlerinin satışları çok iyi. Yani Türkler, seyahat acenteleri olsun, uçak şirketleri olsun, bütün turizmde iştigal edenler içerisinde çok çalışkanlar. Sektörü çok sahipleniyorlar ve biz de bunu takdir ediyoruz. Bunun da eğer dünyada afet olmazsa, savaş çıkmazsa 2025'te büyük bir geri dönüşü olacak." diye konuştu.
12 Ekim 2024 Cumartesi
13 Ekim 2024 Pazar
12 Ekim 2024 Cumartesi
12 Ekim 2024 Cumartesi
12 Ekim 2024 Cumartesi
12 Ekim 2024 Cumartesi